| | | | Özilhan’ın sunduğu raporda, hızla sürdürülebilir büyüme ortamına girilmezse, sosyal olarak dengeleri koruyabilmenin gelecek dönemde çok güç olacağı kaydedildi.
Yüksek ve sürdürülebilir büyümenin en temel gereğinin üretimde kullanılan faktörlerin verimliliğini artırmak olduğu belirtilen raporda, elde bulunan sermaye ve işgücünü artırmanın yanında, bu faktörleri daha yüksek verimlilikte kullanabilmenin yollarının bulunması gereğine işaret edildi.
Raporda, ancak üretim faktörlerinin verimliliğindeki artışa bağlı olarak elde edilen büyümenin sürdürülebilir nitelikte olacağı kaydedilirken, “Böylelikle Türkiye’nin yüzde 4 civarında olan potansiyel büyüme oranını yükseltmek mümkün olabilecek ve yüksek büyüme makro istikrarsızlığa neden olmadan sürdürülebilecek” denildi.
 ESK toplantısı sona erdi
Bu amaç çerçevesinde, yatırımların daha etkili, daha verimli seçilmesi, doğru teknolojilerin tercih edilebilmesi, bu teknolojileri hızla özümseyecek bilgi birikimine sahip olunması ve yüksek üretkenlik sergileyecek eğitimli işgücüne sahip olunması gerektiği de belirtildi.
Raporda, sonuç olarak, paylaşılabilecek rant ve toplam refahın artacağı ve başarıyla sürdürülen dezenflasyon sürecinin de büyümenin sağlıklı oluşmasına katkı sağlayacağı kaydedildi.
Kamu sektöründe daha yüksek tasarruf sağlanabilecek alanların mevcut olduğu ve hükümetin bu yöndeki çabasının takdirle izlendiğinin belirtildiği raporda, ancak özel kesimde, eğer kayıt dışı ekonomiye yönelik kararlı bir reform programı başlatılmaz ise ek tasarruf yapabilme olanağının son derece sınırlı olduğu ifade edildi ve “Yani, artık daha fazla tasarruf yapıp, güvenilirlik artırmak yoluyla büyüme geçerli bir seçenek değildir” denildi.
Erdoğan: 400 bin yeni iş yaratılmalı
Raporda, Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) benzeri bir platformun, “Çalışma Ortamının İyileştirilmesi Koordinasyon Kurulu”nun, ESK bağlamında kurulması önerildi.
YOİKK’in bazı duraksamalara rağmen son derece başarılı çalıştığı ifade edilen raporda, yaklaşık bir yıldır süren YOİKK çalışmalarında artık siyasi iradenin, uzlaşmaya varılan konuları hızla yasama sürecine aktarması, yürütme ile ilgili Başbakanlık genelgesi, Bakanlar Kurulu kararı gibi düzenlemelerin de bir an önce gerçekleştirmesinin gerektiği belirtildi.
ESK’nın yapısına da değinilen raporda, ESK’nın yapısının kamu ağırlıklı olduğu, AB ülkelerinde ESK denilince gönüllü sivil toplum örgütlerine ağırlık verildiği ve olaya biraz bu açıdan bakmakta fayda olduğu kaydedildi.
İŞ YASASI ÇIKMALI
Raporda, yapısal işsizlik düzeyinin yüksek olduğu, son yaşanan krizlerle konjonktürel işsizliğin de yüksek boyutlara ulaştığı Türkiye’de istihdamın nasıl artırılabileceği ve işsizliğin nasıl azaltılabileceğinin düşünülmesi gereğine işaret edildi. Özel sektör olarak yılda 700 bin kişilik istihdam yaratılması gerektiği belirtilen raporda, TÜSİAD olarak “Türkiye’nin İşgücü Piyasası ve İşsizlik” isimli yeni bir raporun gelecek hafta kamuoyuna duyurulacağı da belirtildi.
İstihdamı Geliştirme Yüksek Koordinasyon Kurulu’nun ne gibi bir faaliyette bulunduğunun görülemediği de kaydedilen raporda, hükümetin Lizbon Stratejisini gündeme alması gerektiği ifade edildi.
Öncelikli hedefin İş Güvencesi ile Meclis Genel Kurulu’ndaki İş Kanunu Tasarısı’nın eşanlı uygulamaya girmesi olması gerektiğinin vurgulandığı raporda, TBMM’nin, İş Kanunu tasarısının bir an önce yasalaştırılması için gereğini yapmasını bekledikleri kaydedildi.
İş Güvencesi Kanunu’nun, iş yasası olmaksızın yürürlükte kalmaya devam etmesinin, çalışma hayatında istenmeyen gerginliklere yol açacağı ve rekabet yeteneğini azaltacağı da belirtildi. | |
Bankaların kara tahtaları siliniyor
