| | | | Ne yapılması gerektiğini söylediniz, hem de iletişim ve/veya yönetim kitaplarının tavsiye ettiği gibi, çalışanlarınızdan istediğiniz şeyi “nedeni ile birlikte” ifade ettiniz. Ama çalışanınız hala yapması gerekeni yapmıyor. Bir sürü sebebi olabilir: Değişime karşı direnç, ofis politikaları, yetersizlik, yöneticinin takipsizliği... Ama burada “tekrar” değinmek istediğimiz sorun iletişim. (İletişim ile ilgili diğer yazılar: Ben Söylemiştim http://www.ntvmsnbc.com/news/146842.asp ve İç İletişim Mitleri http://www.ntvmsnbc.com/news/132604.asp)
 İdil Akidil’in diğer yazıları
Çoğu zaman çalışanın talimatları uygulamamasının aslında çok basit bir nedeni var: Anlamamak. Üstelik siz açıkça anlattığınızı sanırken...
Ofisimizi düzgün tutalım, derken bile, anlaşılır olamayabiliyoruz. Hemen ardından örneklerle detaylandırmak gerekiyor: Masalarınızın üzerinde işle ilgisi olmayan şeyler olmasın. Ofiste yemek yenmesin. Fotokopi makinasının yanındaki kağıtlar dağınık durmasın. Çöp kutularının masanın altından çıkmamasına dikkat edelim. Vazolardaki suyu iki günde bir değiştirelim, vb.
Bir büyük dilek cümlesini küçük talimatlarla örnekleyerek desteklemek, çalışanın bekleneni anlamasını kolaylaştırdığı gibi bir yandan da beklenen işin performans kiterlerinin ipuçlarını onlara veriyor. Dahası bu detayların nasıl yapıldığının gösterilmesi gerekiyor, uygulanma ihtimalini güçlendirmek için. Yani yöneticilerin bir görevi de istedikleri davranışı göstermek. Fotokopi kağıtlarını düzeltmek, vazodaki suyu değiştirmek. Eğer istenen daha karmaşık bir iş ise, çalışanın onu kendi kendine yapmasını beklemeden önce yöneticinin yanında en az bir kez denemesi önemlidir.
İletişim derslerinde verilen bir araştırma sonucu vardır, her kaynak oranları farklı tanımlıyor, ama yine de üç aşağı beş yukarı birbirine benzediğinden tekrar burada da paylaşalım... İnsanlar duyduklarının %20’sini, gördüklerinin %30’unu, yaptıklarının %90’ını hatırlıyorlarmış. İstediğiniz şeyin uygulanması için, ne istendiğini söylemenin yanında, göstermek ve kendisine deneterek öğretmek gerekiyor.
Özetle, genellikle “yap” demeye alışık yöneticilere birşeyleri eksik söylediğini hatırlatıyoruz. Aslında “yap” beşinci sıradaki bir iş. Birinci sıradaki “........ istiyorum”dan sonra, “Şunları gerçekleştirerek yapabilirsin”, daha sonra “Göstereyim”, bundan sonra da “Şimdi de sen göster nasıl yapıldığı” var. Ve en son olarak da “yap”.
Görev tanımlarının havada kalması, prosedürlerin uygulanamaması, şirketin değer”lerinin pratiğe geçememesinin nedeni çoğunlukla bunların çalışanın diline tercüme edilmemiş olması.
Anlamıyor, nasıl yapacağını hayal edemiyor, ne beklendiğini göremiyor. Nasıl uygulasın?
| |
Bankaların kara tahtaları siliniyor
