|
Bir ay sonra başlayacak olan Dünya Kupası sayesinde önceki 3 sezon sonuna göre daha şanslı sayılırız bu konuda. Lakin, kapımıza dayanmış bekleyen Dünya Kupası heyecanı, Rizeli, Yozgatlı, Antalyalı futbolseverlerin düşme hüznünü keser mi ki? Pek sanmam. Ya Trabzonlular? Ya Beşiktaşlılar? Ya birilerinin şampiyonluk kutlamalarını gölgede bırakmak amacıyla organize edilmeye çalışılan, çeşitli kutlamalara pek tav olmayarak son maçında tribünleri boş bırakan Fenerliler? Kim mutlu bu sezon? Size göre bir tek Galatasaraylılar mutlu değil mi? Bu konuda daha şanslılar. Takımlarının, hem ŞLdeki hem de Süper Ligdeki performanslarından dolayı mutluluğu en çok onlar hakediyor elbet; ama onların bile kafaları, gönül işleri biraz karışık bu aralar. Onlar da, belki de Derwalden sonra (ve hatta önce) gelen en efendi, en kültürlü yabancı hocanın gidecek oluşunu içlerine sindiremediler bir türlü. Gönül terazilerinin bir kefesinde, Florya tesislerinden içeri girmek üzere olan Avrupa Fatihinin yaratıcısı İmparator, diğer kefede ise gitmesi yüksek ihtimal olan, bal gibi de başarılı bir antrenör. Üstelik de, gideceği söylenen takımlar arasında ezeli rakip hüviyetindeki Beşiktaş var. Neredeyse güler misin, ağlar mısın? durumları... Kimilerine göre, bu kadroyu İmparator bile şampiyon yapamazdı; kimilerine göre, Lucescu, bu kadroyu bile şampiyon yaptıysa hâlâ İmparatorun sayesinde! Dün çoluk çocuk hep birlikte, Kenan Doğulu ama havai fişek + lazer gösterileriyle falan pek batılı şampiyonluk kutlamalarını izlemek üzere Ali Sami Yendeydik. Uzunca bir süredir o tribünün mudavimlerinden olduğuna şahit olduğum 60-65 yıllık bir GSli büyüğümüz arka sıralarda süregiden Terim-Lucescu polemiğine daha fazla dayanamayıp devre arasında noktayı koyuverdi: Evladım, biz Fatih Terimin tarzından anlarız. Buna futbolcularımız da dahil! Bir başkası daha kalender davranarak lafa atıldı: Amaan! Boşverin şimdi bunları da, şampiyonluğun tadını çıkarın. Futbolda böyle çelişkili durumlar hep olur. Baksanıza Radu Niculescu, Victoria gibi adamlar sarı-kırmızı formayla şampiyonluk tadıyorlar, bu takımda uzun yıllar oynayabilecekken, Hamza, düşen Yozgatta koşturmakta! Dün ikinci devre başlarken benim dikkatimi bir başka detay çekti: Lucescu, ikinci 45 dakika öncesinde Berkantı sahanın ortasında uzun uzadıya fırçalıyor gibiydi. En azından, görebildiğim kadarıyla, illaki ona bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. 2-3 gün sonra takımdan ayrılacak bir yabancı hoca, şampiyonluğu kesinleşmiş olan takımının bir oyuncusuna, ilk yarısı 2-0 bitmiş bir formalite maçının ikinci yarısına başlarken böylesine hararetle ne anlatıyor olabilirdi ki? Daha da önemlisi niye anlatırdı? Sakın, ben buna detay dediğim için dilimi eşek arıları sokmaya! Kutlamalı maçla ilgili küçük bir not daha verip Ali Sami Yenden ayrılalım: Yarım yamalak Türkçesiyle de olsa, hayatının ilk maçı heyecanıyla, her tezahürâta katılmaya çalışan 6 yaşındaki kızım, anlayamadığı yerlerde baba ne diyorlar? diye sordukça açıklamaya çabaladım. Bu zamanda, bu tribün edebiyatında ne çektiğimi bir ben bilirim, bir de allah! O yaşına rağmen yine de, bol küfürlü sloganlar konusunda en çarpıcı yorumu küçük kızım yaptı diyebilirim. Bir ara, ezeli rakipler aleyhinde bağırılırken, Ama burada onlar yok ki! demesini bildi. Bu sezonun bir başka mutlu kitlesi de Denizlili futbolseverler olmalı. İlk kez UEFA Kupasına katılacaklar. Onlara da, Avrupada boy gösterecek diğer takımlarımızla, Fenerbahçe, Beşiktaş, Kocaeli ve Ankaragücü ile birlikte başarılar dileyelim. Sezonun istatistiklerini içeren bilgileri hem bu sitede hem de başka yerlerde bulabileceksiniz nasıl olsa; şöyle bir puan cetveline baktığımda benim dikkatimi birkaç husus çekmekte: - Koskoca Trabzon, düşen Antalya ve Rizeden sadece 3 puan fazla toplayarak ligde kalmış. Bunu, Sayın H. Kulaçoğlu daha iyi yorumlar elbette; bana sadece üzülmek düşer. - Bütün sezon Mondragon, Mondragon dendi; gerçekten de iyi kaleci ama, Fenerbahçe, Galatasaraydan 3 maç daha fazla mağlup olmasına rağmen Rüştünün yediği gol sayısı (31) Mondragonunkiyle aynı. Diyeceksiniz, Cimbom, Bursadan 5 yediğinde kalede Kerem vardı. Olsun, Keremin muadili Oğuz az maç mı oynadı sanki? Rüştünün hakkı Rüştüye! - Ya İstanbulspora ne demeli? 18 takım içinde, GS ve FBden sonra en az gol yiyen takım. Sadece 38 gol yemiş, yine de 9. bitirmiş. Neden derseniz; düşen 3 takıma bakıyorum, onların bile her biri 40ın üzerinde gol atmış, İstanbulsporun attığı gol sayısı sadece 33. - Peki ya buna ne demeli? Düşen Rize ve Antalya, bu sezonun flaş ekibi, lig dördüncüsü Ankaragücünden sadece 4 maç fazla mağlup olmuşlar. Ama her ikisi de, Gençlerbirliği ve Denizliden sonra beraberlik konusunda başı çekmekte. Diyarbakırsporla birlikte 10 beraberlikleri var. 3 puanlı sistemin azizliğine uğramışlar sanki. - Aynı azizlik puan cetvelinin üst sıralarında da öne çıkıyor. Beşiktaş, Fenerbahçeden sadece bir kez fazla mağlup olmuş (8e 7) ama puan farkları 13! Çünkü Beşiktaş, en dipteki Yozgattan sadece 1 kez daha az berabere kalmış. Yozgatın 9, Beşiktaşın 8 beraberliği var. - Son bir not : GS ve FB aynı sayıda galibiyete sahip; ikisi de 24 maç kazanmış. Düşen Rize, Antalya ve Yozgatın aldıkları galibiyetlerin (sırasıyla 9,9,6) toplamı, GS ya da FBnin tek başına aldığı galibiyet sayısına eşit. Süper Ligin istatistiklerinden notlar konusunda benden bu kadar. Şimdi, Dünya Kupasına adapte olma zamanı. Bu organizasyonun, yazın ortasına geliyor olmasından duyduğum sevincin bir başka sebebi daha var: Her yaz medyamız, lig başlayana kadar geçen sürede 3 Büyüklere her gün yeni bir bomba transfer yaptırır. Biz futbolseverler de, gelecek sezonla ilgili rüyalarımızın yalancı boyalarla boyanmakta olduğunu göremez, her seferinde dolduruşa gelir, inanırız. Sonunda, yeni lig başlar ve bir de bakarız ki, 35lik-38lik starlarla başbaşa kalmışız. Bu yaz, en azından Dünya Kupası boyunca konu sıkıntısı çekmeyecek olan medyamız bu tür dolduruşlara pek fırsat bulamayacak. | ||||
|
|||||||
Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||