|
Bu başlığa konu gelişmeleri bire bir yaşayan bir Türk vatandaşı olarak, bu konuyu yazmaktan kendimi alamadım. Yazılanlar kesinlikle abartı değildir ve hepsi gerçektir. Ben de 31 temmuzdaki maç öncesi Olimpiyat Stadımızla ilgili aşağıdaki özellikleri okuyunca, tüm futbolseverler gibi, bir an önce bu eşsiz eseri görmek için sizler gibi can attım. Olimpiyat Stadımızın özelliklerine kısaca bir göz atalım. Mimarlığını Michel Macary ve Aymeric Zublenanın yaptığı dünyanın en modern statlarından birisi olarak gösterilen Atatürk Olimpiyat Stadının; Türkiyenin en fazla seyirci kapasiteli, Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC), Uluslararası Amatör Atletizm Federasyonu (IAAF) ve Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) kural ve koşullarını karşılayan Türkiyenin ilk ve tek stadı olması; toplam kapasitesinin 80 bin 597 kişiye ulaşması, karşılıklı 2 kapalı tribünü bulunan stadın içinde özürlü seyirciler için 400 kişilik bölüm, medya mensupları için de 2 bin koltuk ayrılmış olması; 134 giriş, 148 de çıkış kapısına sahip bulunması; bu devasa stadın hiç te alışık olmadığımız, sadece Avrupada gördüğümüz duyduğumuz stadlar gibi, 12 dakikada tamamıyla boşaltılabilmesi; bünyesinde açık ve kapalı olmak üzere toplam 18 bin 900 araçlık otopark alanın bulunması; erkekler için 100 tuvalet, 100 lavabo, bayanlar için 90 tuvalet, 60 lavabonun yanı sıra, özürlü erkek ve bayanlar için de tuvalet ve lavabolar yer verilmesi; kısacası seyircinin rahatı için her şeyin düşünüldüğü, stada gelecek seyircinin rahat edebilmesi için en küçük ayrıntıların bile göz önünde bulundurulduğu bir stada çocukları, eşimi götürmeyipte kimleri götürecektim. Yıllardır Ali Sami Yende çektiğimiz tüm sıkıntıların sona eriyişiydi, bu bir bakıma. Tüm hazırlıklar bu yönde yapıldı. Haftalardır Galatasarayın yeni takımını, Fatih Hocayı ve bir peri masalı gibi anlatılan olağanüstü Olimpiyat Stadını görmenin sabırsızlığıyla, günleri hayıflanarak geçiriyordum. Eşime, ve iki küçük kızıma, bu olağanüstü dostluk şölenine de götürmeye söz vermiştim. Eee onlar da doğal olarak, Avrupalıların yaptığı gibi ailece, çoluk çocuk bir maça, hem de yer sıkıntısı olmaksızın ve saatler önce de gitmeden, eğlenceye gider gibi maça gideceklerdi. Siz yukarıda anlatılan özellijklere sahip böyle bir stadı görmek için neler vermezdiniz. Bir de, Fatih Terimin yeni Galatasarayını izlemek, işin kremasıydı. İşte tüm bu ulvi amaçlar uğruna döküldük yollara. Eşim ve iki kızımla saat 18.45te Kadıköy Evlendirme dairesinin önünden Biletixin otobüsüyle çıktık yola. Heyecen dorukta çocuklar ilk defa GSı ve müthiş stadı izleyecekler...Sabırsızlıktan yerlerinde duramıyorlar. Fatih Sultan Mehmet Boğaz Köprüsünü geçtiğimizde saat 19.45i gösteriyordu. Nasıl olsa maç saat 20.30da başlayacağı için, hergün köprüyü geçmek durumunda kalan ben deniz bu yoğunluğa alışıktı. Köprüde bakım çalışması vardı. Biz toplum olarak böyle vakalara alışığız. Aslında köprüde kanalizasyon çalışması da yapılsa bizim için normaldir. Daha hem maçın başlamasına da 45 dakika var. Sinirleri bozmayalım. Enseyi karartmayalım. İki telli öncesi TEM oto yolundaki Milliyet Binası önüne geldiğimizde saat 20.25 olmuştu. Yahu bari şu maçı 21.00da başlatsalardı ya, hafta içi 20.30 çok erken. Ne ise ilk 15 dakikayı seyretmeyiz olur biterdiye düşünürken; İkitelli ayrımına geldiğimizde akrep yelkovan kanatlanmıştı adeta. Saat 21.10. Allah kahretsin bu trafikte, maçın ancak ikinci yarısını seyrederiz. Olsun yine de stadı ve Galatasarayı göreceğiz. Buna katlanmak lazım. deyip, İkitelliden stad dönüşü olan ana yola geldiğimizde ümitlerimiz henüz tükenmemeişti. Saat 21.45. Oleee. Stadın ışıkları göründü. O da ne, uzaktan görüldüğü gibi ise stad doluuu. Eee biz nereye oturacağız? Hem çocuklar da var. Bunu geçelim, maçın son yarım saatine yetişirsek, yine sorun yok... Çocuklar mızıklanmayın. Birazdan staddayız... Saatimiz 22.00ı gösterdiğinde, otobüsümüz tam stadın ana giriş yoluna dönmek üzereydi ki, görevli polis, Yolun kapalı olduğunu, stadın dolduğunu, araç tarafiğindeki yoğunluktan dolayı, aracımızı içeriye alamayacağınıifade edince, can havliyle ileri atılıp, resmi görevlimizi hakarete maruz bırakmayan sözcüklerle; Olur mu. 3 saattir buraya gelmeye çalışıyoruz. Bırakın da geçelim lütfendiyerek, geçiş vizesi almaya çalışırken, 7 yaşındaki büyük kızım, Baba polis amcalar bizi maça almayacaksa neden geldik buralara diye yanıtsız bir soru sorunca, anlamsız tartışmayı kestim... Bir tur daha atıp, yeniden girişi denediğimizde saat 10.30du ve herhalde maçın uzatmaları oynanıyordu. Bu kez eşim, yahu bu çocuklar akşamda bir şey yemediler. Stadda yeriz diye... acıktılar...Şimdi ne yapacağız dediğinde, artık eve dönmekten başka bir çaremiz kalmamıştı. Maça girememek, stadı görememekten daha çok, eve nasıl ulaşacağımızın derdine düşmüştük. Nihayet, eve hareket etmeye niyetlendiğimizde, İkitelliden çıkış 23.00 olmuştu. Çocukları teselli amacıyla, Üzülmeyin çocuklar, sizi ASYdeki Samsun maçına götüreceğimdediğimde 5 yaşındaki küçük kızım, Amann baba bana bir daha maçtan kesinlikle söz etmediye uykulu ve yorgun gözlerle, sersefil bir halde bana bakıyordu. Eve varış 24.30. Çoluk çocuk rezil bir vaziyette. Eşime ve onlara karşı bir sorumluluk mahcubiyeti içinde; Haftalardır büyük bir hevesle beklediğimiz bir maç hülyası ve Olimpiyat Stadını görme rüyası, dramatik bir şekilde sonlanırken; içimden, bildiğim bütün iyilik dualarını, bu stadı yapıp da yolunu, belini yapmayanlara, bizleri 5.5 saat yolda rezil edenlere, gecenin bir vakti İkitelli turu attıranlara okudum ve düşünmeye başladım. Altyapı ve yolları yeterli olmayan bir stada 100.000in üzerinde insan toplamaya çalışan ve bunu bir aymazlık içinde ve dalga geçercesine Bu bir test maçıydı. Eksikliklerimizi görelim diye yapmıştıkşeklinde açıklama yapan, sorumsuz yöneticilerimizin, bu tuzağına Galatasaray gibi Avraupalı bir kulüp ve yöneticileri naslı alet olmuşlardı, onu anlayamadım. Tek tesellim, otobüsümüzde ve maçta hiç bir kimsenin rahatsızlanmamış olması. Yüzbinde bir bile olsa bir kişi rahatsızlık hissedip, ambülansla hastaneye kaldırıması sözkonusu olsaydı, o insanımızı bugün belki de kaybetmiş olacaktık. Bütün bunları yazarken, dün aynı zamanda, İkitelli ve civarında outran vatandaşlarımızın da yaşamları alt üst oldu. Sanırım. Devletin biz vatandaşlarına ciddi bir özür borcu var. Bu işe alet olduğu için tabiiki Galatasarayın da | ||||
|
|||||||
Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||