| Piyanist'in galasında
| | 
‘Piyanist’in İngiltere’de en iyi film ve en iyi yönetmen dallarında ‘Bafta’ ödüllerini almasıyla Oscarlar için favori gösterilmeye başlanan Polanski’nin 1977’de tecavüz ettiği ve o zamanlar 13 yaşında olan Samantha Geimer, Amerikan medyasının yeniden peşinde koştuğu isim oldu. 1978’de tam ceza almak üzereyken Fransa’ya kaçan Polanski, ABD’ye adımını attığı taktirde hala tutuklanma riskiyle karşı karşıya bulunuyor.
GEIMER’İN AÇIKLAMASI
Son olarak CNN’de Larry King Live programına konuk olan Samantha Geimer, aradan geçen uzun zaman sonra Polanski’ye karşı sert duygular içinde olmadığını, ancak sempati de duymadığını, onun kendisi için bir yabancı olduğunu söyledi. Mutlu bir evliliği bulunan 3 çocuk annesi Geimer, ünlü yönetmenin 1977’deki “tüyler ürpertici, korkunç” eyleminin, gelecek ay Oscar kazanma şansını etkilememesi gerektiğini belirtti, Polanski ve filminin sanat değerine göre değerlendirilmesini istedi.
“SUÇUNUN BEDELİNİ KAÇARAK ÖDEDİ”
Geimer ayrıca, hafta sonunda Los Angeles Times gazetesinde yazdığı makalede de, Polanski’nin aslında Fransa’ya kaçarak, yaptığının bedelini ödemekte olduğunu, ancak kendisinin de medyanın yıllardır gösterdiği sinir bozucu ilgi nedeniyle bu cezaya ortak olduğunu kaydetti.
Polanski, 1977’de ünlü aktör Jack Nicholson’ın evinde 13 yaşındaki Geimer’ın bir Hollywood dergisi için fotoğraflarını çektikten sonra küçük kıza şampanya içirmiş, ardından da tecavüz etmişti. Olayın ortaya çıkmasının ardından açılan davada Polanski suçunu kabul etmiş, ancak 50 yıl hapis cezasına çarptırılacağını anlayınca Fransa’ya kaçmıştı. Toplam 7 Oscar adaylı ve baharda Cannes’da en iyi film ödülünü alan yapıtı gelecek ay Oscar kazansa dahi, Fransız vatandaşı olan 69 yaşındaki Polanski’nin ödülü almak için ABD’ye gelmesi beklenmiyor.
AUSCHWITZ’DEN KAÇIŞ
Çocukluğunda babasıyla Auschwitz’den kaçmayı başaran, ancak bunun travmasını hiçbir zaman üzerinden atamayan ünlü yönetmenin Polonya ve Almanya’da çekimleri yapılan son filmi, Polonyalı Yahudi piyanist Wladyslaw Szpilman’ın Nazi işgali altındaki Varşova anılarını anlatıyor. Ancak filmde ünlü yönetmenin çocukluk anılarının izleri de görülüyor.
 Roman Polanski’nin yaşam öyküsü
HAYATI FİLM GİBİ
Kamptan kaçtıktan sonra Polonya varoşlarında saklanarak yaşam mücadelesi veren yönetmen 1950’li yıllarda çeşitli oyunculuk deneyimleri edinmeye başladı. Lodz Film Okulu’ndaki eğitimine başlamadan önce aralarında Andrej Wajda’nın ‘A Generation-Bir Nesil’ adlı filmi de bulunan birkaç yapımda ufak roller aldı.
Kariyeri boyunca birçok filme imza atan yönetmen, 1967’de çektiği ‘Korkusuz Vampir Avcıları - Afedersiniz Ama Dişleriniz Boynumda’ adlı komedi filminde kendisi de başrollerden birisini oynadı ve bu filmde tanıştığı Sharon Tate ile bir yıl sonra evlendi.
ROSEMARY’NİN BEBEĞİ VE SHARON TARJEDİSİ
Kazandığı başarıların ardından 1968 yılında Hollywood’a kapağı atan yönetmen açılışı zekice bir gerilim filmiyle yaptı. Amerika’da çektiği ‘Rosemary’s Baby - Rosemary’nin Bebeği’ adlı filmle adını tüm dünyaya duyuran yönetmenin yaşamı yeni bir trajediyle altüst oldu. 1967 yılında yaptığı ‘Korkusuz Vampir Avcıları’ndaki bir bölüm, Charles Manson’ın liderlik yaptığı ünlü Manson Çetesi’ni harekete geçirdi ve 1969 yılında 8 aylık hamile olan 26 yaşındaki eşi Sharon Tate öldürüldü.
O sırada şehir dışında olan yönetmen bu olaydan sonra Avrupa’ya geri döndü. 1974 yılında ‘Chinatown-Çin Mahallesi’ı çekene kadar da geriye dönmedi. Tabii bu dönüş sadece üç yıl sürdü ve malum tecavüz davası nedeniyle tekrar Avrupa’ya gitti.
| |
38. Rotterdam Film Festivali başladı
