Home page
Haber Menüsü


Güncelleme: 16:30 TS 21 Eyl., 2000
Kevin Costner
Kevin Costner
bir inişte bir çıkışta
Hollywood’un yakışıklı aktörü, inişli çıkışlı grafiği ile adından söz ettirir oldu. Costner, şeytanın bacağını “Aşk Oyunu” adlı filmle kırmayı hedefliyor.
Michael Day Shannon
    14 Temmuz—  Oscar ödüllü Kevin Costner adı son yıllarda uzun ama başarısız filmlerle anılmaya başlandı. Oysa bir zamanlar geleceği parlak aktörler arasında bir numarada gösteriliyordu. Aktörün inişli çıkışlı hayatından bir kesit sunuyoruz.  

   
 
       
    MSNBC News Filmler, sinemalar, seanslar
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Kevin Costner adı geçince çoğu kişinin aklına ya dev bütçeli hayal kırıklığı yaratan filmler ya da beyzbol filmleri gelir. Sahi Kevin Costner şimdilerde ne yapıyor? Tüm o hayal kırıklığı filmlerden önce Kevin Costner geleceği parlak bir aktördü. Şimdi Costner’ın kariyerine bir göz atalım.

Kevin Costner        Kevin Costner 18 Ocak 1955’de California’da doğdu. İki kere evlendi ve bu evliliklerden dört çocuğu var. Costner’ın film kariyeri yetmişlerin başında “Sizzle Beach USA” adlı filmle başladı. Seksenlerin başına dek önemli bir rol alamadı. Daha sonra “The Gun Runner”, “Table for Five” ve “American Flyers” gibi filmlerde kısa roller aldı. Costner ilk büyük çıkışını Kevin Kline’la birlikte rol aldığı komedi Western “Silverado”yla 1986 yılında yaptı. Bu filmden sonra Costner yükselmeye başladı. 1987’de Brian de Palma ona en iyi filmlerinden biri olan “The Untouchables”da rol verdi. Costner bu filmde doğrucu kanun adamı Elliot Ness’i canlandırıyordu. Al Pacino’yu canlandıran Robert de Niro ve filmdeki rolüyle Oscar kazanan Sean Connery bu filmde Costner’a eşlik ettiler. “The Untouchables”la Costner adı gişede başarı kazanmaya başladı. Kevin Costner bir sonraki filmi olan “No Way Out”da Gene Hackman’la birlikte rol aldı.
       
OSCAR GELİYOR
       Costner’ın bundan sonraki filmleri beyzbol konuluydu. Önce “Bull Durham” adlı filmde Crash Davis’i canlandırdı. Bu filmde tanışan Susan Sarandon ve Tim Robbins daha sonra evlendiler. Costner’ın ikinci beyzbol filmiyse “Field of Dreams-Düşler Tarlası” oldu. Bu filmde Ray Liotta da iyi bir çıkış yapmıştı.
Kevin Costner, Oscar kazandığı "Kurtlarla Dans" filminde
Kevin Costner        Costner’ın bir sonraki filmi “Revenge” farklı ülkelerde farklı zamanlarda vizyona girdi. Madeline Stowe ve Anthony Quinn’in de rol aldığı bu film Costner’ın önceki filmleri kadar beğenilmedi.
       Kevin Costner bir sonraki filmi “Dances with Wolves”da hem oynadı hem de filmi yönetti. Herkesin başarısız olacağını söylediği bu filmle Costner, bir Oscar kazandı. “Dances With Wolves” 1990 yılının en iyi film Oscar’ını aldı. Costner’ın bundan sonraki iki filmi de büyük gişe filmleriydi. Ancak ikisi de kötü eleştirilerden nasibini aldı. “Robin Hood-Prince of Thieves” ve “The Bodyguard” o zamanın iyi filmleri arasına girdiler ancak şimdi iki film de pek beğenilmiyor. Bu filmlerden sonra Costner, Oliver Stone’un “JFK” adlı filminde başarılı bir oyun çıkardı. 1963 ‘de Başkan Kennedy’nin vurulmasını araştıran savcı Jim Garrison’ı canlandıran Costner, bu filmde yer alan diğer oyuncuları gölgede bıraktı. “JFK” de tıpkı “Dances With Wolves” gibi üç saate yakın bir filmdi. Artık Costner filmlerinin uzunluğu film dünyasında bilinen ve beklenen bir unsur olmuştu. Hatta Costner’ın kendisi bile uzun filmlerden hoşlandığını söylüyordu.
       
İNİŞ BAŞLIYOR
       “JFK” filminden sonra Costner’ın kariyeri dalışa geçti. Aradığınız kelime “Waterworld”!!
       Tüm dünyanın su altında kaldığı bir kıyamet öyküsünü anlatan film eleştirmenlerce acımasızca eleştirildi. Eleştirilerin çoğu kişiseldi. Pek o kadar iyi olmasa da film aslında o kadar da kötü değildi. Ama “Waterworld”den sonra gelen film gerçekten de kötüydü. “The War” o kadar kötüydü ki bazı ülkelerde doğrudan video ya da televizyona satıldı. Bir sonraki film üç saatlik “Wyatt Earp” yine çok iyi değildi ve bazıları için son derece sıkıcı bir filmdi. Fakat bu filmin esas şanssızlığı bir kaç ay önce aynı öykünün daha kısa bir film olan “Tombstone”da kullanılması olmuştu. Costner bir sonraki filmi “Tin Cup” ta yine spor dünyasına döndü. Golf dünyasında geçen bu aşk hikayesinde Rene Russo’yla başrolleri paylaştı. “Tin Cup” çok başarı kazanmadı ama buna “Waterworld” hezimetinin sebep olduğunu söyleyebiliriz. Ne yazık ki Costner’ı başka felaketler bekliyordu. Konusu gelecekte geçen, “The Postman” adlı bir başka felaket filmi Kevin Costner’ın kariyeri için gerçekten felaket oldu. Film çok kötüydü ve bunu herkes biliyordu!! Yine de yapımcı firma Warner Bros filmi doğrudan videoya göndermedi. Filmin tanıtımlarını yaparak vizyona soktu. Ancak filmin gişesinin son derece başarısız olması, bu kararlarından dolayı onları pişman etti. “The Postman” “Waterworld”den bile daha büyük bir kayıptı. 1998’de Costner yine Warner Bros’la, bu kez romantik bir dram olan “Message in a Bottle” adlı filmde oynadı. Bu filmde Costner’a Robin Wright Penn ve usta aktör Paul Newman eşlik etti. Costner son filminde tekrar beyzbol dünyasına döndü. “For Love of the Game-Aşk Oyunu”nda Kelly Preston’la rol alan aktör, eski ününü kaybetmeye başlayan ve özel hayatında da problemleri olan bir beyzbol yıldızını canlandırıyor. Bu film, Costner’ın son filmlerinin aksine, ona gişe popüleritesini geri vereceğe Benziyor. Hep birlikte göreceğiz.
       
       

       
 
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları