|
|
TÜFEde yüzde 35 hedeflenirken rakam (yazı yazıldığı tarihte henüz belli olmamıştı) yüzde 31 civarında gerçekleşecek, büyümede ise yüzde 3 hedeflenirken ekonomistler yüzde 1-2 arasında tahminde bulunuyorlardı, ancak şimdi tahminlerin ortalaması yüzde 6.5u buldu. Peki 2003 nasıl geçecek hangi faktörler nasıl etki yapacaklar? Daha önceden konulmuş yüzde 5 büyüme ve yüzde 20 enflasyon hedeflerinin korunduğu yeni hükümet yetkilileri tarafından da açıklanırken, yılın başına yaklaştığımız şu dönemde belirsizliklerin sayısının geçen yıldan hiç de az olmadığı bir dönem yaşıyoruz. Aslında seçim sonrası tek parti hükümetinin kurulması, özellikle yurtdışında son derece olumlu karşılanmıştı. Hükümetten IMFye dönük gelen ılımlı açıklamalar piyasaların moralini düzelterek faiz oranlarında ve döviz kurunda hızlı bir düşüş yaşanmış ve faizler yüzde 47ye, dolar kuru ise 1,7 milyon TLden, 1,5 milyon TLye gerilemişti. |
||||
| Aynı dönemde tüketici güveninde hızlı bir artış yaşanmış, borsada da hızlı bir çıkış gözlenmişti. Özellikle AB konusunda olumlu beklentilerin ve yeni hükümetin bu yöndeki çabalarının takdir edilmesiyle birlikte olumlu hava iyice pekişmişken, balayı dönemi hızlı bir biçimde sona ererek gerçeklerle karşı karşıya kalındı. Peki neydi bu gerçekler : 1. ABne giriş süreci (yaratılan olumlu havaya karşın) daha oldukça uzun bir zaman gerektirecekti. 2. Ekonomide işler yolunda giderken, zor dönemin atlatılması için reformların aksatılmaksızın, yumuşatılmaksızın, kararlı bir şekilde sürdürülmesi gerçeği (İhale yasası örneği) 3. BDDK ve özerk kurullara müdahale tarzında yorumlanan açıklamalar 4. Irakta ABD müdahalesi olasılığının giderek artmasının kapımızda savaş gerçeğini önümüze koymuş olması ve bunun ekonomiye yapacağı olumsuz etki (petrol fiyatları, kur artışı-enflasyon etkisi) 5. Hükümet yetkililerinin birbiriyle tutarsız açıklamaları 6. Zorunlu tasarruf fonunun tasfiyesi, fındık fiyatları, hayat standardı gibi konularda kaynağı belirlenmeksizin yapılan vaatler, sonradan yapılan çelişkili açıklamaların hükümete ve ekonomi yönetimine ilişkin ekonomideki zorlukları çözeceğine dair olan inancı törpülemesi. BUNDAN SONRA NE OLACAK? Bundan sonra neler olabilir? Öncelikle piyasaların ve tüm ülkenin beklediği hükümetin artık ekonomi konusunda daha yetkin bir şekilde hareket edeceğini ispatlaması gerekiyor. IMF ile görüşmeler sürerken, 2003 yılı ve sonrasında ülkenin temel sorunlarına getirilecek çözümler ve uygulanacak politikaların neler olacağı, kaynaklar da belirli şekilde, ortaya konması gerekiyor. Tabii bu esnada önümüzde dış politikaya ilişkin çok önemli iki sınav duruyor, Irak ve Kıbrıs sorunu. Özellikle Irak konusunda yükselen tansiyon aslında sırf Türkiyeyi değil, dünyayı da etkiliyor. Gerek petrol fiyatları, gerek altın fiyatları yükselmiş durumda. Özellikle petrolun varilindeki her 1 dolarlık artışın ülkemize ek 180 milyon dolar civarında ek maliyet getirmesi, bunun yanısıra enflasyonist etkisi, enflasyonu düşürmeye çalışan ve hassas dengeler üzerinde bulunan ülke ekonomisini olumsuz etkiliyor. Bunun yanısıra bölgede tansiyonun yükselmesinin gerek turizme, gerekse de dış ticarete olumsuz etkisi mevcut. Ayrıca eğer Türkiye Irakta istemediği bir şekilde müdahil olursa bunun getireceği harcamaların da hassas bütçe dengeleri üzerinde etkisini kestirmek çok zor. Ancak içinde yer almasa da bu müdahalenin Türkiyeye getireceği ek maliyetin toplam 12-25 milyar $ arasında olacağı tahminleri yapılmakta. Bu durumda doğan açık ise, (bunu yazmak acı da olsa) Türkiyenin ABD politikalarına verdiği destekle doğru orantılı olarak IMF ve/veya ABD tarafından kapatılabilir. Ancak bu konuda da körfez krizi sırasında yaşadığımız kötü bir tecrübe mevcut. Bu sırada piyasaların ne şekilde seyredeceği, özellikle enflasyon beklentilerinin yüzde 24 olduğu bir ortamda bono faizlerinin yüzde 57-58lerde seyretmesinin borcun döndürülmesi üzerinde olumsuz etkisi ise ayrı bir yazı konusu. Aşağıdaki tabloda ise 2003 yılına ilişkin makroekonomik beklentilerin yer aldığı CNBC-e anketi yer alıyor. HEDEFLER ZORA GİRDİ Özellikle 2002de rakamların hedeflerin olumlu anlamda aşılmasıyla, 2003 hedeflerini zora soktuğu matematiksel bir gerçek. Bu yıl içinde olumlu seyreden ihracat performansının 2003de kurun nasıl seyredeceği dışında dünya ekonomisindeki gelişmelere de bağlı olduğu aşikar. Sıkı maliye politikalarının devamı büyümeyi zora sokarken, enflasyon hedefi hakkında da yukarıda saydığımız sebepler dışında yüzde 20lere indirmenin zorluğu da zorlaştırıcı etkenler. Bu hedeflerin ve tahminlerin zaman içerisinde nasıl değişeceği, gerçekleşmelerin nasıl olacağını ise önümüzdeki yıl beraberce takip edeceğiz. Tüm okurlara mutlu, krizsiz, savaşsız bir yıl dileğiyle. | |||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||