| | | | Oğuz Satıcı, panelde yaptığı konuşmada, Türkiye’de liranın aşırı değerlenmesinden “gizli bir memnuniyet” duyulduğunu savundu ve şunları söyledi:
“Kur, kriz sırasında olması gerekenden çok fazla değerlenmiş, devalüasyon irrasyonel boyutlara varmışsa, bunun nedeni piyasadaki oyuncuların en büyüğü olan devlettir ve kur bugün neredeyse yeni bir devalüasyona yol acacak kadar tehlikeli bir düşüş göstermişse bunun sorumlusu ‘Ben kuru dalgalanmaya bıraktım; kusura bakmayın müdahale edemem’ diyen en büyük oyuncu olan Merkez Bankası’nın tavrıdır.” 
 Serdengeçti: Öncelik fiyat istikrarına
Satıcı, konuşması ardından, Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti’yle kurların düzeyi üzerine polemiğe girdi. Satıcı, Serdengeçti’nin ‘sorunuzu yazılı sorun’ sözleri ardından salonu terk etti. Satıcı, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlarken de, “Merkez Bankası Başkanı kur politikaları konusunda ders vermek istiyorsa üniversiteye gitsin. Fiyat istikrarını sağlamak kendi göreviyse buyursun üretim ve ihracat için girdilerde fiyat istikrarını sağlasın. Bu programın arkasında tam manasıyla durması lazım. Kendisi bir önceki programda uygulanan kur politikasından bahsediyor. O kur politikasının gerçek mimarı da kendisiydi” dedi.
“Merkez Bankası bizimdir. O sadece başkanı” diyen Satıcı şöyle konuştu:
“Oraları kimseye yıktırmayız. Önceki programda da Serdengeçti Başkan Yardımcısıydı. Türkiye’yi milyarlarca dolar zarara uğratmalarına rağmen hálá görevinin başında. Bunu bir işadamı yapmış olsaydı şimdi batmıştı, fabrikası kapanmıştı ve işsizdi. Sayın Başkan bence görevini bilmiyor.”
CANEVİ: YABANCI SERMAYEDE MİLAT 18 TEMMUZ
Bu arada, Yabancı Sermaye Derneği (YASED) eski Başkanı ve TEB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Canevi de, panelde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin 2002 yılına kadar çektiği yabancı sermaye toplamının 1 milyar doları bulmazken, Doğu bloku ülkelerinin yılda 3-5 milyar dolar yabancı sermaye çektiğine işaret etti. Dünya Bankası Başkanı’nın girişimi sonucunda, Türkiye’deki yabancı sermayenin mevcut durumunun tespiti ve yabancı sermaye çekmenin önündeki engellere ilişkin 2 rapor hazırlanarak hükümete sunulduğunu anımsatan Canevi, bugüne kadar somut birşeyler yapılamadığını savundu.
Dünya Bankası başkanlığında bir heyetin 18 Temmuz’da Türkiye’ye geleceğini kaydeden Canevi, Türkiye’de Yabancı Sermaye Danışma Konseyi kurularak Türk hükümetine somut öneriler götürüleceğini anlattı.
“YABANCI SERMAYEYİ ÇEKMELİYİZ”
Türkiye’nin geleceğinde yabancı sermayenin katkısının önemli bir direk olacağı kanaatine IMF ve Dünya Bankası’nın sahip olduğunu belirten Canevi, “Türkiye kendi tasarrufları ile yüzde 6-7 sürdürülebilir kalkınmayı gerçekleştiremez. Bunun için dış destek gerekli. Bunun en sağlıklı yolu da borçlanma değil, doğrudan yabancı sermayeyi Türkiye’ye sıcak baktırmaktır” dedi.
Yavuz Canevi, Türkiye’de şirket kurma prosedürünün 75 gün sürürken, Romanya’da bu işlemin 15 gün sürdüğüne dikkat çekti. Yabancı sermaye çekmede son köşe taşını, Türkiye’nin AB’ye üyeliği olarak gördüğünü ifade eden Canevi, bu yıl sonuna kadar bir müzakere takvimi verildiği takdirde yabancı sermayenin Türkiye’ye bakışı açısından yeni bir döneme girme şansının yüksek olduğunu söyledi.
“DEPREM SÖYLENTİLERİ TURİZME DARBE VURUYOR”
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Başaran Ulusoy da konuşmasında, devletten teşvik değil, önlerine engel koymamasını beklediklerini söyledi.
Akdeniz çanağında en iyi, en genç ve en güzel konaklama tesislerine sahip olduğumuzu belirten Ulusoy, mevcut yatak kapasitesini kullanabildiğimiz takdirde 25 milyon turisti ağırlayabileceklerini kaydetti.
Ulusoy, “Bugünkü yatırımlar iyi kullanılırsa yılda 25 milyon ziyaretçiyle 20 milyar dolarlık döviz yaratacak kapasiteye sahibiz. Yeterki önümüzdeki engeller kalksın” dedi.
| |
Derviş: Kur riski almamaya çalışın
Bankaların kara tahtaları siliniyor
