Home page
Haber Menüsü


Güncelleme: 09:27 TS 1 Tem., 2002
Ankara
IMF’ye gönderilen Niyet Mektubu’nun tam metni

Uluslararası Para Fonu’na gönderilen Niyet Mektubu’nun tam metni.
Ankara, 19 Haziran 2002
       Mr. Horst Köhler
       Başkan
       Uluslararası Para Fonu
       Washington D.C. 20431 ABD
       
       Sayın Bay Köhler:
       1. Ekonomik program uygulamaları kararlı bir şekilde devam etmektedir. Konsolide kamu sektörü faiz dışı fazlasına ilişkin Mart ayı sonu performans kriteri ile para tabanı ve net uluslarararası rezervlere ilişkin Nisan ayı sonu performans kriterleri tutturulmuştur (Ek A). Ön koşullar ve yapısal kriterlerin yerine getirilmesi de dahil olmak üzere, yapısal alanlarda da ilerleme kaydedilmeye devam edilmiştir (Ek B).
       2. Program olumlu sonuçlar vermeye devam ederek, 2002 yılına ilişkin hem %3’lük büyüme hem de %35’lik enflasyon hedeflerine ulaşılacağına dair güvenimizi artırmaktadır. Sıkı maliye ve para politikaları, yapısal reform uygulamaları ve programın artan kredibilitesinin de yardımıyla, son aylarda enflasyon oranları çok olumlu düzeylerde gerçekleşmiş olup, bu durum enflasyon beklentilerinde süregelen bir düşüşe yol açmıştır. Sonuç olarak, şu anda %35’lik yıl sonu hedefinin gerçekleştirilmesi için tümüyle planlanan doğrultuda ilerlenmektedir. 11 Eylül olaylarının Türkiye’de ve tüm dünyada beklentiler üzerinde yarattığı olumsuz etkiler nedeniyle, reel GSMH, 2001 yılının son çeyreğinde beklenenin altında gerçekleşmiştir. Ancak, son aylarda göstergeler ekonomik toparlanmanın başladığına giderek artan bir düzeyde işaret etmektedir. Kapasite kullanımı, sanayi ve tarım üretimi göstergeleri ve ihracat ve turizmin 2002 yılının ilk dört ayında sergilediği performans %3’lük reel GSMH büyümesi hedefinin ulaşılabilir olduğunu göstermektedir.
       3. Son belirsizliklere rağmen, programın belirlenen istikamette uygulanmasına ilişkin kararlılığımız sürmektedir. Finansal göstergeler Mayıs ayının başına kadarki altı aylık dönemde önemli oranda ve program hedeflerinin de ötesinde bir iyileşme kaydetmiş ancak, Mayıs ayı başından itibaren piyasanın siyasi belirsizlik algılamasının bir yansıması olarak bir miktar bozulmuştur. Bu gelişmelerin üç yıllık programımızda bir sapmaya neden olmayacağına dair inancımız tamdır: programın başlangıçtaki öngörülerine kıyasla faiz oranları hala belirgin bir şekilde daha düşük ve 1 TL daha güçlüdür; güçlü ödemeler dengesi pozisyonu ve olumlu finansal piyasa koşulları Merkez Bankası’nın döviz rezervlerini ve Hazine’nin kamu mevduatını program öngörülerinin oldukça üzerinde bir düzeye yükseltmelerini sağlamış olup, dalgalı döviz kuru ile bankacılık, tarım ve diğer yapısal alanlardaki çabalar Türk ekonomisini geçmişe göre daha güçlü kılmıştır. Ekonomi politikasına yönelik geniş kamu ve sivil toplum desteği, siyasi cephede bazı belirsizlikler olması halinde dahi, programın güçlü bir şekilde uygulanmaya devam edilmesini sağlayacaktır. Türkiye’nin gerçek büyüme potansiyelini yakalamanın ve ekonominin dayanıklılığını daha da artırmanın en iyi yolu olduğuna inandığımız mevcut ekonomik programa bütünüyle bağlı kalınmaya devam edilecektir. Aynı zamanda, programın yolundan sapmaması için, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile de istişare edilerek, gerek duyulması halinde ilave tedbirler alınacaktır.
       4. Bu çerçevede, stand-by düzenlemesi kapsamındaki ikinci gözden geçirmenin tamamlanması talep olunmaktadır. Hedef ve politikalarımız, 18 Ocak 2002 tarihli Niyet Mektubu ve bu mektubun 3 Nisan 2002 tarihli güncellenmiş halinde belirlendiği gibidir. Bu mektup, politika gelişmelerini güncellemekte ve program hedeflerine ulaşmak üzere atılması planlanan ilave adımları açıklamaktadır. Maliye Politikası
       5. 2002 yılında GSMH’nin % 6.5’i oranında kamu sektörü faiz dışı fazlası hedefine ulaşılması yönünde öngörüldüğü şekilde ilerlenmektedir. Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) dengesindeki, kısmen, ertelenmiş fiyat artışlarından kaynaklanan düşük performansın, konsolide bütçe gelirlerinin öngörülenin üzerinde gerçekleşmesi ile telafi edilmesi sonucu, konsolide kamu sektörü faiz dışı fazlasına ilişkin 2002 yılı Mart sonu performans kriterine ulaşılmıştır. Mali hedeflere ulaşılmaya devam edilmesini teminen, bu fiyatlar program planları ile uyumlu seviyelere tekrar çekilecektir. Bu planlar, çoğu KİT için yıl içinde, yıllık TEFE enflasyonu ile uyumlu bir şekilde fiyat artırımını öngörmekle beraber, enerji sektöründe dünya fiyatlarının enerji fiyatlarına yansıtılması uygulamasına devam edilecektir. Aynı zamanda, KİT’ler, programda öngörülen tüm maliyet azaltıcı ve etkinlik artırıcı tedbirlerin tümüyle uygulanmasını teminen, üçer aylık dönemler itibariyle denetlenmeye devam edilecektir. Önümüzdeki dönemde, KİT’lerin yönetişim yapısını geliştirmek için gerekli yasal çerçeve değişiklikleri yapılacaktır. KİT Yönetim Kurulları’nın yetkisini artıracak, merkezi hükümet ile mali ilişkilerini açığa kavuşturacak ve finansal hesaplarına ilişkin detayların yayımlanmasını temin edecek bu değişikliklerin 2003 yılında yürürlüğe girmesi beklenmektedir.
       6. 2003 yılı için GSMH’nin % 6.5’i oranında kamu sektörü faiz dışı fazlası hedefini koruma kararlılığımız devam etmektedir. Reel faiz oranlarındaki düşüş ve tekrar başlayan büyüme sayesinde borç dinamikleri daha da iyileşmiştir. Faiz oranlarının daha da aşağıya çekilmesini ve olumlu borç dinamiklerinin 2003 yılında da devam etmesini teminen faiz dışı fazlanın aynı seviyede korunması gerekmektedir. Haziran ayında yapılacak bütçe çağrısında sözkonusu faiz dışı fazlanın sağlanmasına yönelik ilk adım atılacaktır. Daha ayrıntılı olarak, yatırım, personel, diğer cari ve transfer harcamalarına ilişkin genel üst sınır, reel bazda sabit tutulacaktır. Kamu sektörü ücret politikasının işçi ücretleriyle memur maaşları arasındaki farkı daraltmaya yönelik olarak uygulanmasına devam edilecektir.
       Para ve Döviz Kuru Politikaları
       7. Para politikasının başlıca odak noktası enflasyon hedefinin tutturulmasıdır. Şubat ve Nisan aylarında tüm parasal performans kriterlerinin ve gösterge niteliğindeki hedeflerin tutturulması sonrasında enflasyon ve faiz oranlarında keskin bir düşüş kaydedilmiş ve %35 oranındaki yıl sonu enflasyon hedefi rahatlıkla ulaşılabilir duruma gelmiştir. Öngörüldüğü üzere, yılın devamında enflasyon hedeflemesi rejimine geçilmesine yönelik ilerleme kaydedilmeye devam edilmektedir. Bu amaca yönelik olarak, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), IMF ile birlikte ve enflasyon hedeflemesi uygulayan diğer merkez bankalarının da işbirliği ile: (i) ekonomik veri tabanları ve raporlama sistemlerinin; (ii) mevcut bilgiyi geniş bir kapsamda içeren kısa dönemli tahmin sisteminin; (iii) üç aylık bir çekirdek makroekonomik modelin; (iv) orta dönemli tahminleri bir araya getiren bir yöntemin; ve (v) sonuçların Para Politikası Kurulu’na sunumuna ilişkin usüllerin geliştirilmesine yönelik yoğun çalışmalar sürdürmektedir.
       8. TCMB, ödemeler dengesinin ve ters para ikamesinin gücüne bağlı olarak günlük döviz alım ihalesi mekanizması vasıtasıyla döviz rezervlerini artırmaya devam edecektir. Dalgalı döviz kuru rejimine ve önceki Niyet Mektupları’nda belirtilen döviz kuru politikasına sadık kalınırken, Nisan ayında uluslararası rezervleri artırmaya yönelik günlük döviz alım ihaleleri düzenlenmeye başlanmıştır. Önümüzdeki aylarda, ödemeler dengesindeki beklenenin üzerindeki performans devam ettiği sürece, günlük alım ihaleleri devam edecektir.
       9. Para ve döviz piyasalarının etkinliğinin artırılmasında ilerleme kaydedilmektedir. TCMB, Nisan ayında, getiri eğrisinin tanımlanmasına yardımcı olan, bir aylık mevduat ihaleleri düzenlemeye başlamıştır. 24 Mayıs 2002 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, TCMB bankaların ortalama olarak tuttukları zorunlu karşılıklarının tesis sürelerini bir haftadan iki haftaya uzatmış, daha uzun ortalama tesis süresi uygulamasına tabi olan zorunlu karşılıkların nispetini yükseltmiş, ve zorunlu karşılıklara ödenen nema oranlarını piyasa oranları ile daha yakın biçimde ilişkilendirmiştir. Buna ilaveten, Haziran ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi: (i) döviz ve Türk Lirası cinsinden vadeli kontratlar üzerinden alınan damga vergisini kaldıran; (ii) Takasbank işlemlerinden kazanılan faiz gelirlerine stopaj uygulanması suretiyle bankalararası piyasadaki ayrışmayı azaltan; ve (iii) bankalararası döviz işlemleri üzerinden alınan vergiyi kaldıran düzenlemeyi onaylamıştır. Sözkonusu önlemler, finansal sistemdeki aracılık maliyetlerini düşürecek, faiz oranları arasında farkların azaltılmasına yardımcı olacak ve bankaların karlılığını artıracaktır. Sözkonusu piyasaların daha da geliştirilmesine yönelik önlemler üzerinde, bu alanın geliştirilmesi amacıyla oluşturulan ve içerisinde bir çok kuruluşun yer aldığı çalışma grubunun toplantılarının yoğunlaştırılması suretiyle de olmak üzere, ilgili tüm birimlere danışılmaya devam edilecektir.
       Mali Sektör Reformu
       10. Özel bankaların, ihtiyaç olması halinde kamu desteği verilmesi suretiyle, sermayelerinin güçlendirilmesi programı ilerlemektedir. Banka sermayelerinin güçlendirilmesi programının uygulanmasına ilişkin orijinal takvim, uygulamada bazı 3 gecikmeler olabileceği düşüncesiyle bilinçli olarak sıkı tutulmuştu. Bankaların birinci ve ikinci denetiminin tamamlanmasında yaşanan kısa bir gecikme sonrası, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) 24 bankaya (toplam 26 banka arasından) eklemeleri gereken sermaye miktarını 12 Haziran 2002 tarihinde bildirmiştir. Bu bankaların sermaye açığı 1,326 trilyon TL olarak tahmin edilmiş olup, bu tutarın 1,102 trilyon TL’lik kısmı halihazırda bankalarca karşılanmıştır. Kalan (sahibi aynı kişi olan) iki bankaya ilişkin olarak, 19 Haziran 2002 tarihinde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, mali sıhhatini ciddi boyutta yitiren orta büyüklükteki bankanın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmesine karar vermiş, daha büyük olan diğer bankada ise, bankanın sahibi banka hissedarı olmanın gerektirdiği nitelikleri yasal olarak kaybetmiş bulunduğundan, ortaklık hakları askıya alınmıştır. BDDK 19 Haziran 2002 tarihinde sermaye ihtiyacı bulunmayan sözkonusu bankaya da bir mektup göndermiştir. Atılan tüm bu adımlarla ikinci gözden geçirmenin tamamlanması için bir ön koşul yerine getirilmiştir. BDDK, Haziran ayının sonuna doğru bankaları, basın organlarını ve piyasa katılımcılarını denetimlerin nasıl yürütüldüğü ve BDDK’nın bankaların sermaye ihtiyacını belirlerken neleri gözönünde bulundurduğuna ilişkin olarak bilgilendirmek üzere bir seminer düzenleyecektir. Benzer seminerler, Temmuz ayında yurt dışında düzenlenecektir. Şimdi bankaların, genel kurullarını en geç Temmuz ayı başına kadar toplantıya çağırmak suretiyle, sermaye artırma sürecini başlatmaları beklenmektedir. Daha önceden öngörülen ihtiyati tutarın içinde kalması beklenen olası kamu sermaye katkıları bundan hemen sonra gerçekleşecektir. BDDK, banka semayelerinin güçlendirilmesi programının 2002 yılı Ağustos ayı sonuna kadar tamamlanmasını beklemekte olup, bu tarihe kadar sözkonusu programın sonuçları bankaların bilançolarına bütünüyle yansıtılmış olacaktır.
       11. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), faaliyetlerinde şeffaflığın temin edilmesi ve devralınan bankalardan TMSF bünyesinde kalanların çözüme kavuşturulması hususlarında ilerleme kaydetmektedir. TMSF hesaplarının 2001 sonu itibariyle yapılan dış denetimi, 3 Mayıs 2002 tarihinde tamamlanarak bir yapısal kriter yerine getirilmiş olup, TMSF, 2002 yılı Mart ayı sonundan itibaren aylık bilançolar hazırlamaktadır. TMSF, denetim sonuçlarını, aylık mali tablolarıyla birlikte, internet sitesinde yayımlamıştır. Devralınan dört bankaya ilişkin olarak, biri (Toprakbank) için son teklif verme süresi olarak belirlenen 9 Nisan 2002 tarihine kadar kabul edilebilir bir teklif alınamamış olup, 3 Temmuz 2002 tarihine kadar yeni teklif verilmesi istenmiştir. Yargı sürecindeki iki bankaya ilişkin olarak ise, Tarişbank hakkında yargı kararı verilmiş ve akabinde banka 30 Mayıs 2002’de satışa çıkarılmış olup, diğer bankaya (Türk Ticaret Bankası) ilişkin yargı kararı halen beklenmektedir. Dördüncü banka (Bayındırbank) faaliyetlerini, tasfiye edilmekte olan devralınmış bankaların varlıklarının çözümüne ilişkin bir strateji oluşturulana kadar, bir geçiş bankası olarak sürdürecektir.
       12. TMSF aynı zamanda, bir varlık yönetim şirketinin oluşturulması yolu da dahil olmak üzere, devralınmış bankaların varlıklarının çözümüne ilişkin bir strateji üzerinde çalışmaktadır. TMSF, bir varlık yönetim şirketinin oluşturulmasına ilişkin seçenekleri incelemekte olup, mevcut yasal düzenlemenin TMSF’nin bir varlık yönetim şirketindeki hisse payını %20 ile sınırlaması sebebiyle, potansiyel katılımcıların ve yatırımcıların dahil edilmesi amacıyla görüşmeler sürmektedir. Aynı zamanda, Tahsilat Birimi’nin elindeki yeniden gruplandırılarak satılmaya veya yeniden yapılandırılmaya müsait varlıkların belirlenmesi amacıyla 4 çalışmalar sürmektedir. BDDK, bir varlık yönetim şirketinin muhtemel işleyiş biçimlerine ilişkin olarak ilgili bankalara ve piyasa katılımcılarına Haziran ayında verilecek bir seminere ev sahipliği yapacak olup, bir varlık yönetim şirketinin oluşturulmasına ilişkin nihai karar Ağustos ayında verilecektir.
       13. Uluslararası Muhasebe Standartlarının uygulanması öngörüldüğü gibi ilerlemektedir. BDDK, yeni muhasebe standartlarının bankaların 2002 yılı sonu bilançolarına bütünüyle yansıtılmasını teminen, konuya ilişkin nihai düzenlemeyi Haziran ayında internet sayfasında yayımlamayı planlamaktadır (böylece 2002 yılı Haziran ayı sonuna ilişkin bir performans kriteri yerine getirilmiş olacaktır). Ayrıca, Hazine Müsteşarlığı, sigortacılık sektörünü, Avrupa Birliği Sigortacılık Direktifleri ve Uluslararası Sigorta Denetçileri Birliği Temel Prensipleriyle uyumlu bir biçimde düzenlemek amacıyla, 2002 yılı sonuna kadar Bakanlar Kurulu’na yeni bir kanun taslağı sunacaktır.
       14. Kamu bankaları reformu hızla ilerlemektedir. Ziraat Bankası ve Halk Bankası’nın operasyonel yeniden yapılandırılması öngörüldüğü gibi ilerlemekte olup, 20 Mayıs 2002 tarihi itibariyle, Bakanlar Kurulu tarafından belirlenmiş olan kriterler uyarınca, 581 şube kapatılmıştır. Vakıfbank’ın özelleştirilmesine ilişkin olarak, potansiyel yatırımcıların Vakıfbank’ın yeniden yapılandırma programı kapsamındaki özel bankalar ile aynı denetimlere tabi olmasını talep etmiş olması sebebiyle bu bankanın özelleştirme süreci bir miktar uzamıştır. Potansiyel yatırımcıların tekliflerini 28 Haziran 2002 tarihine kadar sunmaları talep edilmiş olup, kazanan teklif 14 Temmuz 2002 tarihine kadar belirlenecektir.
       15. Bankacılık sisteminin güçlendirilmesini tamamlamak ve reel sektörü desteklemek üzere, şirket borçlarının yeniden yapılandırılmasını teşvik etmek amacıyla “İstanbul Yaklaşımı” başlatılmıştır. Mali kuruluşlar, borç görüşmelerine baz teşkil edecek bir Çerçeve Anlaşması’nı Haziran ayı başında imzalamıştır. Ayrıca, BDDK, banka sermayelerinin güçlendirilmesi programının şeffaflığını ve bütünlüğünü teminen yeniden yapılandırılan krediler için ayrılması gereken karşılıklara ilişkin olarak uluslararası en iyi uygulamalarla uyumlu düzenlemeleri yayımlamıştır. Bu düzenlemeler 13 Haziran 2002 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Şirket borçlarının yeniden yapılandırılması kapsamındaki tüm alanlarda Dünya Bankası ile yakın işbirliği halinde çalışılmakta olup, Dünya Bankası’ndan, İstanbul Yaklaşımı kapsamında borçları yeniden yapılandırılan şirketlere uzun vadeli ek finansman sağlamak amacıyla bankalara tahsis edilecek bir kredi hattı için finansman sağlaması talep edilmiştir. Sözkonusu kredi hattının yıl sonuna kadar hayata geçirilmesi ümit edilmektedir.
       16. Aynı zamanda, şirket borçlarının yeniden yapılandırılması sürecini desteklemek üzere, icra ve iflas usullerinin geliştirilmesi amacıyla adımlar atılmaktadır. Adalet Bakanlığı, İcra ve İflas Kanunu’na ilişkin reformları ele almak üzere 2001 yılının Ekim ayında bir kanun reform komisyonu kurmuştur. Bu komisyon 2002 yılının başında önerilerini hazırlamıştır. 2002 yılının Nisan ayında, Adalet Bakanlığı, ayrı bir kanun reform komisyonu kurmuş olup, bu komisyon, şirketlerin yargıya intikal olmaksızın yeniden yapılandırılmaları süreciyle birlikte, varlıklarını sürdürebilecek şirketlerin rehabilitasyonunu destekleyecek kanunlar üzerinde odaklanmaktadır. Bu son komisyon, çalışmalarını, 2002 yılının Haziran ayı sonuna kadar tamamlayacaktır. Bu komisyonların bulgularına ve Dünya Bankası tarafından 5 hazırlanmakta olan acze düşmüş şirketlere ilişkin Türkiye’deki rejimin Standart ve Kuralları Karşılama Raporu (ROSC) tavsiyelerine dayanarak, Adalet Bakanlığı, 31 Eylül 2002 tarihine kadar İcra ve İflas Kanunu’na ilişkin kapsamlı bir reform paketi hazırlayacaktır (yeni bir yapısal kriter). Bu önemli reformlara geniş kapsamlı katkı yapılabilmesini teminen, Adalet Bakanlığı’nın önerileri, kamu ve özel sektör kuruluşlarının görüşüne sunulacaktır. Bu görüş alma sürecinin akabinde, önerilen reformlar TBMM’ye sunularak, 2003 yılı Ocak ayı sonuna kadar yürürlüğe konulacaktır (yeni bir yapısal kriter).
       Diğer Yapısal Reformlar
       17. Vergi sisteminin yeniden düzenlenmesinde ilerleme kaydedilmektedir. TBMM, 6 Haziran 2002 tarihinde bir yapısal kriteri yerine getirerek, Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nu kabul etmiştir. Bu kanun, çeşitli maktu vergileri birleştirmekte (Katma Değer Vergisi’nin en yüksek iki oranı da dahil olmak üzere) ve Bakanlar Kurulu’na maktu vergilerden elde edilen gelirlerin tahsisini belirleme yetkisi sağlamaktadır. Bakanlar Kurulu, dolaysız vergilemenin verimliliğini daha da artırmak amacıyla, Ağustos ayı sonuna kadar, ilgili kuruluşlara uygun ödenekleri tahsis edecek ve maktu vergi gelirlerinin tahsisini 2003 Yılı Bütçesi’yle başlamak üzere sıfıra indirecek bir kararname yayımlayacaktır (yeni bir yapısal kriter). Vergi idaresi içinde ise, bir denetim koordinasyon birimi ile bir vergi politikaları birimini de kapsayacak şekilde yeni bir fonksiyonel yapı tasarlanmıştır. Bu yapının, Temmuz ayı sonuna kadar hayata geçirilmesi beklenmektedir. Dolaysız vergi reformu ve yıllık bir denetim planına ilişkin çalışmalar başlatılmış olup, Dünya Bankası’ndan talep ettiğimiz teknik desteğin yardımı ile hızlı bir ilerleme sağlanılması beklenmektedir.
       18. Kamu İktisadi Teşebbüsleri ve kamu sektörünün diğer kısımlarındaki istihdamın rasyonelleştirilmesinde ilerleme kaydedilmektedir. Yüksek Denetleme Kurulu’nun desteğiyle, her bir kamu teşebbüsündeki fazla istihdamın ayrıntılı olarak tespit edilmesi çalışması tamamlanmıştır. 2002 yılı Ocak ayı sonu itibariyle, toplam 45,800 kadro atıl olarak tespit edilmiştir. Sözkonusu atıl istihdamın 2002 yılı Ekim ayı sonuna kadar üçte iki oranında azaltılması ve 2003 yılı ortasına kadar tamamen kaldırılması hususundaki kararlılığımız devam etmektedir. Bunu sağlamak amacıyla, sendikalar ile bir protokol üzerinde mutabakat sağlanmış ve bu kadroların iptal usüllerini belirleyen bir genelge yayımlanmıştır. Sözkonusu kadrolarda çalışanlar (i) gönüllü olarak emekli edilecek, (ii) kamu iktisadi teşebbüslerinde ihtiyaç duyulan diğer pozisyonlara nakledilecek, (iii) ihtiyaç duyulan memur kadrolarına atanacak, veya (iv) iş akitleri feshedilecektir. Çalışanların her türlü nakli, program kapsamında yeni kamu işçisi ve devlet memuru işe alımı için belirlenmiş bulunan sınırlar içerisinde kalacak olup, sözkonusu nakiller, çalışanların, KİT’lerin ve ilgili bakanlıkların işe alım planlarında halihazırda belirlenmiş bulunan kadrolar için gerekli özellikleri taşıması şartına tabi olacaktır. Halihazırda, fazla istihdamı azaltmaya yönelik hedefler doğrultusunda çalışmalar başlatılmıştır. Ocak ayı sonundan Nisan ayı sonuna kadar atıl kadrolardan 12,443’ü (2002 yılı Ocak ayı sonu itibariyle kendilerine bildirim yapılan kişiler dahil) büyük ölçüde gönüllü emeklilik yoluyla ayrılmıştır. Kamu istihdamının etkinleştirilmesi amacıyla memur ve sözleşmelilerin zorunlu emekliliğine ilişkin mevzuatta değişiklik yapılması da düşünülmektedir.
       19. Türkiye’nin kamu maliyesine ilişkin yasal düzenlemelerini ve kamu maliyesi yönetimini modernleştirme yönündeki çabalarımız devam etmektedir. 12 Haziran 2002 tarihinde TBMM, Kamu İhale Kanunu’nda, eşik değerlerin reel olarak uluslararası ölçülere düşürülmesi ve eşik değerlerin altındaki seviyeler için asgari tedarik süresinin uzatılmasını içeren birtakım değişiklikleri onaylamıştır (ikinci gözden geçirmenin tamamlanması için ön koşullar). Yasal değişiklikler, aynı zamanda, Kamu İhale Kurumu’nun operasyonel ve idari etkinliğini artırmayı amaçlamaktadır. Aynı zamanda, yeni bir bütçe sistemine ilişkin bir kanun taslağı (Kamu Mali Yönetim ve İç Kontrol Kanunu) hazırlanmış olup, bu kanun ile muhasebe alanındaki reformların kapsamı genişletilmekte, iç denetim örgüt yapısı yeniden düzenlenmekte, bütçe uygulama usülleri sadeleştirilmekte ve TBMM’ye onaylanmak üzere sunulacak bütçe dokümanının kapsamı genişletilmektedir. Sözkonusu kanun taslağı, halihazırda gözden geçirilmekte olup, ülke içindeki diğer kurumlar, Dünya Bankası, IMF ve Avrupa Birliği ile görüşüldükten sonra TBMM’ye sunulacaktır.
       20. Piyasa koşullarındaki iyileşmeye dayanılarak, belli başlı şirketlerin satış süreci hızlandırılacaktır. Hisse senedi piyasasının yeterince derin olmaması, TÜPRAŞ’ın üçüncü halka arzının planlandığı gibi, 2002 yılının ikinci çeyreğinde gerçekleştirilmesine imkan vermemiştir. Ancak, kamu hisselerinin %50’nin altına düşürülmesi için alternatif stratejiler araştırılmakta olup, belirlenen strateji 2002 yılı Temmuz ayı ortasına kadar kamuya duyurulacaktır. Özelleştirme İdaresi’nin 2001 yılının Aralık ayında duyurduğu planda da belirlendiği şekilde, İdare’nin portföyünde yılın kalan kısmında ihaleye çıkarılmaya hazır bulunan şirketler yer almaktadır. Bu şirketler ve Özelleştirme İdaresi portföyünün dışındaki varlıkların da satışı ile toplam özelleştirme gelirlerinin, 2002 yılında 700 milyon ABD Dolarına ulaşması beklenmektedir. Bu hedefin gerçekleştirilebilmesini teminen özelleştirmeden sağlanacak kümülatif nakit gelirlere ilişkin olarak gösterge niteliğinde yeni hedefler belirlemiş bulunmaktayız (Ek C). Ayrıca, 2002 yılı Temmuz ayı ortasına kadar ERDEMİR’deki kamu hisse payı %50’nin altına indirilecektir. Özelleştirme İdaresi, aynı zamanda, portföyündeki şirketlerin birleştirilmesi suretiyle de tasarruf sağlamaktadır. Halihazırda kararlaştırılmış bulunan şirket birleşmeleri ile işletme masraflarından yıllık yaklaşık 100 milyon ABD Doları tutarında tasarruf edilmesi öngörülmektedir.
       21. Diğer şirketlerin satışa hazırlanması konusunda da aşama kaydedilmektedir. Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.’nin özelleştirilmesine ilişkin bir yol haritası Temmuz ayı ortasına kadar onaylanmak üzere Özelleştirme Yüksek Kurulu’na sunulmuştur. Türk Telekom Yönetim Kurulu, şirket için uluslararası danışmanların yardımı ile hazırlanan kapsamlı bir şirketleştirme planını 4 Haziran 2002 tarihinde onaylamıştır. Bu plan, Türk Telekom’un çeşitli iş alanlarına göre (örneğin temel altyapı, sabit hat hizmetleri ve mobil hizmetler gibi) örgütlenmiş iştiraklerden oluşan bir holding olarak yeniden yapılandırılmasını öngörmektedir. Şirketleştirme planı ilk öngörülenden daha iddialı ve teferruatlı olduğu için, Türk Telekom’un özelleştirme planının Bakanlar Kurulu tarafından onaylanması (ikinci gözden geçirme için bir önkoşul idi) gecikmiştir ancak, sözkonusu Bakanlar Kurulu onayı 2002 yılının Kasım ayı sonuna kadar çıkarılacaktır (yeni bir yapısal kriter). Bunu desteklemek üzere, Türk Telekom İhale Komitesi, özelleştirme planının kabulüne varan süreçteki edimleri takvime bağlayan bir yol haritasını 31 Mayıs 2002 tarihinde onaylamıştır. Bu yol haritası, (i) şirket hisse değerlerinin yeniden tespit edilmesini (Mayıs sonunda 7 Bakanlar Kurulu eski değer tespitini iptal edip yeni değer tespitine imkan tanıyan bir karar almıştır.), (ii) şirket hisselerinin yeniden değerlemesini yapmak ve özelleştirme planını hazırlamak üzere uluslararası danışmanların Ağustos ayı sonuna kadar istihdam edilmesini, ve (iii) Telekomünikasyon Kanunu’nun holding şirket ve iştiraklerindeki hisselerin satışına imkan verecek şekilde 2002 yılı Ekim ayı sonuna kadar değiştirilmesini öngörmektedir. Holding şirket ve iştiraklerinin, birlikte ya da ayrı olarak özelleştirilmelerine imkan verecek şekilde, 2002 yılı sonuna kadar yapılandırılmaları beklenmektedir.
       22. Son olarak, iş ortamını geliştirmek için ilave adımlar atılmaktadır. Doğrudan Yabancı Yatırımlara ilişkin kanun 13 Haziran 2002 tarihinde TBMM’ye sunulmuş, böylelikle bir yapısal kriter yerine getirilmiştir. Yabancı Yatırımlar Danışmanlık Hizmetleri’nin yardımı ile hazırlanan bu kanun, doğrudan yabancı yatırımlara, uluslararası en iyi uygulamalar ile uyumlu olan bir yasal çerçeve sağlayacaktır. Asgari sermaye gereksiniminin ve yabancı yatırımcılar için onay koşulunun kaldırılmış olması yeni kanunda yer alan önemli değişiklikler arasındadır. Kanun uygulamasına ilişkin detaylar, usule ilişkin yönetmeliklerle belirlenecektir.
       Aynı zamanda, Bakanlar Kurulu’nca 2001 yılının Aralık ayında kurulmuş bulunan Yatırım Ortamının Geliştirilmesi Koordinasyon Komitesi altında, her birinde özel sektörün temsil edildiği dokuz adet teknik komisyon kurulmuştur. Teknik komiteler, gerek yerli gerekse yabancı yatırımlar için daha elverişli bir yatırım ortamının oluşturulması amacına yönelik olarak, kaydedilen gelişmeleri gözden geçirmekte, yatırımın önündeki engelleri saptamakta ve bu engellerin ortadan kaldırılması için öneriler geliştirmektedir. Yatırım Ortamının Geliştirilmesi Koordinasyon Komitesi’nin teknik komitelerinin çalışmalarında kaydedilen gelişmeler ve bunun akabinde yapılması gerekenlerin önceliğinin belirlenmesi konuları, üst düzey Yatırımcılar Konseyi’nin 18 Temmuz 2002 tarihinde gerçekleştirilecek ilk toplantısında ele alınacaktır.
       Özel sektörün iş ortamının geliştirilmesine ilişkin atılmakta olan diğer adımlar ise, çalışma izinlerindeki ve yatırım teşviklerindeki bürokrasinin azaltılması, gümrüklerdeki işlemlere ilişkin olarak çalışanların ahlaki görev ve uygulama esaslarının tatbik edilmesi ve Türk Patent Enstitüsü’nün güçlendirilmesidir. Kamu kaynaklarının kullanımını daha şeffaf hale getirmek suretiyle de iş ortamı geliştirilmektedir. Bu amaca yönelik olarak, Bakanlar Düzeyinde Yönlendirme Grubu 23 Mayıs 2002 tarihinde, bu Yönlendirme Grubu’na iyi yönetişimi artırma eylem planını hayata geçirme konusunda destek sağlayacak bir alt komite ise 11 Haziran 2002 tarihinde oluşturulmuş olup, böylelikle bir yapısal kriter yerine getirilmiştir. Bu komite, Bakanlar Düzeyinde Yönlendirme Grubu’nun altında, hareket planı kapsamında öngörülen, kamu sektörü personel sisteminin geliştirilmesi ve kamu kuruluşlarına ilişkin bilgilere kamunun erişiminin geliştirilmesi hususları da dahil olmak üzere çeşitli inisiyatifleri gerçekleştirme konusunda gerekli adımları hızla atacaktır.
       En iyi dileklerimizle,
       Kemal Derviş Süreyya Serdengeçti
       Devlet Bakanı TCMB Başkanı

 

       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları