Home page
Haber Menüsü


Prostat hastalıkları
Erkeklerin yaşam kalitesini en fazla etkileyen sağlık sorunları arasında başı prostat hastalıkları çekiyor. Prostattaki enfeksiyonlar, büyüme ve kanser nedeniyle milyonlarca erkek ciddi sorunlar yaşıyor.
    16 Haziran —  NTV’nin Sağlık Raporu programına konuk olan Goup Florence Nightingale Hastaneleri Üroloji Bölüm Başkanı Profesör Doktor Ali Rıza Kural, prostat hastalıklarına zemin oluşturan faktörler, tanı ve tedavi yolları ile ilgili bilgiler verdi.  

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 
PROSTAT TİPLERİ
       Prostatın kaç tip hastalığı olduğunu açıklayan Goup Florence Nightingale Hastaneleri Üroloji Bölüm Başkanı Profesör Doktor Ali Rıza Kural, hangi yaş gruplarında daha sık ortaya çıktığı konusunda da bilgiler verdi: “Prostatın üç tip hastalığı var. Enfeksiyon, iyi huylu büyüme ve kanser... Tabi özellikle enfeksiyon hastalıkları her yaşta olabilir ama daha çok genç yaşlarda özellikle prostatın iyi huylu irileşmesi, büyümesi ve kanserde özellikle 45-50 yaştan sonra erkeklerde gördüğümüz hastalıklar.
       
ZEMİN OLUŞTURAN FAKTÖRLER
       Prostat enfeksiyonlarına zemin oluşturan faktörleri Prof. Dr. Ali Rıza Kural, şöyle açıkladı: “Eğer enfeksiyonları gözönüne alırsak, idrar yolunun her türlü enfeksiyonları, yani böbrekten kaynaklanan, idrar kesitinden kaynaklanan enfeksiyonlar veya fiziksel yolla bulaşan hastalıklar, enfeksiyonlar, prostatif dediğimiz prostat iltihabına yolaçabiliyor. Bunun dışında prostattan iyi huylu iyileşmesi veya prostat kanseri tabi çok farklı nedenlerle gelişebiliyor. Bir takım teoriler var bu konularda da... Örneğin prostatın iyi huylu irileşmesi, büyümesi, özellikle 30 yaşında başlayan bir süreç ama erkeklerde 50 yaş gibi ortaya çıkmaya başlıyor. Özellikle androjen leseptörlerinde artmayan erkeklilik hormonuna bir yerde duyarlılığın artması prostat dokusunda. Bir takım büyüme faktörlerinin yine olaya katılmasıyla iyi huylu iyileşmeler ortaya çıkabiliyor.”
       Prostat enfeksiyonunun tekrarlama durumu ile ilgili olarak ise Prof. Dr. Ali Rıza Kural, şunları söyledi: “Prostat enfeksiyonları veya prostatif hastalığı iki türlü görebiliriz. Biri akut prostatif çok ağır, çok gürültülü bir tablodur. Çok sık idrara gitme, 10 dakikada 20 dakikada bir hatta, çok ağrılı idrar etmeyle birlikte seyreden bir hastalık akut prostatif. Tabi ki bu da çok erken dönemde damardan veya adaleden yapılacak antibiyotik tedavisiyle hastaları tedavi edebiliriz. Ancak bu hastalığın müzminleşmesi ayrı bir olay. Tabi burada yeterli veya uygun antibiyotik tedavisiyle kronik prostatifi tedavi etmek mümkün. Ama gerçekten bir takım nedenlerle bu ya bakterinin çok hastalık yapma özelliğinin fazla olması. Veya uygun antibiyotiğin seçilememesi hastalığın tekrarlanmasına yolaçabiliyor.”
       Prof. Dr. Ali Rıza Kural, ayrıca iyi tedavi edilemezse nelere mal olabileceğini açıkladı: “Aslında çok önemli sonuçlar açmıyor. Belki bir prostat iltihabı geçiren bir hastada bir odakta prostatın içinde yine bir enfeksiyon ajanı, bir bakteri yıllarda duruyor. Ama özellikle kişi bir akut diliminde şikayet veriyor, zarar veriyor. Onun dışında prostat kanserinde bu tip enfeksiyonların rolü var mı? Bunlar araştırılmış. Çok az da olsa rolü olabileceği iddia edilmiş ama günümüzde gerçekten bunun kanıtı yok.”
       
PROSTAT BÜYÜMESİNİN GÖRÜLME SIKLIĞI
       Prostat büyümesinin görülme sıklığı ile ilgili bilgi veren Prof. Dr. Ali Rıza Kural, yaşa bağlı olarak ortaya çıkma riski ile ilgili olarak şunları söyledi: “Prostat büyümesi, iyi huylu büyüme 50 yaş sonrası erkeklerde oran yaklaşık olarak yüzde 50. Tabi ki her erkekte şikayet yaratmıyor veya mutlaka bir tedavi gerekmiyor. Ama oran oldukça fazla. Ama bunların bir kısmında hastalık haline dönüşüp kişiye zarar verebiliyor.”
       Prof. Dr. Ali Rıza Kural, şöyle devam etti: “İyi huylu prostat irileşmesi 50 yaşından sonra yüzde 50 erkekte oluyor. Ve 30 yaşında başlıyor büyüme. Tabi iyi huylu irileşmenin kişiye bir yakınma bir şikayet verip vermediği önemli. Ama bunun dışında asıl belki vurgulanması gereken şu. Erken teşhis edilmesi gereken prostat kanseri. Bu nedenle 50 yaşından sonra önerilen her erkeğin en az senede bir bir muayeneden geçmesi. Burada tabi prostatın büyüyüp büyümediği konusu kadar prostatın dışında herhangi bir sertlik var mı, muayenede, veya kanda prostat spesifik antijen dediğimiz bir enzim ki son yıllarda kullandığımız, prostat kanserinin erken tanısında kullandığımız bir enzim... Bu yüksek mi değil mi? Bir önceki yıla göre mukayese edildiğinde yükseliyor mu? Bu da önemli. Belki küçük olabilir penisi ama yıllık artış oranları da önemli. Bunları incelemek lazım.”
       
TEDAVİ PLANI
       Kanser olmadığı kanısına vardıktan sonra tedavinin nasıl planlandığını açıklayan Prof. Dr. Ali Rıza Kural, ilaçla tedavi ve cerrahi yöntem konusunda bilgi verdi: “Bize idrar yakınmalarıyla gelen veya normal kontrollerde değerlendirdiğimiz hastalarda prostat kanseri olup olmadığını bir defa ekarte etmemiz lazım. Eğer kanser varsa tedavisi farklı ama iyi huylu prostat büyümesiyse ve tedavi gerektiriyorsa, hastaya şikayet verdiği için tedavi gerektiriyorsa veya bazen idrar yollarında böbrekleri bozma potansiyeli olduğu zaman bir prostat iyileşmesi, o zaman bir tedavi uygulanması gerekiyor. Tıbbi tedavi bugün birçok hastada uygulanıyor. Belki bundan 15-20 yıl önce ameliyat ettiğimiz bir çok hastayı veya aynı tipteki hastayı bugün bir çoğunu ameliyat etmiyoruz. Çünkü prostatı küçültebilen veya idrar yollarını açarak hastaların daha rahat idrar yapmasını sağlayan bir takım ilaçlar var. Bunlar gerçekten hastaya yarar sağlıyor. Ama artık pek idrar yapamaz hale gelmiş, yani prostat idrar yolunu tamamen tıkamış veya ilaçlara rağmen şikayetleri çok fazla olan ve bunun ötesinde prostat, idrar yolunu tıkamış, idrar kesesinin hacmi artmış, böbreklerde genişleme başlamış... Burada sağlığı ciddi tehdit eden bir boyuta ulaşmışsa, o zaman cerrahi tedavi yani ameliyat uyguluyoruz.”
       
CERRAHİ (AÇIK VE KAPALI AMELİYATLAR)
       Ameliyat olmak, genellikle prostat problemi olanhastaların endişe ettiği bir şey. Birçok hasta, ameliyatın yan etkileri nedeniyle cinsel yaşamlarının zarar göreceğini düşünüyor. Kapalı ameliyat ve açık ameliyat diye iki ayrı yöntem uygulanıyor. Açık ameliyat klasik cerrahi, kapalı yöntem de zaten tıpta son yıllarda hakim olan bir eğilim. Daha az travmayla hastalara müdahale ediliyor.
       Prof. Dr. Ali Rıza Kural, kapalı ameliyatların üstünlükleri ve cinsel yaşamın etkilenme oranını klasik cerrahiye göre karşılaştırdı: “Sonuçta iyi huylu prostat iyileşmesinde idrar yolunu tıkayan prostat dokusu bir ameliyatta çıkartılıyor. Gerçekten sonra yıllarda kapalı ameliyatlar çok gündemde. Ama yine oran olarak bakacak olursak, dünyada yine yüzde 90 kapalı ameliyat, yüzde 10 açık ameliyat... Prostat çok büyük ise, yani kapalı ameliyatla prostatı almak çok uzun sürecekse o zaman açık ameliyat uygulanıyor. Aslında kişiye verdiği cinsel açısından olumsuzluklar ikisinde de benzer. Cinsellik açısından herhangi bir kayıp yok. Ama bir tek cinsel boşalmada meni dışarı gelmiyor, bir tek kayıp bu... Bu da kapalı ameliyatlarda oran yüzde 50, belki açık ameliyatlarda oran yüzde 80, 90’a kadar varabiliyor. Yani, hala ameliyat olmuş bazı hastaların cinsel temasta menileri dışarı gelebiliyor, bu ameliyattan sonra... İlle de mesaneye, idrar kesesine gidecek orada idrarla atılacak bir kural yok.”
       
PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSER RİSKİ
       Prostat büyümesi ve kanser riski ile ilgili olarak bilgi veren Prof. Dr. Ali Rıza Kural, konu ile ilgili şunları söyledi: “İyi huylu prostat irileşmesi kanser riskini düşürmüyor. Bir başka deyişle, iyi huylu prostat irileşmesi nedeniyle geçirilecek bir ameliyat da kanser riskini azaltmıyor. Çünkü prostat kanseri özellikle prostatın kabuk kısmından gelişiyor. Ve iyi huylu prostat ameliyatlarında bu bölge alınmıyor. Kanser olmasın diye de ileride uygulanabilecek bir tedavi maalesef yok. Var aslında ama belki bu riski azaltmak için, bunun faturası da ağır. Yani, erkeklik hormonunu kesersek, belki genç yaşlarda erkeklik hormonunu tamamen vücuttan kaldırdığınız zaman iyi huylu prostat irileşmesi de olmuyor. Kanser de gelişmiyor. Ama tabi ki bu hiçbir zaman bir tedavi yöntemi değil.”
       
ERKEN TANI
       Prostat kanserinin erken tanısı ile ilgili bilgiler veren Prof. Dr. Ali Rıza Kural, belirtiler ve testler konusunda da şunları söyledi: “50 yaşından sonra her erkek her yıl bazı muayene ve testleri yaptırmalı. Eğer ailede geçmiş jenerasyonda babada, amcada prostat kanseri varsa, veya kardeşinde varsa, burada risk biraz daha artıyor. Çünkü yüzde 8-9 oranında bugün gösterilmiş ki kalıtımsal bir risk var prostat kanserinde de... Bu nedenle 45 yaşından sonra eğer risk varsa, yoksa 50 yaşından sonra her yıl periyodik muayeneler, parmakla makattan prostat muayenesi. Eğer sertlik varsa prostatta, tabi kural değil, ille kanser çıkacak değil, kanser şüphemizi arttırıyor. Kanda psa dediğimiz enzimleri söyleyelim. Normal olması gerekenden... Çünkü her yaşta belli miktarda olması lazım. İlerleyen yaşta artıyor bu enzimin kandaki düzeyi, normal bireylerde de... Eğer böyle bir risk varsa, o zaman prostat biyopsisi dediğimiz bir yöntem gerekiyor ki. Bu iğne biyopsisi, makattan yapılan bir biyopsidir. Bu şekilde prostat kanserinde erken tanı koymak bu yöntemlerle mümkün.”
       
KANSER TEDAVİSİNDE EVRELER
       Prostat kanseri tedavisinde evrelerin belirleyici rolü ile ilgili olarak Prof. Dr. Ali Rıza Kural, şunları söyledi: “Prostat kanseri, yani prostatın içinde yakalandığı için tedavisi mümkün olan bir hastalık. Bir laf var, kanserden korkmayın, geç kalmaktan korkun, gibi. Prostat kanseri için bu çok geçerli. Prostatın dışına taştıktan sonra çünkü günümüzdeki bu kadar gelişmiş tedavi yöntemleri bile, kemoterapiler, radyoterapiler veya hormon tedavisi uyguluyoruz, ilerlemiş prostat kanserinde. Tabi bunlar belli süre çözüm getiriyor ama kalıcı iyileşme sağlamıyor. O yüzden erken tanı çok önemli. Erken teşhis edilen prostat kanseri kesinlikle tedavi edilebilen bir kanser türü.”
       Yeni geliştirilen yöntemlerle, ilerlemiş evreler içinde yaşam süresini daha fazla uzatma şansı ile ilgili olarak Prof. Dr. Ali Rıza Kural, şunları söyledi: “Prostat kanseri, tabi prostatın dışına çıkıp, çevre dokularına bulunduğu yerde yayılabiliyor. Lenf düğümlerine yayılabiliyor. Ve en çok da uzak metastaz dediğimiz zaman kemik metastazları yapabiliyor. Erkeklerde prostat kanseri, bugün kolon ve akciğer kanserlerinin önüne geçti. Amerika’da her yıl 200 bin yeni hasta teşhis ediliyor. Ve 38 bin kişi prostat kanserinden ölüyor. İşte bunlar daha kemik metastazları olan hastalar. Burada tabi ki bunun kesin tedavisi hiçbir zaman yok, günümüzdeki koşullarda. Ama en azından yaşam süresini uzatan veya kemik ağrıları, kemik kırıkları, bunları da düşünürsek, yaşam kalitesini iyileştiren hormon tedavileri uygulanıyor. Ya dışarıdan ilaç vererek ya da yumurtalıkların çıkartılmasıyla hormonal tedavi yarar sağlıyor ama tabi belli bir süre için.”
       Erken evrede yakalanılan prostat kanserinin ölüme neden olma risiki ile ilgili olarak ise Prof. Dr. Ali Rıza Kural, şunları söyledi: “Eğer prostatı tam sınırdaysa ve prostat dışına taşmadıysa, uygun tedavi de yapılmışsa, tabi hastanın yaşına, tümörüne ve genel durumuna uygun tedavi yapılmışsa... Bazen 60 yaşında ciddi kalp yetmezliği olan veya akciğer sorunu olan veya bir başka hastalığı bir kişiye ameliyat yapmak belki biraz daha invaziv bir yaklaşım olabilir. Böyle bir hasta için de radyoterapi uygulanabilir. Ama sağlıklı bir 60 yaşındaki insan için bugünkü, radikal sistemde ameliyatın çok uzun sürelerde yapılmış kontrollerde hayat kesin şifa verdiğini söyleyebiliriz...”
       
PSA YÖNTEMİ
       Kadınlarda rahim ağzı kanserlerine karşı erken tanı yöntemi olan papsimir yöntemi var. Altı ayda bir, yılda bir, belirli zamanlarda alınması öngörülüyor. Erkeklerde de psa dediğimiz tanı yöntemi uygulanıyor.
       Prof. Dr. Ali Rıza Kural, psa yöntemi ve standartları konusunda bilgiler verdi: “Yaşa özgü, spesifik psa değerleri var. Yani, 40-50 yaş arası, 50-60 yaş arası olması gereken değerler. Bunlar bizlerce biliniyor. Eğer bu değerlerin üzerindeyse psa, risk artıyor. Ama, kronik bir prostatif ya da akut bir idrar yolu enfeksiyonu veya mesela idrar yoluna sonda takma, katetel takma, bu bile psa’yı yükselten sebep olabilir. Eğer böyle bir sebep yok, psa, ardarda yapılan ölçümlerde yaşa göre değerlendirdiğimizde daha yüksek çıkıyorsa, şüphemiz kuvvetleniyor. Ama bir de makattan muayenede prostatta sertlik bulmuşsak, o zaman bu şüphe daha kuvvet kazanıyor. O zaman da artık prostat biyopsisine kadar hastayı götürüyoruz.”
       Biyopsisi alınmış, temiz çıkmış fakat kandaki psa’sı yüksek çıkan hastalarla ilgili olarak ise Prof. Dr. Ali Rıza Kural, şunları söyledi: “Gerçekten sık rastladığımız bir durum. Bir kez, iki kez biyopsi alınmış ve kanser açısından negatif çıkmış hastalar var. Bazen üçüncü, dördüncü biyopside tanı koyduğumuz hastalar da var gerçekten. O yüzden eğer psa değeri hala yüksekse, bunun sebebi ne olabilir? Geçirilmiş bir prostat enfeksiyonu. Yıllar önce geçirilmiş bir enfeksiyon bile, yıllar sonra bu artışın bir sebebi olabilir. Eğer hekim psa değerleri, ilaç ilişkisiyle ve muayene sonucu bir kanser şüphesi hala devam ediyorsa, yine biyopsi almak gerekiyor.”
       
       
 
       
    TOP5 Sağlık için sevilmeyen yiyecekler tüketiliyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları