| | | | 1987 yılına gelindiğinde faizlerin oranı vergi gelirlerinin 4’te birini bulurken, 1994 yılında vergi gelirlerinin yarısını faize ayırmak gerekti. 1997 yılında faizin vergi gelirlerine oranı yüzde 48’e kadar gerilerken, bu oran 1999 yılında yüzde 72.4’e, 2000 yılında ise yüzde 77.1’e çıktı.
2001 yıl sonunda ise faizlerin vergi gelirlerine oranı yüzde 103.3’ü görerek vergi gelirini aştı. Bu oranın yüzde 94.3’ü iç borç faizleri için yüzde 9’u ise dış borç faizleri için ödendi.
Geçen yıl 39 katrilyon 767 trilyon liralık vergiye karşılık, 41 katrilyon 64 trilyon liralık faiz ödemesi gerçekleştirildi.
1980 yılında iç ve dış borç ana para ödemeleri vergi gelirlerinin sadece yüzde 7.7’si düzeyinde bulunurken, bu oran sırasıyla 1984’te yüzde 21.3’e, 1985’te yüzde 41.2’ye 1987’de yüzde 59.5’e sıçramasına karşılık, 1990 yılına gelindiğinde yüzde 36.4’e kadar geriledi.
Ancak bu durum uzun sürmedi ve 1995 yılında vergi gelirlerinin yüzde 122.3’ünü buldu.
1997 yılında bu rakam yüzde 68.2’yi tekrar görürken, geçen yıl sonu itibariyle yüzde 133’ü buldu. Geçen yıl 52 katrilyon 899 trilyon liralık iç ve dış borç ana para ödemesi yapıldı.
FAİZ VERGİ GELİRLERİNİN 2.3 KATI
Ana para ve faiz ödemelerinin vergi gelirlerine oranı ise yüzde 236.3’ü buldu. Bir başka deyişle vergi gelirlerinin 2.36 katına kadar çıktı. Oysa bu oran 1980 yılında vergi gelirlerinin sadece yüzde 11.9’u dolayında bulunuyordu.
Anapara ve faiz ödemeleri 1993 yılında yüzde 123’ü 1996 yılında da yüzde 209.1’i buldu. 1997-2000 yılları arasındaki iyileşmeye karşılık geçen yıl sonu itibariyle yeniden yüzde 200’ü üzerine çıkarak vergi gelirlerinin yüzde 236.3’üne kadar fırladı. Geçen yıl 93 katrilyon 963 trilyon liralık iç ve dış borç ana para ve faiz ödemesi gerçekleştirildi. | |
Öztrak: Faiz yükünü makul süre taşıyabiliriz
Bankaların kara tahtaları siliniyor
