|
|
İLK RANDEVU 1968DE İlk toplumlararası görüşmeler, Geçitkale saldırılarından sonra varılan anlaşma gereği, 1968 yılının Haziran ayında Beyrutta başladı. Bir hafta sonra da Lefkoşaya taşındı. Görüşmeleri, Türk tarafı adına, 4 yıllık sürgün hayatının ardından Nisan 1968de adaya dönen Cemaat Meclisi Başkanı Rauf Denktaş yürütüyordu. Rum tarafı adına görüşmelere katılan isim ise Temsilciler Meclisi Başkanı sıfatıyle Glafkos Klerides oldu. 1968 yılında Kıbrısta yapılan görüşmeler, bazen Kleridesin bazen de Denktaşın evinde gerçekleşiyordu. Yasama, yürütme, güvenlik ve idari konularla ilgili görüş alışverişi şeklinde geçen toplantılar, 20 Eylül 1971de son buldu.. ECEVİT ÇÖZÜM FEDERASYON DEDİ, KLERİDES MASADAN KALKTI Birleşmiş Milletlerin çabaları sonucu, taraflar çok geçmeden yine biraraya geldi.. Ancak bu kez masada Klerides ve Denktaşa ek olarak Yunanistan, Türkiye ve Birleşmiş Milletler temsilcileri de vardı.. 8 Haziran 1972de başlayan beşli görüşmeler, çeşitli aralıklarla 2 Nisan 1974e kadar sürdü. Bu tarihte, Başbakan Ecevitin Kıbrıs için en iyi çözüm yolu federasyondur diye bir demeç vermesini eleştiren Klerides görüşmelerden çekildi. Böylece, toplam 6 yıl süren bu görüşmeler hiçbir sonuç alınamadan sona erdi. MAKARİOSA DARBE Görüşmeler sürerken adada hem Türkler hem de Rumlar arasında büyük bir hareketlilik de devam ediyordu. Göçmen durumuna düşen binlerce Kıbrıslı Türk zor şartlarda yaşamını sürdürürken, Rumlar arasında güç mücadelesi giderek kızışıyordu. Bu arada bir şey daha su yüzüne çıkmıştı. Yunanistandaki Albaylar Cuntası ile Rum lider Başpiskopos Makarios arasına iktidar mücadelesi yüzünden karakedi girmişti. 1967 yılında adadan ayrılmak zorunda kalan terör örgütü EOKAnın eski lideri General Grivas, 1971 yılında geri dönmüştü. Grivas, 1974 Ocağındaki ölümüne kadar, eski terör örgütünü EOKA-B adıyla canlandırmaya çalışmıştı. Bu yıllarda, Kıbrıslı Türkler de kendi siyasi örgütlenmesini oluşturmaya çalışıyordu. 1967 yılında ilan edilen Geçici Türk Yönetimi, daha sonra Kıbrıs Türk Yönetimine dönüştürüldü.. 1973 yılında yapılan seçimlere tek aday olarak giren Rauf Denktaş, başkanlık görevi Dr. Fazıl Küçükten devraldı. EOKA-B, General Grivasın 1974 yılı başlarındaki ölümünden sonra tamamen Yunanistandaki cuntanın kontrolü altında faaliyet gösteriyordu. Örgüt, ilerleyen günlerde Makarios karşıtı faaliyetlerini yoğunlaştırdı. Ve, toplumlararası görüşmelerin kesilmesinden kısa bir süre sonra, 15 Temmuz 1974te Kıbrıslılar silah ve top sesleriyle uyandı. Ancak bu kez saldırıya maruz kalan Türkler değil, Makariosun Başkanlık Sarayıydı. Yunan subayların komutasındaki, Rum Milli Muhafız Ordusu ve EOKA-B darbe düzenledi. Öldü denilen Makarios, önce adadaki İngiliz üslerine sığındı, ardından da Malta üzerinden İngiltereye kaçmayı başardı. Darbenin başarıya ulaşmasının ardından, Yunanistandaki cuntanın desteklediği EOKAcı Nikos Sampson cumhurbaşkanı ilan edildi. Kıbrısı hareketli günler bekliyordu. BARIŞ HAREKATI Adadaki Türklerin geleceğinden endişe eden Türkiye darbe girişiminin kabul edilemez olduğunu açıkladı. Ortak müdahale için girişimlerde bulunan Başbakan Ecevitin diplomatik temaslarından sonuç alınamayınca, Türkiye duruma tek başına müdahale etmeye karar verdi. 20 Temmuz sabahı Barış Harekatı başladı. 3 gün süren harekatın ardından Türkiye ateşkesi kabul etti (22 Temmuz, 17.00). Harekatın 3üncü gününde Rum tarafında da beklenmeyen bir gelişme oldu. Darbe lideri Sampson, başkanlık görevini, Temsilciler Meclisi Başkanı Glafkos Kleridese devrettiğini açıkladı. Klerides, 5 ay boyunca, Makarios tekrar adaya dönünceye kadar başkanlık görevini yürütecekti. Kıbrısta ateşkes sağlanmasıyla birlikte, Yunanistanda da iktidar değişti ve 7 yıl süren cunta dönemi sona erdi. Paristen Atinaya çağırılan Karamanlis ulusal birlik hükümeti kurdu. Böylece Başbakan Bülent Ecevitin iddiası doğrulanıyor, Barış Harekatı dolaylı yoldan da olsa Rum ve Yunan toplumlarına da demokrasi ve barış getiriyordu. CENEVRE KONFERANSI Ateşkesin ardından, çatışmaların tekrarını önlemek ve sorunları çözmek için ABD tarafından yoğun diplomatik girişimler başlatıldı. 25 Temmuzda Cenevrede başlayan konferans, 30 Temmuzda sona erdi. İngiltere, Türkiye, ve Yunanistanın dışişleri bakanlarının katıldığı Birinci Cenevre Konferansının sonunda, çok az konuda görüşbirliğine varan taraflar, ortak bir bildiri yayınladı. Bildiride, ateşkes koşullarına uyulacağı ve işgal edilen Türk bölgelerinden, Rum ve Yunan kuvvetlerinin çekileceği belirtiliyor, adada iki otonom yönetimin varlığı kabul ediliyordu. Ancak Rum Milli Muhafız Ordusu (RMMO), Cenevredeki bu karara uymadı ve işgal ettiği bölgelerden çekilmedi.. Bu koşullar altında, taraflar 8 Ağustosda İkinci Cenevre Görüşmelerine başladı. Görüşmelere, 3 dışişleri bakanının yanısıra adadaki Rum ve Türk halkının temsilcileri Rauf Denktaş ve Glafkos Klerides de katılıyordu. Denktaş, Türk tarafına yüzde 34 toprak bırakılarak iki kesimli bir fedrasyon kurulmasını istemiş, Türkiye dışişleri bakanı Turan Güneş ise altı bölgede Türk kantonları oluşturulmasını önermişti. Her iki öneri de Rumlar ve Yunanistan tarafından kabul görmedi. Klerides, bazı konularda Lefkoşaya danışmak için görüşmelere 36 saat ara verilmesini istedi. İkinci Cenevre Konferansı 13 Ağustosta başarısızlıkla sona erdi. AYŞE TATİLE ÇIKIYOR Çözüme yanaşmayan Rum tarafının oyalama taktiği izleyerek askeri alanda toplarlanmak için vakit kazanmaya çalıştığını düşünen Türkiye dönemin Dışişleri Bakanı Turan Güneşin kızı Ayşeyi tatile göndermeye karar verdi. 14 Ağustos sabahı 2. Barış Harekatı bu şifreyle başladı.. Üç gün sonra, Türk kuvvetlerinin bugün KKTC topraklarını oluşturan bölgeyi kontrol altına almasının ardından 16 Ağustosta ateş-kes ilan edildi. YENİDEN DENKTAŞ-KLERİDES İkinci Barış Harekatının ardından, 25 Ağustosda adaya gelen BM Genel Sekreteri Kurt Waldheim, her iki tarafla görüşmeler yaptı ve 26 Ağustosda Klerides ve Denktaşın insani konuları görüşmek üzere Lefkoşada, haftada bir kez biraraya gelmeleri kararlaştırıldı... BM Kıbrıs Özel Temsilcisi nezdinde yapılan bu toplantılar neticesinde Ekim ayı sonuna kadar tüm savaş esirleri karşılıklı serbest bırakıldı.. Makariosun Aralık ayında adaya dönmesinin ardından görüşmeler bir süre askıya alındı. 7 Aralık 1974te tekrar adaya dönen Makarios, görevi Glafkos Kleridesten devraldı.. Böylece 5 aylık başkanlık süresi sona eren Klerides, Rum yönetimi lideri sıfatını tekrar elde etmek için 19 sene, (1993 yılına kadar) bekleyecekti. NÜFUS MÜBADELESİ Kıbrıslı Türkler, 13 Şubat 1975te Kıbrıs Türk Federe Devletini (KTFD) ilan etti. 1976 ve 1981 yıllarında genel ve yerel seçimler yapıldı ve Rauf Denktaş, 1983 yılında, KKTC ilan edilinceye kadar, KTFD Başkanı olarak görev yaptı.. KTFDnin ilanını protesto eden Rum tarafı bir süre görüşmelere katılmayı reddetti. BM Genel Sekreteri himayesinde Nisan 1975te Viyanada başlayan toplumlararası görüşmeler, Şubat 1976da 5. turun sonunda bir kez daha kesildi. Rum tarafını yine Kleridesin temsil ettiği Viyana Görüşmelerinde varılan en önemli sonuç Nüfus Mübadelesi Anlaşması oldu.. Bu anlaşmayla, Güneyde kalan Türkler Kuzeye, Kuzeyde kalan Rumlar da Güneye geçti. Klerides, bu anlaşmaya imza attığı için fanatik Rumların sert eleştirileriyle karşılaştı. DENKTAŞ-MAKARİOS Görüşmelerin kesilmesinden yaklaşık 1 yıl sonra (9 Ocak 1977) Makariosa bir mektup yazan Denktaş, yüzyüze görüşmelerle tüm sorunları tartışmak için çağrı yaptı.. Makariosla Denktaş arasındaki birinci görüşme 27 Ocakta Lefkoşada gerçekleşti. Şubat ayının 12sinde yine Lefkoşada yapılan ikinci görüşmede BM Genel Sekreteri Kurt Waldheim da hazır bulundu. İkinci görüşmede, 4 maddelik bir ilke anlaşması imzalandı ve toplantıların Mart ayında, Genel Sekreter himayesinde Viyanada devam etmesi kararlaştırıldı. Her iki taraf da bağımsız, bağlantısız bir federal cumhuriyet kurulması konusunda uzlaştı. Ancak, 31 Mart 1977de başlayan 6. tur Viyana görüşmeleri de 7 Nisan 1977de bir anlaşmayla sonuçlanmadan sona erdi. 6. Tur görüşmelerde Türk tarafını Ümit Süleyman Onan, Rum tarafını ise Şubat 2003te Rum Kesiminde yapılacak başkanlık seçimlerinin en güçlü adayı olan, Tassos Papadopullos temsil etmişti. EOKAcı geçmişini inkar etmeyen Papadopulos, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti hükümetinin de en genç bakanıydı. DENKTAŞ-KİPRİANU VE 1977-79 DORUK ANTLAŞMALARI 3 Ağustos 1977de Makariosun ölümü, görüşmelere ara verilmesi için başka bir vesile oldu. Dönemin Rum Temsilciler Meclisi Başkanı olan Spiros Kiprianu, Makariosun ardından Rum Yönetimi Lideri olarak 1988 yılına kadar iktidarda kaldı. Toplumlararası görüşmeler, 1979 Mayısında yeniden başladı. 18-19 Mayıs 1979da biraraya gelen Denktaş ve Kipriyanu, 10 maddelik bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşma 1977 Denktaş-Makarios arasında varılan ilkelerin biraz daha geliştirmiş bir biçimiydi. Literatürde 1977-1979 Doruk Anlaşmaları olarak anılan bu düzenlemeler de somut bir gelişme sağlayamadı. Kesilen görüşmeler, 1980 Ağustosunda tekrar başladı ve aralıklarla, Rumların BM Genel Kuruluna başvurdukları 1983 Mayısına kadar devam etti. Taraflar, iki kesimlilik-iki bölgelilik gibi bazı kavramlarda anlaşamadığı gibi, temsil, federal devletin yetkileri, yerleşme, mülk edinme ve serbest dolaşım konularında da uzlaşamıyorlardı. KKTCNİN İLANI VE CUELLAR BELGESİ Gelişmeler üzerine, Kıbrıslı Türkler, 15 Kasım 1983te KKTCni ilan etti. Türkiye dışındaki hiçbir ülke yeni kurulan cumhuriyeti tanımadı. Rauf Denktaş, gerçekleştirilen serbest seçimlerle ard arda 4 dönem KKTCnin Cumhurbaşkanı olarak seçildi ve görüşmecilik görevini yürüttü. BM Genel Sekreteri Perez de Cuelların çabaları sonucu 10 Eylül 1984te New Yorkta dolaylı görüşmeler başladı. 10 gün süren dolaylı görüşmelerin ardından, ikinci turun doğrudan görüşmeler seklinde yapılmasına karar verildi. 15-26 Ekim 1984te ikinci tur gerçekleştirildi. 26 Kasımda başlayan 3. turda, her iki tarafın yeterince müzakere ettiğini düşünen Genel Sekreter, son teklifleri de aldıktan sonra taraflara bir belge sundu. BM Genel Sekreteri Perez de Cuelların, her iki tarafın görüşlerini alarak masaya getirdiği belgeyi Denkraşın imzalamayı kabul etmesine rağmen, Kiprianu imzalamaktan kaçındı. Uluslararası toplumun, artık sonuca ulaşıldığını düşündüğü bir anda, Kiprianunun ret cevabıyla, yıllar süren görüşmelerde yine başa dönüldü. DENKTAŞ-VASİLİU VE GALİ FİKİRLER DİZİSİ Güney Kıbrısta 1988 yılında yapılan başkanlık seçimlerini farklı bir isim kazandı. Rum Yönetiminin yeni başkanı Yorgo Vasiliu ile KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş arasında 1988 Eylülünden 1989 yazına kadar toplam 100 saat süren ikili görüşmeler dizisi gerçekleşti. Bu görüşmelerin ardından Denktaş ve Vasiliu 1990 yılının Şubat ayında New Yorkta tekrar biraraya geldi. Ancak, Vasiliu, Dentaşın ısrar ettiği Kıbrıs Türk halkının ayrı bir kimlik ve kendi geleceğini belirleme hakkı gibi konuları kabul etmeyince diğerleri gibi bu görüşmeler de başarısızlıkla sonuçlandı. 1992 yılında, göreve gelen yeni BM Genel Sekreteri Butros Gali, Haziran ayında Denktaş ve Vasiliuyu New Yorkta biraraya getirdi. 1. tur görüşmelerde Genel Sekreter, Türk tarafına yüzde 28.2 oranında bir toprak bırakan bir harita ortaya koydu. Güzelyurt bölgesinin de Rumlara verilmesini öngören bu haritayı reddeden Denktaş, en fazla yüzde 29 (+) oranına inebileceğini belirtti. 15 Temmuzda başlayan 2. turda ise Butros Gali, Fikirler Dizisi olarak anılan çözüm planını taraflara sundu. 26 Ekim 1992de başlayan 3. tur görüşmeler iki hafta sürdü. Bu görüşmelerin sonunda, tarafların temel konularda büyük görüş ayrılıkları içinde olduğu, bu yüzden görüşlerin yakınlaştırılması çabalarından vazgeçildiği bildirildi. KLERİDESİN DÖNÜŞÜ VE DÉJÀ VU Kıbrıs Rum tarafında 1993 Şubatında yapılan başkanlık seçimlerini, tanıdık bir sima kazanmıştı. İkinci turda sağ partilerin ve kilisenin desteğini sağlayan Glafkos Klerides, oyların yüzde 50.3ünü alarak kıl payıyla da olsa Vasiliuyu geride bıraktı. Glafkos Klerides, 19 yıl aradan sonra, 74 yaşında, bu kez seçilmiş olarak başkanlık koltuğuna oturdu. Denktaş ve Klerides, 18 yıl aradan sonra, toplumlararası görüşmelerde yeniden karşı karşıya geldi. Kleridesin seçilmesinin ardından iki lider ilk kez 10 Martta Lefkoşada biraraya geldi. Uluslararası topluluk, henüz Denktaş bir savcı, Klerides ise avukatken, yani 1949 yılından beri birbirlerini tanıyan bu iki kurt politikacının olası bir anlaşmayı toplumlarına en kolay kabul ettirebilecek isimler olduğunu düşünüyordu. Ancak Denktaş ve Klerides arasında 1993-1994 yıllarında Lefkoşa ve New York, 1997de de Lefkoşa ve İsviçrede gerçekleştirilen görüşmelerden de bir sonuç alınamadı. DOLAYLI GÖRÜŞMELER Aralık 1999da BM Genel Sekreteri Kofi Annanın çağrısıyla New Yorkta başlayan dolaylı görüşmeler Cenevrede devam etti. BM öncelikle Kıbrısta olası çözümün dört ana unsuru; hükümet, anayasa, toprak ve güvenlik konularının ele alınmasını istedi.. Konuların bunlardan ibaret olmadığını savunan Türk heyeti konfederasyon modeli, KKTCye uygulanan ambargo ve eşit statü üzerinde durdu.. Türklere yüzde 24 toprak bırakılması önerisini getiren Rum heyeti ise federasyon modeli ve Türk askerinin adadan çekilmesi gibi konuları öne çıkardı.. BM bu turda tarafları dinlemekle yetindi.. Ancak Rum Kesiminin üyelik süreci nedeniyle olayın artık bir de, AB boyutu olduğu giderek öne çıkmaya başladı. New York görüşmelerinde Hem Türk hem de Rum heyeti 11 Aralık 1999daki Helsinki zirvesinden çıkacak sonuca odaklandı.. Ankaraya adaylık statüsü tanınması olumlu bir adım olarak görülürken Kıbrısla ilgili ifadeler tartışma yarattı.. Denktaş, Kıbrıs adı altında Rum tarafına üyelik kapısının açılmasını haksız ve kabul edilemez olarak değerlendirken, Türk heyetinin anayasa danışmanı olan Mümtaz Soysal, Helsinki kararlarının görüşmeleri dinamitlediğini savundu. 31 Ocak 2000de Cenevrede yapılan ikinci turda, Rum tarafı, Karpaz, Güzelyurt, Lefke ve Akıncılar bölgesinde 4 kanton oluşturulmasını önerir. Denktaş ise, egemenlik konusu halledilmeden toprak ve harita konusunu görüşmeyeceğini açıkladı. Kofi Annan, Kasım 2000de Cenevrede yapılan 5. turda taraflara resmi olmayan bir belge sundu. Belgede tek ve bölünmez bir devlet hedeflenirken, bu devletin tek uluslararası kimliği ve vatandaşlığı olacağı belirtildi. İki toplumun etkili bir şekilde merkezi hükümete katılması istenilen belgede, siyasi eşitliğin sayısal eşitlik anlamına gelmediği vurgulandı.. Belgede ayrıca, mal-mülk konusunda uluslararası hukuk kurallarının geçerli olması savunulurken, önemli bir toprak parçasının Rum tarafına verilmesi ve Rum göçmenlerin kuzeydeki evlerine dönmesi öngörüldü. Rumları önemli ölçüde memnun eden karara Türk tarafı sert tepki gösterdi. Cenevre sürecinin kendileri açısından noktalandığını söyleyen Denktaş, 24 Kasımda Ankarada yapılan zirvenin ardından da Türk parametreleri kabul edilmedikçe dolaylı görüşmelere devam etmeyeceğini açıkladı. Böylece yaklaşık 1 yıl süren dolaylı görüşme süreci de sonuçsuz noktalandı. DENKTAŞTAN MEKTUP DİPLOMASİSİ Tarafların yeniden masaya dönmesini sağlamak için BMnin yanısıra Amerikan, İngiliz ve AB temsilcileri de sık sık Ankara-Atina-Lefkoşa hattında girişimlerde bulundu. Uzlaşmaz taraf olduğu yönündeki eleştirilerin arttığı bir dönemde sürpriz bir çıkış yapan Denktaş, 1977de Makariosa mektupla yaptığı çağrının bir benzerini tekrarladı ve Kasım 2001de bu kez Kleridesi yüzyüze görüşmeye çağırdı. Kleridesin de olumlu yanıt vermesinin ardından gözler, 34 yıl önce ilk toplumlarararası görüşmeleri gerçekleştiren iki liderin Lefkoşadaki buluşmasına çevrildi. SÜRPRİZ YEMEK, İYİMSERLİK VE DOĞRUDAN GÖRÜŞMELER MARATONU Aralık 2001de biraraya gelen liderler, doğrudan görüşmelere 16 Ocakta başlamayı kararlaştırdı. Ancak görüşme kimsenin beklemediği bir gelişmeye daha sahne oldu. Klerides, Denktaşın davetini kabul ederek yaklaşık 26 yıl aradan sonra sivil otomobiliyle KKTCye geçti ve Cumhurbaşkanlığı Sarayındaki akşam yemeğine katıldı. Ardından da Denktaş, Güney Kıbrısa geçerek iade-i ziyarette bulundu. Adada yaşanan bu tarihi ziyaretler, Denktaş ve Kleridesin 34 yıl önce başladıkları toplumlararası görüşmeleri bu kez sonuçlandıracağı yönünde iyimser bir havanın oluşmasına yol açtı. Uluslararası toplumun da büyük destek verdiği görüşmelerde hedef, Rumların ABye davet edildiği Aralık 2002deki Kopenhag Zirvesi öncesinde bir anlaşmaya varmaktı. Ancak 16 Ocakta başlayan görüşmeler ilerledikçe, baştaki iyimserlik de kaybolmaya başladı. Eylül sonuna dek tam 58 kez biraraya gelen Denktaş ve Klerides somut bir ilerleme sağlayamadı. ANNAN PLANI Anlaşma için öngörülen Haziran 2002 hedefinin ardından yıl sonu hedefine doğru da bir gelişme sağlanamaması üzerine BM ağırlığını hissettirmeye başladı. Mayıs ayında adayı ziyaret eden BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Eylül ayında da Pariste biraraya geldiği liderleri Ekim ayında New Yorka davet etti. Artık BMnin masaya bir çözüm planı koyma hazırlığında olduğu açıkça ortaya çıkmıştı. Gelinen kritik noktayı ise, Klerides New Yorka gitmeden hemen önce şu sözlerle ortaya koydu: 1974ten beri en kritik dönemden geçiyoruz. Önümüzdeki aylar geçtiğimiz 28 yılın en çetin diplomasi savaşlarına sahne olacak. Kıbrısın geleceğini bu diplomasi savaşları belirleyecek. 3-4 Ekimde New Yorktaki görüşmelerin ardından beklenmedik bir başka gelişme yaşandı. Cumhurbaşkanı Denktaş ani bir kararla New Yorkta kalp ameliyatına alındı. Ancak 12 Aralıktaki Kopenhag Zirvesi yaklaşırken, bu tarihe kadar çözüme varılamamasının, Kıbrıs düğümünü daha da çözülemez hale getireceğinden endişe eden BM Denktaşın sağlık sorunlarına rağmen, hazırladığı planı 11 Kasımda taraflara sundu. Gerek Denktaşın sağlık sorunları, gerekse Ankarada yeni hükümetin kurulma çalışmaları nedeniyle Türk tarafının plana resmi bir yanıt vermesi gecikti. Planı müzakere zemini olarak kabul eden Rum Kesimi ise, mevcut şekliyle kabul edilemeyeceğini belirtti. Tarafların planla ilgili ayrıntılarını değerlendiren BM, Kopenhag Zirvesinden iki gün önce, 10 Aralıkta gözden geçirilmiş, üzerinde ufak-tefek değişiklikler yapılan planı taraflara iletti. Ancak son dakikaya kadar çözüm çabalarının sürdüğü Kopenhagda hem Rum hem de Türk tarafı plana imza atmayı reddetti. Zirvenin sonuç bildirgesinde, Kıbrısın ABye bir bütün olarak üye olacağı vurgulanırken, anlaşma olmaması halinde topluluk muktesabatının Kuzeyde uygulanmayacağı kaydedildi. Türk tarafının Rumların üyeliğini erteleyin yönündeki talebinin gözönüne alınmadığı zirve kararlarında, tarafların planı 28 Şubata kadar müzakere etmeyi taahhüt ettikleri de ifade edildi. 83 yaşındaki Klerides ve 78 yaşındaki Denktaş, bu son rauntta, 34 yıl önce başladıkları toplumlararası görüşmeleri sonlandırmaya çalışacak. Denktaş ve Klerides, muhtemelen son kez karşı karşıya gelecekleri görüşmelerde son kozlarını oynayacak. | ||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||