|
|
|
Bu hafta vizyona giren 28 Days- Yirmisekiz Gün adlı filmde Sandra Bullocku tedavi merkezindeki bir alkolik olarak izliyoruz. Filmde Bullock, arkadaşının düğününe giderken kaza yapınca yardıma ihtiyacı olduğuna karar verir. Alkol tedavisi için bir kliniğe yatar. Orada tedavisine yardımcı olacak Steve Buscemiyle tanışır. Acaba iyileşebilecek mi yoksa başaramayacak mı? Film bu sorunun çevresinde gelişiyor.
Sandra Bullocku daha çok Keanu Reevesle rol aldığı Speed - Hız Tuzağı adlı filmle hatırlıyoruz. 28 Günde Bullock iyi bir performans sergiliyor. Ancak ne kadar uğraşsa da, onu alkolik bir parti kızı olarak kabul edemiyorsunuz. O kadar tertemiz görünüyor ki!.. Ne kadar iyi oyuncu olursanız olun, eğer yüzünüz ve gözleriniz öyküyü anlatamıyorsa, bu rolü unutun daha iyi
Bence bu rol için Rene Russo ya da Jennifer Lopez daha uygundu.
Steve Buscemi yine herzamanki gibi, o abartısız oyunuyla filmin en iyi oyuncusu olarak karşımıza çıkıyor. En son A Perfect Murder - Kusursuz Cinayet adlı filmde izlediğimiz Viggo Mortensen de filmde yeterince etkili değil. 28 Günün yönetmeni Betty Thomas. Thomas kötü bir film yapmamış. Sadece oyuncu seçimi yanlış olmuş. Yine de biraz yapay da olsa, politik olmadan alkolizm gibi tabu
bir konuyu beyazperdeye başarıyla taşımış diyebilirim.
|
|