Güncelleme: 09:45 TS 8 Ağu., 2002
|
|
Ankara NTV-MSNBC |
Niyet Mektubunun tam metni
|
|
Uluslararası Para Fonu (IMF) İcra Direktörleri Kurulu, Türkiye için öngörülen yaklaşık 1.1 milyar dolarlık yeni kredi diliminin serbest bırakılmasını onayladı. Onaylanan Niyet Mektubunun tam metni şöyle:
|
|
Mr. Horst Köhler
Başkan
Uluslararası Para Fonu
Washington D.C. 20431 ABD
Sayın Bay Köhler:
1. Türkiye ekonomik programının güçlü uygulamasını sürdürmeye devam etmiştir. Konsolide kamu sektörü faizdışı fazlasına ilişkin Mayıs ayı sonu performans kriteri ve para tabanı ile net uluslararası rezervlere ilişkin Haziran ayı sonu performans kriterleri tutturulmuştur (Ek A).
Aşağıda açıklandığı gibi, kamu bankalarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin Haziran sonu performans kriterinin ufak bir farkla tutturulamamasına rağmen, yapısal alanda önkoşullar ve yapısal kriterlerin yerine getirilmesi suretiyle olumlu ilerlemeler kaydedilmeye devam edilmiştir (Ek B).
2. Programın kararlı uygulaması olumlu sonuçlar vermiştir. Son siyasi gelişmelerin etkisi dikkate alındığında dahi, 2002 yılı için belirlenen % 3lük büyüme ve % 35lik enflasyon hedeflerine rahatça ulaşılabileceği görülmektedir. Son aylarda TLde görülen değer kaybının fiyatlar üzerinde hala etki göstermesi mümkün olmakla beraber, 2002 yılının ilk altı ayındaki enflasyon oranı yıllığa çevrildiğinde % 25e ulaşmakta olup, % 35lik yıl sonu hedefi rahatlıkla erişilebilir durumdadır. % 3lük GSMH büyümesi hedefine ulaşmaya ilişkin gelişmeler de müspet yöndedir. Yılın ilk üç ayında GSMH bir önceki üç aya göre mevsimsel olarak düzeltilmiş şekliyle % 7lik büyüme sergilemiş olup, kapasite kullanımına, sanayi üretimi ve tarımsal üretim ile, ihracat ve turizme ilişkin son veriler ekonomik toparlanmanın ikinci üç aylık dönemde de devam ettiğini göstermektedir.
3. Siyasi belirsizliklere rağmen, programa tamamen bağlı kalınmakta olup, programın planlandığı gibi sürdürülmesi için her türlü çaba harcanacaktır. Son bir kaç ayda finansal piyasalara ilişkin göstergelerde yaşanan dikkat çekici bozulmalara rağmen, döviz kuru ve faiz oranları genel olarak muhafazakar program varsayımları içinde TERCÜME T.C. BAŞBAKANLIK Ankara, 30 Temmuz 2002 kalmıştır. Dalgalı döviz kuru ve bankacılık ile diğer yapısal alanlarda sürdürülen çabalar sonucu, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) gibi kurumların güçlendirilmiş bağımsızlıklarının da olumlu etkisiyle, Türkiye ekonomisi eskisine göre çok daha dayanıklı hale gelmiştir. Ekonomik program, kamu maliyesi politikası ve bankacılık sektörü reformu da dahil olmak üzere bazı önemli alanlarda yeni yapısal taahhütler eklenmesi suretiyle de güçlendirilmiştir. Ayrıca, kamuoyu ve sivil toplumun ekonomi politikasına vermeye devam ettiği geniş kapsamlı destek, programın güçlü bir şekilde uygulanmasının temin edilmesine yardım edecektir.
4. Yasama yoluyla yapılacak reformlar, erken seçim sebebiyle gecikebilecek olmakla birlikte, Hükümet, politika stratejimizin icra biriminin öncelikleri içinde yer alan unsurların zamanında uygulanmasına ilişkin taahhüdüne bağlı kalmaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi tekrar toplanmış olup Meclisin büyük olasılıkla 3 Kasım 2002 tarihini seçim tarihi olarak belirlemesi beklenmektedir. Bu durumda yasal reformlarda bazı gecikmelerin yaşanması kaçınılmazdır. Yine de hükümet ve ekonomi yönetimi, bu mektupta öngörülen takvime uygun olarak yasal reformlar için gerekli tüm teknik hazırlıkları tamamlamak ve bu yasal düzenlemeleri Meclise sunmak konusunda kararlıdır. Ayrıca, program politikalarının büyük bir kısmı (örneğin para ve kamu maliyesi politikası ve geniş kapsamdaki yapısal reformlar) Meclis onayı gerektirmemektedir. Bu tedbirlerin, programın makroekonomik politika ve hedeflerinin korunması amacıyla tamamen uygulanmasına niyet edilmektedir.
5. Bu gelişmeler temel alınarak, Stand-By Düzenlemesine ilişkin üçüncü gözden geçirmenin tamamlanması talep edilmektedir. Küçük bir marjinle tam olarak yerine getirilemeyen kamu bankaları şubelerinin kapatılmasına ilişkin Haziran ayı sonu performans kriteri için, (788 şube kapatılmış ancak Haziran sonu için 800 olan hedef 12 sayılık bir farkla yakalanamamıştır) kamu bankalarının operasyonel olarak yeniden yapılandırılmasında önemli mesafe kaydedilmekte olduğundan (aşağıda 21. paragrafta belirtildiği gibi), performans kriterinden feragat talep edilmektedir. Ayrıca, düzenleme kapsamında:
(i) konsolide kamu sektörü kümülatif faiz dışı dengesi, (ii) sözleşme veya garanti verme bazında kamu yeni dış borçlanması, (iii) kamu sektörü kısa vadeli dış borçlanması, (iv) net uluslararası rezervler; ve (v) para tabanı hedeflerine ilişkin olarak, alt ve üst sınırların 31 Aralık 2002 tarihine kadarki dönemde ilgili tarihler için Ek Ada belirtildiği üzere performans kriteri olarak belirlenmesi talep olunmaktadır. Bu sınırlar, 18 Ocak 2002 tarihli Niyet Mektubunda belirtilen gösterge niteliğindeki hedeflere tekabül etmektedir.
Son olarak, yılın geri kalan kısmına ilişkin mali performansın yakından takip edilebilmesini teminen konsolide kamu sektörü kümülatif faiz dışı dengesine ilişkin olarak: (i) 2002 Eylül sonu ve Ekim sonu için gösterge niteliğinde hedefler; (ii) 2002 Aralık sonu için ise, yine Ek Ada belirtildiği şekliyle bir performans kriterinin belirlenmesi teklif edilmektedir.
Kamu Maliyesi ve Kamu Sektörü Reformları
6. 2002 yılında GSMHnin % 6.5i oranında kamu sektörü faiz dışı fazlası hedefine ulaşılması yönünde öngörüldüğü şekilde ilerlenmektedir. Bu yıl, konsolide kamu sektörü faiz dışı fazlasına ilişkin Mayıs ayı sonu kriteri de dahil olmak üzere, şimdiye kadarki tüm performans kriterleri yerine getirilmiştir. Ayrıca, Haziran ayına ilişkin geçici veriler, konsolide bütçe faiz dışı fazlasının kümülatif olarak program hedefinin 1.2 katrilyon TL (yıllık bazda GSMHnın % 0.4ü) üzerinde kaldığını göstermektedir. Son olarak, Kamu İktisadi Teşebbüslerinde Haziran ve Temmuz aylarında, özellikle telekomünikasyon hizmetleri, tütün ürünleri, alkol ve doğal gaza ilişkin olarak gerçekleştirilen fiyat artışları, daha önceki fiyat artışları gecikmelerinden doğan KİT gelir kayıplarının büyük bir kısmının telafi edilmesine yardım etmiştir. Önümüzdeki dönemde, vergi gelirlerinin, beklenenin altında gerçekleşen enflasyon ve nominal gelirden ötürü önceki projeksiyonların bir miktar altında ve vergi iadelerinin, ihracattaki canlanma nedeniyle programda öngörülen seviyenin oldukça üzerinde gerçekleşmesi beklenmektedir. Son zamanlardaki istikrarsız ortam, sosyal güvenlik kuruluşlarında bazı tahsilat problemlerine neden olmuştur. Ayrıca, sağlık harcamalarında büyük ölçüde daha yüksek ilaç fiyatlarından kaynaklanan bir baskı ortaya çıkmış ve seçim harcamaları için de kaynak tahsis edilmek zorunda kalınmıştır. Sözkonusu baskıların, hibelerde beklenen artış ve bazı transfer ödemelerinin 2003 yılına kayması ile kısmen bertaraf edilmesi beklenmektedir. Kalan açığın giderilmesi amacıyla, bazı tahsisli hesaplarda bu yıla ilişkin harcamalar (bütçeye yaklaşık 300 trilyon TL transfer edilmesine olanak sağlayacak şekilde) azaltılacaktır. Fiyat seviyesinin öngörülenin altında gerçekleşmesinden ötürü, ihtiyari bütçe harcamalarında yaklaşık 100 trilyon TL tasarruf sağlanması beklenmektedir. Aynı zamanda, KİTlerin daha evvelki gelir kaybını tamamen karşılamak için gerekli olan tüm reel fiyat artışları yapılacaktır. KİT fiyatları, dünya fiyatlarının enerji fiyatlarına yansıtılması uygulamasına devam edilecek olan enerji sektörü hariç, genel anlamda TEFE ile uyumlu olarak değiştirilecektir.
7. Kamu borç dinamiklerinin daha da düzelmesini teminen, 2003 yılında GSMHnin % 6.5i oranında kamu sektörü faiz dışı fazlası hedefini koruma kararlılığımız devam etmektedir. 16 Temmuz 2002 tarihinde Yüksek Planlama Kurulu, % 5 oranında reel GSMH büyümesi ve % 20lik bir enflasyon oranı öngörmekte olan makroekonomik çerçeveye uyum sağlayacak 2003 bütçesine ilişkin ilkeleri açıklayan bir karar yayımlamıştır. Bu karar, kamu sektörü reel faiz dışı harcamalarının 2003 yılında da sabit kalmasını öngörmektedir. Bu kararla, halihazırda yüksek olan toplam vergi yükünü artırmama niyetimiz de desteklenmektedir (8. paragrafa bakınız).
Bu karar doğrultusunda Hükümet, 2002 Eylül ayına kadar, 2003 ve 2004 yıllarında, kamu yatırım programı ortalama proje tamamlama süresinin yıllık % 3ün üzerinde bir azalış kaydedilmesi suretiyle daha da kısaltılmasına imkan verecek bir hareket planı kabul etmeyi tasarlamaktadır. Sözkonusu hareket planı, 2003 yılı kamu yatırım programına ilişkin detayları ve Yüksek Planlama Kurulu tarafından detayları 2003 yılında onaylanacak olan 2004 yılı kamu yatırım programı kapsamında atılacak daha ileri adımları içerecektir. Sözkonusu kararla ortaya konulan çerçeveye ilaveten, 2003 yılına ilişkin planlarımız aşağıdaki maddeleri içermektedir:
o 2003 yılına ilişkin kamu sektörü ücret politikası üç husus ışığında yönlendirilecektir. Memur maaşları programlanan enflasyonla uyumlu olarak artırılacaktır. Kamu işçileri ücret görüşmelerinde, memur maaşları ile kamu işçi ücretleri arasında var olan büyük farkın giderilmesine çaba sarfedilmesine devam edilecektir. Son olarak, gelecekteki tüm memur maaşları ve kamu sektörü ücret anlaşmalarında geriye dönük endekslemenin azaltılması amaçlanmaktadır.
o Kamu sektöründe uyguladığımız istihdam politikası devam edecektir. Konsolide bütçe istihdamı artırılmayacak ve kamu teşebbüslerinde yeni işe alımlarda konsolide bütçeden kaynak aktarılmayan kuruluşlarda sadece işten ayrılanların yerine (işten ayrılan sayısının % 10u kadar) yeni işe alımlara izin verilecektir. Atıl istihdamın azaltılması politikasına programlanan şekilde devam edilecek ve bu kapsamdaki işten ayrılmalar için yeni işe alımlara izin verilmeyecektir.
o Kamu teşebbüslerinde ve yerel yönetimlerde mali disiplin sağlanacaktır. Yeni Borç Yönetimi Kanununun da desteği ile, yerel yönetimlerin Hazineye, Hazinenin garanti tahtında yaptığı ödemelerden doğan ödenmemiş borçlarının geri ödenmesi hususu takip edilmektedir. Ayrıca, ödenmememiş vergi borçlarının çözümüne yönelik geniş kapsamlı bir plan hazırlanmaktadır (sözkonusu planın tamamlanması 15 Eylül 2002 tarihi için bir yapısal kriterdir). Bu plan, belli başlı kamu teşebbüsleri ve belediyelerin mali açıdan ve/veya operasyonel olarak yeniden yapılandırılmasını gerektirecektir.
o Kamu teşebbüslerinde fiyatlama politikamızın uygulanmasına devam edilecektir. Fiyat artışları genel olarak TEFE ile uyumlu gerçekleştirilecek ve enerji sektöründeki fiyatlara dünya fiyatları yansıtılacaktır. Maliyetlerdeki düşüşler imkan verdiği ölçüde, fiyatlarda reel indirimler yapılması hedeflenmektedir.
o Son olarak, 1999 yılında öngörüldüğü üzere SSK ve Bağ-Kur (ücretliler ve serbest çalışanlar için fonlar) için emeklilik reformuna ilişkin takvim uygulanmaya devam edilecektir. Bu amaçla, gerekli kurumsal ve idari reformlara ilişkin yasal düzenlemelerin 2002 yılı sonuna kadar Meclisten geçirilmesi planlanmaktadır. İleride yapılacak reformlara temel oluşturmak amacıyla, gerektiği takdirde teknik yardım alarak, yıl sonuna kadar Emekli Sandığının mali sıhhatine ilişkin bir çalışma yapılacaktır.
o Önümüzdeki sonbaharda seçimlerin gerçekleştirilmesi halinde, 2003 yılı bütçesinin tam olarak yürürlüğe girdiği tarihe kadar yürürlükte olacak bir geçici bütçe yapılacaktır. Sözkonusu geçici bütçe ile, 2002 yılının aynı dönemine göre ödeneklerde reel bir artış kaydedilmemesi sağlanacaktır. 8. Vergi sisteminin geniş kapsamlı olarak yeniden düzenlenmesinin hızlandırılmasına devam edilecektir.
Dolaylı vergilemenin önemli ölçüde basitleştirilmesinin ardından, halihazırda dolaysız vergiler ve vergi idaresine ilişkin reformlar üzerinde odaklanılmıştır:
o Dolaysız vergi reformuna ilişkin planlar şekillenmeye başlamıştır (Vergi reformunun ikinci aşamasına ilişkin yasal düzenlemenin, bir yapısal kriter olarak 2002 yılı Ekim ayı sonuna kadar Meclise sunulması ve 2003 Mart ayı sonuna kadar Meclisten geçirilmesi öngörülmektedir). Bu reformun iki temel amacı, vergi tabanını genişletmek (özellikle istisna ve teşviklerin yürürlükten kaldırılması yoluyla) ve piyasa işleyişini bozucu etkilerin (özellikle sermaye gelirlerinin üzerindeki) azaltılmasıdır. Kamu harcamalarının azaltılmasına ilişkin çabalar izin verdiği ölçüde, genel vergi yükü azaltılacaktır.
o Vergi idaresine ilişkin reformlar, orta vadede vergi tabanının genişlemesine imkan verecek ve vergi oranlarının düşürülmesine imkan sağlayacaktır. 2002 yılı Eylül ayında, destek birimlerinin (bütçe, insan kaynakları ve bilgi teknolojisi) yanısıra, vergi mükelleflerinin kayıtlarının (vergi ofisi yönetimi de dahil olmak üzere), vergi mükelleflerine ilişkin hizmetler, denetim, tahsilat, hukuki işler ve usüller, vergi politikası ve uluslararası vergi ilişkileri gibi konularla görevli birimleri içeren yeni bir fonksiyonel yapı onaylanacaktır. Ek olarak, doğrudan Genel Müdüre bağlı olarak hizmet verecek bir iç denetim grubu kurulacaktır. Mayıs ayında, Maliye Bakanlığı bünyesinde üst düzey bir denetim koordinasyon komitesi kurulmuş olup, Eylül ayı sonuna kadar çıkarılacak olan bir Bakan onayı ile komitenin nasıl çalışacağı ve yıllık denetim planının temel öğelerinin neler olacağı belirlenecektir. 2002 yılı Kasım ayı sonuna kadar tamamlanması beklenen 2003 yılı planının uygulanmasına yardımcı olmak amacıyla, halihazırda 250 yeni denetçi istihdam edilmiştir.
9. KİTlerde ve kamu sektörünün diğer kısımlarında kamu işçilerinin istihdamı rasyonelleştirilmekte olup, memurlar için de bir emeklilik programı başlatılmasına ilişkin bir çalışma yürütülmektedir. 2002 yılı Ocak ayı sonundan, 2002 yılı Haziran ayı sonuna kadar 11,342 kamu işçisi KİTlerden emekli olmuştur. Bu süre içerisinde devlet memurluğuna transfer olan işçi olmamıştır. Temmuz ayının başından bu yana ise 2,580 işçi daha KİTlerden emekli olmuştur. Böylece, Ocak ayı sonu itibariyle atıl olduğu tespit edilen 45,800 kamu işçisinin, üçte iki oranında azaltılmasına ilişkin Ekim 2002 sonu yapısal performans kriterinin yerine getirilmesi doğrultusunda ilerlenmektedir. KİTlerin dışındaki, konsolide bütçeye dahil kuruluşlardan, 2002 yılının ilk yarısında 4,280 kamu işçisi emekli olmuştur. Ayrıca, emeklilik programını memurları da kapsayacak şekilde genişleten bir kanun hazırlanmaktadır.
10. Bütçe sürecinin yeniden düzenlenmesi doğrultusunda, kamu mali yönetimine ilişkin kapsamlı bir yasal düzenleme yakında yapılacaktır. Yeni bütçe sistemine ilişkin kanun (Kamu Mali Yönetimi ve İç Kontrol Kanunu), bütçenin hazırlanması, yürütülmesi, muhasebe ve raporlama ile iç ve dış kontrolüne ilişkin kapsamlı bir çerçeve oluşturmaktadır. Türk kamu maliyesi sistemi, geçen yıllarda gitgide daha da bölünmüş bir hale gelmiş ve böylece şeffaflığı ve genel kamu maliyesi kontrolünü zayıflatmıştır. Bu doğrultuda, yeni kanun, döner sermayeleri, bütçe-dışı fonları, katma ve özel bütçeleri ortak bir sınıflandırma altında, tek bir genel bütçe içerisinde biraraya getirecektir. Kanun, kamu maliyesini etkileyebilecek bir kereye mahsus bir takım politika girişimlerinin gerçekleştirilebilmesini de kısıtlamaktadır. Kanun teklifi, Maliye Bakanlığına tüm kamu sektöründeki muhasebe, mali kontrol ve raporlamaya ilişkin standartları belirleme yetkisi vermektedir. Kanun, Sayıştay denetiminin kapsamına tüm kamu kesimini almakta ve Sayıştayın da harcamalarını dış denetime açmasını sağlamaktadır. Son olarak, Kanun, finansal kontrolün zaman içerisinde harcamacı kuruluşlara kaymasına izin verecek ve kamu maliyesindeki bölünmüşlüğü ortaya çıkaran nedenleri yok edip, devlet kuruluşlarında performansa yönelmeyi geliştirecektir. Daha detaylı olarak, Sayıştayın önceden kontrol fonksiyonu ortadan kaldırılacak ve iç denetim birimleri ve ön kontrol fonksiyonları, harcamacı kuruluşlara kaydırılacaktır. Yolsuzluk mücadele planında belirtildiği üzere, 2003 yılında Meclise bir Teftiş Kanunu hazırlanıp sunulacaktır. Bu Teftiş Kanunu ile tüm teftiş birimlerinin yeniden yapılandırılmasının sağlanması amaçlanmaktadır. Kanun ile, teftiş standartlarının uygulamaya konması ve müfettişlerin işe alınma ve çalışma prensipleri belirlenecektir. Orijinal takvimde, Meclise Haziran ayı sonuna kadar sunulması (bir yapısal kriter olarak) beklenen ve bütçe-dışı fonlara ilişkin yeni düzenlemeleri de (Temmuz ayı için yapısal kriter) kapsayan Kamu Mali Yönetimi ve İç Kontrol Kanunu, bu (3.) gözden geçirme için bir önkoşul olarak Meclise sunulacak, Mecliste 2003 yılı Mart ayı sonuna kadar kabul edilmesi de yeni bir yapısal kriter olacaktır.
11. Ayrıca, Kamu İktisadi Teşebbüslerinde yönetişimi geliştirmek amacıyla bir kanun hazırlanmaktadır. Bu kanun, Kamu İktisadi Teşebbüslerinin amaçlarını (mali hedefler dahil) açıklığa kavuşturacak ve yeni hesapverebilirlik standartları oluşturacaktır. Aynı zamanda, teklif edilen kanun ilerideki özelleştirmelere zemin hazırlamak üzere, yönetimin özerkliğini artıracak ve şirket iç yönetişimini geliştirecektir. Sözkonusu yasa, özellikle, muhasebe, raporlama ve denetime ilişkin düzenlemeler ile KİT yönetim kurullarının görev, sorumluluk ve bağımsızlığı konularını ele alacak olup, bu düzenleme yeni bir yapısal kriter olarak 2002 yılı sonuna kadar Meclise sunulacaktır. Borç Yönetimi
12. Borç yönetimini güçlendirmeye yönelik çalışmalarımız devam etmektedir. Risk yönetimi kapasitesini ve borçlanma stratejisine ilişkin koordinasyonu geliştirmeye devam etmekteyiz. Programlanandan önce, Ağustos ayı ortasına kadar güçlendirilmiş bir piyasa yapıcılığı sistemi tekrar başlatılacaktır. Yeni sistem kamu kağıtlarının ikincil piyasasının derinliğini artırmayı hedeflemektedir. Bu yöntem aynı zamanda, ihalelerdeki Hazine kağıtlarının büyük bölümünün piyasa yapıcıları eliyle alınmasını temin edecektir. Yeni Kamu Borç Yönetimi Yasası uyarınca risk ve borç yönetimi politikasının oluşturulmasını yönetecek olan yeni borç yönetimi komitesinin ve risk yönetimi biriminin sorumluluklarını belirleyen bir tebliğ 2002 yılı Eylül ayı sonuna kadar Resmi Gazetede yayımlanacaktır (yeni bir yapısal kriter). Hazine operasyonlarına ilişkin, Dünya Bankasının teknik ve mali yardımları ile yeni tamamlanmış bulunan çalışma temel alınarak, 2002 Eylül ayı sonuna kadar kamu borç portföyü üzerindeki mali riski izleyebilmek amacıyla bütüncül bir risk yönetimi sisteminin oluşturulmasına yönelik bir hareket planı oluşturulacaktır. Hazine Müsteşarlığı, gerekli olduğu takdirde, 2003 yılının ilk yarısında sözkonusu sistemin şekillendirilmesi için dış danışmanlar tutacaktır. Bu arada ise, finansal riskin takip edilmesini sağlayacak ve borçlanmada Hazine Müsteşarlığına yol gösterebilecek nitelikte daha basit yapıda kriterler geliştirilecektir. 2003 yılı sonuna kadar risk yönetim birimi tamamen faaliyete geçecektir. Para ve Döviz Kuru Politikaları
13. Para politikası 2002 yılı için % 35 olan enflasyon hedefinin tutturulması üzerine odaklanmaya devam edecektir. Yılın ilk yarısında, tüm kantitatif para programı hedefleri karşılanmış bulunmaktadır. Para programına bağlı kalınması suretiyle, hem enflasyon oranlarında hem de enflasyon beklentilerinde belirgin düşüşler kaydedilmiştir. Sözkonusu durumun bir sonucu olarak, son günlerde yaşanan belirsizliklere rağmen, sene sonu enflasyon hedefinin tutturulmasına yönelik olarak doğru istikamette ilerlenmektedir. Yılın ikinci yarısına ilişkin olarak, 2002 programında belirtilmiş olan parasal hedeflere bağlılığımız devam etmekte olup, yıl sonundan önce resmi enflasyon hedeflemesi sistemine geçilmesine yönelik teknik hazırlıklar sürdürülmektedir.
14. Dalgalı döviz kuru rejimine olan bağlılığımız sürdürülmektedir. Ancak, daha önceden olduğu gibi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) döviz piyasasına kesinlikle sınırlı bir biçimde büyük miktarlı oynaklığı azaltmak için müdahale edebilecektir. Ödemeler dengesi pozisyonu rahat olmakla birlikte, son günlerdeki gelişmelerin para ikamesini yeniden artırması sonucu TCMB günlük döviz alım ihalelerini geçici bir süre için askıya almıştır. Ancak, ödemeler dengesi ve para ikamesindeki gelişmelere bağlı olarak TCMB, uzun dönemde uluslararası rezerv pozisyonunun kuvvetlendirilmesi hedefini dikkate alarak sözkonusu alım ihalelerine yeniden başlamaya hazır bulunacaktır.
15. Döviz ve para piyasalarını kuvvetlendirecek önlemlerin alınmasına devam edilmektedir:
o Daha önceki çabalarımız sonuçlarını vermeye başlamıştır. 24 Mayıs 2002 tarihinde bankaların ortalama olarak tuttukları zorunlu karşılıklarının tesis sürelerinin uzatılması sayesinde bankalar şu anda günlük likidite ihtiyaçlarını gitgide daha iyi yönetebilmektedirler. Takasbank üzerinden gerçekleştirilen işlemlerden kazanılan faiz gelirlerinin stopaj vergisine tabi tutulmasıyla birlikte bankalararası piyasadaki ayrışma belirgin bir şekilde azalmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin gereken düzenlemeyi onaylaması ile birlikte vadeli kontratlar üzerinden alınan damga vergisi 22 Haziran 2002 itibariyle kaldırılmıştır. Bankalararası döviz işlemleri üzerinden alınan verginin kaldırılmasına ilişkin kararname 30 Temmuz 2002 tarihinde yayınlanmış olup bu gözden geçirmenin tamamlanmasının bir ön koşulu yerine getirilmiştir. TCMB piyasalar tarafından kabul gören ve getiri eğrisinin tanımlanmasına yardımcı olan 4 hafta standart vadeli Türk Lirası depo alım ihalelerine devam edecektir. Denetim sonuçlarıyla bağlantılı olarak ortaya çıkan mevduat çıkışları yavaşlamış ve TCMB 19 Haziran 2002 tarihinde kurulan geç likidite penceresi aracılığıyla sisteme kaynak sağlamak zorunda kalmamıştır.
o Bunlara ilave olarak daha başka çalışmalar da sürdürülmektedir. TCMBnin Bankalararası Para Piyasası ve Döviz ve Efektif Piyasasındaki aracılık faaliyetlerine aşamalı olarak son vermesine ilişkin takvim planlandığı şekilde uygulanmaktadır. TCMB ve BDDK sadece mali yapısı sağlıklı finansal aracıların para ve döviz piyasalarında faaliyet gösterdiğinden emin olunması amacıyla yoğun sıklıklarda koordinasyon toplantıları (günlük bilgi alışverişi de dahil) gerçekleştirmektedirler. Bu kapsamda, şu ana kadar gecelik piyasa dışında tutulan kamu bankalarının yeniden gecelik piyasaya girmelerine ancak mevduatlarının en fazla % 2si oranına kadar miktarlar için izin verilecektir. Türkiye Bankalar Birliği 1 Ağustos 2002 tarihinde belirli bir miktardaki (1 trilyon TL) işlemler için bir bankalararası referans faiz oranını teşkil edecek olan Türk Lirası Bankalararası Borçlanma Faiz Oranı (TRLIBOR) başlatacaktır. Herbirinin varlıkları 1 milyar ABD Doları üzerindeki 13 banka katılım sağlayacak, kamu bankaları ise fiyat alıcı konumunda olacaklardır.
Mali Sektör Reformu
16. BDDK, bankaların mali durumlarının bağımsız denetiminin tamamlanması sonrasında, özel bankacılık sistemini güçlendirme stratejisini uygulamaya devam etmektedir:
o Bankaların yeniden sermayelendirilmesinin Ağustos ayı sonuna kadar tamamlanması beklenmektedir. 26 bankanın mali durumlarının üç aşamalı olarak gerçekleştirilen denetimi Haziran ayında tamamlanmıştır. Tüm bankalar sürecin sonucundan haberdar edilmiş olup, bu çerçevede sermaye açığı bulunan bankalardaki toplam sermaye ihtiyacının (devralınan Pamukbank hariç) 1.326 trilyon TL olduğu belirlenmiştir. Sözkonusu tutarın 1.102 trilyon TL tutarındaki kısmı bankalar tarafından değerlendirme süreci içerisinde sermayeye eklenmiştir. Kalan açığın kapatılması amacıyla sermaye benzeri kamu destek programından talepte bulunulması beklenmektedir. Sözkonusu desteği alan bankaların yönetim kurullarında BDDK ya da TMSFnin temsilcileri bulunacaktır.
o Yakın geçmişte devralınan Pamukbankın çözüme kavuşturulması amacıyla çeşitli adımlar atılmaktadır. Denetimler, Pamukbankın mali bünyesinin sıhhatsiz olduğunu teyid etmiş olup, bankanın Yapı ve Kredi Bankasına devrine ilişkin önerinin uygulanabilir olmadığına karar verilmiştir. Sonuç olarak, TMSF Haziran ayında Pamukbankı devralmış olup, ödenmiş sermayesini güçlendirmiş, yönetim kurulunu ve bazı üst düzey yöneticileri değiştirmiş, donuklaşmış bağlı kredilerini TMSF Tahsilat Birimine transfer etmiş ve bankayı satışa sunmuştur. Potansiyel yatırımcılar 27 Eylül 2002 tarihine kadar bankada inceleme yapabilecek olup, tekliflerini 4 Ekim 2002 tarihine kadar sunacaklardır.
o Pamukbankın devralınmasının, sermaye yeterlilik oranı %8in üzerinde olan ve sağlıklı durumda bulunan Yapı ve Kredi Bankasının faaliyetlerini engellememesini teminen çeşitli adımlar atılmaktadır. Pamukbankın eski sahipleri aynı zamanda Yapı ve Kredi Bankasının hisselerinin % 45ini ellerinde bulundurmakta ve Pamukbankın ayrıca Yapı ve Kredi Bankasında doğrudan % 10luk bir payı bulunmaktaydı. Pamukbankın devralınması ile çoğunluk hissesine sahip eski banka sahiplerinin Yapı ve Kredi Bankasındaki oy haklarını kullanmalarına bundan böyle izin verilmemiş olup, sözkonusu haklar, sonuç olarak TMSFye devredilmiştir. Ancak, temettü hakkı halen eski sahiplerde kalmaktadır. BDDK ve TMSF, atanmış bağımsız denetçilerle de istişare ederek, Pamukbankı ve Yapı ve Kredi Bankasının mülkiyetini çözüme kavuşturmak amacıyla 16 Eylül 2002 tarihine kadar bir strateji oluşturacaktır (yeni bir yapısal kriter).
o Son olarak, BDDK denetim ve yeniden sermayelendirme sürecinin sonuçlarını kamuya ilan etmek ve açıklamak amacıyla gösterdiği çabaları sürdürmektedir. BDDK, banka sermayelerinin güçlendirilmesi programının geneline ve Pamukbankın TMSF tarafından devralınmasına ilişkin ayrıntılı raporlar da dahil olmak üzere, açıklayıcı dökümanlar yayımlamıştır. Aynı zamanda, süreci piyasa katılımcılarına, yatırımcılara ve basına anlatmak amacıyla seminerler de düzenlemiştir.
17. Devralınan (Pamukbank dışındaki) dört bankanın çözüme kavuşturulmasının tamamlanması yönünde adımlar atılmaktadır:
o 5 Temmuz 2002 tarihinde TMSF, Toprakbankın satışı için bir teklif almış olup, TMSF Yönetim Kurulu sözkonusu teklife ilişkin nihai kararını Temmuz ayı sonuna kadar verecektir. Sözkonusu teklifin kabul edilmemesi ve bankanın 16 Eylül 2002 tarihine kadar satılmaması halinde bankanın lisansı Eylül ayı sonuna kadar iptal edilecek ve banka, ya başka bir bankayla birleştirilecek ya da tasfiye süreci başlatılacaktır (lisansın iptal edilmesi yeni bir yapısal kriterdir).
o 27 Haziran 2002 tarihinde TMSFnin Türk Ticaret Bankasının tasfiyesine devam etmesine izin veren mahkeme kararı yayımlanmış olup, bankanın bankacılık lisansı iptal edilmiştir. Tasfiye, 9 Ağustos tarihinde yapılacak olan banka ortakları genel kurul toplantısında resmen onaylandıktan sonra başlayacaktır.
o 2002 yılı Ağustos ayı sonuna kadar Tarişbankı almak üzere başvuran yatırımcıların hiçbirinin bankayı satın almak için yeterli bulunmaması halinde bankanın bankacılık lisansı iptal edilecektir. Bu durumda, bankanın donuklaşmış alacakları TMSF Tahsilat Birimine devredilecek olup, kalan yükümlülükleri ve canlı kredileri 2002 yılı sonuna kadar, sene başında oluşturulan geçiş bankası Bayındırbanka aktarılacaktır.
o TMSFnin devralınan bankalardaki varlıkların çözüme kavuşturulmasına ilişkin stratejisinin bir parçası olarak, Bayındırbankın bir geçiş bankası olarak rolünün aşamalı olarak azalması beklenmektedir.
18. BDDK, TMSF Tahsilat Birimine devredilen donuk aktiklerinin çözümüne ilişkin olarak bir varlık yönetim şirketinin kurulmasını da içeren bir strateji oluşturmaktadır. TMSF, bağımsız denetçilerin tavsiyesini alarak Tahsilat Biriminin elinde bulunan varlıkların elden çıkartılmasına ilişkin ayrıntılı bir satış stratejisi oluşturacaktır. Sözkonusu strateji 2002 yılı Eylül ayı sonuna kadar ilan edilecektir (yeni bir yapısal kriter). TMSF, 2002 yılı Ekim ayı sonuna kadar kağıt üstündeki değeri en az 250 milyon ABD Doları olan kredi portföylerinin satış ilanını yapacak (bir diğer yeni yapısal kriter) olup, teklifler 2002 yılı sonuna kadar TMSFye sunulacaktır. Özel bankaların ya da diğer kuruluşların kendi varlık yönetim şirketini oluşturma yönünde ilgi beyan etmeleri halinde TMSF, buna iştirak etmeye gönüllü olacak ve ihtiyaç duyulan sermayenin, kanun hükümlerince izin verilen, % 20sine kadar olan bir tutarını sağlayacaktır. Aksi takdirde, devralınan bankalardaki varlıklar Tahsilat Birimi (kötü durumdaki varlıklar) ve Bayındırbank (iyi durumdaki varlıklar) tarafından idare edilecektir.
19. Şirket borçlarının yeniden yapılandırılması amacıyla oluşturulan İstanbul Yaklaşımı hayata geçmiş bulunmaktadır. Nihai kurumsal unsurlar, Temmuz ayında Türkiye Sınai Kalkınma Bankasının Koordinasyon Birimi olarak atanması, Hakem Komitesinin üyelerinin atanması ve hakemlik usullerinin tespit edilmesi ile hayata geçirilmiştir. İstanbul Yaklaşımı kapsamındaki şirket borçlarının yeniden yapılandırılması anlaşmalarının ilki Haziran ayı sonlarında Uluslararası Finans Şirketi (IFC) ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD)nın da dahil olduğu bir kredi kuruluşları konsorsiyumu tarafından büyük bir holdingin borçlarının yeniden yapılandırılması suretiyle tamamlanmıştır. Diğer şirketlerin borç yeniden yapılandırma görüşmeleri ise halihazırda sürmektedir.
20. Adalet Bakanlığı icra ve iflas süreciyle ilgili kanunların reformuna ilişkin çabalarını Dünya Bankası ile istişare ederek sürdürmektedir. Dünya Bankasının Acze Düşme ve Alacaklı Hakları Sistemine ilişkin Standart ve Şartların Karşılanması Raporu Adalet Bakanlığına sunulmuş olup, sözkonusu raporun tavsiyeleri tarafımızca uygun görülmektedir. Amacımız Eylül ayı sonuna kadar (yapısal kriter) sözkonusu tavsiyeler ışığında kapsamlı reformlar hazırlamak ve bunların 2003 yılı Ocak ayı sonuna kadar (yapısal kriter) yasalaşmasını sağlamaktır. Ek olarak, iflas davalarına bakmak ve alacaklılar için hızlandırılmış icra usulleri sağlamak amacıyla İstinaf (Bölge) Mahkemelerinin oluşturulmasına ilişkin yasa taslağı Bakanlar Kuruluna sunulmuştur.
21. Kamu bankalarının yeniden yapılandırılmasında yeni bir safhaya geçilmektedir. Her ne kadar operasyonel yeniden yapılandırma devam etse de, Ziraat Bankası ve Halk Bankasında büyük çaplı istihdam azaltımı ve şube kapatılması sürecinin kritik aşaması neredeyse tamamlanmıştır. Kamu bankalarının 800 şubenin kapatılması hedefine tam olarak ulaşılamamış olsa da (Haziran ayı sonu için yapısal performans kriteri) Nisan 2001- Haziran 2002 döneminde 788 şube kapatılmıştır. Temmuz ayı içerisinde 5 şube daha kapatılmış olup, 800 şube kapatılması hedefine kısa zamanda ulaşılması beklenmektedir. Nisan 2001 - Haziran 2002 döneminde kamu bankalarında çalışanların sayısı 26,000 kişi azaltılmıştır. Temmuz 2002de 3,000 ilave çalışanın ayrılmasıyla istihdam düzeyi neredeyse yarıya inmiştir. Kamu bankaları, Dünya Bankası ile ortak çalışılarak özelleştirilmeye hazırlanacaktır. Halk Bankasının özelleştirilmesine ilişkin olarak Eylül ayı sonuna kadar bağımsız danışman atanması ve bankanın 2003 yılının ilk üç ayında satışa sunulması ümit edilmektedir. Ziraat Bankasının özelleştirilmesine ilişkin olarak da dışarıdan yardım alınmasına ve daha sonra koşullar elverdiğinde bankanın satılmasına çalışılacaktır.
Sözkonusu iki bankanın satış değerinin azamileştirilmesi amacıyla, satış süreci tamamlanmadan önce, kamu bankalarının operasyonel yeniden yapılanma sonuçlandıktan sonra mali tablolarını en az bir tam yıl boyunca sunmalarının gerekli olduğuna inanılmaktadır. Vakıfbankın öngörülen özelleştirilmesi, hiç bir yatırımcının bankayı bütün olarak almak istememesi nedeniyle başarılı olamamıştır (teklifin kabul edilmesi için bu bir koşul olarak konulmuştu). Bankanın operasyonel olarak yeniden yapılandırılması suretiyle başarılı bir şekilde özelleştirilmesini teminen Dünya Bankası ile yeniden çalışılacaktır. Vakıfbankın özelleştirilmesine ilişkin yasal engeller de irdelenecek ve gerekli görülebilecek yasal değişiklikler 2002 yılı Ekim ayı sonuna kadar Meclise sunulacaktır. Bankanın 2003 yılının ikinci çeyreğinde tekrar satışa sunulması beklenmektedir.
22. Uluslararası muasebe standartlarının uygulanması planlandığı gibi ilerlemektedir. Haziran ayında BDDK, bankaların bilançolarında 2002 yılı sonuna kadar bütünüyle yansıtılmak üzere, uluslararası muhasebe standartlarının uygulanmasına ilişkin düzenlemeyi yayımlamıştır (böylece Haziran ayı sonu için bir performans kriteri yerine getirilmiştir).
23. Mali kuruluşların denetiminin güçlendirilmesi ve konsolide denetimin yaygınlaştırılması çabaları devam edecektir:
o Bankacılık dışı mali kurumların (sigortacılık şirketleri hariç) denetimi Hazine Müsteşarlığı bünyesinden BDDKya devredilecektir. Birçoğunun sahibi bankalar olmasına rağmen, sözkonusu kuruluşların denetiminden halihazırda Hazine Müsteşarlığı sorumlu bulunmaktadır. Konsolide denetimin daha kolaylaştırılmasını teminen sözkonusu şirketlerin denetim sorumluluğunu 1 Temmuz 2003den geçerli olmak üzere BDDKya devreden bir kanun taslağı 2003 yılı Mart ayı sonuna kadar Meclise sevk edilecektir.
Bir kısmı bankalara ait olmasına rağmen denetiminden yine Hazine Müsteşarlığının sorumlu olduğu şigorta şirketlerinin denetimi de güçlendirilecektir. Hazine Müsteşarlığı bağımsız danışman tavsiyeleri alarak 2002 yılı sonuna kadar tamamlanmak üzere sigorta şirketlerinin denetlenmesi ve düzenlenmesine ilişkin çerçevenin en iyi biçimde nasıl güçlendirilebileceğini irdeleyecek bir çalışma başlatacaktır. Ayrıca, Hazine Müsteşarlığı, sigortacılık sektörünü, Avrupa Birliği Sigortacılık Direktifleri ve Uluslararası Sigorta Denetçileri Birliği Temel Prensipleriyle uyumlu bir biçimde düzenlemek amacıyla, 2002 yılı sonuna kadar Bakanlar Kuruluna yeni bir kanun taslağı sunacaktır.
o BDDK banka denetimlerini, operasyonel risklerin izlenmesi de dahil olmak üzere, risk bazlı denetimlerin hayata geçirilmesi yoluyla güçlendirmektedir. BDDKnın söz konusu denetimi yürütebilmek amacıyla kurumdışı uzmanlardan yararlanması gerekebilir. Bu çerçevede, BDDK, bankacılık dışı mali kurumların denetimlerine ilişkin artan sorumluluğunu da dikkate alarak, denetim kapasitesini güçlendirmek amacıyla bir yeniden örgütlenme çalışmasını tamamlayacaktır. Sözkonusu çalışma 2002 yılı sonuna kadar tamamlanacaktır (yeni bir yapısal kriter).
Özel sektörün rolünün artırılması
24. Özelleştirmeye hazır durumda olan şirketlerin satışında ilerleme kaydedilmektedir. Temmuz ayı başında Özelleştirme İdaresi, TÜPRAŞtaki kamu hisse payını % 50nin altına düşürmek amacıyla yeni bir strateji ilan etmiş olup, mevcut piyasa koşulları bir halka arz için uygun olmadığından, bu amaç, 2002 yılı sonuna kadar stratejik bir ortak için ihaleye çıkılması, değiştirilebilir tahvil satışı ya da her iki metodun bir arada kullanılması yoluyla gerçekleştirilecektir. 16 Temmuzda Özelleştirme Yüksek Kurulu POAŞın kalan %25.8lik kamu payının mevcut stratejik yatırımcıya satışını onaylamıştır. Satışın 2002 yılı Ağustos ayı ortasına kadar tamamlanması beklenmektedir. 30 Temmuz 2002 tarihinde ERDEMİRdeki kamu hisse payı, bir yatırım fonuna satış yapılması suretiyle, % 50nin altına düşürülmüş bulunmaktadır. 2002 yılı Ekim ayına kadar PETKİMde en az % 51 oranında hissenin blok satışı ilan edilecektir. Sözkonusu satışların ve diğer kamu işletme satışlarının 2002 yılı için 700 milyon dolar olarak belirlenen gösterge niteliğindeki kümülatif nakit özelleştirme geliri hedefine ulaşılması için gerekli nakdi sağlayacağına inanılmaktadır.
25. Aynı zamanda diğer belli başlı KİTlerin satış hazırlıklarında da kararlı adımlar atılmaktadır. Türk Telekomun özelleştirilmesine ilişkin hazırlıklar Mayıs ayında onaylanan yol haritası uyarınca ilerlemektedir. Türk Telekomun yeniden değerlemesini yapacak olan danışman firmanın belirlenmesine ilişkin ihale 8 Temmuz 2002 tarihinde ilan edilmiş olup, sözkonusu danışman firma Ağustos ayında seçilecektir. Tekelin özelleştirme planını hazırlayacak danışmanlar Temmuz ayında seçilmiş olup, sözkonusu plan Eylül ayında Bakanlar Kuruluna sunulacaktır. Özelleştirme Yüksek Kurulu TŞFAŞnin özelleştirilmesine ilişkin bir yol haritasını kısa zamanda onaylayacaktır. Yol haritası, verimli çalışmayan 5 şeker fabrikasının kapatılmasını; 2002 yılı Ekim ayı sonuna kadar 7 fabrikanın şirketlere dönüştürülmesini ve özelleştirmeye ilişkin hazırlık çalışmalarının 2002 yılı sonuna kadar tamamlanmasını öngörmektedir. Elektrik sektöründe, planlandığı gibi, potansiyel olarak Hazine garantisi alabilecek projeler hariç, Temmuz ayı sonuna kadar kamuya ait tüm termal üretim ve elektrik dağıtım varlıkları özelleştirme kapsamına alınacaktır. Sözkonusu dağıtım varlıkları için ön-yeterlilik ihaleleri 2003 yılı Şubat ayına kadar düzenlenecektir. Aynı zamanda BOTAŞın iki dağıtım iştiraki, 2003 yılında özelleştirilmeleri amacıyla, Ağustos ayı sonuna kadar Özelleştirme İdaresine devredilecektir.
26. Özelleştirme çabaları özel iş ortamının iyileştirilmesi amacıyla atılan diğer adımlarla desteklenmektedir. 18 Temmuz tarihinde yapılması planlanan üst düzey Yatırımcı Danışmanlık Konseyinin açılış toplantısı için yapılan hazırlıklar oldukça ilerlemiş olmasına rağmen, son siyasi gelişmeler nedeniyle toplantının bu tarihte yapılmamasına karar verilmiştir. Ancak, sözkonusu toplantının ileride uygun görülecek bir tarihte gerçekleştirilmesi yönündeki kararlılığımız sürmektedir. Bu arada, yatırım ortamının gerek yerli gerek uluslararası yatırımcılar için iyileştirilmesi amacıyla adımlar atılmaya devam edilmektedir. Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Oluşturulan Koordinasyon Konseyi özel yatırımcıların taleplerini değerlendirmek ve yıl içerisinde daha önce oluşturulmuş bulunan 9 teknik komitenin kaydettiği ilerlemeleri takip edebilmek amacıyla gerçekleştirdiği düzenli toplantılarına devam edecektir. Özellikle, 2003 yılı Nisan ayına kadar (i) şirketlerin kaydına ilişkin prosedürleri basitleştirmek ve daha verimli hale getirmek amacıyla şirketlerin kaydına ilişkin ve (ii) Kaçakçılığın Önlenmesi ve Kaçakçıların Kovuşturulmasına ilişkin yeni taslak kanunlar Meclise sunulacaktır. Fon kaynaklarının yerinde kullanılması değerlendirmesine ilişkin ilerlemeler
27. Daha evvel kaydedilen ilerlemelere ilaveten, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının kontrol, muhasebe, raporlama ve denetim sistemlerinin şeffaflık ve etkinliği, Uluslararası Para Fonu (IMF) destekli tüm yeni programlar için gerekli olan Fon kaynaklarının yerinde kullanılması değerlendirme çalışmaları da dahil olmak üzere, daha da güçlendirilmiştir. Daha ayrıntılı olarak, 5 Temmuz tarihinde IMFye raporlanan program verileri ile denetime tabi tutulan mali tabloların tutarlılığını gözden geçiren bir dış denetim raporu yayınlanmış ve TCMB internet sayfasına konmuştur. Böylece 15 Temmuzda tamamlanması gereken bir yapısal performans kriteri yerine getirilmiştir.
En iyi dileklerimizle,
Kemal Derviş
Devlet Bakanı
Süreyya Serdengeçti
TCMB Başkanı |
|