| | | | Türk-İş Özelleştirmeyi İzleme Komisyonu, Salih Kılıç’ın başkanlığında Türk-İş Genel Merkezi’nde toplandı.
Genel Başkan Kılıç, toplantı öncesinde yaptığı konuşmada, Türk-İş’in özelleştirmeyle 80’li yıllardan beri ilgilendiğini, günümüzde özelleştirilmesi istenen kuruluşları gerçek değerinden alacak müşterinin de bulunmadığını savundu.
Hükümetin 13 Ocak’ta açıkladığı 2003 Özelleştirme Programı’nın kaygılarını artırdığını belirten Kılıç, şunları kaydetti:
“Bugüne kadarki özelleştirme uygulamaları üretimi geriletti, üretkenliğin ve ihracatın artırılmasına hiçbir katkıda bulunmadı. Aksine ithalatı ve hatta dışa bağımlılığı artırdı ve onbinlerce işçinin işsiz kalmasına neden oldu. Devletimizin birçok alandan ayrılması nedeniyle, halkımız büyük zarar görmüştür ve görecektir. Tarım ve hayvancılığın çökmesinin arkasında yem sanayi, Et Balık Kurumu ve Süt Endüstrisi Kurumu’nun özelleştirilmesi de yatmaktadır. Tekel’in özelleştirilmesi ile yüzbinlerce tütün üreticisi açlığa terk edilecektir. Enerji üretim ve dağıtımının, POAŞ, Petkim, Telekom, Taksan, SEKA, TZDK ve TÜPRAŞ’ın özelleştirilmesinin, milli savunmamız ve Türk ekonomisi üzerinde olumsuz etkileri tartışmaya gerek kalmayacak kadar açıktır.”
Siyasi partilerin bu konuda gerekli hassasiyeti göstermediğini savunan Kılıç, dünya ve Ortadoğu’nun önemli karışıklıklar yaşadığı ve yaşayacağı bir dönemde, fazla düşünmeden IMF taleplerini yerine getirebilmek ve kamu açıklarını finanse edebilmek amacıyla yapılacak özelleştirme uygulamalarının Türkiye’ye büyük zararlar verebileceğini öne sürdü.
Kılıç, özelleştirme uygulamaları sırasında memurlar korunurken işçilere aynı hassasiyetin gösterilmemesinin eşitsizlik yarattığını söyledi.
İŞÇİLERE İKRAMİYE YOK
Hükümetin ekonomik program çerçevesinde bazı öneri ve tedbirleri bulunduğunu öğrendiklerini kaydedehn Kılıç, işçilere her yıl verilen 2 ikramiyenin bundan sonra verilmemesi, sürekli ve geçici işçilerin memuriyete geçirilmesi, toplu sözleşme görüşmelerinde mümkün olan en düşük zammın verilmesi ve geçici işçilerin çalışma sürelerinin kısaltılmasından söz edildiğini belirtti.
Bu önlemlerin tamamının maliyetinin 405 trilyon lira olduğunu ifade eden Kılıç, bu tedbirlerin gündeme gelmesinin “çalışanları alanlara davet etmek” anlamına geldiğini kaydetti.
Kılıç, IMF’nin taleplerini değerlendirirken de, “Türkiye’ye iyilik etmek istiyorlarsa, verdikleri borcun faizini ertelemeleri çok daha iyi olur” diye konuştu. | |
Özelleştirmede ilk ihale Petkim'le
Bankaların kara tahtaları siliniyor
