Home page

Haber Menüsü


Yazara mail atmak için resmin üzerine tıklayın
 
Ferdinand, Madida, Nartallo, Kuntz, Mrmiç, Nouma...
 
İlk yabancısıyla 1966’da sözleşme imzalayan Beşiktaş’ta bugüne kadar tam 53 yabancı futbolcu mücadele etmiş ve bunların çoğunu izleme şansını yakalamışım.
 
Ali Erim
NTV-MSNBC
 
16 Ocak—  Futbolsuz geçen bu günlerde Yapı Kredi Yayınlarından çıkan ‘Beşiktaş Tarihi, İlkleriyle Unutulmayanlarıyla Yüzüncü Yılında’ isimli kitabı okurken yabancı futbolcularla ilgili olan bölüm ilgimi çekti. Öyle ki ilk yabancısıyla 1966’da sözleşme imzalayan Beşiktaş’ta bugüne kadar tam 53 yabancı futbolcu mücadele etmiş ve bunların çoğunu izleme şansını yakalamışım. İşte bu sezon yabancı transferinde tarihinin en parlak dönemini yaşayan Beşiktaş’ta oynayan ve iyisiyle kötüsüyle iz bırakan 10 yabancı oyuncu.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Leslie Ferdinand (1988-1989): Q. Park Rangers’tan Beşiktaş’a tecrübe kazanması amacıyla bir sezonluk kiralanan Ferdinand belki de Beşiktaşlı futbolseverlerin izlemeye en doyamadığı yabancı futbolcu olarak kulüp tarihine geçti. Güçlü fiziğini zarif oyunuyla birleştirebilen Ferdinand’ın Schumacher’e attığı 2 gol Schumacher’i belli bir süre futboldan soğutacak kadar iyidi.
       Alan Walsh (1989-91): Gordon’un Beşiktaş’ını hatırlayanlar o takımın en büyük probleminin sol kanat olduğunu da hatırlarlar. Aslında o problemin doğuş sebebi Walsh’un Beşiktaş’ta iki sezon geçirdikten sonra İngiltere’ye dönmesiydi. O döndükten sonra uzunca bir süre Beşiktaş sol kanat özürlü bir takım olarak kaldı. Sol tarafta Şifo’dan Ali’ye Zeyer’den Şenol’a kadar herkes denendi. Ama Olmadı. Walsh Beşiktaş’a geldiğinde 33 yaşındaydı. Oldukça ağırdı ancak çok düzgün ve isabetli ortalarıyla efsane üçlü Metin-Ali-Feyyaz’a onlarca asist yaptı.
       Fani Madida (1992-94): 1992’de Kadıköy’deki Fenerbahçe maçında oyuna girdikten 10 saniye sonra gol atınca adına besteler yapıldı. Ferdinand’tan sonra bu sevgiye layık görülen ikinci yabancıydı. Beşiktaş’tan sonra Antalyaspor’a gidince bu kez ‘Afrika’ya Madida Afrika’ya...’ besteleriyle karşılandı.
       Francesco Manessero (1993): Gordon Milne’nin Peru’dan bulup getirdiği bu oyuncu ilk kez TSYD Kupası’nda Galatasaray’a karşı oynamıştı ya da oynadığını düşünmüştü. Bu Beşiktaş’taki ilk ve tek maçıydı. Transferinde çıkan komisyon alındı iddiaları yüzünden Gordon’la Beşiktaş’ın arası ciddi şekilde açılmıştı. Bir çok açıdan Beşiktaş tarihinin en başarısız yabancı transferiydi.
       Osvaldo Nartallo (1993-94): Geldiğinde, dedesi İtalyan olduğu için aynı zamanda İtalyan vatandaşı olduğunu ve iki sene sonra Seri-A’da oynayacağını iddia eden Arjantinli forvet, ilk sezonunun ardından bir anda kendini Petrolofisispor’da buluverdi! İlginçtir futbol oynarken kendini izleyenleri güldürüyordu. Ama daha da ilginci o sezon Feyyaz’dan sonra Oktay’la beraber takımın en golcü ikinci futbolcusuydu.
       Raimond Aumann (1994-96): Beşiktaş’ın belki de o zamana kadar yaptığı en isimli transferdi. Ancak Beşiktaş’ın aldığı Aumann’la Bayern München’de oynayan Aumann aynı kişiler miydi hala tartışılır...Yediği hatalı gollerle adeta saç baş yolduruyordu. Özellikle Şampiyonlar Ligi Ön Elemesinde Rosenborg’dan yediği golleri Beşiktaşlılar asla unutamadı.
       Stefan Kuntz (1995-1996): Almanya’dan Türkiye’ye gelirken bu ayrılık Kaiserslautern’li taraftarlara çok acı gelmiş ve Kuntz’un son maçında yüzlerce Alman ağlamıştı. Neden bu kadar sevildiğini kısa sürede bütün Beşiktaşlılar da anladı. 33 yaşına rağmen takımın en çok koşan, mücadele eden oyuncusu olan Kuntz, kaybetmeye tahammül edemeyen yapısıyla da diğer yabancılardan hemen ayrılıyordu. Beşiktaş’ta geçirdiği sezonun ardından çıktığı Euro-96’da Almanya’nın şampiyon olmasındaki nedenlerden biri de Kuntz’un futboluydu.
       Marian Mrmiç (1996-1998): Mrmiç’in geldiği ilk sezon gittiğim maçlarda en çok ‘I love you Mrmiiççç... I love you Mrmiççç!!!’ diye bağırdığımı hatırlıyorum. Kendi de eski bir kaleci olan Rasim Kara’nın bizzat transfer ettiği Hırvat kaleci şüphesiz sonu iç’le viç’le biten kaleciler arasında en iyisiydi. Artık bunu da kurtaramaz diye düşündüğünüz pozisyonlarda sizi mahçup etmekten büyük zevk duyardı.
       Daniel Amokachi (1996-1999): Amokachi özel bir futbolcuydu ve bunu herkese hissettiriyordu. O kadar özeldi ki Nijerya’ya her gidişinde mutlaka geç dönüyor ve bazı maçlara helikopterle yetiştiriliyordu. Ama topu ayağına alıp depara kalktığında herşey unutuluyordu. Taraftarlar onu deli gibi seviyordu. O da bu sevgiyi çoğu zaman karşılıksız bırakmadı. 3 sezon oynadığı Beşiktaş’ta sakatlıkla boğuştuğu son sezon hariç harika maçlar çıkardı. Halen Beşiktaş tarihinin en çok forma giyen yabancı oyuncusu konumunda. (77 Maç)
       Pascal Nouma (2000-2001/ 2002-2003): Eğer Nouma 100 yıllık bir kulüp olan Beşiktaş’a taraftar baskısıyla dönüyorsa, bu sevginin boyutları iyi düşünülmeli. Nouma yeşil sahalar dışında renkli ve karizmatik bir kişiliğe sahip olsa da dünyada hiçbir taraftar topluluğu bir futbolcuyu sadece renkli ve karizmatik bir kişilik olduğu için bu kadar sevmez. Nouma’nın bu denli sevilmesinin sebebi aslında basit: Geldiği ilk sezon takımı için herşeyi yaptı ve bunda samimi olduğunu bütün Beşiktaşlıları inandırdı.
       
 
 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları
Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın
Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları