|
|
|
Dr. Rosalind Franklin 1958de rahim kanserinden öldüğünde sadece 38 yaşındaydı. 1939da 19 yaşında genç bir öğrenci olarak Cambridge Üniversitesi Newham Collegeda kimya okumaya hak kazandı. Dr. Franklin, Cambridge Üniversitesinde fiziksel kimya kürsüsündeki doktora tezini kömürdeki boşluklar üzerine yazmıştı.
X-IŞINLARI UZMANI
1951e kadar Fransada kalan Dr. Franklin, burda X-ışınlarının kırılması üzerine otorite oldu. Dr. Franklinin ışınların kırılması üzerine yaptığı araştırmalar daha sonra madencilik endüstrisinde kullanıldı. 1951de DNA yapıları üzerine çalışma anacıyla Londra Üniversitesine transfer oldu; burada meslektaşı Wilkins ile Cambridge Üniversitesinden Crick ve Watsonun DNA modellerini inceleme fırsatı buldu. Bu model, üçlü-bağlamlı bir helix modeliydi ve Dr. Frankline göre DNAnın bulundurduğunun onda biri kadar su içeriyordu.
|
|
|
| |
Dr. Franklin DNAnın, o zamana kadar hiç kimsenin elde edemediği kadar yüksek kaliteli bir fotoğrafını çekmeyi (PHOTO 51) başardı ve DNAnın ıslandığında formunu değiştirdiğini gözlemledi. Bir keresinde çektiği fotoğraf o kadar netti ki, DNAnın helix formu ortaya çıkmıştı. Ancak hocasıyla anlaşması gereği kuru DNAlar üzerinde çalışmaya devam etti. Bu esnada kuru DNAnın helix formu arzetmediğini farketti. ![](/site_elements/dotblack.gif)
DNAnın ilk kanıtı: Foto 51
![](/site_elements/dotblack.gif)
BİRBECK YILLARI
Dr. Franklin Kings College pek mutlu olmadığından Londra Üniversitesinin bir diğer okulu olan Birbeck Collegee transfer olmak için başvurdu. Dr. Franklin Aralık 1952de Kings Collegee ait Medical Research Council (Tıbbi Araştırmalar Konseyi) bünyesinde tartışılması için yazdığı raporunda birim hücrelerin boyutlarını, uzunluklarını ve açılarını ortaya koydu. Fakat, Şubat ayında Max Perutz adlı bir asistan bu raporu ele geçirerek Watson ve Cricke intikal ettirdi. Böylece içindeki bilgiler de ikilinin eline geçmiş oldu. Rapor, Watson ve Crickin ıslak DNA üzerinde o zamana kadar yaptıkları araştırmaları doğrular nitelikteydi. İkili bir süredir arayıp da bulamadıkları sağlamayı ele geçirmişlerdi, bu güvenle çalışmalarına aynen devam ettiler.
Dr. Franklin 1953ün Ocak ayında ıslak DNAnın kesinlikle çifte helix formunda olduğuna karar verdi, 24 Şubat 1953te ise kuru ve ıslak DNAnın ikisininde çifte helix olduğuna kanaat getirdi.
|
|
|
| |
Tek eksik nokta DNAların bazlarıydı. O zamanlarda, Dr. Franklin A ve G bazlarının ve C ve T bazlarının da birbiriyle değiştirilemez olduğunu sanıyordu. Bu sanı onu şu yargıya iletti: Sınırsız değişkenlikteki nükleotid sıraları bir ihtimal DNAnın biyolojik açılımı olabilirdi.
FRANKLİN UNUTULDU
Crick ve Watson Dr. Franklinin bazların aslında gözüktüğünün aksine değişmezli değil çiftli olduğunu anlamasına ramak kaldığını biliyorlardı. Eğer ki Dr. Franklin Birbecke geçmek yerine Kings Collegeda kalsaydı, kimseye ihtiyacı olmadan DNAnın yapısını bulacaktı. Crick ve Watson ise Dr. Franklinin çalışmasını hiç göremeyeceklerdi. Dr. Franklin, daha sonra polio virüsleri üzerinde çalışmaya devam etti. Ve 16 Nisan 1958de rahim kanserinden öldü. Dr. Franklinin vaktini çoğunu X ışınlarıyla çalışarak geçirdiğinden kansere yakalandığı sanılıyor.
|
|
|