|
Özince: Rating'ciler biraz bekleseydi Özince: Önümüze net bakabiliyoruz 18 Temmuz'a rağmen yabancı sermayede ışık yok Derviş: Bankacılık sistemi krizi bitti |
|||
Ersin Özinece, Faizin yükselmesiyle bankacılık sektörü para kazanmamalıdır. Kriz fırsatçılığı serbest piyasa ekonomisinde çok sakıncılı ve yanlış değildir. Yapılabilir ama bunun bankalar gibi kamu hizmeti yapan müesseseler tarafından benimsenmemesi uygun olur dedi. Ersin Özince, düzenlediği basın toplantısında, konuşmasının ardından gazetecilerin siyasi ve ekonomik gelişmelere ilişkin sorularını yanıtladı. Reel faizlerin yüksekliği borçların ödenmesinde problem yaratmayacak mı? Bu konuda endişeniz var mı? sorusuna Özince, böyle bir endişe yaşamadıklarını ve faizlerin artmaması için İş Bankası olarak ciddi katkıda bulunduklarını söyledi. Bu hafta içinde yapılan ihalelerde, bankanın sergilediği olumlu tavrı buna örnek gösteren Özince, şöyle dedi: Faizin yükselmesiyle bankacılık sektörü para kazanmamalıdır. Yüksek faiz sadece devletten tahsil edilmemekte, faiz yükseldiğinde muhakkak ki faizi ödeyen diğer unsurları riske atmakta. Borcunu ödemekte sıkıntıya düşebilecek olan yalnız Hazine olmaz. Önce bireyler, diğer kuruluşlar, en son Hazine olur. Ersin Özince, siyasi belirsizliklerin ciddi şekilde satın alındığını düşündüğünü ifade ederek, En azından bizim politikamız bunu içeriyor. Belirsizliklerin daha ciddi belirsizliklere yol açmayacağını, uygulanan ekonomik programın bunu kaldıracak ivmesi ve sürekliliği olduğunu düşünüyorum diye konuştu. Konuşması sırasında dile getirdiği haksız rekabetin ortadan kaldırılması ve kriz fırsatçılığına ilişkin sözlerinin hatırlatılması üzerine Özince, Türk bankacılık sektörünün çok ciddi bir sınav verdiğini ve sektörde artık uluslararası olmayan yüklerin, uygulamaların bir an önce kaldırılması gerektiğini kaydetti. Özince, munzam karşılıklar ve vergilerin bunlara ilişkin bazı unsurlar olduğunu, Bankalar Birliğinin bu konuyu bir çok kez yetkililere ilettiğini ifade etti. Sektörde reformların yapılmasında güçlükler olabileceğini vurgulayan Özince, Ama eğer Türk bankalarına uygulanan munzam karşılık, vergi dışardaki bankadan farklı olursa, o zaman bir çok kuruluşumuz direk dışardan hizmet almayı seçebilir dedi. KAMU BANKALARI REfORMU Özince, programda öngörüldüğü gibi kamu bankaları reformunun da süratle sonuçlandırılması gerektiğine işaret ederek, Tüm bankalarda olduğu gibi kamu bankalarında da yalnızca verimlilik prensibinin sürdürülmesi ve bu bankalarımızın da süratle halka açık anonim şirketler yapısına kavuşturulması zaten gereğini sağlayacaktır diye konuştu. Kriz fırsatçılığının serbest piyasa ekonomisi koşullarında çok sakıncalı ve yanlış olmadığını dile getiren Özince, şunları kaydetti: Kriz fırsatçılığı yapılabilir ama bunun bankalar gibi kamu hizmeti yapan müesseseler tarafından benimsenmemesi uygun olur. Bunun da örneği, İş Bankasının yaptığı gibi faizlerin yükselmesini önlemek için çaba gösterebilirsiniz. Tüketiciye sağlanan bir yıllık faiz sabitleme hakkını siz esnafa sağlarsanız, belki iyi olur. Bu tür tavırların gösterilmesi yararlı olur. Bunu yapan tabii ki sadece İş Bankası değil. Bu ciddiyette başka bankalar da var. DERVİŞİN KALMASI OLUMLU Özince, uygulanan ekonomik programın siyasi istikrarsızlık nedeniyle sürdürülüp sürdürülemeyeceğine dair bir soru üzerine de, ulusal programların bireylere dahil edilemeyeceğini, tüm Türkiyenin programı olduğunu vurguladı. Herhangi bir aksaklık olması halinde bile ekonominin tüm karar organlarının programı uygulamaya muktedir olduğunu kaydeden Özince, Bu nedenle de Sayın Dervişin görevini tekrar kabul ederek sürdürüyor olması çok olumlu bir tavır dedi. İş Bankası Genel Müdürü Özince, mevduata uygulanan garantiye ilişkin bir soruyu ise şöyle yanıtladı: İstikrarın çok konuşulduğu dönemlerde şu ya da bu güvencenin kaldırılmasını konuşmak bence doğru değil. Ciddi denetimden geçmiş böyle bir bankacılık sektörü, eşit rekabet koşullarına bence sahip. Mevduat güvencesi eşit rekabet koşullarını ortadan kaldıran bir unsur. Erken seçime ilişkin bir soru üzerine de Özince, böyle bir kararın doğruluğunu ancak parlamentonun değerlendirebileceğini, piyasada istikrarsızlık olması durumunda bunun en asgari düzeyde olması için çalışacaklarını kaydetti. Belirsizlikle ilgili risklerin ciddi ölçüde satın alındığını ifade eden Özince, reel faizlerin bunu gösterdiğini kaydetti. Özince, ulusal bankacılğa dair bir soru üzerine de, hassas dönemlerde milli sermayeli bankaların riskleri almada daha iştahlı olabileceğini, istikrarın sağlanmasında daha aktif rol oynayacağını vurguladı. Ersin Özince, başka bir soru üzerine de, bankacılıkta fiktif kar olduğuna inanmadığını ifade etti. ( Özince, Programa inanmayan ve dövize yatırım yapanlar karlı çıkmış olabilirler. Bunlar karşısında hasetimizden çatlamıyoruz dedi. Özince, bankanın 2001 yılı faaliyetlerine ilişkin düzenlediği basın toplantısında, son yıllarda dünya ve Türkiye ekonomisindeki gelişmelere değindi. Siyasi istikrarın sağlanmasına bağlı olarak ülke ekonomisinin bu krizi atlatacağı ve piyasaların tekrar işlerlik kazanacağına olan inançların devam ettiğini vurgulayan Özince, Yeter ki buna hep birlikte inanalım ve bu husustaki inancımızı kaybetmeyelim dedi. Özince, bankacılık sektörünün getirdiği üçlü denetime de değinerek, enflasyon muhasebesi ve üçlü denetime uğramış bankaların diğerleriyle, kamu bankalarıyla karşılaştırılmasının mümkün olmadığını kaydetti. 2001 yılında işini düzgün yapan ve prensiplerine bağlı dinamik çalışan bankaların ayakta kaldığını belirten Özince, Bundan sonra da böyle olmaya devam edecek. Türk ekonomisinin gelişmesi için böyle olmasında fayda var diye konuştu. 2001 YILI ZARARI 762 TRİLYON LİRA Özince, İş Bankasının 2001 yılı zararının enflasyon endekslemesi sonrası 762 trilyon lira, toplam geçmiş yıllar zararının da bir katrilyon 271 trilyon lira olduğunu belirterek, şunları söyledi: 2001 yılı dahil geçmiş yıllar zararının tümünün mahsup edilmesinden sonra özkaynağımız 2.9 katrilyon lira olarak şekilleniyor. Buna göre 2002 yılına ilişkin mali tablolarımızda geçmiş yıllara dair herhangi bir talep yer almayacak. Borsaya kote bankalar içinde özkaynak büyüklüğündeki lider konumumuzla ve yaklaşık 3 katrilyon liralık özkaynakla, İş Bankası olarak geleceğe umutla bakıyoruz. BANKANIN İYİSİ-KÖTÜSÜ ÖZINCE, INSANLARıN KRIZLE BIRLIKTE BILINÇLENDIĞINI BELIRTEREK, SOKAKTAKI VATANDAŞ SEÇIMINI ÇOK IYI YAPıYOR. ARTıK BANKANıN IYISINI VE KÖTÜSÜNÜ ÇOK IYI AYıRDEDEBILIYORLAR. SEÇICI DAVRANABILIYORLAR. YANI YÜZDE 100 DEVLET GARANTISINE KARŞı HALKıMıZ ARTıK GERÇEK ANLAMDA GÜVENDIĞI BANKALARı TERCIH EDIYOR. BUNDAN SONRA BÖYLE OLACAKTıR. BU BIR TEMENNI DEĞIL, SAPTAMADıR DEDI. İŞ BANKASıNıN KRIZ KOŞULLARıNDA PIYASALARDAN KOPMADAN, ILKELI VE DIRAYETLI BIR ŞEKILDE BANKACıLıK YAPıLABILECEĞINI EN IYI ŞEKKILDE KANıTLADıĞıNA IŞARET EDEN ÖZINCE, ŞÖYLE DEVAM ETTI: KRIZ SıRASıNDA EN ÖNEMLI DESTEĞI DEVLETE VE PROGRAMA VERDIK. PROGRAMA INANMAYAN, DÖVIZE YATıRıM YAPANLAR KARLı ÇıKMıŞ OLABILIRLER. BUNLAR KARŞıSıNDA HASETIMIZDEN ÇATLAMıYORUZ. BIZ DOĞRU BILDIĞIMIZ POLITIKALARDA ıSRARLıYıZ. BU TÜR YAKLAŞıMLARı DOĞRU BULMUYORUZ. SOSYAL SORUMLULUĞUMUZU, MISYONUMUZU HIÇBIR ZAMAN GÖZARDı ETMEDIK. PARA KAZANMA KONUSUNDA KRIZ FıRSATÇıLıĞı YAPMADıK. YÜKSEK FAİZLE PARA SATMADIK Özince, bankanın faiz dışı gelirlerini hizmetler ve ürün çeşitliliği sayesinde artırdıklarını belirterek, Yüksek faizle para satma politikasına girmedik dedi. İş Bankasının yapılan üçlü denetim sonrasında güç kazandığını vurgulayan Özince, şunları kaydetti: Türkiyenin risklerini kuruluş misyonu doğrultusunda sırtlamaya ve paylaşmaya devam etmekte kararlıyız. İsteğimiz haksız rekabetin sonlandırılmasıdır. Bu, bankacılığın değil, tek tek her vatandaşın ve ülke ekonomisinin yararına olacaktır. Sahip olduğumuz kaynakları her zaman bu ülkeye tahsis ettik, etmeye de devam edeceğiz. Milli sermayeyi rekabet eşitsizliğine karşı korumak, yetkisi ve sorumluluğu olan herkesin görevi. Burada amacımız, korumacılık değil, sistemde gücünü ve itibarını kanıtlamış müesseselerin önüne hiçbir faktörün konulmamasıdır. İş Bankasının sermaye yeterlilik oranı, likidite durumu, mevduattaki pazar payı ve kredi portföyüne ilişkin bilgi veren Özince, bankanın kredibilitesi olumlu, risk prensiplerine uygun olan her firmaya kredi kullandıracağını söyledi. 2001 yılında bankanın yaptığı yatırımları anlatan Özince, kredi kartları sayısının 2001 yılı sonunda önceki yıla göre yüzde 9.4 artışla 1.6 milyonu aştığını ve bu alandaki pazar paylarının yüzde 11.8e çıktığını bildirdi. Özince, 2001de İş Bankası kredi kartlarıyla yapılan işlemlerin cirosunun önceki yıla göre yüzde 53.5 arttığını ve kart ihraç eden bankalar sıralamasında İş Bankasının işlem cirosu açısından ikinci sırada yer aldığını kaydetti. Kredi kartı üye işyeri sayısının yüzde 21.3 artışla 63 bin adeti geçtiğini, üye işyerlerinde kredi kartı ve banka kartlarıyla yapılan alışveriş cirosunun da yüzde 81 arttığını belirten Özince, İş Bankasının İMKB tahvil ve bono piyasası ile yatırım fonlarındaki perfonmansı hakkında da bilgi verdi. Özince, kriz koşullarının yaşanmasına ve yabancı finansman kuruluşların olumsuz bakış açılarına rağmen, muhabirler nezdinde herhangi bir sorun yaşamadıklarını belirterek, bu kapsamda 31 yeni yabancı banka ile muhabirlik ilişkisi tesis edildiğini sözlerine ekledi. (son) (MED-ŞAY-MAB) 13:16 12/07/02 | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||