Home page

Haber Menüsü


 
Brezilya, Arjantin ve Biz
 
Aslında bizim kadar batakta olan iki ülke Arjantin ve Brezilya’nın en azından borçlarını ne kadar olumlu işlere dönüştürebildiğini bu yaz gördük.
 
Kaan Tunçbilek
NTV-MSNBC
 
24 Ekim—  Futbol, basketbol ve voleyboldaki başarılarının yanısıra Kuerten, Barrichello, Barros, Nalbandian gibi tenis, motosiklet ve Formula 1 yıldızları çıkaran bu ülkelerle kendimizi hala aynı kefeye koymaya çalışanlar var mı bilmiyorum. Ekim ayının büyük bir kısmında yazma imkanı bulamadığımdan dolayı yazılarıma, son bir ayda akılda kalanlardan kısa yorumlarla başlamak en iyisi galiba.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 
VOLEYBOL
       Ülkemiz televizyonları ilgi göstermediğinden, yabancı kanallardan takip edebildiğimiz Dünya Voleybol Şampiyonası’nda, Brezilya futboldan sonra voleybolda da dünyanın en büyüğü olduğunu ilan etti. Hem de Rusya, Yugoslavya, İtalya gibi bu sporun devleri arasından sıyrılarak.
       Özellikle çeyrek finalde 1990, 94 ve 98’in Dünya Şampiyonu İtalya’yı elediği 2 saati aşan ve 5 setin tamamı ancak 2 farklı biten maç kupanın en muhteşem mücadelesine sahne oldu. Voleybolun hakkının en iyi şekilde verildiği bu unutulmaz maçta sürekli havada uçuşan insanları izlerken kendinizi bir bilim kurgu filmi izliyor gibi hissetmiş oluyordunuz adeta.
       Brezilya daha sonra, kupanın en iyi smaçörleri Nascimento ve Giba ve tecrübeli oyun kurucusu Lima sayesinde, yarı finalde son Olimpiyat ve Avrupa şampiyonu Yugoslavya’yı 4 sette, finalde ise Rusya’yı 5 sette devirirken şampiyonluğu çok daha anlamlı bir hale geldi.
       
       Öte yandan, voleybol devleri arasına 2 yeni ülke Fransa ve Arjantin de ismini yazdırırken, bu sporun her zaman favorisi Hollanda, 1998 Dünya 3.sü Küba ve ilk 8 de çok zaman yer bulan 1986 Dünya Şampiyonu ABD büyük hayal kırıklığı yaratarak çeyrek finali dahi bulamadı. 2.turda sakatlanan efsane smaçörü Pipa’yı kaybeden İtalya ise şanssızdı.
       Özellikle yarı finalde Rusya’ya 3-2 kaybeden ve 3.lük maçında Yugoslavya’yı 3-0’la dağıtan Fransa kupanın büyük sürprizi ve yıldız takımıydı. Granvorka’nın servisleri ve Henna’nın savunması görülmeye değerdi.
       Kupanın tartışmasız en iyi oyuncusu ise ev sahibi Arjantin’in Prens lakaplı yıldızı Milinkoviç’ti kuşkusuz. Ancak çeyrek finale yenilgisiz gelen Arjantin yine erken göze batmanın sıkıntısını yaşadı. Basketbolda 1 ay önce 2. turun sonunda en büyük favori ABD’yi deviren Arjantin, bu kez de ilk turun sonunda son 3 kupanın şampiyonu İtalya’yı devirince çeyrek finale çok yorgun geldi ve 6.lıktan öteye gidemedi.
       Portekiz ve komşumuz Yunanistan büyük çıkışları ve sergiledikleri kaliteli oyunla büyük alkış alırken, şampiyonanın en mükemmel olayı toplam 330.000 seyircinin ülkedeki krize rağmen salonları doldurmasıydı.
       
       Aslında bizim kadar batakta olan iki ülke Arjantin ve Brezilya’nın en azından borçları ne kadar olumlu işlere dönüştürebildiğini bu yaz gördük. Futbol, basketbol ve voleyboldaki başarılarının yanısıra Kuerten, Barrichello, Barros, Nalbandian gibi tenis, motosiklet ve Formula 1 yıldızları çıkaran bu ülkelerle kendimizi hala aynı kefeye koymaya çalışanlar var mı bilmiyorum.
       
FUTBOL
       Son haftaların Avrupa kıtasındaki en önemli 2 oyuncusu Ruben Baraja ve Nihat Kahveci oldu. Yıldız üretme fabrikası Valencia’nın orta saha yükünü yıllardır çeken Baraja bir yana, hem zihin olarak hem de stil olarak kendini çok daha fazla geliştirmeye aday olan Nihat’la gurur duymaya devam ediyorum, en çok da diğer birçokları gibi Avrupa’da zihinsel ve ruhsal olarak yenilmediği için.
       Euro 2004 elemeleri Bulgaristan, İsviçre ve Mark Hughes’un Galler’i için rüya gibi, İtalya içinse kabus gibi başladı. Del Piero’nun kasıtlı olarak barajdan sektirdiğine inandığım frikikleri bile İtalya’yı kurtaramıyor.
       Hollanda iyi futbola geri döndü. En büyük sürpriz ise Andorra ve Faroe Adaları’ndan geliyor. Faroe’nin İskoçya’dan hem de 2 golle puan çıkartmayı başarması, Andorra’nın ise Almanya’dan son saniyelerde direkten dönen bir şutu ile 2-1 kaybetmesi mucizelere layık performanslardı. Aslında her ülkenin az çok tökezlediği elemelerde kayıpsız ilerlememiz doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Bu yüzden şimdilik Şenol Güneş ile uğraşmayı bırakmamız gerekiyor.
       
       Öte yandan Türk futbolu adına gözüme takılan 2 üzücü görüntü vardı. Bunlardan biri hafta sonu Diyarbakır ve Adana forvetlerinin bir futbolcunun bulabileceği en basit gol pozisyonlarını kaçırmasıydı.
       Diğeri ise milli takımın bazı önemli futbolcularının yeraltı dünyasının önemli isimlerinden birinin cenaze töreninde olmasıydı. Farklı konular, farklı mekanlar ama sonuçta futbolumuzun geleceği için umutsuzluk kaynaklarıydı bu görüntüler.
       
       Bir diğer üzücü ve anlaşılmaz olay ise, takımının kalbi olması bir yana, aynı zamanda en iyi kafa topuna çıkabilen Johnson’u, havadan kazanmaya çalıştığı Feyanoord maçında oynatmayarak Fenerbahçe’yi Şampiyonaklr liginden eden, üstelik Feyannord mağlubiyetini ilk 20 dakikada gol atamamalarına, Adana beraberliğini ise seyircisiz oynanmasından dolayı eşit şartlarda oynamalarına bağlayacak kadar psikolojisi bozuk bir teknik direktöre bütün Fenerbahçe yönetiminin tam destek vermeye devam etmesi.
       
MOTOSİKLET
       Ekim’in en zevkli mücadeleleri yine Motosiklet Dünya Şampiyonası’nın Avrupa dışında düzenlenen ayaklarındaydı. İnsanoğlunun şu anda motosiklet üzerindeki en yetenekli bireyi Valentine Rossi, Brezilya’da yağmur altında nefes kesen bir zafer kazanırken, yarışa son sırada başladıktan sonra kaygan zeminde inanılmaz hızlara ulaşan Carlos Checa’nın liderliğe kadar çıkması, ancak Rossi’yi arkasında hissetmenin stresine dayanamayarak hata yapması ve pist dışına savrulması çok dramatik görüntüler yaşattı bizlere.
       Rossi’nin ıslak zeminde virajları yüksek hızda dönerken gösterdiği kendine özgü stilini de kameralar defalarca ekrana getirmeyi başardı. Japonya ve Malezya’da bir başka çılgın Brezilyalı Alex Barros’un eski günlere dönüşünü izledik. Ancak Barros geçtiğimiz Pazar günü Avustralya’da son turda yaptığı hatayı pahalıya ödedi ve Rossi’ye son metrelerde geçildi.
       250 cc’de tüm yılın, belki de tüm sporların en heyecanlı yarışı Avustralya’daydı. İlk iki sırada olan Melandri ve Nieto arasındaki şampiyonluk mücadelesi o kadar kızıştı ki, son turda liderliğin tam 5 kere el değiştirmesi ve Melandri’nin yarışı saniyenin binde 7’si bir farkla kazanması herhalde tarihe geçecek. Melandri gelecekte 500 cc şampiyonluğunu için vatandaşı Rossi’nin rakibi olabilecek kapasitede bir sürücü.
       
BASKETBOL
       Sezon açıldı ve takımı son anda kuranlardan en akıllısı Galatasaray çıktı. Yöneticileri tebrik etmek gerekiyor. Çünkü Arda, Muratcan gibi potansiyellerini bir türlü tam yansıtamayan gençleri tam performansla kullanabilecek, sorumluluk bilinci kazandırabilecek, Şemsettin gibi bir skoreri en olumlu şekilde kullanabilecek tek bir koç varsa o da Galatasaray’ın başına geçen Erman Kunter.
       Galatasaray takımı, taraftarlarının korku duymasına gerek kalmayacak ve zevkli bir basketbol seyrettirecek, hatta üst sırada yer bulacak bir takım olma yolunda. Öte yandan basketbol seyircisini anlamak da mümkün değil. Çünkü üç büyüklerin seyircisi o hale geldi ki, maçlara sırf birbirlerine küfür etmek veya slogan atmak için gitme psikolojisi içindeler. Tabii bu durumda tribünlerde skorla hiç ilgilenmeyen bir dolu insan görmek şaşırtıcı oluyor.
       
BİSİKLET
       Ayın en büyük mücadelesi, Fransa Turu’ndan sonraki en önemli organizasyon İspanya Turu’ydu. Armstrong’un yokluğunda, Fransa Turu’nda takım arkadaşı olarak ona büyük yardımlarda bulunan Heras bu kez kendisi için yarıştı ve son güne dek turu önde götürdü.
       Beloki ve Sevilla’nın son günkü saate karşı yarışta atak yapması beklenirken asıl büyük atak ve şampiyonluk çok sürpriz bir isimden geldi. Fransa Turu’na katılmayan genç İspanyol Aitor Gonzales, son güne liderin 1 dakikadan fazla bir süre gerisinde girdiği halde, son gün 3 dakikanın üzerinde bir fark atacak kadar büyük bir mücadele gösterdi.
       
 
 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları
Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın
Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları