|
|
14 Kasım Garip şiir akımının öncüsü Kanıkın, 14 Kasım 1950 tarihinde genç yaşta ölümü hala ilginçliğini koruyor. Önce alkol zehirlenmesi teşhisi sonucu öldüğü belirtilen Kanıkın, otopsi raporunda, beyin kanamasından öldüğü açıklandı. |
GARİP ŞAİRİN GARİP ÖLÜMÜ Garip şiir akımının öncüsü Kanıkın, 14 Kasım 1950 tarihinde genç yaşta ölümü hala ilginçliğini koruyor. Önce alkol zehirlenmesi teşhisi sonucu öldüğü belirtilen Kanıkın, otopsi raporunda, beyin kanamasından öldüğü açıklandı. Orhan Velinin genç yaşta ölümünü duyuran gazeteler, Orhan Veli Zehirlenme Neticesi Öldü, Orhan Veli Fazla İçkiden Zehirlendi başlıkları atarlar; bu haberlerin alt başlıklarında ise ölümün şüpheli görüldüğü, otopsi yapılacağı yer alır. Haberlerde, Orhan Velinin aşırı içkili, koma halinde Cerrahpaşa Hastanesine kaldırıldığı, ancak kurtarılamadığı anlatılır. Olaya savcı yardımcılarından Cahit Türesel el koyar; Adli Tabip Kamil Ünsavan da hastanede yaptığı tetkik sonucu; hastanenin ölüm nedenini alkolden zehirlenme olarak bildirmesine karşın, adli tıp bakımından morg raporunun alınmasını gerekli görür. OTOPSİ RAPORU Gerçekten de otopsi sonucu, şairin alkol zehirlenmesinden değil, beyin kanamasından öldüğü kanısına varılır. Daha sonra, bu beyin kanamasına, Orhan Velinin üç dört gün önce bulunduğu Ankarada, belediyenin Sıhhiyede yol kenarında açtığı bir çukura gece düşmesiyle başına aldığı darbenin yol açtığı öne sürülür. Sunay Akına göre, Orhan Veli Kanık, çukura düştüğü akşam, Şinasi Barayın sonradan yıkılan Hacı Bayram Vali Camiinin yakınında bulunan evinin bodrum katında açtığı Üç Nal adlı içkili lokantadır. Akın, lokanta sahibinin eşi Melek Barayın, Orhan çukura düştüğü gece bizdeydi. Başka bir yere uğrayıp içki içmiş olamaz dediğini aktarır. Babası Riyaseticumhur Armoni Orkestrası (Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası) eski şeflerinden Mehmet Veli Bey, oğlunun ölümünü, tonmayster olarak görev yaptığı İstanbul Radyosunda öğrenince neye uğradığını şaşırır. HAMİYET YÜCESES İLE YAN SÜTUNLARDA Bazı gazetelerin, dönemin ünlü ses sanatçılarından Hamiyet Yücesese, radyoda Bakmıyor Çeşmi Siyah şarkısını söylemesine izin verilmemesi üzerine başlayan tartışmaya, ünlü şairin ölümünden daha çok yer ayırdıkları da görülür. Ancak, Orhan Velinin 17 Kasım 1950 tarihindeki görkemli cenaze törenine, gazeteler geniş yer verirler. SON VEDA Törene, şairin ailesi, yakın dostları, arkadaşları, sanatseverler ile Bayın-Yayın ve Turizm Genel Müdürü Halim Alyurt, İstanbul Belediye Meclisi üyeleri, Şehir Tiyatrosu ve Ses Tiyatrosu sanatçıları, öğretim üyeleri, gazeteciler; genç ve yaşlı pek çok şair, ressam, heykeltıraş, müzisyen ve yazarlar, üniversite öğrencileri katılırlar. Kortejin en önünde çelenkler taşınır; bunların arasında da şairin büyük emekle yayınladığı Yaprak dergisinin çelengi en göze çarpanıdır. Ve tören sonunda, Orhan Velinin cenazesi, bir zamanlar, Urumelihisarına oturmuşum, Oturmuş da bir türkü tutturmuşum... dediği; Rumelihisarında, Aşiyan Mezarlığında, tasarımını Abidin Dinonun yaptığı kabrine defnedilir. BİR YAŞINDA KURBAĞADAN KORKTU Orhan Veli, İstanbulda, Beykozda 13 Nisan 1914te doğdu. Arkadaşı Muvaffak Sami Onata gönderdiği mektupta kendini şöyle anlatır: 1914te doğdum. 1 yaşında kurbağadan korktum. 2 yaşında gurbete çıktım. Yedisinde mektebe başladım. 9 yaşında okumaya, 10 yaşında yazmaya merak sardım. 13te Oktay Rifatı, 16da Melih Cevdeti tanıdım. 17 yaşında bara gittim. 18de rakıya başladım. 19dan sonra avarelik devrim başlar. 20 yaşından sonra da para kazanmasını ve sefalet çekmesini öğrendim. 25te başımdan bir otomobil kazası geçti. Çok aşık oldum, hiç evlenmedim. Şimdi askerim. Kanık, Galatasaray Lisesinin ilk kısmında 4 yıl okuduktan sonra Ankara Gazi İlkokulunu bitirdi, ortaöğrenimini Gazi Lisesinde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümüne girdi, ancak birkaç yıl sonra ayrıldı. Ankarada PTT Müdürlüğünde ve Milli Eğitim Bakanlığı Tercüme Bürosunda çalıştı. Ankarada Yaprak adlı dergiyi çıkardı (1949-1950). Şiirleri, Garip (1941), Vazgeçemediğim (1945), Destan Gibi (1946), Yenisi (1947), Karşı (1949) adlı kitaplarda toplandı. La Fontaine Masalları (2 cilt, 1948) ve Nasrettin Hoca Hikayelerini (1949) yayınladı. ORHAN VELİNİN ARDINDAN SÖYLENENLER: Neyzen Tevfik: Yaprakından yararlandığımız verimli bir dal ansızın kırıldı, düştü: toprağa, doğanın ta koynuna girdi. Ahmet Hamdi Tanpınar: Orhan Veliyi 12 yaşından beri tanırdım. Çok severdim. Şiirin büyük damarından gelme bir şairdi. Böylelerinin hayatı kendisini yakarak bulur. Sabahattin Kudret Aksal: Orhan Velinin şiirimize ettiği hizmet büyüktür. Türk şiirini şairaneden, dar kalıplardan kurtarıp bir genişlik ve ferahlığa götürenlerin başlıcalarındandır. Asaf Halet Çelebi: Orhan Veli büyük bir hamle yapmıştı. Ben Onu temiz, çok terbiyeli, iyi bir insan ve dost olarak tanımıştım. Bedri Rahmi Eyüboğlu: Büyük bir şair, büyük bir edip, çok iyi bir arkadaş, çok iyi bir insan kaybettik. | ||||
38. Rotterdam Film Festivali başladı | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||