Home page
Haber Menüsü


IMF’den 3 dev ekonominin analizi
Uluslararası Para Fonu’nun Dünya Ekonomik Görünümü 2002 Raporu, dünya ekonomisinin geleceği bakımından oldukça karamsar unsurlar içeriyor.
İstanbul
CNBC-E
26 Eylül— Uluslararası Para Fonu (IMF) dün yayınlanan Dünya Ekonomik Görünümü raporunda, iyimser beklentilere pek destek vermedi. IMF, dünyanın 3 dev ekonomisi ABD, Avrupa ve Japonya’da toparlanmanın beklenen düzeyde olmadığını, , işlerin gelecek yıl da fazla parlak olmayacağını bildirdi.

   
 
       
   
MSNBC News IMF İcra Kurulu seçimi bekleyebilir
MSNBC News IMF'nin büyüme beklentisi %3.9
MSNBC News Türker: IMF taahhütleri devredilebilir
MSNBC News IMF Başkanı'ndan Türkiye'ye övgü
MSNBC News IMF: Büyüme tahminlerden yavaş olacak
MSNBC News IMF: Borsa dalgalanmaları büyümeyi etkilemeyecek
MSNBC News IMF: Türkiye hedefleri tutturacak
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Raporda, ABD’nin 2002 yılı için yüzde 2.3 büyüme beklendiği, Avrupa Birliği‘nin için de büyüme tahmininin yüzde 0.9‘a indiriği ifade edildi.
       3 dev ekonomi hakkında Dünya Ekonomik Görünümü Raporu’nda yer alan ilginç konu başlıkları şöyle:
       
       Amerika Birleşik Devletleri:
* ABD’de büyüme, 2001 sonları ve 2002 başlarında toparlanma gösterdi. 2001’teki daralma, tarihteki benzerlerinden kısa süreli ve yumuşak olsa da, veriler 2000 yılı ve 2001’in ilk yarısındaki büyümenin dikkati çeker şekilde zayıfladığını gösteriyor. Bunun nedeni olarak ise, kanun yapıcıların düşüşe gösterdiği agresif tepki ve 90’lar boyunca mali pozisyonlardaki gelişme gösteriliyor. 2001’in ikinci yarısı ve 2002 başlarında önemli bir verimlilik artışı oldu ve bu verimlilik kazancı reel ücretleri arttırdı, kar düşüşlerini engelledi.
* 2002’in ilk çeyreğinde ekonomik düzelme, otomotiv ve konut piyasalarındaki sağlıklı tüketim seviyesiyle devam etti. Bunun gerisinde geçmiş yasa yumuşatmalarının, katı ücret artışının ve de hisse fiyatlarındaki düşüşün etkisini kıran gayri menkul değerlerindeki sağlıklı seviye var.
* Aynı yılın ikinci çeyreğinde ise GSMH artışı, ithalat artışındaki sıçrama ve zayıflayan tüketimin etkisiyle önemli ölçüde zayıfladı. Bu dönemde mali piyasalarda gerilemeler oldu, S&P 500 mart sonundan itibaren düşmeye başladı. Dolar, euro ve yen karşısında değer kaybetti.
* Yılın ikinci çeyreğinde keskin biçimde genişleyen cari hesap açığının 2002’de GSMH’nın yüzde 4.6’sına yükselmesi bekleniyor. Yatırım cephesinde ise öngörülen düzelme gecikecek. Bir yandan yılın ikinci çeyreğindeki ekipman ve yazılım harcamalarındaki artış, düşük faiz hadleri ve önceki dönem yatırım niyetleri yatırımı düzeltecek etkiler olurken; öte yandan kimi sektörlerdeki kapasite fazlası ile mali piyasalar ve kredi pozisyonlarındaki genel sıkılaştırmalar yatırımların önünü kesiyor.
* Göreceli olarak kontrol altına alınmış bir enflasyonun etkisiyle FED, federal fon oranları hedeflerini değiştirmedi.
* Maliye cephesinde ise, vergi kesintileri, 11 Eylül sonrası harcamalar ve otomatik düzenleyiciler atlebin artmasında önemli bir rol oynadılar. Artışın ardından 2002 mali yılı bütçe açığı geçen seneki gibi GSMH’nın yüzde 3’ü olarak değil, yüzde 1,75’i olarak bekleniyor.
       
       Euro kuşağı ülkeleri:

* Euro bölgesindeki ekonomik düzelme, Kuzey Amerika ve Asya’nın yükselen ekonomilerinin gerisinde kalmış durumda. 2001 yılının sonlarından beri en ılımlı büyüme ihracat artarken ithalatın azalmasıyla gerçekleşti. İthalatın düşüşün gösterdiği gibi bölgedeki çoğu ülkenin iç talebi düşmüş durumda. Rapor, 2002 sonu ve 2003 yılında çeşitli faktörlerin ekonomik büyümeyi desteklemesi tavsiye etti.
       Rapora göre;
* İş dünyası ekonomik aktiviteyi desteklemeli
* Gelir artışı, azalan enflasyon ve emek piyasasının son yıllardaki süpriz performans artşıyla desteklenen tüketim de ekonominin düzelmesine katkı da bulunmalı
* Yatırım harcamaları güçlendirilmeli, kapasite iyileştirmeleri yapılmalı
       Euro bölgesinde GSMH büyümesinin 2002’de yüzde 0.9, 2003’ te yüzde 2.3 olması bekleniyor.
       
* Almanya’daki endüstriyel üretim ve iç talep projeksiyonları kısmen belirsizliklerini koruyor. Almanya zayıflıkların ise tüm avrupa ülkelerine etkisi olabilir.
* Bölgenin ekonomik performansı, son küresel şokların etkilerindeki farklılaşmalara, mali baskıların farklılıklarına ve de yapısal şartlara bağlı olarak değişiklikler göstermeye devam ediyor.
* Önde gelen ekonomiler arsında Almanya ve İtalya’da iç talep düşerken, Fransa istihdamı yükselten emek piyasası düzenlemeleri nedeniyle daha iyi durumda.
* Enflasyon, ekonomik yavaşlama boyunca, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) belirlediği seviye olan yüzde 2 civarında seyretti, çekirdek enflasyon (enerji, yiyecek, alkol ve sigara hariç) ise 2002 başlarından beri yüzde 2.5 civarı seyrediyor.
* Önümüzdeki dönem, geçici faktörlerin etkisi kısıldıkça (bunlara petrol ve taze yiyecek fiyatlarındaki geçmiş dönem artışlar ve Euro değişiklikleri de dahil), verimlilik dairesel seyrinde kaldıkça ve eğer Euro’nun güçlenişi devam ettirilirse, enflasyonun düşmesi bekleniyor.
* Bu yılın başlarında, sınırlanan çekirdek enflasyon ve yılın kortasında düzelmesi beklenen büyümeyle birlikte, ECB çok yerinde bir karar vererek, elde tutulan varlıklara faiz koydu.
* Geçen aylarda, Euro’nun değer kazanması parasal şartlarda kısıtlamalara neden oldu. Çekirdek enflasyonun düşmeye başladığına dair belirtiler var ve ekonomik düzelme kararsızca ilerleme görünümü veriyor.
* Mali cephede ise, Euro bölgesindeki yapısal açığın, gereken politikalar üye ülkeler arasında önemli değişiklikler gösterse de, bu yıl içerisinde tekrar daraltılmaya başlanması gerekiyor.
* Almanya’nın, İstikrar ve Büyüme Paktı’nın 2002’de belirlediği yüzde 3 limitin (Portekiz’in bu sene de aştığı limit) yakının da olması bekleniyor. Revize edilmiş bütçe tahminleri ve son vergi kararlarının ardından, Fransa’nın mali pozisyonu daha zor gözüküyor.
* İtalya’nın ise 2005’te ulaşmayı planladığı mali dengeyi bulması için daha ciddi bir çaba içine girmesi gerekiyor.
* Genel olarak Euro bölgesi ülkelerinin çoğu, yüksek vergi oranalrını sınırlayacak ve önümüzdeki 10 ila 20 yıl için öngörülen kamu emeklilik ve sağlık yükümlülüklerini yerine getirebilecek bir bakış açısına sahip olmak için orta vadede mali pozisyonlarınıgüçlendirme ihtiyacı içindeler.
* Mali hedefler ve Euro bölgesinin büyüme potansihyelini arttırma ihtiyacı kimi yasal düzenlemeleri zorunlu kılıyor. Geçen senelerdebu yönde kimi adımlar atıldı; örneğin bazı ülkeler esnek üretim modelini uygulamaya başladı. Bu yöntemle iyileştirilen maaşlar istihdamın artmasına katkıda bulunda ve 90’ların ikinci yarısında işsizlikl azaldı.
* Tüm bu gelişmelere rağmen, bölgedeki istihdam oranları ABD gibi kimi gelişmiş ülkelerin gerisinde. Bu yüzden üretim piyasası ve finans sektöründe de reformlar gerçekleştirilmeli.
       Tek tek ülkelere göre ise veriler şöyle:
* Birleşik Krallık’ta büyüme, 2001 yılının son çeyreğinde keskin şekilde yavaşladı fakat ardından bı yılın ikinci çeyreğinde tekrar sıçradı. Tüketimse diğer büyük bölge ülkeleriyle kıyaslandığında yüksek bir seyir izledi. Üretim sektörü de 2000 yılından itibaren gelişme kaydetti.
* Danimarka, İsveç ve Norveç’te büyüme düzenli olarak yükseliyor, bu oranın 2002’te yüzde 1.5, 2003’te yüzde 2-2.5 seviyesine ulaşması bekleniyor. İsveç’te enflasyon baskısı ve artan büyümeyle birlikte parasal politika 2002’de sıkılaştırıldı. Bundan sonraki para politikası ayarlamaları için ekonomik düzelme tam olarak sağlanana kadar beklenmeli.
* İsviçre’de çok düşük seviyelerde seyreden enflasyonla birlikte İsviçre frankının aşırı değerlenmesi baskılarını yumuşatmak için otoriteler faiz oranlarını düşürdü. Ülke ekonomisinin 2002’de durgunlaşması fakat büyümenin 2003’te yüzde 2 seviyesine sıçraması bekleniyor.
       
       Japonya:

* Japonya, son 10 yılın üçüncü ve en katı daralmasını yaşıyor. Önlerindeki en temel konu ise, çok düşük seviyelerdeki büyüme oranlarını canlandırabilmek. Bunun için de makroekonomik politikaların yanında yapısal düzenlemelere ihtiyaç duyuyorlar.
* Milli gelir hesapları, ekonomik aktivitenin 2002 yılının ilk yarısında domestik talep göreceli olarak zayıf kalsa da, net ihracatla alttan alta desteklenerek, hızlandığını gösteriyor.
* Reel GSMH’nın 2002 yılı sonunda yüzde 0.5 düşmesi öngörülüyor. Yurtiçi talebin, tüketimin 2002’nin ikinci yarısında artmasıyla ve iş yatırımlarının yıl sonunda düzelmesiyle yükselmesi bekleniyor.
* 2003 yapısal mali açığının GSMH’nın yüzde 1’i kadar düşmesi beklenirken, bu düşüşün bir kısmı kısa zaman önce açıklanan vergi kesintileri nedeniyle sekteye uğrayabilir.
* Hisse senedi fiyatlarındaki düşüş, güvenleri sarsarak ve de halihazırda düşük büyüme hızı ve düşen varlık fiyatlarıyla zayıflamış olan bankaların zor durumdaki mali pozisyonlarını daha da düşürerek, ekonomik aktiviteyi etkileyebilir.
       2001 yılında başa geçen Koizumi hükümeti, ekonomik programa bazı yapısal düzenlemeleri de kattı. Bunlar:
* Bankaların finansal karlılığını arttırmak
* Tüzel düzeyde yeniden yapılanmayı hızlandırmak
* Orta vadeli mali konsolidasyon stratejisinin kredibilitesini arttırmak
* Ekonomik aktiviteyi desteklemek için daha agresif bir parasal uyarıcıyı devreye sokmak
* Uygun yeniden yapılanma insiyatifinin yokluğunda, mali politikaların, orta vadede borç oranını stabilize edecek konsolidasyonun başlatılmasına odaklanması.
       _____________________________________________
       
       Derleyen: Fırat Genç
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları