Güncelleme: 13:24 ET 3 Mar., 2003
|
|
|
Grossman ile röportajın tam metni
|
|
|
|
Ümit Enginsoy: Efendim çok teşekkür ederiz programımıza katıldığınız için.
Marc Grossman: Ben çok teşekkür ediyorum.
Ümit Enginsoy: Cumartesi günü yaşananların ardından şu anda Türk yetkililerle neler görüşüyorsunuz? Acaba bir başka tezkere olması yönünde Amerikan askerlerinin konuşlandırılması için bir umudunuz var mı?
Marc Grossman: Öncelikle şunu söyleyeyim, hafta sonu yaşananlar nedeniyle hayal kırıklığına uğradık. Ancak Türkiye ve ABD son derece güçlü müttefiklerdir. Bu konuda panik içerisinde değiliz ve Türkiyenin de olmaması gerekir. Bu sabah Sayın Büyükelçi Pearsonla bir görüşme yaptım. Kendisi sürekli olarak Türk hükümetiyle ve aynı şekilde parlamento lideriyle de iletişim halinde. İkinci bir tezkere olduğu konusuna gelecek olursak, bu konu tamamen Türk hükümetinin değerlendirmesine bağlı. Bu konuda benim görüş bildirmem doğru olmaz.
Ümit Enginsoy: Acaba Türk hükümetinin bu seçeneği izlemesini tercih eder misiniz?
Marc Grossman: Türkiye bir demokrasidir, seçilmiş bir hükümeti, seçilmiş bir parlamentosu vardır. Bu nedenle de bu Türk hükümetinin vereceği bir karardır, bu konuda ben bir şey söyleyemem.
Ümit Enginsoy: Bütün bu yaşananların ardından Türkiye ve ABDnin ilişkilerinin nasıl bir şekil almasını bekliyorsunuz?
Marc Grossman: Türkiye ve ABD çok uzun süredir ilişkileri olan iki ülke. Bizler müttefikleriz, NATOda müttefik olan ülkeleriz. Kesinlikle eminim ki Türkiyeyle güçlü ilişkilerimiz devam etmeye devam edecektir. Sizi yanlış yönlendirmek istemem. Bence tabiki Türk parlamentosu hükümetin tezkeresini de kabul etseydi yine aynı şeyler olacaktı. Çünkü biz şunu düşünüyorduk; bu Türkiyenin çıkarına olacaktı. Irakta etnik kökenleri, farklı etnik kökenleri bir araya getiren, kitle imha silahları olmayan, dostlarıyla barış içinde olan, ekonomisi iyi olan bir Irak Türkiye için de iyi olacaktı. Ancak Türkiye bir demokrasi, Türk parlamentosu söyleyeceğini söyledi ve şimdi daha sonra ne yapılması gerektiğine bakmamız gerekiyor.
Ümit Enginsoy: Edindiğim izlenime göre bu Türk hükümetinden beklentileriniz bu kadar galiba ya da Türk hükümetinin yeni bir, ikinci bir tezkereyle tekrar bu konuyu gündeme getirmesini beklemiyorsunuz?
Marc Grossman: Hayır, ben bunu söylemedim. Bu Türk hükümetinin vereceği bir karardır dedim. Herhangi bir beklentim olmadığını söyledim, Türkiye bir demokrasidir ve Türk hükümeti parlamentoya ne götüreceğine kendisi karar verecektir. Size söylediğim şey şuydu; Sayın Büyükelçi Pearsonla bu sabah çok önemli bir görüşme de yaptım ve kendisi Türkiyeyle yakın istişarelerde olduğunu söyledi, gelecekte de olacağını söyledi. Neler olup biteceğini hep birlikte göreceğiz.
Ümit Enginsoy: Eğer durum aynı kalırsa acaba Türk parlamentosunun bu kararı ABDnin Iraka karşı askeri güç kullanıp, kullanmama kararını, askeri planlamaları etkileyecek mi?
Marc Grossman: Hayır, etkilemeyecek. Bu karar Başkan Bushun vereceği bir karardır. Bu sabah son derece ilginç bir röportaj gördüm, Avrupadaki merkez kuvvetleri komutanımız Türk parlamentosuna getirilen tezkerenin kabul edilmesinin avantajlı olacağını söyledi ancak ABD ve koalisyon güçleri bunu Türkiye olmadan da yapabilir. Şunu unutmamamız gerekiyor, şu anda zaten 20 ülke üslerini ve hava sahasını bizlere açmış durumda. Yine başka 16 ülke başka tesisleriyle destek vermek istediklerini söyledi. 19 ülke askerleriyle buna destek veriyor. Yani bu noktada yalnız değiliz, Türkiyenin kendi kararlarını vermesi gerekiyor.
Ümit Enginsoy: Bir savaş durumu gerçekleşirse zannediyorum ki sizler İncirlik, Diyarbakır ve Batman hava sahasını, üslerini kullanmayı planlıyordunuz. Bunlar geçmiş tezkerede, yani parlamentoda kabul edilen tezkerede yer alıyordu değil mi?
Marc Grossman: Evet, tabiki bizim vermemiz gereken bazı kararlar var ve Türkiyenin de vermesi gereken bazı kararlar var. Türk parlamentosunun askeri stratejimizi nasıl etkileyeceğini hep birlikte göreceğiz.
Ümit Enginsoy: Eğer durum aynı kalırsa Türkiye ne kaybedecek acaba ABDye yardım etmeyerek..?
Marc Grossman: Sadece kendi görüşümü söyleyeceğim bu noktada... Bence Türkiye şu şartı kaybedecek; bir şekilde eğer bir askeri güç kullanımı söz konusu olursa ve ortaya çıkacak Irakta, farklı bir Irak ortaya çıkacak, daha önce de söylediğim gibi farklı etnik kökenlere ve demokratik bir Iraktan bahsediyoruz, kitle imha silahları olmayan, komşularıyla barış içinde olacak bir Iraktan bahsediyoruz. Ve Türkiye bunun bir payı olma şansını kaybedecek, daha önemli bir ölçüde payı olmayacak. Tabi olacakları hep birlikte göreceğiz.
Ümit Enginsoy: Tekrar eğer durum aynı şekilde kalırsa, bir değişiklik olmazsa bir savaş durumunda acaba Türkiyeyle askeri konularda herhangi bir anlaşma olmazsa bu noktada, acaba Türkiyenin ve Türk askerlerinin Kuzey Iraktaki varlığına karşı çıkar mısınız, çok sayıda Türk askerinin bulunmasına?
Marc Grossman: Her zaman şunu söyledik bizler, Türkiyenin askerlerini Kuzey Irakta tek başına konuşlandırılmasının bir hata olacağını söyledik.
Ümit Enginsoy: Evet, yani Türkiyenin herhangi bir şekilde tek başına Kuzey Iraktaki müdahalesine karşı çıkacağınızı söylüyorsunuz..
Marc Grossman: Evet, karşı çıkacağız.
Ümit Enginsoy: Acaba Kuzey Irakta Türkiyeyle, Türk askerleriyle Kürtler arasında bir gerilim olmasından endişe ediyor musunuz? Acaba gerçekten kötü olaylar yaşanabileceğini düşünüyor musunuz?
Marc Grossman: Evet, bu konuda endişelerimiz var ve her zaman açıkça da şunu söyledik; Kürt devletinin Kuzey Irakta kurulmasına karşı çıktığımızı söyledik. Aynı şekilde ABDnin temsilcisi oraya gitti. Ve oraya neden gitti diye soracak olursanız, kendisi öncelikle bütün grupların çıkarlarının temsil edilmesi gerektiğini söyledi. Aynı şekilde Türkmenler de buna dahildi. Kürtlerin, Türklerin bir şekilde bir iletişime geçmesi gerektiğini ve aynı tarafta olduklarını anlamaları gerektiğini söyledi. Yani karşı taraflarda olmadıklarını anlaması gerektiğini söyledi ve bize kesinlikle şu konuda güvenebilirsiniz; Türkleri ve Kürtleri mümkün olduğunca bir arada, aynı noktada buluşturmaya çalışacağız. Kuzey Iraktaki bu insanlar kendileri için yeni bir yaşam kurmak istiyorlar. Ve aynı şekilde Türkiyeyle, yeni bir Irak isteyen Türkiyeyle karşı noktalarda olması doğru olmaz. Bu nedenle iletişim içinde olmalarını istiyoruz, tabiki bu onlara bağlı.
Ümit Enginsoy: Bir savaş durumunda acaba Kerkük ve Musul savaş sırasında ve sonrasında ne olacak?
Marc Grossman: Son derece önemli olan bir şey var. Bu noktada geri adım atmalıyız ve şunu kabul etmemiz gerekiyor; ABDnin amacı bir savaş değil.
Ümit Enginsoy: Bir savaş olursa...
Marc Grossman: Bir savaş olursa diyorsunuz, savaş olmak zorunda değil. Şunu unutmamamız gerekiyor, bizim Türk parlamentosunun bu kararı almasını umut etmemizin sebeplerinden birisi de öncelikle Saddam Hüseyine caydırıcı bir etki olması açısından da burada bir teoriden bahsediyoruz. Denetlemeler işlerine devam ediyorlar, iyi yapıyorlar. Ancak silahsızlanmanın sağlanması gerekiyor. Ve Saddam Hüseyinin barışçıl yollarla silahsızlanmasının tek yolu çevresine bakıp da baskıyı görmesi. Bu nedenle de hafta sonunda yaşananların dezavantajlarından birisi de bir başka şanslarımızdan birisini kaybettik Saddam Hüseyinin barışçıl yollarla bunu yapması açısından ve bu da pek de olumlu bir şey değil.
Ümit Enginsoy: Yani Saddam Hüseyini Türk parlamentosunun kararı teşvik etti mi diyorsunuz?
Marc Grossman: Saddam Hüseyinin ne düşündüğü ya da ne düşünmediğini kesinlikle bilmiyorum. Şunu söylemeye çalışıyorum; uluslararası baskısının ortak bir şekilde devam etmesi gerekiyor Saddam Hüseyinin yükümlülüklerini yerine getirmesi için. Birleşmiş Milletlerin yükümlülüklerini, ABDni değil, bu da 1441 sayılı kararda istenen de zaten buydu.
Ümit Enginsoy: Şu anda şu mevcut durumu değerlendirecek olursak, Türkiye acaba bir şansını kaybetti mi? Özelikle de Irakın geleceğine katkıda bulunma şansını kaybetti mi?
Marc Grossman: Önümüzdeki günlerde ne olacağını göreceğiz. Daha önce de söylediğim gibi Büyükelçi Pearson Türk hükümetiyle iletişim içerisinde. Her şeyin olup bittiğini, ne olduğunu göreceğiz.
Ümit Enginsoy: Neden bahsediyoruz acaba?
Marc Grossman: Her şeyden bahsediyoruz. Türkiye ve ABDnin ilişkileri Cumartesi sabahı sona ermedi. Türkiye ve ABDnin ilişkileri devam ediyor. Irak konusu var, Birleşmiş Milletler konusu var, bütün bu konuları tartışıyoruz tıpkı müttefiklerin yapması gerektiği gibi.
Ümit Enginsoy: Acaba Türk insanlarına, Türk hükümetine ve parlamentosuna mesajınız ne olacak?
Marc Grossman: Mesajımızın şu olmasını istiyoruz; Türkiye bir demokrasidir, Türk demokrasisine saygı duyuyoruz, ABD ve Türkiye müttefiklerdir ve bizim umudumuz bir şekilde, daha yakın bir şekilde çalışma şansı olmasıydı. Ve Türk insanlarının Başkan Bushun vizyonuna, Saddam Hüseyini silahsızlandırma, özellikle barışçıl yollarla yapılması vizyonunu anlaması.. Tabiki bunun barışçıl yollarla yapılması Türkiye için avantajlı olacak, bu şekilde yapılmasını istiyorduk. Ve gelecekte Türk hükümetiyle aynı şekilde çalışmak istiyoruz. Türkiyenin ekonomik zorlukları var, Türkiyenin Kıbrıs konusunda önemli kararlar vermesi gerekiyor ve bu alanlarda Türkiyeyle ortaklaşa çalışmak istiyoruz.
Ümit Enginsoy: Ve gerçekten son bir noktayı değerlendirmek istiyorum. Durum değişmezse acaba yardım paketini unutmalı acaba Türkiye?
Marc Grossman: Yardım paketi tabiki Türkiye ve Irak çabalarımızla da bağlantılı ve bağlantılı değil.. Tabiki bunun her şekilde devam edeceğini ve müzakerelerin süreceğini söylemek istiyorum.
Ümit Enginsoy: Çok teşekkür ediyoruz efendim.
Marc Grossman: Ben teşekkür ederim. |
|