Home page
Haber Menüsü


Retina hastalıkları
Halk arasında ağ tabakası olarak bilinen gözün retina bölgesinde meydana gelen hastalıklar zamanında tanı konulamadığında körlüğe neden oluyor.
NTV
21 Mayıs — NTV’nin Sağlık Raporu programına konuk olan Group Florence Nightingale Hastaneleri’nden Prof. Dr. Halil Bahçecioğlu, gözün retina tabakasına zarar veren hastalıklarla ilgili bilgiler verdi.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Group Florence Nightingale Hastaneleri’nden Prof. Dr. Halil Bahçecioğlu, retina tabakasının halk arasında çeşitli isimlerle tanındığını belirterek “Daha doğrusu halkımızın kafasını karıştırıyor” dedi. Prof. Dr. Bahçecioğlu, retina tabakası ve işleyişi hakkında da bilgiler verdi: “Gözde retina tabakası, ilkokuldan hatırlayacak olursak hep gözü bir fotoğraf makinasına benzetiriz. Bu bölüm gözün mercek kısmı. Fotoğraf makinasının merceği. İçerideki bölüm ise retina tabakası dediğimiz hadise. Bir film tabakası. Görüntümüzü meydana getiren film tabakası eşittir retina tabakası veya ağ tabakası. Ağ tabakası soğan zarı kadar kalındır ancak, şeffaftır esasında. Ve incecik bir tabakadır. Duvar kağıdı gibi gözün iç küresine dayanmıştır. Yapışık değildir. Sadece dayanmıştır. Yani, bir soğan zarıyla bu gözün içini donattınız. Bu soğan zarı gibi olan retina tabakasında aşağı yukarı 300 milyon, 400 milyon göz hücresi var diyelim. Buraya gelen görüntü birleşiyor. Görme sinirinden beyne doğru iletiliyor.
Yapay retina 6 kişide kısmi görme sağladı
Prof. Dr. Bahçecioğlu, yapay retina olayına da değinerek, şunları söyledi: “Bugünlerde haberlerde bile konu olan yapay görme dediğimiz hadisede silikonlu çiplerle görmede, yapmaya çalıştıran, bu retina tabakası bozulduğunda, herhangi bir sebepten dolayı görüntü yoksa, o zaman görme merkezi dediğimiz, görmemizin yüzde 90’ını oluşturan bölümde silikon çip yerleştiriliyor. Bu gidişle o 3500 hücre gibi bir alıcı içeriyor. Ve onu beyine götürmeye çalışıyor. Düşünün ki bizim normal hücre sayımız 300 milyon, 400 milyon... Karşılığında 3500... Çok sınırlı... Onun için giden görüntü, umut verici haberler bunlar ama gene de kıyasladığımız zaman tabi ki kendi retinamızla ilgili çok büyük fark var aralarında.”
       
HASTALIKLARIN GÖRÜLME SIKLIĞI
       Retina hastalıklarının, göz hastalıklarının yüzde 50’sinden fazlasını oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Bahçecioğlu, retina hastalıklarının görülme sıklığı hakkında da şunları söyledi: “Göz hastalıkları dediğimiz zaman sadece kırma kusurlarını gözönüne almamamız gerekiyor. Hastalık dediğimizde gözün kendisini ilgilendiren bir hastalıkta retina çok ön plandadır. Bundan 20-30 yıl öncesine kadar biz, retinanın bugün tedavi ettiğimiz hastalıkların belki yüzde 80’ini tedavi edemiyorduk. Öyle ümit ediyorum ki önümüzdeki 5-6 yıl içerisinde de bugün tedavi edemediğimiz büyük bir bölümünü tedavi edeceğiz.”
       Retinayı etkileyen en önemli hastalıkların sistemik hastalıklar (şeker, tansiyon, kan hastalıkları gibi) olduğuna değinen Prof. Dr. Bahçecioğlu, sistemik hastalıkların retina tabakasındaki damarlarda değişiklikler yaptığını dile getirerek “onun dışında tabi ki çarpmalar, travmalar olabiliyor, doğumsal olabiliyor, başka bir göz hastalığına bağlı olarak gelişebiliyor” dedi.
       
DİYABET
       Diabet hastalığının, retina üzerindeki etkileri konusunda Prof. Dr. Bahçecioğlu, şu bilgileri verdi: “Toplumun bilinen diyabet sayısı yüzde 2... Bilmediğimiz bir o kadar grup var. Ve aşağı yukarı bugün dünyada 120 milyon insan diabet yüzünden kör. Bunun sebebi diabet hastalarımız ilaçlar sayesinde ve tıp sayesinde uzun yıllar, normal yaşayabiliyorlar. Normal yaşıyorlar, fakat unuttukları konu gözleri oluyor. Çünkü bu yaşam içerisinde orta büyüklükteki damarların çok olduğu bölüm olan beyin, göz ve böbreklerde bir takım değişiklikler oluyor. Gözdeki değişiklikler, senelerle beraber gider. Bugün için iyi ayarlanmış bir diabetin 10 yıl içerisinde gözünde bir takım bulgular olması olasılığı yüzde 50... Yani 10 yıllık bir diabet hastasının yarısının gözünde bir takım bulgular var. Ciddi bulguları yüzde 10’dur bunların. 20 yıllık diabetin, iyi ayarlanmış bir diabet hastasının yüzde 70-80’inde göz bulgusu var. Bunların da ciddi olanları yüzde 30 civarında... Bu hastalar zamanında kontrol olurlarsa basit bir lazerle görme duygularına ömür boyu sahip olacaklar. Diyelim ki onların komplikasyon oranı yüzde 5’e düşüyor. Takip edilmezlerse komplikasyon oranları yüzde 80...”
       
BELİRTİLER
       En önemli belirtilerin, görme tabakasının (merkezinde makura denilen sarı noktada)herhangi bir değişiklikte, hastaların cisimleri eğri, yamuk görmeye başlaması olduğunu belirten Prof. Dr. Bahçecioğlu, hücre uçuşması, sinek uçuşması, ışık çakmaları oluşacağını belitti. Bahçecioğlu, bu belirtiler olduğu zaman muhakkak bir göz doktoruna görünmek gerektiğini vurguladı.
       
SARI NOKTA HASTALIĞI (MAKULA DEJENERESANSI)
       Sarı nokta hastalığı hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Halil Bahçecioğlu, bu hastalık hakkında şunları söyledi: “Sarı nokta hastalığı, yani makula dejeneresansı, görme merkezimizdir. Milyonlarca göz hücresinin yüzde 90’ı burada bulunur. Diyelim ki bu bölgede 300-400 milyon hücre var. Baktığımız yeri biz o bölümle görürüz ve belli bir kullanımdan sonra dejenere olur. Şu an için dünya nüfusu maşallah büyük bir hızla ileri yaşta da görmeye başlıyor. Makula dejeneresansı, yaşla birlikte görme merkezinde lekelerin oluşmasıdır. Bu hastalık, bugün için 50 yaş civarındaki insanların yüzde 2’sinde var. 100 kişinin 2’sinde... 65 yaş üstü baktığımız zaman her 100 kişinin 20’sinde, 75 yaş üstü baktığımız zaman 3 kişinin 1’inde... Bu bir nevi yıpranma, görme merkezindeki hücrelerin kaybolması. Ve bu kronik, devam eden bir hadise... Bugün için onun belli bir tipinin, belli bir tedavisi var. Erken teşhis ve tedavi için iki sene öncesine kadar hayır, hiçbir şey yapılamazdı. Bugün için 2002’de, belki bir yüzde 30’luk bir grubu var, bu hastalığın... Ona kısmen faydalı olabiliyoruz. Ama belki 2005’te diyeceğim ki, evet, size yüzde 80 oranında faydalı olacağız. Bugün için dediğim belli bir grubuna faydalı olabiliyoruz. Ama makura dejeneresansı hepimizi bekleyen bir hadise. Bunun bir iyi tarafı var. Hastalarımız asla kör olmaz, onu unutmasınlar. Sadece görme kaliteleri bozuluyor. Ve bunun için de hastaların takibinde kareli kağıt kullandırıyoruz. Bunu her hasta kendi evinde yapabilir. Çünkü bunun belirtisi böyle başlar... Hastalar bu kareli kağıdı günlük olarak aynalarına yapıştırdıklarında yüzlerini yıkadıklarında, dişlerini fırçaladıklarında birer gözünü kapatarak ortaya koydukları bir işarete baktıklarında buradaki karelerin bazılarının yamulduğunu görmeye başlarlar. İnsan bunu normalde farketmez. Böyle bir kağıda baktığında. O yamulma artar. Çoğalır veya ancak orada farkeder. Ve o şekilde doktora gider. Bugün için onların belli bir bölümüne yardım edebiliyoruz. Yarın için belki hemen hemen hepsine yardımcı olabileceğiz.
       
TEDAVİ
       Retina hastalıklarının tedavisinde kullanılan değişik yöntemler var. Argonlazerin tedavideki etkinliği hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Halil Bahçecioğlu, tedavilerle ilgili hastalar arasında yerleşmiş yanlış yargılara da değindi: “Şimdi argon lazer bizim güçlü silahımızdır. Tıpta da oftalmoloji yani göz sayesinde girdi. Bu aşağı yukarı 50’li 60’lı yıllara denk geliyor. Argonlazer içerisinde deri hastalarında sıklıkla kullanılan bir ışık. Bu ışıkla bizim yaptığımız hafif bir ısı artışı, 2-3 derecelik bir ısı artışı yapıyoruz. Ve o ısı artışında, o beslenmeyen bölgeleri hafif ısıtarak o bölümü vücut dışı kabul ettiriyoruz. Vücut o zaman oraya yeni damarı yapmıyor. Yeni damarı yapmadığı için de kanama olmuyor. Basit bir argon lazerle hastamızın başına herhangi büyük bir problem gelmediği takdirde diabetiyle ömür boyu görür.”
       Prof. Dr. Halil Bahçecioğlu, şöyle devam etti: “Hastalarımızın bazıları dibinde yatan diabet hastalığını unutuyorlar. Diabeti ilerliyor, şekeri kontrol altına alınmıyor, kontrollere gelmiyor ve hastanın görmesi azalıyor. Hasta bir kere lazer olmuş, ondan sonra diyor ki, “gördün mü lazer oldum, gözüm kör oldu”. Konu komşu üzerinden de diğerlerinden “bak o şeker hastası lazer oldu, kör oldu” diye laf lafı dolaşıyor. Ve diabet hastalarımız bu sefer lazer olursam ben de mi korkusuyla doktordan kaçıyor. Halbuki hata ortada... Biz istesek de kişileri kör edemeyiz. Hastalarımız biraz daha bilinçli olunca, argon lazerden korkmamaya başlıyorlar.”
       
AMELİYAT
       Ameliyat tercih edilen durumları ise Prof. Dr. Halil Bahçecioğlu, şöyle açıkladı: “Diabeti alırsak, ya da retina yırtılmalarını ele alırsak, aşağı yukarı 20 sene öncesine kadar özün içine giremiyorduk. Bütün yaptığımız işlemler gözün dışında. Yani, fotoğraf makinasının içini açıp tamir edemiyorduk. Yirmi yıldır bunu yapabiliyoruz artık. Yirmi yıldır biz o zaman açıyoruz makinayı, içine giriyoruz ve içerideki film tabakasını tamir edebiliyoruz. Aşağı yukarı 1 mm’den daha küçük aletlerimizle gözün içine giriyoruz. O retina tabakasının buruşmuş yerini kaldırıp, kaydırabiliyoruz, içeriden lazer yapabiliyoruz. Retinanın altına girip cerrahiyi yapabiliyoruz. Ama isteğimiz, örneğin diabet hastalarında, vikrektomiye kalmasınlar. Lazer olan diabet hastasının bu müdahaleye kalma olasılığı binde 1 ise, lazer olmayıp önceden takiplerine gitmeyerek, olasılığı yüzde 10’a çıkarıyor. Vikrektomi yaptığımız göz, gözün en zor ameliyatı. Vikrektomide çok zor ameliyat karşısında hastaya tekrar görme kazandırıyoruz. Örneğin hasta diyelim ki basit bir göziçi kanaması geçirdi. İçeri girip, orayı yıkadığımızda hasta 15 dakika içinde görüyor. Bu basiti. Ama bir de retina tabakasında yeni damarlar oluşmuş, kırışmış, buruşmuş bir retina karşımıza çıktığı zaman belki o hastaya, 1-2-3 metrelik bir görme kazandırmak için dört saat uğraşıyoruz.
       
SİNEK UÇUŞMASI
       Sinek uçuşması gibi sorunların aslında retina hastalıklarının ön belirtisi olduğunu belirten Prof. Dr. Halil Bahçecioğlu, konuya şöyle açıklık getirdi: “Her insanda da bir takım sinek uçuşmaları var, yani paniğe girmemek gerekiyor. Normal dediğimiz sinek uçuşmaları, böyle takip edip de yakalamayadığınız siyah iplik şeklinde noktalar vardır, dalga şeklinde yüzerler. Takip edip, yakalamadığınız ve gözünüz kapalıyken bile onları görebilirsiniz. Bunların çoğu normaldir, o uçuşanlar. Anormal olanlar aniden artan hiç yokken, bir kurum yağması gibi, yağmur yağması, kar yağması gibi bir hücreleri gördüğünüz zaman, ışık oyunu, durduk yerde, hani eski çizgi romanlarındaki kişi yumruk yer, orada yıldızları sayar. Onun gibi bir takım görüntüler durduk yere olduğu zaman kesinlikle göz doktorunuza görünün. Çünkü o saatte retinada bir şey oluyor. Retinanın verdiği cevap, ışık oyunudur. Retinaya biz dokunduğumuz zaman siz onu bir ışık olarak algılarsınız. Durduk yere ışık gördüğünüzde ilk işiniz göz doktoruna gitmek olmalı. Bu belirtileri muhakkak dikkate almamız gerekiyor.”
       
       
    TOP5 Sağlık için sevilmeyen yiyecekler tüketiliyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları