|
Mali kesimin, İstanbul Yaklaşımının omurgasını oluşturacağını ve bu yükün nasıl taşınacağıyla ilgili bulguları olduğunu belirten Memiş, Bu konuyu iki şekilde ele alıyoruz. Bunlardan en önemlisi Karşılıklar Kararnamesi. Bu yönetmeliğin ekonominin doğasına daha uygun hale gelmesi, uygulamanın kolaylaşması için değişikliklere ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz. Hem sınıflandırma kriterleri hem de buna bağlı sürelerin dikkate alınması gerektiği yönünde bir yaklaşımımız var dedi.
TEMİNAT ORANLARI TARTIŞILMALI
İstanbul Yaklaşımı ile ilgili diğer önemli noktanın teminatlar olduğunun altını çizen Memiş, şöyle devam etti:
Teminatların dikkate alınma oranlarıyla ilgili de bazı düzenleme taleplerimiz var. Karşılık hesaplarının yeniden yapılandırılması aşamasında bu teminatlar önem kazanıyor. Sonuç itibarıyla karşılık ayrılması bankaların bilançolarında tahribata yol açıyor. Bu tahribatın oluşma şekli dikkate alınarak hareket edilirse, bankalar da kredileri yeniden yapılandırırken şirketlerin nakit akışlarını nakit dengelerini daha rahat gözönünde bulundurabilir.
İstanbul Yaklaşımını, Sistemik bir riskin varlığını kabul eden bir yaklaşım ve çözüm penceresi olarak niteleyen Memiş, Sadece bankaların ya da sadece şirket yöneticilerinin hatalarıyla bugüne gelinmedi. Önemli bir kriz yaşandığı gerçeğini gözönünde bulundurmak ve çözümleri buna gore üretmek gerekiyor dedi.
Adnan Memiş, yabancı yatırım kuruluşlarının bilançolarda şeffaflık istediği yönündeki yaklaşımı da Yabancı yatırımcıların en çok üzerinde durduğu nokta şeffaflıktır. Yapılan işe yönelik tablonun şeffaf bir şekilde ortaya çıkmasını ister. Biz de bunu istiyoruz. Kendi mali standartlarımız içinde de her şeyin şeffaf olmasını istiyoruz. Bu nedenle üretilen çözümler şeffaf olacaktır. Yabancı ya da yabancı gözüyle yatırım yapan yerli yatırımcılar için bir sorun olacağını sanmıyorum sözleriyle değerlendirdi.
BANKALARDAN KRİTER ÖNERİSİ
CNBC-enin edindiği bilgilere göre, Türkiye Bankalar Birliği yönetimi ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun yaptğı toplantıda, bankalar, kredileri yeniden yapılandırılacak şirketler için bir mali yapı sınırı çizilmesini istedi.
Bankalar, kurtarılacak şirketler için geniş çaplı hukuki takibe düşmeyen, sektörde lokomotif görevi yapabilecek ve yeniden fon yaratabilecek firmaların seçilmesini önerdi. formüle göre, seçilecek bu firmalar için bankalar bilançolarında ayıracakları karşılıkları 2-3 yıla yayacaklar. ayrıca, yeniden yapılandırılacak bu kredilerin belli bir bölümü için yeni vade ve faiz yapısına göre, dünya bankası veya benzeri bir kurumdan alınacak kaynaktan fon aktarılacak.
BDDKnın da toplantıda öneriyi dinlediği ve olumsuz bir bakış sunmadığı öğrenildi. IMFnin daha önce karşılıklar kararnamesinin değiştirilmesine kesin karşı olduğunu anımsatan bankacılık sektörü, BDDKnın bu yeni tutumunu fon yönetiminden İstanbul Yaklaşımı için yeşil ışık alındığı yönünde değerlendiriyor. | |