Home page
Haber Menüsü


Moody’s: Program şaşarsa, not düşer
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moodys’in Türkiye analisti Kristin lindow, istikrar programı ve Avrupa Birliği rotasından sapma olması halinde Türkiye’nin notunu düşürebileceklerini söyledi.
Berfu Aytaç/İstanbul
CNBC-E
19 Eylül— Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moodys’in Başkan Yardımcısı ve Türkiye Analisti Kristin Lindow, ekonomik program ve Avrupa Birliği konularında sarfedilen çabaların azalması halinde Türkiye’nin notunu düşürebileceklerini söyledi. CNBC-e’ye konuşan Lindow, “Mali sistemi rayına oturtmak için gösterilen çabalar ile ekonominin Avrupalılaşması yönünde atılan adımlar boşa çıkarılırsa, işte o zaman bir not düşürme söz konusu olabilir” ifadesini kullandı.

   
 
       
   
MSNBC News Lindow: Belirsizlik 1.5 yıl sürürse, not düşer
MSNBC News Moody's bankaların notunu düşürdü
MSNBC News Moody's: Derviş seçime kadar kalsın
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 


       Türkiye Analisti Lindow, son yıllarda Avrupa Birliği’ne katılım için gösterilen isteğin, ekonominin istikara kavuşmasında önemli bir rol oynadığını kaydetti.
       Lindow, “Eğer AB hedefini ve bu konuda gösterilen çabaları bitirirseniz, ekonominin yönetimi kontrolden çıkar” dedi.
       
TARİH ÇIKMAZSA, PİYASALAR ÇÖKMEZ
       Lindow’a göre, toplumda oluşan beklentinin aksine, piyasalar Aralık’taki Kopenhag Zirvesi’nden Türkiye’ye bir müzakere tarihi çıkmasını zaten beklemiyor. Lindow şöyle devam ediyor:
       “Çok da olumsuz bir etkisi olmaz piyasalara, çünkü zaten böyle bir beklenti yok. Ayrıca, Avrupa Birliği, bu genişleme sürecini nasıl şekillendireceği konusunda zaten birtakım içsel sorunlar yaşıyor. Yani eğer tarih çıkmazsa, bu Türkiye’ye özgü bir karar olmaz. Çünkü, Birlik’e ilk turda katılacak ülkelerle ilgili zaten bir kargaşa var. Ancak, başka faktörler de var elbette. Türkiye’nin AB’ye uyum sürecindeki reformları henüz çok yeni. Sanırım, bu reformları Aralık’a kadar değerlendirecek yeterli vakitleri olmayacaktır.”
       Lindow, AB içinde genişleme süreciyle ilgili taşlar yerine oturduğunda, Türkiye’nin gündemin üst sırlarında yer alacağına inanıyor.
       Lindow bu konuda, “Aday ülkelerin Birlik’e ve ortak para birimine ne zaman katılacağı netleşirse, Türkiye gündemin üst sıralarında yer alır. Ancak şu anda Kıbrıs ve diğer ülkelerle ilgili bu kadar çok belirsizlik varken zor görünüyor” yorumunu yapıyor.
       
GÖSTERGELER CESARET VERİCİ
       Lindow, seçim ortamının getirdiği belirsizliğe rağmen ekonomik göstergelerin son derece cesaret verici olduğunu düşünüyor.
       Lindow’a göre, seçim ortamında binlerce söylentiye karşılık, ekonominin yavaş yavaş iyileşme sürecine girdiği ve geçen yılki daralmadan kurtulduğu görülüyor.
       Lindow, “Göstergeler oldukça cesaret verici. Demek ki seçimlerin getirdiği belirsizliğe rağmen, işletmeler faaliyetlerine etkin bir şekilde devam ediyor” ifadesini kullanıyor.
       
HEDEFLER TUTTURULABİLİR
       Lindow, yüzde 35’lik enflasyon ve % 3’lük büyüme hedeflerinin ise tutturulabileceğini belirterek, şöyle konuşuyor:
       “Ancak son birkaç ayda Türk Lirası’nda yaşanan değer kaybının, enflasyona olan yansımasını da görmek lazım. Yine de ilk sonuçlar cesaret verici. Aslına bakarsanız, yüksek büyüme ile düşük enflasyon rakamlarının bir arada görülmesi oldukça sıradışı.”
       Kendisine yöneltilen soruları yanıtlarken, Lindow’un en çok vurguladığı nokta ekonomi politikalarına sahip çıkılması gerektiği oldu. Lindow’un 2003 yılı hedeflerine yönelik değerlendirmesi ise şöyle:
       “Şu anda yorum yapmak için erken. Siyasi cephede bir belirsizlik var. Ancak ekonomi politikalarına şu anda öngörüldüğü haliyle bağlı kalınırsa bir sorun yaşanacağını zannetmiyorum. Yine de yeni kurulacak hükümetin programa sadık kalıp kalmayacağını bilmemek bir endişe yaratıyor.”
       
HASSAS NOKTA PROGRAMIN GELECEĞİ
       Moody’s analisti, Türkiye’nin şu anki en hassas ve kırılgan noktasının seçimlerden sonra iktidara gelecek hükümetin yapısı olduğunu düşünüyor. Lindow’un seçim sürecine ilişkin değerlendirmesinde şöyle konuşuyor:
       “Bazı siyasi partiler, seçim kampanyasında nasıl bir tavır takınacaklarına henüz karar veremediler. Yüzde 10 barajının altında kalacak gibi görünen bazı partiler, seçim tarihiyle ilgili endişeler taşımaya başladı. Bu konuda yapılan manevralar, aslında bizim seçim kararı alınmadan önce yaptığımız ve “Bu tarihte bir seçimin kendileri için çok da sonuç getirmeyeceğini” söylediğimiz analizlerimizin doğruluğunu kanıtlıyor. Aslında Türkiye’nin en hassas olduğu nokta ekonomi programının geleceğiyle ilgili bir belirsizlik olması. Çünkü seçimlerden sonra kimin başa geleceğini bilmiyoruz, tıpkı 3 Kasım’dan sonra ekonomi programına ne olacağını bilmediğimiz gibi.”
       
AKP PROGRAMIN ÖNEMİNİ ANLAYACAKTIR
       Seçim sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Lindow’a, seçimlerden birinci parti çıkması en muhtemel parti olan AKP’yi sorduğumda, spekülatif bir yorumda bulunmaktan kaçındığını söylüyor. Ancak birkaç söz söylemekten de geri durmuyor:
       “Seçimlerden sonra başa kim gelirse gelsin, mevcut ekonomi programının ülke için ne kadar hayati bir önem taşıdığını anlayacaktır. Eğer Türkiye AB’ye entegre olmak istiyorsa bunu yapmalı. AKP de şimdiye kadar AB’ye uyum sürecini desteklediğini söyledi. Öyleyse bu amaca ulaşmak için şimdiye kadar yürütülen politikaları da destekleyeceklerdir. Ancak, ekonomi yönetimini Kemal Derviş’e bırakmak istemediklerini söyledikleri için ekonominin başına kimi getirecekleri de önemli.”
       
PİYASALAR ALIŞIYOR
       Lindow’a göre, piyasalar her an kriz ortamında olamayacakları için; farklı yöntemler geliştirerek uyum kabiliyetlerini artırmaya çalışıyor:
       “Piyasalar kendilerince olayları algılamaya çalışıyor. Örneğin siyasi partilerin tutumlarına bakarak en olası sonucu kestirmeye çalışıyorlar. Aslında şu anda bazı nüfuzlu kişilerin belli bir pozisyon alması, piyasalarda genel bir iyimserlik ya da kötümserlik olarak algılanıyor. Ortam oldukça dalgalı. Temmuz ayında Türkiye’nin görünümünü “negatif”e çevirdiğimizde, bu birkaç ayın böyle inişli çıkışlı olacağını tahmin ediyorduk.”
       
BREZİLYA DAHA ZOR DURUMDA
       Lindow, seçim sürecinden geçen Brezilya ve Türkiye arasındaki karşılaştırmasında da, Brezilya’nın daha güç durumda olduğunu kaydediyor.
       Lindow, Türkiye’nin kredi notunun şu anda B1 olduğunu hatırlatarak Brezilya’nın kredi notunun 2 ay once B2’ye düşürüldüğünü belirtiyor.
       Brezilya’da, Türkiye’nin aksine, seçimlerden sonraki sürece dair çok fazla belirsizlik olmadığını kaydeden Lindow, sözlerini şöyle sona erdiriyor:
       “Buna rağmen, ekonomik reformların uygulanacağına ilişkin zorluklar ve belirsizlikler Brezilya’da daha fazla. Türkiye’nin ise, gerekli siyasi irade oluştuğu takdirde, ekonomik açıdan şansı daha yüksek.”
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları