Home page
Haber Menüsü


 
Bu bir petrol savaşı
 
ABD, yıllar önce tasarladığı, Ortadoğu’ya yeni düzen planının, askeri müdahale aşamasına geldi. Amaç, petrole hakim olmak. Fransa-Almanya ekseninin yarattığı çatlağın arkasında yatan da petrol. Fransa, Irak petrolünü ABD’ye bırakmak istemiyor.
 
Levent Gürses
NTV-MSNBC
 
4 Şubat—  Savaşa haftalar kaldı. Kimi uzmanlar, kara birlikleri Şubat sonuna kadar hazır olmasa bile, ABD’nin 14 Şubat’tan sonra hava saldırısını başlatabileceğini belirtiyor. Ancak, Batı dünyasında ciddi bir çatlak var. Almanya ve Fransa, ABD’nin savaş için acele etmesine şiddetle muhalefet ediyor. ABD Savunma Bakanı Rumsfeld, bu ülkeler için pek de diplomatik olmayan bir lisanla “yaşlı Avrupa” dedi.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Avrupalı bir üst düzey asker ise, ABD’yi kaygılandıranın, Rumsfeld’in söylediği gibi “eski Avrupa” olmadığını, Fransa ve Almanya’nın yarattığı “yeni Avrupa” olduğunu vurguladı. Bu yetkiliye göre,Washington, Fransa-Almanya ekseninin potansiyelinden endişe duyuyor.
       
8 ÜLKE AB’DE ÇATLAK YARATTI
       Ancak Almanya ve Fransa’nın tavrı sadece ABD’de değil, Avrupa Birliği’nde de “çatlak” yarattı. Geçen hafta 8 Avrupa ülkesinin lideri, ABD’ye destek niteliğinde bir bildiri yayınladı.
       İngiltere, İtalya, İspanya, Portekiz, Polonya, Macaristan, Danimarka ve Çek Cumhuriyeti yayınladıkları bildiriyle, Irak lideri Saddam Hüseyin’e karşı ortak bir cephe oluşturulması çağrısı yaptı ve savaşa karşı çıkan Fransa ve Almanya’nın politikasını reddettiklerini, ABD’nin yanında yer aldıklarını bildirdi.
       
ASKERİ MÜDAHALE AŞAMASINA GELİNDİ
       ABD’nin, Avrupa’ya yön veren iki güçlü ülkeyi bu denli karşısına alarak, hızla Irak’a müdahale etme kararlılığının, arka planında yatan temel hedefin petrol olduğu konusunda herkes birleşiyor.
       Bağımsız uzmanlar, ABD’nin Ortadoğu petrolüne hakim olmak için yıllar önce tasarladığı “bölgede yeni düzeni” hayata geçirmek için, programın askeri müdahale aşamasına geldiğini belirtiyor.
       
YENİDEN YAPILANMAYA KATILMAYACAKLAR
       Bush yönetiminden üst düzey yetkililer, Avrupa’nın ABD’yle birlikte hareket etmeyi reddetmesinin doğuracağı sonuçlar konusunda gittikçe daha açık ifadeler kullanıyor.
       New York Times’a konuşan bir yetkili, “Hedefimiz burunlarını iyice gerçeğe sokmak ve daha sonra ne yapabileceğimizi görüşmek olacaktır” dedi.
       Uzmanlar burada kasdedilen ‘gerçek’ sözcüğünü şöyle yorumluyor: Bush yönetimi çok fazla ince olmayan bir söylemle, Fransız ve Alman şirketlerinin, savaştan sonra Irak petrol endüstrisinin yeniden yapılanmasına katılmayacağını ima ediyor. Hatta daha da önemlisi Avrupa’nın kritik petrol tedarikçisi olan İran’a da baskı yapacağı ileri sürülüyor.
       
“DÜNYA EKONOMİSİ CANLANACAK”
       Irak, Saddam Hüseyin rejimi radikalleşmeden önce, bölgedeki en aktif ekonomilerden biriydi. Özellikle, Batı Avrupalı firmaların Ortadoğu’da en kolay ticaret yaptığı ülkeydi. İyi eğitilmiş işgücü, verimli ve para kazanmaya açık politikalarıyla, Ortadoğu’nun Almanyası olarak nitelendiriliyordu.
       Şimdi, açıkca söylenmese de ABD yönetimi rejim değişikliği ile birlikte Bağdat’ın bu rolünü yeniden üstlenmesini planlıyor.
       Bu konudaki nadir açıklamalardan birinde, ABD Ticaret Bakan Yardımcısı Grant Aldonas, Irak petrolünün dışa açılmasının, petrol üreticisi ve tüketicisi ülkelerin ve dolayısıyla dünya ekonomisinin olumlu yönde etkileyeceğini söyledi.
       
POWELL ABD’NİN NİYETİNİ BELLİ ETTİ
       Bu yönde bir açıklama, ABD Dişişleri Bakani Colin Powell’dan geldi. Powell, önceki hafta, savaş ve bunu izleyecek bir işgal durumunda Irak’ın petrol rezervlerinin yönetimini, Irak halkı adına güvence altına alacaklarını söyledi.
       Washington’in savaş öncesinde Irak’in petrol yataklarının güvenliğini sağlamak için planlar yaptığı da belirtiliyor. İngiliz Guardian gazetesine göre, Amerikalılar 1991’de petrol tesislerini ateşe veren Saddam Hüseyin’in aynı şeyi tekrar etmemesi için yaptığı planları Iraklı muhalif gruplarla görüşüyor.
       Iraklı rejim muhalifleri son olarak bu haftasonu Washington’da, Irak rejim değişikliği sonrası petrol zenginliğinin nasıl yönetileceği konusunda gizli bir toplantı yaptı.
       Yani, anlaşılacağı gibi, ABD’nin gözü tamamıyla Irak petrolünde...
       
IRAK GERÇEKTEN PETROL ZENGİNİ
       Irak’ın kanıtlanmış petrol rezervleri 112 milyar varil. Rusya’nın 49 milyar varil rezervinin neredeyse iki katı... Suudi Arabistan’ın 261 milyar varillik rezervinin hemen arkasından geliyor. Irak, bakımsızlıktan günde 1.7-2.4 milyon varile düşen petrol üretimiyle bile, dünya petrol arzının yüzde 3’ünü sağlıyor.
       1972 yılında devletleştirilen Irak petrol endüstrisi, en yüksek üretime 1979 yılında günde 3.5 milyon varil ile ulaştı. Körfez Savaşı’ndan hemen önceki yıl 2.8 milyon varil, BM ile “gıda karşılığı petrol” anlaşmasından sonra da 1995-96 ve 97 yıllarında da 2.5 milyon varil üretim seviyesine ulaşıldı. Üretime paralel olarak ihracat da bu yıllarda yükseldi.
       Irak petrol endüstrisinin bugünkü durumuna bakacak olursak;
* Üretim kapasitesi: 2.8 milyon varil/gün
* İç piyasada tüketim: 400 bin varil/gün
* Kaçırılan miktar 400 bin varil/gün
* Gıda karşılığı petrol satışı: 2 milyon varil/gün
       
SUUDİ ARABİSTAN’A RAKİP OLABİLİR
       Irak’ın Saddam sonrası rejimde üretimde kısa vadede 3.5 milyon varil/gün seviyesine ulaşması mümkün görünüyor. Ancak, 5.5-6 milyon varil/gün seviyesine ise 8 yılda ulaşacağı da ifade ediliyor.
       Bu durumda, Irak, teorik olarak petrolde Suudi Arabistan’ın yerine geçebilecek tek ülke. Saddam sonrası, dünya petrol ticaretinde karar verici bir unsur olması ve OPEC içindeki yüzde 13’lük payını hemen artırması bekleniyor.
       Ancak, uzun zamandır yapılamayan üretimin artırılması, yeni alanların bulunması ve petrol çıkarılması için yoğun biçimde yabancı sermaye yatırımına gerek var. Ayrıca Irak Ulusal Petrol Şirketi’nin (INOC) özelleştirilmesi de gündeme gelecek.
       
YASAL SAHİPLİK TARTIŞMASI
       ABD’de artık son zamanlarda, Irak’ın işgal edilmesi durumunda, petrole yasal olarak sahip olup olunmayacağı tartışılıyor.
       Geçen hafta The Wall Street Journal’da yayınlanan bir makalede, Bush yönetiminin “işgal durumunda Irak petrolleri üzerinde ne gibi yasal haklara sahip olacağı konusunun incelenmekte olduğu” belirtildi. Lahey Anlaşması’nın “petrole sahiplik hakkı” verdiği vurgulanan azıda, yönetime yakın bir yetkilinin, “Askeri işgali haklı gösterebilirseniz, her şeyi haklı gösterebilirsiniz” sözlerine yer verildi.
       
PETROL DEVLERİ GİZLİ TOPLANTI YAPTI
       Amerikan petrol şirketleri de Irak’ın petrol zenginliğini iştahla gözlüyor. 16 Ocak’ta Wall Street Journal’da yer alan bir habere göre, petrol şirketlerinin yöneticileri Beyaz Saray, Dışişleri ve Savunma bakanlığı yetkilileriyle bu konuda bir toplantı yaptı.
       Bu şirketler arasında, Başkan yardımcısı Dick Cheney’in bir dönem İcra Direktörü olarak görev yaptığı Halliburton Co. ile Schlumberger Ltd. de yer alıyor. Toplantıya, Exxon Mobil, Chevron Texaco, Conoco Phillips’in de üst düzey yöneticileri katıldı. Bu şirketlerin Irak’ta 1.5 milyar dolarlık anlaşma imzalamayı umdukları belirtiliyor.
       Irak’ta ABD yanlısı bir rejim kurulursa, Washington yeryüzündeki bilinen rezervlerin yüzde 11’inin ‘sahibi olacak.’ Bu oran sadece dünya rezervlerinin yüzde 25’ine sahip Suudi Arabistan’ın gerisinde…
       
FRANSA VE RUSYA DİZGİNLERİ BIRAKMIYOR
       İşte kritik nokta burası… Çünkü, Bağdat, Fransız ve Rus şirketleri ile yeni petrol alanlarının geliştirilmesi konusunda bir dizi anlaşma imzalamış durumda.
       Saddam Hüseyin sonrası ABD destekli bir rejimde bu anlaşmaların ne olacağı meçhul. Ancak bu konuda son sözün ABD’de olacağı da kesin gibi...
       
DİLE KOLAY; 1 TRİLYON DOLAR
       Oysa, Paris’in Bağdat ile olan tarihi ilişkileri çerçevesinde, Fransız TotalFina Elf (TFE), Irak’la petrol alanlarının geliştirilmesi konusunda anlaşma imzalayan şirketler arasında başı çekiyor.
       TFE, Irak’ın en zengin ve en kaliteli iki petrol bölgesinin geliştirilmesi konusunda nihai anlaşmaları imzalarsa, toplam rezervlerini ikiye katlayacak.
       Petrolü işletme hakkı için doğrudan görüşmelerde bulunan TFE, Mecnun bölgesine tahminen 4 milyar dolar yatırım yapacak. Bunun sonucunda şirket bölgeden günde 600 bin varil petrol elde edecek.
       Bir diğer bölge ise, Nahr Bin Omar… Şirketin bu petrol alanına yapacağı 3.4 milyar dolar yatırım karşılığında günde 440 bin varil petrol elde etmesi öngörülüyor.
       Her iki bölgenin toplam rezervi 26 milyar varil ki, bugünkü fiyatlarla değeri 1 trilyon dolara ulaşıyor. Her iki alanın toplam günlük üretim kapasitesi 1 milyon varili aşıyor.
       
FRANSA TİCARETTE DE ÇOK AKTİF
       Fransa’nın Irak’a ilgisi sadece petrol değil… Irak, 2001 rakamlarıyla BM’nin ‘gıda karşılığı petrol programı’ çerçevesinde, ticaretinin büyük bölümünü Avrupa ülkeleri ile yapıyor.
       Tamamı petrol olan ihracatının yüzde 60’ı ABD’ye, yüzde 10’u İtalya’ya, yüzde 8.5’i Fransa’ya gerçekleşiyor. İthalatının yüzde 19.9’unu Fransa’dan, yüzde 10’unu İtalya’dan ve yüzde 10’unu da Almanya’dan yapıyor.
       Fransa, yılda 1.5 milyar dolar ticaret hacmiyle, Irak’la en çok ticaret yapan Avrupa ülkesi…
       
“PETROLÜ KAYBETMEK İSTEMİYORUZ”
       Fransa’nın hedefi bu gelecek vaad eden bağlantıları kaybetmemek…
       Üst düzey bir Fransız yetkili 15 Eylül’de New York Times’a yaptığı açıklamada, konuyu çok net bir biçimde ortaya koyuyor: Burada çok stratejik ilişkiler kurduk. Bir pazarımız var. Petrolü ve Irak’ın yeniden inşası oyununda yer almak istiyoruz. Eğer yeni bir rejim kurulursa, Amerikalılarla birlikte olamayız, o zaman nerede olacağız.”
       
LUKOIL IRAK’TA DA SAHNEDE
       Aynı durum Irak’ın uzun bir süre silah tedarikçisi ve ticaret ortağı olan Rusya için de geçerli… Lukoil’in Batı Kurna bölgesi için yaptığı anlaşmanın toplam yatırım maliyeti 3.7 milyar dolar ve toplam rezerv 600 milyar dolara eşit olan 16 milyar varil. Bu bölgenin günlük üretim kapasitesi 600 bin varil.
       Sadece Lukoil değil, Mashinoimport, Stroyexport, Salvnet gibi Rus petrol devlerinin rezevleri 3 milyar varile ulaşan ve tahmini yatırım maliyeti 5 milyar doları aşan bölgeler için anlaşmaları mevcut.
       
RUSYA’NIN 40 MİLYAR DOLARLIK PAZARI
       Rusya, ayrıca, 11 Eylül sonrasında her ne kadar ABD ile yakınlaşsa da, ABD’nin ‘şer ekseni’ olarak adlandırdığı ülkelerle ilişkilerini geliştirdi.
       Sadece Irak ile yaptığı 67 adet ticaret ve petrol anlaşmasının boyutu 40 milyar dolar. Bunun 15 adeti petrol ve gaz sektöründe ve değeri 30 milyar dolar…
       İşte durum bu… BM Güvenlik Konseyi’nin iki önemli üyesi Fransa ve Rusya, ABD ile ciddi bir çıkar çatışması yaşıyor. Rus ve Fransız hükümetleri, şimdiki Irak hükümeti ile yaptığı çok önemli anlaşmalar nedeniyle ülkede ABD lehine bir rejim değişikliği yaşanmasını istemiyorlar.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları