Home page
Haber Menüsü


Güncelleme: 14:56 TSİ 10 Haz., 2002
Ankara
CNBC-E
IMF Temsilcisi Brekk’le söyleşinin tam metni

IMF Türkiye Temsilcisi Brekk’le, CNBC-e muhabiri Ahmet Ergen’in yaptığı röportajın tam metni.
Ahmet Ergen: Stand-by kapsamındaki ikinci gözden geçirme çalışmaları tamamlandı. Türkiye Masası Şefi Juha Kahkonen, İcra Direktörleri Kurulu öncesinde tamamlanması gereken üç düzenleme olduğunu belirtmişti. Bu üç konudaki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Kurul toplantısının tarihine ilişkin bir gelişme var mı?
       Odd per Brekk: Hükümetin ikinci gözden geçirmeden önce ve bir sonraki kredi diliminin serbest bırakılmasından önce tamamlaması gereken üç konu var. Öncelikle Kamu İhale Yasası ile ilgili değişiklik yapılması gerekiyor ve banka bilançolarının değerlendirilmesi ki bunlar bankaların yeniden sermayelendirilmesi kapsamında yapılması gerekenler.
       Üçüncü olarak da Türk Telekom’un özelleştirilmesinin hazırlıklarının tamamlanması konusu var. Biz aslında bu konularla ilgili çok önemli gelişmeler olduğu için çok memnunuz ve bu konuların kısa sürede tamamlanmasını bekliyoruz. Daha sonra İcra Kurulu toplanacak birkaç hafta içerisinde. Şu anda kesin bir tarih yok.
       - IMF Birinci Başkan Yardımcısı Krueger, ilk gözden geçirmenin ardından Nisan ayında yaptığı açıklamayla, ekonomik program önünde bazı riskler olduğunu söylemişti. Krueger, büyümenin zamanlaması ve gücünün belirsiz olduğunu belirtip, finans piyasalarının yeni şoklar ihtimaline karşı alarmda olduğunu belirtmişti. Türkiye, bugün itibariyle bu riskleri atlatabildi mi?
       Brekk: Birinci Gözden Geçirme’den itibaren ekonomik gelişmeler aslında beklentilerin üzerinde gerçekleşiyor. Özellikle büyümeyle ilgili olarak son veriler ekonominin aslında iyileşme sürecine girdiğini gösteriyor. Biz hala inanıyoruz ki yüzde 3’lük büyüme hedefi bu yıl için hala gerçekleşebilir. Genel anlamda risklere bakacak olursak, ekonomi şu anda belirsizliklere ve siyasi gelişmelere karşı gittikçe daha dirençli hale gelmeye başladı. Bunun pek çok sebebi var elbettte. Öncelikle şu anda Türkiye’de dalgalı döviz kuru var. Bu da şu anlama geliyor, aksaklıklar olduğu zaman döviz kuru gerekli düzenlemeyi yapıyor ve faiz oranları geçmişte olduğu gibi yükselmiyor. İkinci önemli konu, artık hem Hazine, hem de Merkez Bankası borçlanabiliyor. Diğer bir deyişle Hazine borçlanabiliyor, Merkez Bankası da döviz alabiliyor.
IMF: Türkiye belirsizliğe karşı konumda

       Bizim düşüncelerimizden daha yüksek bir şekilde gerçekleşiyor. Her ikisi de program kapsamında çok başarılı gidiyor. Üçüncü olarak da hem bankacılık sistemi hem de hükümetin borç düzeyi çok daha iyi. istikrar yavaş yavaş ekonomiye geliyor. Bütün bu sebepler dolayısıyla ekonomi şu anda çok daha dirençli herhangi bir belirsizliğe karşı. Bir anlamda son 10 gündeki gelişmeler bir test, sınav gibiydi ekonomi için. Ekonominin ne kadar dirençli olduğunu göstermek için. Gerçekten çok memnunuz, mali piyasalarda birtakım reaksiyonlar var ama bir buçuk yıl öncesine göre çok daha ılımlı.
       
KAMU SEKTÖRÜ REFORMU HIZLANMALI
       - Yılın kalan bölümünde Türkiye’nin ekonomik program çerçevesinde tamamlaması gereken en önemli düzenleme, kamu sektörü reformu... IMF’nin bu konudaki beklentileri nedir? Kamuda nasıl bir yapılanma öngörüyorsunuz?
       
Krueger:
Evet aslında çok haklısınız. Kamu sektörü reformu gerçekten çok merkezi ve önemli bir parçası ekonomik programın. Hükümet çok kararlı bir şekilde bu konuya eğildi. Bir takım gelişmeler yaşandı kamu sektörü reformu konusunda. Bunların en önemlileri arasında vergi reformunun sürdürülmesi gösterilebilir. Vergi reformunun dolaylı vergilere odaklanan ilk aşaması yürürlüğe girecek. Tüketim vergileri bunun içinde ve ikinci aşama sonbaharda gerçekleşecek ve doğrudan vergilendirme sistemi yürürlüğe girecek. Çok önemli bir konu bu.
       Bir başka önemli konu da vergi idaresinin sistemin ve personelin güçlendirilmesi konusu. üçüncü önemli konu, kamu iktisadi teşkilatlarındaki atıl istihdamın ortadan kaldırılması ve şirketin değerine katkıda bulunmayan personelin çıkarılması konusu. dördüncü önemli konu da yeni bir kamu sektörü yasasının geçirilmesi sözkonusu. bu bütçe sistemini tamamlayacak. daha şeffaf bir hale getirecek bütçeyi. gerçekten yüklü bir gündem var. şu anda da yavaş yavaş çalışmalar başladı.
       - Ekonomik program çerçevesinde öngörülen yapısal tedbirlerin çoğu tamamlandı. Bundan sonrası için ekonomide en kırılgan nokta nedir?
       
Brekk:
Aslında kırılganlıktan bahsediyorsak eğer şunu söylemek istiyorum... Ekonomi çok daha dirençli hale geldi. Ekonomik program ve hükümetin başarıları sayesinde. şu anda önemli olan konu, bu başarıların korunmasını sağlayabilmek ve çok daha ileriye götürülmesini sağlayabilmek. Bize göre programa bağlı kalmak, programı tam olarak uygulamak çok önemli. İşte bunlar programı siyasi belirsizliklere karşı daha az hassas hale getirecek.
       - Kahkonen, son açıklamasında özlleştirme konusunda beklentilerin altında bir gelişme olduğunu söylemişti. Ancak özelleştirmeden sağlanacak gelir açısından dünya konjonktürünün de olumsuz etkileri vardı. Son gelişmeler ışığında pazar koşullarının düzeldiğini söyleyebilir miyiz? Türkiye’nin bu alanda atması gereken adımlar neler?
       
Brekk:
Evet elbette, özelleştirmenin bir hayal kırıklığı olduğu doğru. Aynı zamanda bunun için birtakım iyi sebepler de var. Örneğin uluslararası gelişmeler bunu etkiledi. Ve aynı zamanda Türkiye çok ciddi bir krizi geride bıraktı. Elbette bunun için de yatırımcı güveninin yerine gelmesi için biraz süre geçmesi gerekiyordu.
       Ancak şunu da görmeye başladık, piyasa yavaş yavaş düzeliyor ve yatırımcı güveni artık yerine gelmeye başladı ve makroekonomik istikrarın da yerine gelmesi gerekiyor yabancı yatırımcının ülkeye gelmesi, para yatırması için. program başlı başına çok güçlü bir gündeme sahip yatırım ortamının iyileştirilmesiyle ilgili olarak. bizim bahsettiğimiz konular elbette bürokratik engellerin ortadan kaldırılması ve yabancı doğrudan yatırımın iyileştirilmesi. Bu konuyla ilgili bir yasa hazırlanıyor zaten. Biz ümit ediyoruz ki bir iyileşme olacak. Şu anda programın en önemli odak noktası da bu zaten.
       - Bankaların yeniden sermayelendirilmesi operasyonu tamamlanmak üzere. Türkiye’de bankacılık sektörü rehabilitasyonu açısından bir sonraki adım ne olmalı? Operasyonun başarısı ya da başarısızlığı sonuçlarına göre yeni adım ne yönde atılmalı?
       
Brekk:
BDDK, şu anda bankaların denetimlerini tamamlamak üzere. Bu süreçte, bu ilk adım. Biz ümit ediyoruz ki denetimlerin tamamlanmasından sonra gerekli düzenlemeler yapılacak ve yeniden sermayelendirme süreci tamamlanacak, bu da birkaç ay içerisinde bilançolara yansıyacak. Bu süreç tamamlandıktan sonra Türkiye’deki bankalar yeniden kredi vermeye başlayabilecek. Yeniden İstanbul Yaklaşımı Çerçeve Anlaşması doğrultusunda kredilerini yeniden yapılandıracaklar. Yaşayabilen ancak geçici mali sıkıntılar çeken şirketler kendilerini yeniden yapılandırabilecekler. Böylece bankacılık sistemi yeniden ekonomik faaliyetleri ve yatırımları finanse etmeye başlayacak. Bu da ekonomik iyileşmeye katkı sağlayacak.
       
YABANCILARA YATIRIM İÇİN GÜVEN GELDİ
       - HSBC ve Unicredito gibi önemli isimler Türkiye’de ortaklık yoluyla mali piyasalara girdi. Credit Agrıcole ise ortaklık görüşmelerini sürdürüyor. Bu girişimleri bir güven unsuru olarak değerlendirmek mümkün mü? Yoksa bunlar sadece kriz sonrasında oluşan cazip fiyat koşullarının değerlendirilmesi olarak mı yorumlanmalı?
       Brekk: Elbette biz bunları yatırımcı güveninin yeniden yerine gelmesi olarak yorumlamak istiyoruz. Hükümet programı çok güçlü bir şekilde uyguladı ve yapısal reformlar, istikrar konusunda çok güzel sonuçlar alınmaya başlandı. Özellikle bankacılık sisteminde çok önemli düzenlemeler yapıldı. Bunlar yatırımcı güveninin yeniden yerine geldiğine dair ilk sinyaller.
       - Bazı uluslararası yatırım bankaları yayınladıkları raporlarda, Türkiye’nin 2003 yılında 5 milyar dolarlık bir dış desteğe ihtiyaç duyacağını belirtiyor. Sizin bu yöndeki tespitleriniz nedir? 2003 yılında Türkiye’nin finansman dengesinde sorun oluşur mu?
       
Brekk:
Biz böyle olacağını düşünmüyoruz. Bizim tahminlerimize göre Türkiye mali ihtiyaçlarını karşılayabilecek. Daha çok özel sektöre dayanacak bu yıl. Aynı zamanda IMF’den gelecek mali destek Türkiye’ye katkı sağlayacak. Şu anda bir milyar dolarlık bir kredi dilimi sözkonusu gelecek yıl için ek bir finansmana ihtiyaç duyacağını düşünmüyoruz Türkiye’nin. Elbette bunun işe yaraması için yatırımcı güveninin yeniden tesis edilmesi ve sürdürülmesi gerekiyor ve bunun olabilmesi için de ekonomik programın tam olarak sürdürülmesi, uygulanması gerekiyor.
       - Yıl sonuna kadar yurtdışından getirilerek, şirket sermayesine eklenen paranın kaynağının sorulmamasını öngören tasarı, TBMM gündeminde. Bu düzenlemenin ekonomiye etkileri açısından bir değerlendirmenizi alabilirmiyiz?
       
Brekk:
Uluslararası deneyimlerimiz aslında bize şunu gösterdi. Bu tarz adımlar çok iyi sonuçlar göstermiyor. Çünkü bu bir şekilde yanlış bir sinyal gönderebiliyor, özellikle hükümetin vergi toplama çabalarıyla ilgili olarak. Bunu gözönüne alacak olursak eğer hükümet bunda ısrarlıysa o zaman bir şekilde bu tasarının genel vergi toplama çabalarıyla birleştirilmesi gerekiyor. Şu anda program kapsamında böyle bir madde var zaten.
       
ENFLASYON BEKLENTİLERİ DÜŞÜYOR
       - Mayıs ayı enflasyon rakamlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? beş aylık sonuçlar, yılsonu hedefleri açısından nasıl bir gösterge oluşturuyor?
       Brekk: Mayıs ayı enflasyon sonucu gerçekten bir başka sinyaliydi aslında enflasyonun düştüğüne dair. program kapsamıhnda planlandığı şekilde düştüğüne dair. bir başka önemli konu da enflasyorn beklentileri düşmeye başladı. özellikle mali kuruluşların ve diğer mali ortakların beklentilerinde bir düşüş yaşanmaya başlandı enflasyonla ilgili olarak. bu beklentiler artık yüzde 35 enflasyon hedefine çok yaklaştı ve biz inanıyoruz ki bu çok büyük bir sinyali aslında enflasyon için yürütülen programın sonuçlarını vermeye başladığının. merkez bankası çok kararlı enflasyonu düşürmek konusunda ve kredibilitesini artırıyor bu konuda. biz inanıyoruz ki, yüzde 35’lik yılsonu hedefi tutturulabilir.
       - Bu gelişmelerin, Türkiye’nin gelişmekte olun ülkeler arasındaki yerini değiştirdiğini söyleyebilir miyiz? Türkiye’yi bu ülkeler arasında nasıl konumlandırıyorsunuz?
       Brekk: hiç şüphesiz son altı ile oniki ayda ekonomik program çerçevesinde çok önemli bir gelişme kaydetti. ve ımf açısından bunun en iyi sinyali türkiye’ye verilen çok güçlü bir mali destek olabilir. özellikle türkiye’nin iyileşme çabalarına katkıda bulunmak için böyle bir destek verildi.
       - Türkiye’nin Avrupa Birliği gündemi de oldukça yoğun. Türkiye, ekonomik göstergeler açısından AB kriterlerine ne kadar yaklaşmış durumda? AB üyeliğinin Türkiye ekonomisine etkileri ne olur?
       Brekk: AB üyeliği çok büyük bir potansiyeli de beraberinde getirecek Türkiye için orta ve uzun vadede. bir bakıma ekonomik programın da bu bağlamda birtakım tedbir ve amaçları var zaten. Özellikle makroekonomik istikrar çok önemli. Böylece enflasyon ve faiz oranları açısında AB’ye daha çok yaklaşılabilir. Döviz kuru istikrarı da bu bağlamda çok önemli.
       Bunların ötesinde yapısal reformlar açısından ekonomik programın öngördüğü birtakım maddeler var. AB’ye Türkiye’nin uyum sürecini hızlandırması için çok önemli gelişmeler var. Merkez Bankası’na bağımsızlık verecek yeni yasa, enflasyon konusundaki güçlülük, Kamu İhale Yasası, Kamu Sektörü Reformu, bankacılık sistemiyle ilgili gelişmeler bütün bunlar ekonomik program kapsamında ele alınan konular ve Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik sürecini hızlandıracak.
       
PROGRAM KARARLILIKLA SÜRDÜRÜLMELİ
       - Bu program üç yıllık. her ne kadar liderler 2004’ten önce seçim olmadığını söylese de bir seçim gündeme gelirse ekonomi nasıl etkilenir? Radikal bir partinin hükümet olması halinde program nasıl etkilenir?
       Brekk: Biz aslında IMF olarak siyasi konularla ilgili yorum yapmak istemiyoruz. Ekonomiye odaklanmış durumdayız. Ekonomik bakış açısıyla şu çok açık bir biçimde görülüyor. Programın en büyük amacı, Türk ekonomisini daha istikrarlı ve güçlü hale getirmek herhangi bir belirsizliğe karşı. Bu yavaş yavaş olmaya başladı. Ümit ediyoruz ki ileride daha hızlı bir şekilde olacak. Burada önemli olan konu şu, bu amaçların sürdürülmesi gerekiyor, siyasi gelişmelere rağmen.
       - Seçim tartışmaları doğrultusunda hükümette değişiklik senaryoları da konuşuluyor. Sayın Derviş’in yer almadığı bir hükümet tablosu, ekonomik programın devamını nasıl etkiler? Bu yönde bir kaygınız var mı?
       
Brekk:
Koalisyon hükümeti aslında ekonomik reformlarda ne kadar kararlı olduğunu gösterdi şimdiye kadar ve bu gerçekten cesaret verici. Hükümet artık ekonomik reformları sürdürebileceğini gösterdi. Kısa vadede birtakım sorunlar olabilir ancak orta ve uzun vadede çok büyük yarar sağlayacak bunlar Türkiye’ye.
       Kemal Derviş, gerçekten çok büyük bir rol oynadı. Özellikle ekonomik programın oluşturulması sürecinde ve gündemi ileriye götürmek konusunda. Ancak her zaman hükümetten de bir destek vardı. Siyasi gelişmeler ne olursa olsun ekonomik programın devam ettirilmesi çok önemli ve ümit ediyoruz ki devam ettirilecek. Çünkü bu çok önemli bir şans Türkiye için. Artık yüksek enflasyonu kırabilecek, düşük büyüme oranlarını kırabilecek ve Türkiye yeniden çok önemli bir ekonomik potansiyeli gerçekleştirebilecek.

 

       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları