Home page
Haber Menüsü


Untitled Document

Konu: Kan Şekeri Düşüklüğü
Konuk: Şişli Etfal Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Yüksel Altuntaş

Sibel Güneş: Merhaba. Yeni bir Sağlık Raporu'yla karşınızdayız. Bugün bir çoğumuzun sıklıkla yaşadığı ancak yeterince farkında olmadığı bir sorunu, düşük kan şekeri problemini ele alacağız. Kan şekeri düşüklüğüyle ilgili sorularınızı saglık@ntv.com.tr elektronik posta adresimize bekliyoruz. Bizi ayrıca 0212 335 42 60 numaralı telefondan da arayabilirsiniz. Kan şekeri düşüklüğü konusunu Şişli Etfal Hastanesi'nden İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Yüksel Altuntaş ile değerlendireceğiz. Hoşgeldiniz...

Yüksel Altuntaş: Hoşbulduk.

Sibel Güneş: Düş kan şekeri problemine geçmeden önce isterseniz vücudumuzdaki kan şekeri metabolizmasından söz edelim. Bu mekanizma nasıl işliyor?

Yüksel Altuntaş: Şimdi kan şekeri, normalde her insanda bir kan şekeri var, bunun bilinmesi lazım. Kan şekeri normal sınırlarda tabi burda. Bu normal sınırları sağlayan birkaç tane sistem var, bunların en büyüğü hormonlar tabiki. İnsülin hormonu kan şekerini düzenleyen en önemli hormon. Yani insülin fazla salgılandığında kan şekeri düşüyor, çok fazla salgılandığında çok fazla salgılanan kan şekeri düşüyor, az salgılandığında ki şeker hastalığıdır, kan şekeri yükseliyor. Bunun dışında diğer örneğin hormon salgılayan bezlerin de hastalıkları bunu sağlıyor. Örneğin adrenalin, kortizon gibi diğer hormonlar da yardımcı faktör. Fakat esas faktör insülin hormonu.

Sibel Güneş: Peki bizim beslenme alışkanlırımızı dikkate aldığınızda, gün içerisinde çok değişik yiyecekler tüketiyoruz. Hangi yiyeceklerin fazla ya da az alınmasına bağlı olarak kan şekeri yükselebilir ya da düşebilir?

Yüksel Altuntaş: Şimdi bir kere kan şekeri yüksekliği ayrı bir olay, şeker hastalığı dediğimiz diyabet hastalığı, onun mekanizması çok farklı. Orda insülin hormonunun azlığı veya etkisizliği söz konusu. Onun tabi Tip1 diyabet, Tip2 diyabet diye tipleri apayrı bir durum. Şimdi kan şekeri düşüklüğü, bu aslında daha çok tokluk sonrası, yemek sonrası kan şekeri düşüklüğü önemli. Bazı insanlar özellikle yemek sonrası alınan gıdalardaki karbonhidratlara, yani unlu ve şekerli yiyeceklere karşı bir tahammülsüzlük haliyle kan şekerinin düşüklüğü söz konusu oluyor. Tabi bu ilginç bir şey. Yani bu çivinin çiviyi sökmesi gibi, özellikle tatlı gıdalardan sonra kan şekeri düşüyor. Yani bu zaman oluşan belirtiler şeker yüksekliği belirtilerinin tam tersi belirtiler olabiliyor. Bunlar işte halsizlik, fenalık hissi, acıkma hissi, dikkati toparlayamama, çarpıntı, terleme gibi şeker düşüklüğü belirtileri.

Sibel Güneş: Peki kalıtımın bunda bir rolü var mı? Bu konuda yapılmış bilimsel çalışmalar, eğer varsa toplumda görülme sıklığı konusunda da bilgi verir misiniz?

Yüksel Altuntaş: Yani gençlerde daha fazla ve şişmanlarda daha fazla. Şimdi aslında kan şekeri düşüklüğünün de birkaç tipi var. Örneğin sizin ailenizde şeker hastalığının yüklülüğü fazlaysa, yani özetle birinci derece akrabalarınızda şeker hastalıklı insan sayısı var ise, özellikle birden fazla ise, siz de kilolu iseniz, sizdeki şeker düşüklüğü, sizin ileride şeker hastalığı olma ihtimalinizi artırıyor.

Sibel Güneş: Yani sevinilecek bir şey değil.

Yüksel Altuntaş: Değil aslında. Yani sizdeki şeker düşüklüğü, ilerde şeker hastalığına yol açabiliyor. Bunun dışında ailede şeker hastalığı yok ise, normal kilolu bir birey iseniz, şeker düşüklüğünün herhangi bir hastalığa dönüşme riski yok. Yani o sonuçta bir hastalığa dönüşmez ama oluşturduğu, yol açtığı belirtiler sizi rahatsız eder.

Sibel Güneş: Peki belirtilerinden söz ettiniz. Daha çok şişmanlarda görüldüğünden söz ettiniz. Özellikle öğrenciler bundan nasıl etkileniyor? Mesela bir faktör de hem öğrenci başarısı açısından kan şekeri düşüklüğünün önemli bir rolü var mı? Bir de Türkiye için çok önemli bir faktör trafik kazalarında örneğin uyku apnesinin önemli bir rolü olduğu ileri sürülüyor veya saptanmış bu konuda bilgiler var. Aynı şey burda da söz konusu mu?

Yüksel Altuntaş: Söz konusu.. Tatlı yiyecekler, içecekler, işte özellikle unlu mamuller buna yol açıyor. Yani buna bir şekilde bir tahammülsüzlük söz konusu. Şimdi bu gıdalarda bu mamüller insülin hormonunu bir şekilde uyarıyor, insülin gereğinden fazla, gereksiz yerde fazla salgılanıyor ve şeker düşüklüğü oluyor. Şimdi özellikle gençlerde şişman olmasa da belli hassasiyet sonucu bunlar oluşabiliyor. Örneğin kuvvetli bir kahvaltı sonrası, özellikle de bu üniversite sınavlarına girişte, genellikle anneler babalar işte kuvvetli bir kahvaltı sonrası işte başarının yükseleceğini düşünerekten kuvvetli bir kahvaltı, basında da bunu görüyoruz. Bu yanlış. Çünkü o kahvaltıdaki özellikle reçeller, ballar, tatlı ve unlu mamuller, alındıktan birkaç saat sonra, genelde bu 2 ile 4 saattir, sınav esnasında şekerin hızla düşüşüne, bu esnada şeker düşüklüğüne bağlı olaraktan dikkat toparlayama, unutkanlık ve fenalık hissiyle belki de sınav performansının düşmesine yol açıyor. Aslında bu çok önemli bir konu. Bu tür bireylerin hazırlıklı olup buna da önlem alması gerekiyor.

Sibel Güneş: Nasıl bir önlemden söz ediyorsunuz?

Yüksel Altuntaş: Böyle bir kişinin daha çok proteinli besinler alması sabah kahvaltısını özellikle. Alacağı karbonhidratların da kompleks olması lazım. Örnek, meyvesuyu değil, meyve. Ekmek, beyaz ekmek yerine kepekli ekmeği, işte bal ve reçel kesinlikle olmayacak.

Sibel Güneş: Kompleks derken kan şekerini yükseltme oranının düşük olması gerekiyor değil mi..

Yüksel Altuntaş: Evet evet, bazı unlu mamuller, tatlı gıdalar iki türlü. Bir; kanın şekerini hızla yükseltenler, ki bunlar bildiğimiz sofra şekeri, bal, reçel, bir de geç yükseltenler, yavaş yükseltenler. Bunlar da bildiğimiz meyva, işte kepek ekmeği gibi. Dolayısıyla ama her şeye rağmen gene düşebilir, düştüğü zaman da örnek sınavda, işte yanında tatlı bir ürün, işte diyelim ki işte bir gofret bulundurabilir. Çünkü o esnada yapacak hiçbir şey yok, o zaman almak lazım.

Sibel Güneş: Peki trafik kazalarında da bir faktör mü?

Yüksel Altuntaş: Aynı şeyler söz konusu. Ben bunun Türkiye'de çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü biz, şu anda bir isim veremeyeceğim ama, böyle bir çalışma yaptık otobüs şoförlerinde. Otobüs şoförlerinde bu tokluk şekeri düşüklüğünü önemli ölçüde yüksek bulduk. Bunlardan daha çok şişman, özellikle verdiği molalarda işte güzel yiyip içen insanlar. Dolayısıyla uzun yol bir müddet sonra, 2 ila 4 saat sonra şeker düşüklüğüne yol açaraktan, konsantrasyon, dikkat kusuruyla trafik kazalarının bunda önemli bir rol olduğunu düşünüyorum. Hatta bu insanlara, özellikle uzun yol şoförlerine, tır şoförlerine, kamyon şoförlerinin bu şeker yükleme testini yapıp bu şeker düşüklüğü eğilimi olan insanların mutlaka tedavi programı içerisinde olması gerekir ve önlem alınması lazım. Bunun özellikle önemli olduğunu düşünüyorum.

Sibel Güneş: Evet, izleyicilerimizden gelen sorular var, onları size iletmek istiyorum. Türkan Çardak göndermiş bir soru: "Adet dönemlerimden önce gözlerim kararıyor ve başım dönüyor. Bu kan şekeri düşüklüğünden olabilir mi?" diye bir soru göndermiş.

Yüksel Altuntaş: Şimdi aslında kadınlarda daha fazla sıklık şeker düşüklüğü. Özellikle kadınlarda, genç kadınlarda adet dönemi öncesinde kan şekeri düşüklüğü oluyor. Bu hormonsal dengesizliğe bağlı. Örneğin 30 miligramla, 40 miligrama kadar düşüyor. Biliyoruz ki biz kan şekeri işte 75-80 ila 110 miligram arasında değişiyor. Bunun 30 miligrama veya 40 miligrama düştüğünü düşünün, müthiş belirtilerle insanların günlük hayatını ciddi derecede etkileyebilir ve doğrudur, şeker düşüklüğü bu.

Sibel Güneş: Peki adet döneminde kadınların sizlerin de çok iyi bildiği gibi tatlı yiyeceklere olan düşkünlüğü veya aşırı tuzlu yiyeceklere olan düşkünlüğü artıyor. Aslında eğer böyle bir hormonal de bir altyapı varsa ve düşüklük söz konusuysa yanlış bir beslenme biçimi bunu tetikleyebilir mi? Bu konuda öneriniz nedir?

Yüksel Altuntaş: Tabi çok önemli. Burda bir kere eğer şişman değil ise, mutlaka bir endokroloji uzmanına gidip tetkik ettirmek gerekir, yani araştırmak lazım, hangi tip, neden düşüyor.. İkincisi; mutlaka beslenme alışkanlığını değiştirmek gerekiyor. Özellikle unlu ve şekerli mamuller dediğimiz, kana hızla karışan gıdalardan mutlaka uzun durması gerekiyor o dönemde. Bunun dışında eğer yenecekse mutlaka kana geç karışan bu unlu mamulleri veya işte karbonhidratları öneriyoruz. Bunlar örneğin diyelim ki pirinç pilavı yerine bulgur pilavı önereceğiz, beyaz ekmek yerine kepek ekmeği, meyvesuyu yerine meyvanın kendisi, işte kuru hurma, kuru incir, kuru üzüm gibi konsantre meyvalar, kurutulmuş meyvalar, işte çay kahve, özellikle aç karnına ve cintonik, şaraf... Şekerli içkilerde de bu özellik var. Örneğin kola. Mesela kolalı içecekler, içilecekse şekersiz, tatlandırıcı kolaları öneririz. Bu da aynı şekilde şeker düşüklüğüne yol açıyor. Bir de mesela çay, kahve. İçinde şeker içermediği halde tatlandırıcı da kullansanız, içindeki şeylerden dolayı özellikle aç karnına bu düşüşü sağlıyor. Yani aç karnına insanların bu çay kahveden de uzak durmalarını bu insanların öneriyoruz.

Sibel Güneş: ...Uykuda soluk kesilme problemiyle düşük kan şekeri arasında da bir ilişki var mı?

Yüksel Altuntaş: Tabi, ilişki var. Bu tür insanlarda kan şekeri düşüyor. Bizim bu konuştuğumuz şeker düşüklüğü aslında hep böyle tokluluk şeker düşüklüğü aslında. Bu insanlar şişman oldukları için şişmanlığa bağlı veya zayıf da olsalar, bu ama daha şişman olan insanlarda olduğu için uykuda soluk kesilmesi, bununla tokluk şekeri, kan şekeri düşüklüğünün çok yakın ilgisi var.

Sibel Güneş: Evet, iyen bir izleyici sorumuz var, Ercan Sayılgan göndermiş soruyu: "3 yıldır kan şekeri düşüklüğü sorunum var. Ailemde diyabet riski bulunuyor. Bu ileride benim de diyabet hastası olmama zemin hazırlar mı?"

Yüksel Altuntaş: Olabilir. Ailede şeker hastalığı varsa, izleyicimizde olduğu gibi kilo problemi varsa muhtemel üçüncü veya dördüncü şeyden sonra, 30 veya 40 yaşından sonra muhtemelen şeker hastalığı olma ihtimali var. Yani zaten ilginç şekilde önce kan şekeri düşüyor, bir müddet sonra kan şekeri yükseliyor, yani şeker hastalığı oluşuyor, tabi herkeste olmaz. Dediğim gibi iki tane şartı var. Bir; ailede mutlaka bir diyabetli olacak ve siz kilolu olacaksınız.

Sibel Güneş: Yine bir izleyici sorusu var, Aslı Yazıcı'nın gönderdiği bir soru var: "Uzun süredir uğraşmama rağmen kilo veremiyorum. Kan şekerim çok sık düşüyor. Düştüğü zaman da tatlı yenmesi öneriliyor. Ancak tatlıdan sonra sürekli birşeyler yeme ihtiyacı duyuyorum. Bu durumda sağlıklı kilo vermek için kan şekerimi nasıl dengede tutman gerekir?" Aslında biz geçmişte yaptığımız programlarda şişmanlık konusunu irdelerken de bu problemin şişmanlığı da tetikleyici bir faktör olduğunun altını çizdik. Bunu biraz detaylandırır mısınız?

Yüksel Altuntaş: Şimdi şöyle, kan şekeri düşüklüğü söz konusu. Tabi şeker düşüklüğünün de burda iki türlü faktörü var. Bir; insülin hormonu ki insülin hormonu kan şekerini de düşürür. Kan şekerini düşürdüğü zaman acıkma hissi olur, acıktığınız zaman yemek yersiniz ve kilo veremezsiniz. Ama bazen insülin yüksek olmadan da olabiliyor. Yani insüline karşı hassasiyet oluyor. Her iki halde de insanlar kilo vermek isteseler de, ne yaparlarsa yapsınlar zayıflama mümkün olmayabiliyor. Burda önce bunu tespit etmek gerekiyor. Tespit ettikten sonra da bunu önlemek için bazı işte yöntemlere başvurmak gerekiyor. O yüzden mutlaka önce bir endiklonog tavsiye ediyorum, bir endokroli uzmanı. Ondan sonra o programla bir diyetisyen kontrolüyle bu işi, zaten Akdeniz diyeti dediğimiz zayıflama programları da bunu engelliyor zaten aslında. Fakat bazı ilaçlar da bun ayardımcı olabiliyor tabi duruma göre bazı ilaçları yardımcı olarak verilebiliyor. Yani bu kan şekerinin özellikle gıdalarla alınan karbonhidratların kana geçmesini yavaşlatan, dolayısıyla insülinin salgılanmasını yavaşlatan bazı yardımcı ilaçları da duruma göre kullanabiliyoruz.

Sibel Güneş: Evet, bir izleyicimiz var hatta, sorusunu alalım. Gamze Hanım günaydın, sorunuzu alabilir miyiz.?

Gamze: Günaydın. Hamileyken benim ....sıvısında ışırı su fazlalığı oldu. Bana yüz gram üzerinden şeker yüklemesi yapıldı. Saat başı 75, 65 ve 55 şeklinde çıktı. Doktorumda benim hipoglisemi hastası olduğumu söyledi. Benim sırf hamileliğimde değil ömrüm boyunca bu şekerimin beni etkileyeceğini söyledi. Fakat ben doğumdan sonra bir diyabet uzmanına gitmedim. Fakat şikayetler bende aşırı derecede var. Bir diyabet uzmanına gidip beslenmemi acaba onun öncülüğünde mi düzenlemem gerekiyor? Teşekkür ederim.

Yüksel Altuntaş: Çok önemli bir soru. İzleyicimize şunu sormak isterim, hamilelik öncesi kilolu muydu, zayıf mıydı? Bir de ailede şeker hastalığı var mı? Eğer bunlar varsa ilerde diyabet olma riskinden dolayı çok önemli. Eğer bunlar yoksa bir kan şekeri düşüklüğü söz konusu ama herhangi bir hastalığa yol açmaz, sadece bunun belirtileri rahatsızlık verir. Tabi bunun da değerlendirilmesi lazım, bir endokroloji uzmanına kontrol olmasında yarar var.

Sibel Güneş: Yüksel Bey, nedenlerinden, belirtilerinden söz ettik. Siz başlangıçta biraz bilgi verdiniz ama düşük kan şekerinin altında yatan faktörler içerisinde diyabetin dışında hangi hastalıkların olma ihtimali var? O yüzden herhalde çok daha ciddi araştırılması gerekiyor.

Yüksel Altuntaş: Pankreastaki insülin salgılayan hücrelerin fazla çalışması, bu bir. İkincisi; bütün hormonların yapım yeri hipofizdir beyinde. Bu hipofiz bezinin hastalıklarında, sonra böbrek üstü bezindeki kortizon yapan bezin hastalığında, onun dışında yine diğer karaciğerle ilgili birtakım hastalıklarda.. Fakat bunlar daha çok nadir nedenler. Dolayısıyla tamamı aslında endokronoloji, yani hormon nedenli diyebiliriz, yüzde 90'a yakını hormon nedenli diyebiliriz.

Sibel Güneş: Peki tedavisinde nasıl bir yol izliyorsunuz? İlaç bu tip problemlerde sıklıkla başvurduğunuz bir yol mudur?

Yüksel Altuntaş: Yok, ilaç bizim en son düşündüğümüz ve yardımcı, bizim mutlaka yapmamız gereken şey hayat tarzında bir değişiklik öneriyoruz. Yapılması gereken şey, mutlaka kilolu ise zayıflayacak, onun dışında beslenme rejimlerinde değişiklikler olacak. Yani kana hızla karışan unlu ve tatlı yiyecek içeceklerden uzak durulacak. Kana daha geç karışan unlu ve tatlı yiyeceklere yönelik olacak. İşte proteinli beslenme mutlaka olacak zaten. Bunun dışında da eğer diyabete eğilimliyse mutlaka egzersiz programı hayat tarzı değişikliğinin yanında, bunları öneriyoruz. Ama bunlara rağmen sonuç alamaz isek, birtakım yardımcı ilaçlar da, ki bunları mutlaka bir endokroloji uzmanı kontrolünde olması gerekiyor, yani alınabilir.

Sibel Güneş: Peki hocam insanlar yoğun bir iş temposu içerisinde koşturuyorlar ve hep genellikle de saat 3'ler, 4'ler herkesin kan şekerinin düştüğü, bir şey yemek istiyorum dediği saatler. Şimdi siz biraz önce konuşurken dediniz ki bazı içinde saf şeker içermeyen şeyler de tercih edilmeli dediniz. Bu tip durumlarda eğer insan kendisinde tatlı bir şey yediği zaman, karbonhidratlı bir şey tükettiği zaman bu dediğiniz yorgunluk, halsizlik gibi belirtiler varsa, bu aralarda neler yiyebilir, yani normalde verimin düştüğü bir durum...

Yüksel Altuntaş: Evet, kan şekerinin düştüğünü hissediyorsunuz değil mi..

Sibel Güneş: Evet, hissettiğimiz zaman ne yapmalıyız?

Yüksel Altuntaş: Bir kere bu esnada eğer öyle bir şey varsa mutlaka çay ve kahveden uzak duracağız, yani çay ve kahvenin içine şeker koymasanız da buna direk yol açabiliyor. O zaman yapmamız gereken, eğer kan şekeri düşüklüğü tespit edilmiş ise, meyve olabilir örneğin, meyve kana geç karışan, içinde işte kompleks karbonhidrat dediğimiz lifli karbonhidratlar olduğu için bunlar kana karışması geçtir, aynı zamanda da sizin o esnada düşen kan şekerinizi yükseltir, iyi bir tedavi yöntemidir. Veyahut da kepekli bir galete, veya kepekli bir bisküvi bunu çoğunlukla düzeltebilir.

Sibel Güneş: Diyette bunlara başvurabilir miyiz hocam bu durumda diyelim ki kepek oranı yüksek ve tatlandırıcı içeren...

Yüksel Altuntaş: Zaten sık acıkmalar olur, bu sık acıkmalar için mutlaka günde 6 öğün yemek gerekir, 3 ana, 3 ara öğün. Bir kere boş öğün atlamaması gerekiyor. Bu aralarda da, bu ara öğünlerde de işte kepekli gıdalar, kompleks karbonhidratlar, işte meyvalar, sebzeler veriyoruz.

Sibel Güneş: Şimdi bir izleyicimiz var hatta Yüksel Bey, sorusunu alalım. Rezzan Hanım günaydın, sorunuzu alabilir miyiz?

Rezzan: Günaydın efendim. Ben doktorumuza kendimle ilgili bir şey sormak istiyorum. Yaşım 55, kilom 57. Bu düşük kan şekerini senelerden beri çekiyorum. En son yaptırdığım tahlilde açlık şekerim 96, tokluk 82 çıktı. Ailede, anneannemde şeker var. Bu arada kilo çok zor veriyorum, spor yapıyorum, ve sık yiyorum, pilav, makarna, beyaz ekmek hiç yemiyorum. Buna rağmen gece 4 kere tuvalete kalkıyorum. Acaba ben şeker hastası olabilir miyim?

Yüksel Altuntaş: Tabiki burda benim sorularım var Rezzan Hanım'a. Birincisi 57 kilo ama boyunuzu bilmediğimiz için...

Rezzan: Boyum 1.62..

Yüksel Altuntaş: Tabi hesaplamak lazım, vücut kitle indeksine göre önemli kilolu olduğunuzu düşünmüyorum aslında ama birinci derece akrabalarınızda şeker hastalığı olmadığı için... Anneannenizde var ama birinci derece akraba daha çok önemli bizim için. Dolayısıyla diyabet eğilimi olduğunu düşünmüyorum şahsen. Ama şeker düşüklüğü ciddi şekilde araştırılması lazım. Burda yapılan tokluk şekeri değil daha çok şeker yükleme testi ile, yani onun standardı var tabiki, yapmak lazım. Ne yapmamız gerekiyor? Yine ben işte bir endokroloji uzmanına gitmesini tavsiye ediyorum. Ona göre bu yaşam tarzı değişikliğini öğreneceğiz.

Sibel Güneş: Hocam sık tuvalete kalkmak, gece 4 kere kalkmak...

Yüksel Altuntaş: Şeker düşüklüğüyle ilgili değil ama onun tabi başka şeyleri de olabilir. Şimdi bazen şöyle oluyor; özellikle bizim bozulmuş glikoz... Yani halk arasında şeker hastalarında, kan şekeri yükseliyor ya da düşüyor. O yükselme esnasında insanlar tabi tuvalete gitme ihtiyacı duyabilir, sonunda şeker düşüklüğü oluyor. Tabi bunu söylemek çok zor şu anda. Sonuçta bir uzmana gitmesini öneriyorum.

Sibel Güneş: Peki siz kahve ve çayın içinde tatlandırıcı olmasa bile önermediğinizi söylediniz.

Yüksel Altuntaş: Evet, özetle aç karnına bu çay ve kahvenin alınması da kan şekeri düşüklüğüne yol açabiliyor, herkeste değil. Dolayısıyla içine şeker koymasanız da buna yol açabiliyorsa, bu tür şeyleri, örneğin çayı açık içmesi gerekiyor bazı insanların. Yine kahveyi de mümkün olduğunca tok karnına almak gerekir.

Sibel Güneş: Aynı şekilde gazlı içecekler konusunda da çekinceleriniz var değil mi hocam. Mesela kolalı içecekler dediniz ama sodayı da katıyor musunuz buna?

Yüksel Altuntaş: Hayır, katmıyoruz, sodada böyle bir problem yok. Ama diğer meşrubat dediğimiz içeceklerde bu çok önemli derecede yol açıyor.

Sibel Güneş: Bunları tüketirken özenli davranmamız gerekiyor. Hocam bu söylediklerinizi tekrar değerlendirirsek, öğrenciler için, ağır vasıta şoförleri için, kilo vermek isteyen insanlar için önerilerinizi sıralar mısınız?

Yüksel Altuntaş: Özellikle öğrenciler için, sınava girecek öğrenciler için mutlaka fast-food dediğimiz, sandviç, unlu pasta olduğu için hızla kana karışıyor. Bunun yerine fast-food dediğimiz gıdalardan uzak duracağız, hızla kana karışan bal, reçel, meşrubat ve diğer pasta unlu mamullerden mutlaka uzak duracağız. Onların yerine benim söylediğim şeyleri önereceğiz. Yani işte meyvesuyu yerine meyvenin kendisi, kepek ekmeği, işte pirinç pilavı yerine bulgur pilavı gibi, sebze meyve ağırlıklı.. Ağır vasıtalar için yapılacak tek şey Türkiye'de özellikle ağır vasıta şoförlerinin yol açtığı trafik kazaları için İçişleri Bakanlığı'na benim şahsi önerim, mutlaka şeker testi yapıp bu ağır vasıta ehliyetlerinin verilmesi gerekiyor. Çünkü bu insanlar kendilerini bilmiyorlar. Dolayısıyla buna önlem almak mümkündür. Çünkü ben şeker düşüklüğüyle trafik kazaları arasında çok yakın bir ilişki olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu konuda yaptığımız bir çalışma da vardı ve sıklık çok fazla. Onun dışında tüm şişman insanların da mutlaka altta yatan şeker düşüklüğü nedeniyle bir taramadan geçmesini öneriyorum ve mutlaka Akdeniz diyeti artı karbonhidratlı, unlu, tatlı, şekerli içeceklerden mutlaka uzak durmalarını öneriyorum.

Sibel Güneş: Evet, aksi halde kilo vermeleri zor oluyor. Değerli bilgileriniz için çok teşekkür ediyorum Yüksel Bey, sağolun.

Yüksel Altuntaş: Rica ederim, ben teşekkür ediyorum.

Sibel Güneş: Bugün kan şekeri düşüklüğü problemini Şişli Etfal Hastanesi'nden İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Yüksel Altuntaş ile konuştuk. Programımızla ilgili soru ve dileklerinizi saglık@ntv.com.tr elektronik posta adresimize bekliyoruz. Tekrar birlikte olmak dileğiyle mutlu bir gün diliyorum...

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları