Konu:
Ortadoğu Yol Haritası'nda Arafat'ın Rolü
Konuk: Gazeteci Yazar Cengiz Çandar
Erdoğan
Aktaş: Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail'in çabalarıyla barış
sürecinde devre dışı bırakılmaya çalışılan flistin hareketinin efsanevi
ismi Yaser Arafat, herşeye rağmen Filistin politikasında söz sahibi olmayı
sürdürüyor. NTV'ye konuşan Arafat, tüm çekincelerine rağmen yol haritası
uyarınca 2 yıl sonra Filistin devletinin ilan edileceğinden emin. NTV
Kudüs Muhabiri Ayşe Karabat, Flistin Lideri ile konuştu... Filistin'in
Efsanevi Lideri'nin barış için oluşturulan yol haritası'ndaki yerini Yakın
Plan'a alıyoruz... İsrail'in suçlamalarına da sert sözlerle karşılık veren
Arafat, mücadeleyi sürdürmekte kararlı. Filistin Lideri'nin türkiye'den
isteğiyse, şimdiye kadar verdiği desteğe devam etmesi...
"Amerika Birleşik
Devletleri ve İsrail artık onu muhatap olarak kabul etmese de, Filistin
Lideri Yaser Arafat, kuşatma altında tutulduğu Ramallah'taki karargahından,
dışında kalsa da, gelişmeleri izlemeyi ve görüşlerini açıklamayı sürdürüyor.
Yaser Arafat, uluslararası toplumun da destek verdiği ve 2005 yılına kadar
bir Filistin devletinin kurulmasını öngören yol haritasının uygulanmasını
İsrail'in tavrına bağlıyor.
Yaser Arafat:
"Yol haritası, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşmiş Milletler,
Avrupa Birliği ve Rusya'dan oluşan Dörtlü'nün İsrail ile görüşmelerine
bağlı. Sizin de hatırladığınız gibi, İsrail tarafı, 14 maddelik itirazını
koruyarak yol haritasını onayladığını açıkladı. Bizim de itrazlarımız
vardı, ama buna rağmen yol haritasını onayladık."
Kendilerinden istenen
herşeyi yaptıkları söyleyen Yaser Arafat, buna rağmen özelilkle Şarm El
Şeyh ve Akabe zirvelerinden sonra çatışmaların tırmandırıldığına dikkati
çekiyor.
Yaser Arafat: "Herşey
ortada, her yerde askeri operasyonların tırmandırıldığını görüyorsunuz.
Gazze'yi helikopter ve F-16 uçaklarıyla vurdular. Nablus ve El Halil'de
operasyonlar sürüyor. El Halil camiini tamamen kapattıklarını ve halkımızın
orada ibadet etmesini engellediklerini biliyor musunuz? aynı zamanda,
Kudüs çevresinde ve Beytüllahim'in girişinde duvar inşa ediyorlar. Kudüs
ile Beytüllahim arası tamamen kapatıldı."
Arafat, taraflarda
irade olduktan sonra yol haritasının hayata geçirilebileceği görüşünde.
Yaser Arafat: Bizde bu irade var. Madrid konferansını kim kabul etti?
Oslo anlaşmalarını, Wye Rıver Anlaşmasını, Camp Davıd anlaşmasını kim
kabul etti?
Hatta yol haritasının
öngördüğü gibi iki yıl içinde Filistin bayrağının dalgalanacağından emin.
Yaser Arafat: Bundan
eminim. Çünkü bu, Kuran'da yer alıyor: "Daha önce girdikleri camiiye
gireceklerdir".
Arafat, barış sürecinin
kendisinin İsrail ile imzaladığı anlaşmaların güzergahından yürümesini
istiyor.
Yaser Arafat: Bizim
istediğimiz ay değil. Madrid konferansı, Oslo anlaşmasıyla diğer anlaşmalardaki
noktaya dönmek istiyoruz.. Wye River anlaşması da dahil.
Başbakan Ebu Mazin
ile uzlaşamadığı yönündeki spekülasyonları ise dostluklarına vurguda bulunarak
yanıtlıyor..
Yaser Arafat: Abu
Mazin'i ben atadım... Onu göreve getiren benim. Ben onu destekliyorum.
unutmayalım ki, El Fetih hareketinde, merkezi komitede o benim yol arkadaşımdı.
42 yıla dayanan bir dostluğumuz var. Bunu biliyor muydunuz? Ben Kuveyt'te
çalışırken, o da Katar'da çalışıyordu.
Son günlerde Amerikan
Başkanı Bush'un hedefi haline gelen Hamas'la sürekli bağlantı halinde
olduğunu belirtiyor. Hamas'ın bölgedeki koşulları kavramasını ve buna
göre strateji geliştirmesini istiyor..
Yaser Arafat: Hamas'ın
uluslararası koşulları anlamasını ve imzaladığımız barış anlaşmalarını
takip etmesini umuyorum. Şimdilerde Mısırlıların, Suudilerin ve Ürdünlülerin
ortamı sakinleştirmek için harcadıkları çabaları dikkate almak zorunda.
Kendisini muhatap
almadığı için Washıngton'a kızgın olmadığını söylüyor, Ebu Mazin'i Başbakanlığa
kendisinin atadığını hatırlatıyor. Ve barış için fazla zaman olmadığı
uyarısında bulunmayı da ihmal etmiyor.
Yaser Arafat: Çok
kısa bir zamanımız var. O yüzden, Beyaz Saray'ın hızlı hareket etmesini
ümid ediyoruz. Unutmayalım, gelecek kasımda seçim kampanyaları başlayacak.
Bu yüzden çok az zaman var. çabuk hareket etmeliyiz.
Barış anlaşmalarını
imzaladığı nobel barış ödülü ortağı eski başbakan İzak Rabin'i anmadan
edemiyor. Tek başına kalsa da Rabin'le imzladığı barış için mücadeleyi
sürdürmekte kararlı...
Yaser Arafat: Rabin'le
birlikte Beyaz Saray'da cesur barışa imza atmıştık. Rabin bu cesur barışın
bedelini hayatıyla ödedi.. Bu yüzden onu unutamayız ve onunla imzaladığımız
cesur barışı, bu kutsal topraklarda hayata geçirmek için devam edeceğiz.
Türkiye'den isteğiyise
Ankara'nın verdiği desteği güçlü bir biçimde sürdürmesi.
Yaser Arafat: Türkiye'deki
dostlarımızdan, kardeşlerimizden bize tam destek vermelerini istiyoruz.
böylece, Kudüs'te birlikte namaz kılarız. Tüm Türk halkının bu desteği
verdiğinden eminim.
Arafat da, Irak
savaşından sonra bölgede bir değişimin yaşandığını söylüyor..
Yaser Arafat: Unutmayalım
ki, Irak'ta olanlardan sonra bölge yepyeni bir atmosfere girdi. Filistin
açısından Amerika Birleşik Devletleri, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği
ve Rusya'dan Oluşan Dörtlü'nün yol haritasını uygulamak için büyük çabaları
var.
Filistin lideri,
teröre destek verdiği yönündeki İsrail suçlamalarına ise tepkili. Arafat
bu suçlamalara sert yanıt veriyor...
Yaser Arafat: Doğruyu
söylediklerini mi düşünüyorsunuz? Kim işgal altında? Ben mi helikopterlerime,
tanklarıma, topçularıma emir verdim? Bana ve halkıma karşı kullandıkları
zenginleştirilmiş uranyum bende mi bulunuyor? İşte Amerikan raporu...
Bu raporu, İsrail'in bize karşı zenginleştirilmiş uranyum kullandığını
saptayan Amerikan kurumu hazırlamış. Bu Amerikan raporunda, Hollanda'dan
Avrupalı bir ekibin de aynı şeyi bulduğu belirtiliyor. Unutulmayalım ki,
işgal gerçek terördür.
Arafat, İsrail'in
uygulamaları karşısında Filistin halkının yaşadığı zorlukları örneker
vererek anlatıyor.
Yaser Arafat: Bizim
çektiklerimiz başka bir yerde yaşandı mı? Buraya gelene kadar sizler de
kontrol noktalarında eziyet çektiniz. Siz de yaşadınız. Bu kontrol noktalarının
kadınlarımızın doğum için hastaneye ulaşmasını engellediğini, bu yüzden
bazı kadınlarımızın çocuklarını kontrol noktalarında dünyaya getirmek
zorunda kaldığını biliyor musunuz? Burada benim yanıbaşımdaki kontrol
noktasında iki kadın doğum yaparken hayatını kaybetti. Üç kadının çocuğu
da öldü. Dünyanın hangi köşesinde bunlar oluyor?
Arafat, İsrail'in
bazı uygulamalarını Afganistan'daki Taliban'ın yöntemleriyle karşılaştırmaktan
çekinmiyor...
Yaser Arafat: Taliban
yönetiminin buda heykellerini yıktığını hatırlıyorsunuz. Hatırlıyor musunuz?
Dünyanın buna gösterdiği tepkiyi... Hazreti Meryem'e karşı bu yapılanın
uluslararası arenada nasıl kabul edilebileceğini sorma hakkım var. Kuran'da
söz edilen ve adına sure indirilen tek kadın hazreti meryem. Bu nasıl
kabul edilebilir? Burada El Halil'deki halkımızın ibrahim camiine girmeleri
engelleniyor. Nerede ibabet ediyorlar? Sokakta. Dünyanın hangi bölgesinde
bunlar yapıldı? Nerede müslüman olsun veya hıristiyan olsun, insanların
kutsal mekanlarına giderek ibadet etmeleri engellendi?
Filistin Lideri
Arafat, uygulamaları nedeniyle İsrail' e yönelik tepksine rağmen barış
sürecinden yine de umutlu..."
Erdoğan Aktaş:
Kuşatma altındaki ofisinde çalışmalarını sürdüren Arafat, yıllardır buradan
hareket de edemiyor... Şimdi telefon hattımızda bu bölgeyi iyi bilen isimlerden
Gazeteci Yazar Cengiz Çandar var. Onunla Arafat'ı değerlendireceğiz. Cengiz
Bey, röportajı dinlediniz. Genel hatlarıyla baktığınız zaman Amerika ve
İsrail'in etkisiyle de son dönemlerde devre dışı bırakılan ya da bırakılmaya
çalışılan bir isim Yaser Arafat. Yol haritası denkleminde siz Arafat'ı
nereye koyuyorsunuz?
Cengiz Çandar: Bu
çok temel bir soru ve yol haritasının başarı ve başarısızlığının cevabı,
zaten Arafat'ı bu işin neresine oturduğu ya da oturacağından anlaşılacak.
Şöyle söyleyebiliriz. Bu yol haritası şu andaki tarzıyla, yani uygulanmak
istenmesiyle tarzıyla, Arafat'ı tamamiyle devre dışı bırakmayı öngören
bir şekilde ele alınıyor. Ve sanıyorum, yol haritasının en büyük sıkıntılarından
biri de bu olacak. Ve yol haritası yoldan çıkarsa, önemli nedenlerinden
biri de yine bu olacak. Çünkü, Arafat, şu andaki İsrail hükümetini ve
şu andaki Amerikan yönetimini sevmemesine, tepki duymasına, ismini duymak,
yüzünü görmek istememesine, buna tahammül edememesine rağmen, Filistin
halkının seçilmiş lideri, Filistin davasının simgesi ve dolayısıyla bu
üslupla, bu yaklaşımla davranmak bir bakıma Filistin halkını hesaba almamak
demek. Ve bu mercide Mahmut Abbas'ı zaten sonuçta çok sıkıntıya sokmak
demek. Çünkü, Abu Mazin'in meşhuriyet kaynağı Arafat'ın kendisi. Yani,
Arafat, evet, Oslo barış sürecinde oynadığı rolden ötürü kimi beyanları,
intihar saldırılarına karşı çıkması, İsrail ile şiddetin durdurularak
bir barışa ulaşılması konusunda Filistinlilerin en göze çarpan kişiliği
belki Abu Mazin... Bu nedenlerle Amerika ve İsrail tarafından çok benimsendi
ama eğer Mahmut Abbas, yani Abu Mazin, Arafat'ı devre dışı bırakmak amaçlı
bir araç haline getirilirse, netice itibariyle Filistin halkı tarafından
seçilmiş olan, Arafat tarafından atanmış bir başbakan.. O zaman bir Filistin
iç çatışmasını teşvik etmiş olursunuz. Bu yol haritasını yoldan çıkarır.
Dolayısıyla bir şekilde Yaser Arafat'ın bu devre dışı kalma halinin sona
erip, Arafat'ı da herhangi bir aşamada anlamlı bir noktada devreye dahil
etmek gerekiyor. Aksi takdirde, bir başka sebep olmazsa, sadece bu sebepten
ötürü yoldan çıkabilir.
Erdoğan Aktaş:
İsrail'de hangi yönetim gelirse gelsin, yıllardır, eğer Arafat giderse,
bu iş olur, barışa bir adım daha yaklaşırız gibi bir hava estiriliyor.
Az önceki röportajda Arafat, kendilerinden istenilen herşeyi yaptıklarını
söyledi. Ama buna rağmen, Şarm El Şeyh ve Akabe zirvelerinden sonra çatışmaların
tırmandırıldığına dikkat çekiyor. Son dönemlerde özellikle Filistin sorunu
konuşulurken, hem Filistin'deki değişimler, hem de Arafat üzerinden gidiyoruz
ama Arafat'ın bu sözünden dönüp bir de İsrail cephesinden bakacak olursak,
İsrail'in tavrını nereye koyabiliriz? Çünkü son günlerde, tanık olduk,
bu çatışmalar da saldırılar da devam ediyor.
Cengiz Çandar: Bu
yol haritasına yönelik Amerikan yaklaşımında da bir temel zaaf göze çarpıyor.
Geçenlerde Edward Late'in Londra'da yayınlanan bir makalesinde işaret
ettiği çok ilginç ve önemli bir husus var. Diyor ki, işgal olgusunu öne
çıkarıp, işgale son vermeye öncelik vermek yerine, Filistinlilerin işgale
karşı enerjisini kontrol altına almayı, bunu durdurmayı esas alan bir
esprisi, ruhu var, yol haritasının. Böyle giderse, iş zor olur, diyor.
Baktığımız zaman, yol haritasının birinci maddesi şiddetin durdurulması.
Şimdi bu çok doğal ve masum bir istek gibi geliyor. Yani, herhangi bir
işe başlamak ve yolalabilmek için bir kere, şiddet ikliminin ortadan kaldırılması,
sükunete erişilmesi lazım, doğru. Fakat, bu şiddet ortamının, şiddet ikliminin
ve özellikle Filistinlilerden kaynaklandığı söylenen bu durumun, işgalin
doğrudan doğruya bir sonucu ve eşdeğerde vurgu yapılmazsa, en azından
psikolojik olarak Filistinliler Amerikan politikası, İsrail işgalini biran
önce sona erdirmeye yöneliktir gibi bir duygu edinmezlerse, ve özellikle
yahudi yerleşim merkezlerine karşı, çok radikal önlemlerin alınacağına
dair işaretler ortaya çıkmazsa, yol haritasının uygulanması çok zor olur.
Gerçi Akabe zirvesinde yerleşim merkezlerinin durdurulması gibi bir laf
var. Orada bir ingilizce bir tabir, türkçe karşılığı olan yerleşim merkezi
yerine, ileri mevzilere anlamına gelebilecek bir kelime kullanılıyor.
Karavanlarla, İsraillilerin son zamanlarda yapmakta olduğu, giderek daha
sonra yerleşim merkezlerine dönüşebilecek, girişimlerin önünün alınması,
öne çıkarılıyor. Ve sonunda bunların üstüne gerçekten de gitti. Fakat
mesele o değil. Mesele, Batı Şeria'da ve Gazze'de, bir Filistin devleti
kurulması halinde toprak devamlılığı sağlanmasını engelleyecek ölçüde
yerleşim merkezlerinin ortadan kaldırılacağına dair Eğer İsrail değilse
bile İsrail'e bu baskıyı yapma gücünü, iradesini ortaya koyacak bir Amerikan
tavrı. Şimdi bunlar ortaya çıkmazsa, gerçekten yol haritasının uygulanması
zor olur.
Erdoğan Aktaş:
Çok teşekkür ediyorum, yaptığınız değerlendirmeler için.
|