|
İktidardakilerin ılımlı tavrını koruması ve IMF programına uygun şekilde politikalarını uygulamaları durumunda, piyasalarda son günlerde görülen olumlu ortamın devam edeceği belirtiliyor.
IMFye en fazla borçlu ülke konumunda olan Brezilya ve ikinci sıradaki Türkiyedeki seçimlerde, piyasaların çekindiği partiler iktidara geldi. Buna karşılık, her iki ülke de IMFden destek görüyor.
İlk başlarda Recep Tayyip Erdoğan ve Lula da Silva liderliğindeki partilerin uygulanmakta olan programları terketmesinden ve borçlarını ödeyememesinden endişe eden IMF, seçimler sonrasında oluşan olumlu havayla bu endişelerini azalttı.
PROGRAMLARA DESTEK SÜRÜYOR
Brezilya ve Türkiye, birçok yönden benzerlik taşıyor. Brezilyada iktidara gelen solcu Lula da Silva hükümetinin ekonomik planını destekleyen IMF, hemen hemen aynı zamanlarda seçime giden Türkiyede iktidara gelen Adalet ve Kalkınma Partisinin (AKP) programını da onaylıyor.
Çarşamba günü yeni hükümetle IMF heyeti arasındaki ilk görüşmelerin ardından açıklama yapan IMF yetkilisi Lorenzo Perez, Lulanın programıyla IMFin önerileri arasında bir çok açıdan yakınlık bulunduğunu söyledi.
IMF Dış İlişkiler Direktörü Tom Dawson ise, yaptığı açıklamada, Türkiyenin seçim sonrası durumunun umut verici olduğunu ve 4. gözden geçirme çalışmaları için en kısa zamanda heyetin Türkiyeyi ziyaret edeceğini belirtti.
PARA BİRİMLERİ TOPARLANIYOR
Ekonomik kriz yaşanan her iki ülkede de merkezin dışında, radikal kanattan hükümetlerin kurulacağı düşüncesi, seçimlerden evvel piyasalarda büyük endişeye neden olmuştu. Ancak bu partilerin verdiği piyasa ekonomisiyle IMF programıyla uyumlu mesajlar; piyasalarda hakim olan korkunun yerini iyimserliğe bıraktı.
Seçim endişeleriyle 3.1den 3.9 seviyelerine ulaşan dolar real kuru, seçimlerin ardından oluşan ralli havasıyla yeniden 3.51e düşerken; para biriminde yüzde 10 yakın yükseliş yaşandı.
Piyasadaki bahar havası Sao Paulo Borsasına da olumlu yansırken, borsa endeksi seçimlerden bu yana yüzde 17 tırmandı. Brezilyanın ihraç ettiği 30 yıl vadeli tahvillerde ise, fiyatlar 45 dolardan 61.5 dolara yükseldi.
Türkiyede ise , seçim öncesi 1 milyon 700 bin liraya dayanan dolar kuru, 1 milyon 580 bin lira düzeyine gerilerken; bileşik faizler yüzde 63den yüzde 49a kadar indi. İstanbul Borsasında Ulusal 100 Endeksi ise 4 Kasımdan bu yana yaklaşık yüzde 30 değer kazandı.
İki ülkenin ekonomilerindeki en önemli fark ise, merkez bankası politikalarında yaşandı. Türkiyede seçimlerin ardından Merkez Bankası gecelik borçlanma faizlerini iki puan düşürerek yüzde 44e indirirken, Brezilyada enflasyonist baskının önüne geçmek için faizler 1 puan daha artırılarak yüzde 22ye çıkarıldı. Böylelikle bu ülkede seçimlerin yapıldığı 14 Ekimden itibaren Brezilyada dört puanlık faiz artırımı yapıldı.
GELİR DAĞILIMI İKİ ÜLKEDE DE SORUN
Ekonomik büyümeyi sağlamak ve borçlarını döndürebilmek için IMF desteğine ihtiyaç duyan Türkiye ve Brezilya, gelir dağılımının bozuk olduğu gelişmekte olan ülkelerin başında geliyor. Fakirliğin daha da artmasıyla halkın tepkisiyle oyların merkez dışına kayması sonucunda gelen partilerin ılımlı söylemlerini gerçeğe geçirmeleri durumunda, piyasalarda oluşan olumlu havanın devam etmesi bekleniyor.
Şu anda Türkiye ve Brezilyadaki yeni hükümetlerin gündemini, borçlarını ödeyebilmek için IMF ile yürütecekleri program oluşturuyor. IMFnin, Türkiye ve Brezilyaya karşı belirleyeceği tutum, dünya ekonomisi için de büyük önem taşıyor.
Durgunluğun yaşandığı dünya ekonomisi açısından Türkiye ve Brezilyanın krize saplanması sorunların bir kaç kat artması anlamına geliyor.
Ayrıca IMFnin birikmiş alacaklarını alabilmesi için de bu ülkelerin büyümeye geçmesi gerekiyor. Bunların dışında iki ülke de ABD için stratejik açıdan çok değerli. Brezilyanın önemi, ABDli şirketlerin buradaki yüklü doğrudan yatırımlarından kaynaklanırken; Türkiyenin jeopolitik konumu ise gündemde olan Irak savaşı olasılığıyla daha da yükselmiş durumda. | |