Home page
Haber Menüsü


TÜSİAD: IMF’ye verilen sözler tutulmalı
TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan, IMF ile 5. gözden geçirmenin eksiksiz tamamlanmasının hükümet için önemli olduğunu belirterek, “Bu şansı çok dikkatli kullanmalıyız ve en ufak bir şüpheye mahal vermeyecek şekilde koşulları tamamlamalıyız” dedi.
Ankara
NTV
    21 Mayıs 2003—  Özilhan, IMF taahüdlerindeki gecikmenin telafi edilmesi için Meclis’in Temmuz ayında da çalışmasının gerekli hale geldiğini vurguladı. Gözden geçirmeanin eksiksiz tamamlanmasının hükümet açısından çok önemli olduğunu ifade eden Özilhan, “Hem de makro ekonomik dengeler açısından son derece mukavemetli bir zemin oluşturacaktır” dedi.  

   
 
       
   
MSNBC News IMF heyeti Ankara'da
MSNBC News Babacan: Hedeflere ulaşacağız
MSNBC News IMF ile 6 konuda pürüz çıkabilir
MSNBC News IMF teftişi haftaya başlıyor
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  İş dünyası, bugün başlayan 5. gözden geçirme öncesinde hükümeti IMF ilişkileri konusunda uyardı. Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, IMF’nin gerçekleştireceği 5. gözden geçirmenin eksiksiz tamamlanmasının hem 59. hükümet için önemli siyasi irade göstergesi olacağını hem de makro ekonomik dengeler açısından son derece mukavemetli bir zemin oluşturacağını bildirdi.
       Özilhan, TÜSİAD tarafından Ankara Hilton Oteli’nde düzenlenen “Bağımsız Düzenleyici Kurumlar” konulu seminerde yaptığı konuşmada, 5. gözden geçirme sürecinin, AKP hükümetleri döneminde tespiti yapılmış ve Irak sorunu gibi problemlerin olmadığı bir dönemde taahhüt altına alındığını kaydetti. Özilhan, şöyle devam etti:
       “Bu nedenle 5. gözden geçirmenin eksiksiz tamamlanması hem 59. hükümet için önemlidir, siyasi irade göstergesi olacak. Hem de makro ekonomik dengeler açısından son derece mukavemetli bir zemin oluşturacaktır. Bu şansı çok dikkatli kullanmalıyız ve en ufak bir şüpheye mahal vermeyecek şekilde koşulları tamamlamalıyız.”
       
“İKİ AÇIDAN TÜRKİYE’YE FAYDASI VAR”
       Bu irade gerçekleştiği takdirde, özellikle iki açıdan Türkiye’ye çok büyük fayda getireceğini anlatan Özilhan, öncelikle “mali piyasalarda güvenin pekişeceğini, reel faizlerin hızla düşmesi ile birlikte kamu maliyesinin rahatlayacağını” vurguladı.
        İkinci olarak ise “Türkiye’de sürdürülebilir büyümeyi sağlayacak yapısal reformların yolunun açılacağını, piyasa ekonomisinin kurumsallaşması, kamu maliyesi ve kamu yönetimi gibi reformların hayata geçirilmesi için toplumsal moralin elde edileceğini” kaydetti.
       
ÖZİLHAN, YAPILMASI GEREKENLERİ SIRALADI
       Özilhan, IMF taahüdlerindeki gecikmenin telafi edilmesi için Meclis’in Temmuz ayında da çalışmasının gerekli hale geldiğini vurgulayarak ele alınması gereken konuları şu şekilde sıraladı:
       “5. gözden geçirme çerçevesinde, yüzde 6.5 faiz dışı fazla vergi ve vergi idaresi reformu, KİT’lerdeki atıl kadrolar ve yönetişim reformu, kamu harcama yönetimi reformu, Kamu İhale Yasası’nın mevcut şekliyle uygulanması, sosyal güvenlik kuruluşlarının etkin çalışabilmesi için gerekli idari düzenlemeler konularına dikkatle eğilinmelidir.”
       Özilhan, “Kamu borç yönetimini yakından ilgilendiren mali sektör reformunun da, hem şirketlere hem bankalara yönelik olan yasal düzenlemeleri hızla hayata geçirilmelidir. Bu alanlarda ortaya çıkan gecikmenin telafi edilebilmesi için, hükümetimizin Temmuz ayında Meclis’i çalıştırma yaklaşımı bizi memnun etmiştir” diye konuştu.
       
“KURULLAR, ÖNEMLİ KATKI SAĞLAYABİLİR”
       Ulusal programdaki taahhütler çerçevesinde, çeşitli sektörlerini AB direktiflerini uygun olarak dönüştürmek zorunda olan Türkiye’nin, AB süreçinden kopmak istemiyorsa, bağımsız düzenleyici kurullar üzerinde önemle durmak zorunda olduğunu vurgulayan Özilhan, “AB’ye uyum süreci bir tarafa, eğer doğru bir şekilde tasarlanır ve işletilirlerse, bağımsız düzenleyici kurullar, ciddi bir reform ihtiyacında olan Türkiye kamu yönetiminin modern ve yönetişim nosyonlarını içselleştirmesine önemli katkısı olabilecek yapılardır” dedi.
       Bu tür kurumların kuruluş amaçlarını yerine getirebilmesi için, hukukun üstünlüğü ilkesinin yerleşmiş olması ve yargı sisteminin iyi çalışıyor olması gerektiğine işaret eden Özilhan, yargı reformunun gerçekleştirilmesinin, bu kurumların başarıyla çalışmaları için önem arzettiğini vurguladı. Devletin düzenleyici rolü ve kapasitesi, anlamı ve önemi konusunda ortak bir anlayış oluşturması gerektiğini belirten Özilhan, bu kapsamda bağımsız düzenleyici kurulların bağımsızlığının niteliği ve ölçüsü konusunda, anlayış birliğine varılması gerektiğini vurguladı.
       
EPDK BAŞKANI GÜNAY: ÖZELLEŞTİRME BU AY
       Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Başkanı Yusuf Günay, IMF taahhütleri kapsamında elektrik üretim ve dağıtım tesislerinin bu ay özelleştirme porföyüne alınacağını söyledi.
       Toplantıda konuşan Günay, kurul göreve başladığından bu yana bin 100 megawat’lık elektrik üretimi için özel sektöre izin verdiklerini belirtti. Günay, “Bu 1 milyar dolarlık yatırım demektir” dedi.
        6 bin megawattlık lisans için başvuruların incelemesinin sürdüğünü anlatan Günay, “Bu, serbest piyasada özel sektör yatırımcısının güveninin arttığına işaret ediyor” diye konuştu.
       
ŞAHİN: KURULLAR DAYATMA VE ZORLAMA SONUCU
       Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, “Bağımsız Düzenleyici Kurumlar” seminerinde yaptığı konuşmada, “bağımsız düzenleyici kurullar, ülkemizde birçok alanda ve bir çok kez olduğu gibi, bir dayatma ve zorlama sonucu oluşturuldu” dedi. Şahin, bu kuralların sisteme girişinin temel nedenini ise “yaşanan iç karartıcı ekonomik tablo” olarak ifade etti.
       Hükümet olarak üç aydır, kamu yönetiminde reform içeren bir çerçeve kanun taslağı üzerinde çalıştıklarını hatırlatan Şahin, aynı zamanda, Kamu Personel Rejimi konusunda da çalıştıklarını anlattı. Tüm bunların ortak amacının, daha iyi bir kamu hizmeti ve daha etkin bir yönetim olduğunu kaydeden Şahin, “bağımsız düzenleyici kurumlar, bu sistemin içinde yer alıyorlar ve çok önemli işlevlere sahipler. Biz kurulların, düzenleyici üst kurumlar olarak, görevlerini eksiksiz yerine getirmesini istiyoruz” diye konuştu. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Şahin, bağımsız düzenleyici kurumların tabii olacağı temel bir yasaya ihtiyaç olduğunu söyledi. Şahin, “Bağımsız Düzenleyici Kurumların tamamının tabi olacağı, genel ilkeleri taşıyan bir taslak metin çantamda. Ancak henüz tartışmaya açmış değiliz” dedi.
       Bir basın mensubunun, “yurtdışında çalışan devlet memurlarının sayısının yarıya indirilmesi konusunun gündemde olduğunun hatırlatılıp, bunun ne getireceğini” sorması üzerine Şahin, “Kamu yönetimi temel taslağı kapsamında, yurtdışında temsilcilikleri olan bakanlıkların, bu temsilciliklerinin ortadan kaldırılması, eğer ihtiyaç varsa, Dışişleri Bakanlığı’nın, yurtdışı misyonları çerçevesi içinde, değerlendirilmesini düşünüyoruz” dedi.
       Yurtdışında, oldukça fazla dış temesilcilik bulunduğunu, bunun da bütçeye ciddi bir miktarda yük getirdiği anlatan Şahin, “Hükümet olarak, tasarrufa önem veriyoruz. O bakımdan, hem ülke için, hem ülke dışında savurganlık anlamına gelen birtakım uygulamalar varsa, bunu ortadan kaldırmayı planladık. Temel kanun tasarımızda da, bu anlamda düzenleme vardır” şeklinde konuştu.
       
KEMAL DERVİŞ’TEN UYARI
       CHP İstanbul Milletvekili Kemal Derviş de konferansta yaptığı konuşmada, ekonominin günlük işlerine yeniden siyasi parti olarak karışılması durumunda, 90’lı yılların zararlarının, olumsuzluklarının yeniden yaşanacağını bildirdi.
       Derviş, TÜSİAD sosyal piyasa ekonomisinin işleyebilmesi için siyasetin bu modele saygı göstermesi ve piyasa alanı içinde olan kararlara mikro düzeyde müdahale etmemesi gerektiğini söyledi.
       Özerk kurul ve kurumların temel nedeninin de bu olduğunu ifade eden Derviş, siyasetin ekonominin günlük işleyişine müdahale biçiminde olması durumunda çağdaş, sağlıklı piyasa ekonomisine büyük zarar verilmiş olacağını kaydetti. Kemal Derviş, şöyle konuştu:
       “Maalesef Türkiye’de 90’lı yıllarda bunu fazlası ile yaşadık. Bunun temelinde çığırından çıkmış piyasaya her an müdahale eden bir siyasal yarışma vardı. Bunu ben kendim de partisiz bir bakan olarak bir süre yaşadım. 2001 krizinin temelinde de bu yatıyor. Ekonomiyi korumak için günlük siyasetten bağımsız kurulların ortaya çıkması ve kurulların her an değiştirilememesi, sürelerinin iktidar süresinden daha uzun olması, çalışma düzenlerinin günlük siyasi müdahaleye değil kendi özerk yapısına yanıt verecek biçimde olması gereklidir.”
       Derviş, iktidar partisinin bu konuda çok net olmadığını, daha seçim zamanında özerk kurullardan şikayet eder bir üslup içinde olduğunu söyledi.
       
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları