| | | | Helsinki zirvesinde Türkiye’nin diğer aday ülkelerle aynı kriterlere tabi bir aday olduğunun teyit edildiğini belirten Mesut Yılmaz, Laaken zirvesinde de Türkiye’nin siyasi kriterlere uyum konusunda ilerleme kaydettiğinin vurgulandığını ifade etti.
Türkiye’nin o dönemden bu yana ifade özgürlüğü, insan hakları, yasal ve anayasal garantilere ilişkin bir dizi karar aldığını vurgulayan Yılmaz, hükümetin bu alandaki çalışmalarını sürdürdüğüne dikkat çekti.
“Türkiye’deki reform sürecinin hızlanması için ise AB üyeliği konusunda net bir takvim verilmelidir” diyen Başbakan Yardımcısı, Kopenhag zirvesinde alınacak genişlemeye ilişkin kararların büyük önem taşıdığını vurguladı.
“HALK AB ÜYELİĞİNİ DESTEKLİYOR”
Türk halkının yüzde 60’ından fazlasının AB üyeliğinin lehinde görüş belirttiğini de açıklayan Yılmaz, siyasi partilerin de birçok kez AB üyeliğini desteklediklerini açıkladığını hatırlattı. Yılmaz, “Bunun için, bu aşamada hiçbir iç unsur Türkiye’nin AB’ye yaklaşımını değiştiremez. Ancak, AB, Kopenhag’da Türkiye için müzakere tarihi belirlemezse, Avrupa’ya dönük kuşkular zemin kazanabilir” dedi.
“RUMLARIN TEK TARAFLI ÜYELİĞİNE KARŞIYIZ”
Türkiye ve KKTC’nin başından bu yana Rum Kesimi’nin tek başına yasadışı bir biçimde AB’ye üye olmasına karşı olduğunu da vurgulayan Yılmaz, şunları söyledi:
“Rum Kesimi’nin AB üyeliği Ada’nın ikiye bölünmüşlüğünü derinleştirecek, bölgedeki barış ve istikrarı tehlikeye düşürecektir. Bu oyunun kazananı olmayacağı açıktır. Bu noktada AB tarihinin krizli bir dönemini yaşamaktadır. AB’nin, hukuk ve adaleti gözeten bir karar vererek, Ada’daki tarafların ve Türkiye ile Yunanistan’ın aralarındaki dengeyi dikkate alarak, doğu Akdeniz’in istikrar ve güvenliğini koruması gerekiyor.”
“KIBRIS’LA EGE AYRI KONULAR”
Kıbrıs sorunu ile Ege konularının birbirlerine direkt olarak bağlı olmadığını da belirten Yılmaz, Ege konularının karmaşık olması nedeniyle ancak Türkiye ile Yunanistan arasında direkt müzakereyle aşılabileceğini ifade etti. | |
İsrail hücum botu Gazze kıyısını vurdu
