|
13 Mayıs Esrarengiz Wachowski Kardeşlerin 310 milyon dolar harcayarak çektiği Matrix: Reloaded önümüzdeki Cuma günü, Matrix Revolutions ise 7 Kasımda tüm dünyayla aynı anda Türkiyede gösterime giriyor. Geçtiğimiz haftasonu Toronto Suna bir röpörtaj veren Reeves de Artık daha fazla bekleyemeyeceğim diyor zaten. |
En az Wachowski Kardeşler kadar içine kapalı ve silik bir profil çizen Keanu Reevesi basına açıklama yaparken bulmak neredeyse bir rüya. Belki de filmin gösterime girmesine çok az kalmasından cesaret alan Reeves, geçen haftasonu Warner Brosun 16 numaralı stüdyosunda Kanada gazetesi Toronto Sun ile bir röportaj yaptı. Artık daha fazla bekleyemeyeceğim diyor Reeves demecinde tüm dostlarım bu filmi bekliyor, böylesi bir filmin parçası olmak gurur verici. | ||||
İlk Matrix filmi 1999 yılında çıktığında tüm dünyayı sarsmış ve kendine bir kült yaratıvermişti. Wachowski Kardeşler bu film için Kanadalı punk yazar-çizer William Gibson ile Yunan mitolojisinden ve Taoizm, Zen gibi doğu dinlerinin sentezinden oluşan bir felsefi temel üzerine biraz klasik bale biraz da Uzakdoğu karate filmleri çeşnili, postmodern Alice Harikalar Diyarında tarzı bir cyber-pop masalı yaratmışlardı. Film bullet time adı verilen basit bir kamera hilesini doruklarına çıkartarak adeta bir görüntü devrimi yaratmıştı. Matrix patlaması o zaman 460 milyon dolarlık bir hasılat çıkarmıştı. Matrix: Reloaded da ondan hiç aşağı kalmıyor; yine kamera hileleri, yine modern dans keyfinde dövüş sahneleri ve yine postmodern felsefeden ilhamlı tahrik edici bir senaryo. Siber-insan Neoyu oyanayan Reevese göre filmin bu derece başarılı olması sadece dövüş sahnelerinden değil daha çok felsefi açılımından ve içiçe geçmiş çok katmanlı senaryosundan kaynaklıyor. Filmin başında Neo, insanlığın sembolü olarak görülürse de korku ve özgüven eksikliği içerisinde. Üstlendiği sorumluluklar onu daha bütünsel bir insana dönüştürüyor. Neonun bu gelişimi esasen insanoğlunun kendi kimliğini tanıma mücadelesi şeklinde açıklıyor Reeves rolünü. Her ne kadar senaryo hakkında detaylar vermemeye çalışsa da Reeves, Neonun bir kahraman olduğunu düşünmüyor: Neo bence kendini bir kahraman olarak görmüyor, yaptıkları bunu gösterse de o işlevinin fakında ve sorular soruyor, ben kimim, tercihlerim ne?, hayatım nereye gidiyor? gibi. Fazlasını söyleyemem ama Neo sonuçta kendisinin seçilmiş kişi olduğuna ikna oluyor. ASIL YANILGI YANIT VERMEK |
||||
Reevese Wachowski Kardeşlerin felsefesine ne kadar inandığı ve bu filmin felsefesiyle kendini ne oranda özdeşleştirdiği sorulduğunda, Wachowskilerin sadece soru sorduklarını ve bu sorulara yanıt vermenin asıl yanılgı olduğunu vurgulayarak esas felsefe hep sormak, film bundan ibaret, ancak illa ki yanıt arıyorsanız, ki bu benim yorumum ve biraz çocuksu ama, herşey sevgidir diyor. Reeves aslında haksız değil, zira Matrix: Reloaded öncekine göre Reeves ve onun Kanadalı rol arkadaşı Carrie Anne-Moss arasındaki romantik-cinsel ögelere daha fazla yer ayırmış. Reeves bundan çok mutlu çünkü Neo sonunda birini seviyor ve seviliyor. Reeves bu romantizm sahnelerinin filmin en eğlenceli bölümü olduğunu ekleyerek sevilen birini oynamak çok güzel, zaten Carrie ile aramızda pozitif bir elektrik oluştu ve sonuçta çok güzel bir iş çıktı diyor. KEANUNUN DEĞİŞEN YÜZÜ |
||||
İnsanlar tarafından hala sıcak olan yer kabuğuna yakın bir yerde kurulmuş yeraltı kenti Zion. Adını İncil'de geçen 'kurtarılmış şehir'den alıyor. | Yeraltı kenti Zionda geçen sahneler tam anlamıyla insansı. Gerçi Wachowski Kardeşler et ve kan elementlerini çok kullanmasalar da, duygusal ve cinsel sahnelere filmin felsefesi izin verdiği ölçüde yervermişler. Reloaded aynı zamanda bir dövüş sahneleri şenliği: Burly Browl sahnesinde kahraman Neo, şeytani über-ajan (süper-ajan) Smith (Hugo Weaving) ve onun 99 klonlu benzeriyle dövüşüyor. Harika! Sonra L.A. otoyolunda geçen kovalama sahnelerinden birinde Reeves, kendi vücut yeteneklerinin doruğuna çıkıyor, üstelik dublörsüz. Çok yorulmuştum şeklinde betimliyor Reeves 18 ay süren film çekimlerini ilk filme göre çok daha fazla dövüş var ve ben her sahne için ayrı ayrı antrenman yaptım, hatta Smithle yapılan dövüş sahnesinde ilk filmin tümünden daha çok dövüş manevrası var. Reeves basın toplantısında rahat ve kendine güvenliydi. 1980lerde başlayan film kariyerinde Reeves hiçbir zaman böylesi rahat görülmedi. Youngblood ve The Prince of Pennyslyvania filmlerinin o ürkek, içine kapanık, tek cümleyi bile yanlışsız bitiremeyen Reeves yerine, Matrix: Reloaded ile birlikte konuşmaktan zevk alan bir Reeves gelmiş. Toronto Sun tarafından sorulan siz çok-kimlikli bir kişisiniz, bu yönünüzün esasen yabancılaşmış bir karakter olan Neoya olumlu katkısı olmuş mudur? sorusuna: Belki de etkisi olmuştur, ama bu benim kendi mizacım diye yanıtlıyor. REEVES PROFİL 2 Eylül 1964 Beyrut doğumlu olan Keanu adını dağlar üzerinde esen serin rüzgardan almış. Çin, Havai adaları ve İngiliz kanı taşıyan Keanunun babası bir zamanlar kokain bulundurmaktan hapse girmiş bir jeolog olan Samuel Nowlin Reeves. Annesi ise 60larda hippie bir striptizci olarak çalışan Patricia Reeves. Patricia, Keanu ve kardeşi Kimin babasından ayrıldıktan sonra 3 kere evlendi. Son eşi film kuaförü Jack Bond. Rob Loweun başrolünü oynadığı ve Torontoda geçen Buz Hokeyi filmi Youngblood (1986) ile şöhret olan sanatçının ilk ciddi rolüyse Rivers Edge (1986). 1989 yılında rol aldığı Bill and Teds Excellent Adventure ile yıldız olarak anılmaya başlanan sanatçı Matrix filmi için son şıktı. Söylenen o ki senaryoyu Leonardo Di Caprio, Will Smith ve Brad Pitt reddettikten sonra Reevese gidilmiş ve o da kabul etmiş. | |||
38. Rotterdam Film Festivali başladı | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||