|
![]() ![]() |
![]() |
|||||||
|
|||||||
![]() |
15-26 Mayıs tarihleri arasında 55. kez düzenlenen Cannes Film Festivali tüm heyecanıyla sürerken şu ana kadar filmleriyle adlarından söz ettiren filmleri size tanıtmak istedik.... 24 HOUR PARTY PEOPLE |
||||
![]() Oyuncular: Steve Coogan, Shirley Henderson, John Simm, Paddy Considine, Lennie James Konu: 80li yılların çılgın eğlence anlayışını belgesel tarzında bir dille yansıtan filmin mekanı, popülaritesiyle Manchester gece hayatının bir numarasına yerleşen ancak 90lı yılların başında inişe geçen The Hacienda adlı efsanevi gece kulübü. Uyuşturucu, sex ve müzik merkezli bir yaşam tarzını benimseyen dönem gençliğinden manzaraları içeren filmde kullanılan müzikler ise Jon Carter, Happy Mondays, Sex Pistols ve New Order gibi gruplar tarafından yapılmış. Cannesdan yükselen vızıltılar: Film, Londrada yapılan ön gösterimlerde geniş yankı uyandırdı hatta bu etki yavaş yavaş Amerikaya da sızıyor. Cannes jürisini ne kadar etkiler bilinmez ama gösterimden sonra verilecek çılgın partinin herkesi etkileyeceği kesin. Yönetmen hakkında: Michael Winterbottom Cannesa hiç de yabancı değil. Yönetmen 1997 yılında da Welcome to Sarajevo adlı filmiyle de Cannes jürisinin önüne çıkmıştı. Gerçek yaşam kesitlerini ve olayları sinema diline uyarlama konusunda hayli yetenekli bulunan yönetmenin özgün dili de oldukça yaratıcı. Yönetmenin ilk dönem filmlerinden olan Butterfly Kiss İngiliz yol filmlerinin sıradışı bir örneği kabul ediliyor. Film 1995de Berlinale izleyicisi tarafından çok tartışılmıştı. Yönetmen bu filmde de ilginç zekasını kullanarak yaratıcı kamera efektleri kullanmış ve komik unsurların altını çizmiş. SPIDER |
||||
![]() Yönetmen: David Cronenberg Oyuncular: Ralph Fiennes, Gabriel Byrne, Miranda Richardson Konu: Film, 20 yılını Londrada bir enstitüde geçiren şizofren bir adamın sokaklara geri dönüşüyle başlıyor. Seslere, kokulara ve cansız objelere takıntılı olan Spider, eski yaşamına ait izlere rastladıkça anıları bölük pörçük canlanıyor ve en acı olana, travmanın kaynağına doğru bir yolculuk başlıyor. Cinayete kurban giden sevgili annesinin ölümünü tekrar tekrar yaşarken bundan sorumlu tuttuğu babası da takıntılarının merkezine yerleşiyor. Cannesdan yükselen vızıltılar: Dedikodular, jüri başkanı Lynchin bu filme özellikle dikkat kesileceği yönünde. Film, son zamanlarda şizofreni hakkında yapılmış bilmemkaçıncı film olsa da şimdiye dek Cannes izleyicisini derinden etkilemeyi başaran Kanadalı yönetmenin bu yapıtı diğerlerinden çok farklı bulunuyor. Yönetmen hakkında: The Fly ve eXistenZ gibi filmlere imza atan Cronenbergin bu filmle U-Dönüşü yaptığı söyleniyor. 1996 yılında Crash adlı filmiyle Cannes jürisinden tam puan alan ve Jüri Özel Ödülüne layık görülen yönetmenin kara film ögeleri taşıyan düşük bütçeyle çektiği yapıtında hiçbir özel efekt kullanılmamış. Buna rağmen izleyiciyi gerilimin doruğuna taşımayı başaran Cronenberg deneyimini konuşturmuş deniyor. Tabii fısıltıyı uğultuya çeviren diğer nokta da Ralph Fiennesin oyunculuğu. BOWLING FOR COLUMBINE |
||||
![]() Yönetmen: Michael Moore Oyuncu: Michael Moore Konu: 1999 yılında Amerikada Columbine Lisesinde gerçekleşen ve 12 öğrencinin ölümüne neden olayla bağlantılı olarak silah kültürü eleştirisi veren belegesel büyük bir trajedinin perspektifini çiziyor. 99 yılındaki olayda iki genç ellerindeki silahlarla bir liseye girerek onlarca öğrencinin ölümüne neden olmuş, 2000 yılında ise Michiganda yaşayan 6 yaşında bir çocuk sınıf arkadaşını silahla vurarak öldürmüştü. Film, bu ve bunun gibi olaylar ekseninde silah kullanımının yaygınlığını ve şiddetin korkunç boyutunu gözler önüne seren en kapsamlı belgesel niteliği taşıyor. Cannesdan yükselen vızıltılar: Cannes tarihinde bir ilke imza atan film yarışma kapsamına alınan ilk belgesel. Daha doğrusu 46 yıldan sonra alınan ilk belgesel. Oldukça sert bir üsluba sahip olan filmin görsel başarısının gölgede kalması büyük ihtimal yine de ayrıcalıklı bir itibar gördüğü ortada. Yönetmen hakkında: Aslında Mooreu dünya çapında üne kavuşturan yapıt, A.B.D Başkanı Bush hakkında yazdığı eleştiri kitabı Stupid White Men-Aptal Beyaz Adam. Kitap adından da anlaşılacağı gibi büyük yankı uyandırmış ve haftalarca çok satanlar listesinin bir numarasında kalmıştı. Yönetmenin ses getiren diğer yapıtı da 1989 yılında çektiği ve yine sivri diliyle General Motors eleştirisi verdiği Roger & Me adındaki belgesel. Ayrıca R.E.M ve Rage Against the Machine gibi ünlü grupların klipleri de Moore imzası taşıyor. ABOUT SCHMIDT |
||||
![]() Yönetmen: Alexander Payne Oyuncular: Jack Nicholson, Hope David, Dermot Mulroney, Kathy Bates Konu: Film, karısının ölümünden sonra yaşamı raydan çıkan ve tüm umutları tükenen bir adamın öyküsünü anlatıyor. Küçük bir mutluluk yakalamak umuduyla kızının düğününe katılmaya karar veren Warren Schmidt, Winnebago marka gıcır arabasıyla ülkeyi bir ucundan bir ucuna geçer, ancak son umutlarını da bu mutlu günde yitirir. Yaşamı Tanzanyalı fakir bir genç olan mektup arkadaşının yardımıyla farklı bir anlam kazanacak ve Schmidtin gözleri tekrar renkli görmeye başlayacaktır. Cannesdan yükselen vızıltılar: Senaryo için eski partneri Jim Taylor ile yeniden biraraya gelen Paynein festivalin en iddialı filmlerinden birine imza attığı söyleniyor. Başrolünde bol Oscarlı (Çin Mahallesi, Easy Rider, Birkaç İyi Adam, Guguk Kuşu, As Good As It Gets) usta oyuncu Jack Nicholsonın yeraldığı filmin Cannes seyircisini duygusal açıdan çok etkiledi ve büyük bir ihtimalle de Nicholson Fransız Rivierasını ödülsüz terketmeyecek. Yönetmen hakkında: Film, Paynenin Citizen Ruth, ve en iyi uyarlama senaryo dalında Oscar adayı olan Election filminden sonra yaptığı üçüncü film. Buna rağmen ödülden yana şanslı olan Payne, insan ruhunun inceliklerini gereken hassasiyetle yansıtmayı başarabilen nadir yönetmenlerden biri olarak kabul ediliyor. SWEET SIXTEEN |
||||
![]() Yönetmen: Ken Loach Oyuncular: Michelle Abercromby, Martin Compston, William Ruane, Annmarie Fulton Konu: Filmde, normal bir yaşam kurabilmek için annesinin hapisten çıkmasının bekleyen Liamın yaşam öyküsü konu ediliyor. Henüz 16sında bile olmayan Liam annesine özgürlük hediyesi olarak karavan almayı istemekte ve hayallerini gerçekleştirmek için gereken parayı ufak çaplı uyuşturucu ticareti yaparak biriktirmeye çalışmaktadır. En kırılgan çağında omuzlarındaki yükü taşımaya çalışan asi ve ateşli bir gencin yaşamı ekseninde yeniyetmelik, ilişkiler, idealler ve gerçekler üzerine kurulmuş bir film... Cannesdan yükselen vızıltılar: İnsan hayatının en hassas ve kırılgan dönemine kamera tutan Loachun izleyicinin yüreğini sızlatmayı başarması işten bile görünmüyor. Filmin başrol oyuncularıysa ilk kamera deneyimlerini bu filmle edinmişler. Cannes gibi büyük bir festivale davet edilmekten de çok mutlu olduklarını söylüyorlar. Film ödül umacak kadar iddalı bulunmuyor ama genç oyuncular jüriyi oldukça etkilemiş. Yönetmen hakkında: 1970den bu yana 12 kez Cannesda yarışan Loach, 1990da Hidden Agenda ve 1993de de Raining Stones ile Jüri Özel Ödülünü almıştı. Yönetmenin 2001 yılında yaptığı The Navigators gibi son filmi Sweet Sixteen-Tatlı Onaltıda oldukça ironik bulunuyor. Filmin başarılı bulunan senaristi Paul Laverty ise adını Carlanın Şarkısı, ve My Name is Joe gibi filmlerle duyurmuştu. |
||||
![]() |
|
![]() |
|||||||||||||||
![]() ![]() ![]() |
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||
![]() |