Home page
Haber Menüsü


Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin
 
Özyeğin: Bankaların zamana ihtiyacı var
 
Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı Özyeğin, bankaların Haziran bilançolarında büyük süprizler görüleceğini belirterek; bilançolarda karlılığın azalacağını söyledi.
 
Açıl Sezen/Bükreş
CNBC-E
 
1 Nisan—  Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, bankaların Haziran’da açıklanacak yılsonu bilançolarında büyük sürprizler olacağını ifade etti. Sistemden yeni banka çekilmesini beklemediğini belirten Özyeğin, “Avrupa’nın 2005 yılında geçeceği Basel 2 kurallarına, Türk bankalarının şimdi geçmesi isteniyor. Bankaların zamana ihtiyacı var” dedi. Özyeğin, Finansbank’ın Romanya’daki ikinci yılını Bükreş’te düzenlediği bir kokteylle kutladı.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

 


       Toplantının ardından bir basın toplantısı düzenleyen Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, hem ekonomik dengeler hem de bankacılık sektörüyle ilgili çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. Özyeğin’in açıklamaları özetle şöyle:
       
ENFLASYON KALICI OLARAK DÜŞÜYOR
* Programın makroekonomik dengelerinin oturduğunu görüyoruz. Kurda denge sağlanmış gibi görünüyor. Faiz dışı fazla konusunda da iyi gidildiğini söyleyebiliriz. Ancak programın en önemli başarısı enflasyonda düşüşün sağlanmaya başlaması. Bu kez enflasyonun kalıcı olarak düştüğünü düşünüyorum. Çünkü ilk defa bunu sağlayacak mali tedbirler de alındı. Sağlanacak faiz dışı fazla, neredeyse 10 milyar dolarlık daha az borçlanma gereği anlamına geliyor. 2000 programının en büyük boşluğu buradaydı.
* Ekonomi daralsa da faiz dışı fazla hedefine ulaşılabileceğine inanıyorum. Çünkü alınan vergilerde ağırlık benzin gibi, doğalgaz gibi vazgeçilmesi neredeyse imkansız olan ürünlerden oluşuyor. Avrupa’nın hiçbir yerinde benzinin litresi hiçbir zaman 1 dolara ulaşmadı.
       
EKONOMİ BÜYÜMEMELİ
* Büyüme konusunda bu yılı ekonominin geçiş yılı olarak görmek gerekiyor. Aslında programın iyiliği açısından ekonominin çok da fazla büyümemesi gerekiyor şu anda. Çünkü ciddi bir büyüme ortamında makro dengeler çok rahat kurulamaz. Ben sadece faizlerin düşmesini takiben 4. çeyrekte bir büyüme bekliyorum. Çünkü bu kadar yüksek faizde faiz malın değerini buluyor. Örneğin bir beyaz eşya kampanyasında malın değeri kadar faiz ödeniyor.
* Maliyetlerin düşmesiyle canlanma başlayabilir. Bunun cari dengeye olumsuz yansıyacağını da düşünmüyorum, çünkü 4.5-5 milyar dolar ithalat yapması gereken Türkiye’nin ithalatı şu anda 2 milyar dolar seviyesinde.


       
       
İSTANBUL YAKLAŞIMI ÇOK ÖNEMLİ DEĞİL
* İstanbul Yaklaşımı önemli, ama ekonominin gelişmesi açısından çok da önem arzetmediğini düşünüyorum. Biz, bunun yerine Finansbank yaklaşımını uyguluyoruz. Tüm Anadolu’yu dolaşıyoruz ve müşterilerin kriz hasarını öğreniyoruz. Belli oranda üretim yapan kuruluşlarda üretim azalmasının nedeni gerçekten finansal eksiklikse bunu tamamlıyoruz. Sadece kendi müşterilerimiz için de değil, diğer bankalara borcu olan işletmelerin borcunu da kapatıyoruz. Bunun için piyasa faizinin üzerinde bir faiz uygulamıyoruz.
       
BDDK FAZLA BASTIRIYOR
* Türkiye’de bağımsız kurumların geçmişi çok yeni. SPK, BDDK, Rekabet Kurumu gibi yeni kurumların çalışma tarzına alışmak zorundayız. Şu anda bütün gözler BDDK’da. Çünkü krizden sonra en fazla şehidi bankacılık sektörü verdi. Onların işinin de çok zor olduğunu kabul etmek gerekiyor. Çünkü Türk tarihinin en ağır krizinin içinde kuruldular. Eğer BDDK 1994 krizinden sonra kurulmuş olsaydı, şu anda Türk ekonomisinde her şey çok daha farklı olurdu.
* Şu anda BDDK’nın yönetimine kimsenin müdahale etmemesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü dünyanın hiçbir yerinde bu kurullara müdahale edilmiyor. BDDK’nın da kendi içinde kurumsallaşabilmek için zamana ihtiyacı var. Ama bankaların da zamana ihtiyacı var.
       
BASEL 2 HEMEN İSTENİYOR
* Bankacılık sektörünün üzerinde, hem piyasadan, hem de yüksek faizden kaynaklanan riskler var. Piyasa riski, yönetim riski gibi teknik konular da sözkonusu. Oluşan bu riskler Basel 2 konvansiyonu ile ilgili. Basel 1, sermaye yeterlilik rasyosunu içeriyordu. Ancak Basel 2, alınan risklerle ilgili yeni düzenlemeler getiriyor.
* Kredi müşterisinin ödeme kabiliyetine göre farklılık yaratılması sözkonusu. Bütün Avrupa ülkeleri, 2005 yılında bu uygulamaya geçecek. Ama BDDK, bunun bazı fonksiyonlarını şu anda uygulamak istiyor Türkiye’de. Ben şu anda geçen zamanın bankaların lehine olduğunu düşünüyorum.
       
HAZİRAN BİLANÇOLARINDA SÜRPRİZ VAR
* Bankalara yapılacak olan sermaye operasyonunun içinde iki temel sorun var. Bunların biri, BDDK’nın hisseleri nominal bedelden alıyor olması. İkincisi de verilecek olan devlet kağıdının faizinin piyasanın yüzde 5 üzerinde olması. Faizlerin yüksek olduğu bir ortamda 5 puan fark göze batmıyor, ama kağıtlar 7 yıl vadeli olarak verilecek. Ve enflasyon indiğinde 5 puanlık fark büyük önem taşıyacak.
* Ayrıca bankalar enflasyon muhasebesi dahilinde hazırladıkları bilançolarda bunun karşılığı olan karlılığı bulamayacaklar. Haziran ayı içinde açıklanacak bilançolarda çok büyük sürprizler olacak. Karlar azalacak, ancak sermaye yapıları güçlenecek. Ancak ben sistemden yeni bir bankanın çekilmesini beklemiyorum.
       
KÜÇÜK YATIRIMCI DİKKATLİ OLMALI
* Halka açık bankaların yabancı yatırımcıları bu operasyonu anlar. Sorun olacağını sanmıyorum. Ama küçük yatırımcıların dikkatli olması gerekiyor. Bunun geçici ve bankalar için faydalı bir operasyon olduğunu bilerek hareket etmeliler. Fazla reaksiyon gösterilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Yurtdışı raporlamalarıyla bankaların yabancı kreditörleri bu konuda zaten yeterince bilgilendirildi. Onun için sorun yaşanacağını sanmıyorum.
       
YABANCI GELECEK YIL 2. YARIDA GELECEK
* Şu anda bankaların değerlerinin düşük olduğunu düşünüyoruz. Ama bu piyasaya yabancı bankaların girişi için çok yeterli değil. Oluşan yeni ortamda neler olduğunu görmek istiyorlar. Özellikle vergilendirme konusunda bir süre bekleyeceklerini sanıyorum.
* Enflasyon muhasebesine geçilecek ve bilançolar şeffaflık kazanacak, ama vergiler yine eski sistem dahilinde ödenecek. Burada bir düzenleme yapılana kadar, yani olmayan kardan vergi alınmayana kadar yabancıların bekleyeceğini sanıyorum.
       
BNP İLE 2 SIKINTI YAŞADIK
* BNP Paribas ile görüşmelerimiz sırasında iki temel sıkıntı yaşadık. Birincisi değerlemeyle ilgiliydi. Çünkü biz görüştüğümüz sırada Türkiye krizin en yüksek noktasındaydı. O zaman 2030 vadeli tahvil 80 dolardı, şimdi 102 dolar. Aradan geçen sürede takas kağıtları bile prim yaptı. Dolayısıyla bizim bilanço varlıklarımızın değerlemesi konusunda da ciddi sorunlar oldu. Ancak asıl sıkıntı yurtdışı varlıklarından çıktı. Finansbank’ın yönetiminin yüzde 51’ini istedi BNP. Ancak tüm yurtdışı iştirakler de Finansbank’ın içinde. Bunların toplamı 3 milyar doları buluyor. Yani neredeyse yurtiçindeki Finansbank’ın bilanço büyüklüğü kadar.
* Onlar bizim yurtdışı iştiraklerimizi de incelediler, ama “Bizden farklı şeyler yapmıyorsunuz dışarda” dediler. Sadece Türkiye’yi istediler. Ancak teknik olarak yurtdışı iştirakleri koparmak çok zordu. Türkiye’de yönetimi elimizde olmayan bir bankanın yurtdışı şubelerini yönetmek gibi bir durumla karşı karşıya kaldık. Yani görüşmeler asıl bu noktada tıkandı.
       
ADVANTAGE’DE SON TARİH 15 NİSAN
       Advantage Card ile görüşmelerimiz çok iyi gidiyor. Bu konuda ne yapacağımızı Cem Boyner ile 15 Nisan’da yapacağımız toplantıda değerlendireceğiz. Ama biz genel olarak Cem Bey ile iyi geçiniriz. Bu konuda da uzlaşmaya varacağımızı sanıyorum.
 
       
    TOP5 Bankaların kara tahtaları siliniyor  
     
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları