|
1 - Irak, kitle imha silahlarına sahip mi ya da geliştiriyor mu? Saddam Hüseyine yönelik olası bir askeri operasyonun ana gerekçesi kitle imha silahları. ABD ve İngilterenin Bağdatın bu silahlara sahip olduğu konusunda şüphesi yok. Bu yüzden ABD Başkanı Bush, Iraka karşı harekete geçmemenin bir seçenek olmadığını dile getiriyor. Ancak analistlerin çoğunun Saddamın silah programının kapasitesi ve bu silahların dünya için ne kadar tehlikeli olduğu konularında şüpheleri var. Şüphe götürmeyen tek şey, Saddamın geçmişte bu silahlardan edinmek istediği ve BM silah denetçileri Bağdattan çekilene kadar, üç yıldan fazla süre bu silahlara sahip olduğu. DENETÇİLER FARKLI DÜŞÜNÜYOR Irak ve kimyasal silah tartışmasının odağında 1991-1998 yılları arasında Irakta görev yapan UNSCOM var. Ancak Irakta uzun yıllar çalışan BM görevlileri bile Saddamın silah kapasitesi hakkında görüş birliğine varmış değil. UNSCOMun Başkan Yardımcısı Amerikalı uzman Charles Duelfer, Irakın hala tehlikeli bir kitle imha silahı cephaneliğine sahip olduğunu söylüyor. Duelfer, nükleer başlık olmasa bile Saddamın tehlikeli silahlar ürettiğini iddia ediyor. Geçmişte, Bağdat tarafından istenmeyen adam ilan edilen UNSCOM görevlisi Scoot Ritter ise Duelfere katılmıyor. Rittera göre Irak sahip olduğu kimyasal ve biyolojik gazları asla ölümcül bir silaha dönüştüremedi. Saddamın bunu yapmak için gerekli mekanizmaya sahip olmadığını söyleyen Ritter, geçmişte Bağdat yönetimine karşı çok sert söylem ve ithamlarıyla tanınıyordu. SADDAMIN SİLAHLARININ ÇOĞU YOK EDİLDİ Arap Birliğinin Londra Temsilcisi Ali Muhsin Hamid ise BM denetçilerinin Irakın silah kapasitesinin yüzde 95inin imha edildiğini savunuyor. Hamide göre ambargo nedeniyle geri kalan yüzde 5 de kullanılamaz durumda. İngiltere Dışişleri Bakanlığının Ortadoğu Sorumlusu Ben Bradshaw, Saddamın kitle imha silahları geliştirmeye devam ettiğini belirtirken, 150 km menzillik yeni bir füze fırlatma teknolojisi geliştirdiğini iddia ediyor. Uzmanların çoğu bu iddiaya katılmıyor. IRAKIN NÜKLEER SİLAHI VAR MI? Uzmanların en büyük anlaşmazlık konusu ise en büyük korku üzerine: Saddam nükleer silah üretiyor mu? Ortadoğu uzmanlarından Rosemary Hollis, nükleer bilim adamlarının Saddamın nükleer silah üretme kapasitesine sahip olmadığı konusunda görüş birliği içinde olduğunu vurguluyor. Ben Bradshow ise Bağdatın nükleer silah programına başladığını iddia ediyor. Hollise göre, bu yöndeki iddialar Irakı vurmak isteyen Washignton tarafından dikte ettiriliyor. SADDAM KİTLE İMHA SİLAHLARINI KULLANMAZ Eğer Saddam kitle imha silahlarını hazır hale getirirse, bunları kullanır mı? Saddam destekçileri ve muhaliflerine göre hayır. (bu konu iki tarafın nadiren görüş birliği sağladığı konuların başında geliyor) Her iki taraf da, Saddamın böyle bir şeye kalkışmayacağını hem ordu hem de halkın kontrolünü kaybetme riskiyle karşılaşacağını söylüyor. İngiltere ve ABD ise geçmişte Saddamın Halepçede Kürtlere karşı kimyasal silah kullandığını sık sık hatırlatıyor. 2 - Saddamın kitle imha silahı geliştirdiği yönünde ne tür kanıtlar var? Irak doğumlu İngiliz işadamı Dr. Çelebiye göre yok. Aynı görüşü savunan Ali Muhsin Hamide göre de ABDnin Irakı denetçileri kabul etmeye zorlaması Arapların dikkatini Filistinden uzak tutmaya yönelik bir hamle. ABD ve İngiltere ise bu konudaki iddialarını silah denetçilerinin geçmişteki bulgularına ve Saddamın denetimlerle ilgili tutumuna dayandırıyor. Denetçiler, Saddamın silah programını durdurduğunu söyledikten sonra, yeniden başladığının ortaya çıktığını hatırlatıyor. Bu tür iddiaların kaynağı da genelde Iraklı muhalifler. UNSCOMun 1999 yılında yazdığı son rapor da 1990 öncesindeki silahların yok edildiği geri kalanın akıbetinin bilinmediği belirtiliyor. Bazı denetçiler, Irakın yakın zamanda sinir gazı yapımında kullanmak üzere yüzlerce ton kimyasal malzeme aldığını iddia ediyor. Charles Duelfera göre özel villalar, hastaneler gibi binaların altında kitle imha silahı tesisleri var. İddialar yine muhaliflere dayandırılıyor. Ancak hala Irakta temaslarını sürdüren Uluslararası Atom Enerjisi Ajansına göre Irakın şu anda bir program yürüttüğüne dair işaret yok. 3 - BM silah denetçilerinin Irak dönmesine izin verilmesi, askeri operasyon tehdidine karşı etkili olur mu? Bu konudaki görüş ayrılıklarının ortasında yine silah denetçileri var. En iyimser görüş UNSCOMun yerine kurulan UNMOVICin Başkanı Hans Blixnki. Blix, 230 denetçinin Iraka dönmesinin büyük bir etkisi olacağına inanıyor. İsveçli uzmana göre, bu yöntem askeri operasyondan daha etkili. Blixe katılmayanlar ise UNMOVICin Saddamın izin verdiğinden daha fazlasını yapamayacağını düşünüyor. Bazı silah uzmanları da Saddamla masaya oturmanın imkansız olduğunu ve Bağdata bir operasyon yapılabileceğini göstermek gerektiğini söylüyor. Eğer Irak denetçilere izin verirse ABDnin askeri bir operasyon gerçekleştirmesi ve uluslararası çapta destek bulması çok zor olacak. Scott Rittera göre ABD Irakı vurmayı ve rejim değişikliği hedeflediği için Irakın tepkisinin bir önemi yok. Bir başka görüş de silah denetçileri konusu, kamuoyunu saldırılara hazırlamak için kullanılıyor şeklinde. Arap Birliğinden Hamide göre ABDnin Arapları ikna etmenin tek yolu, Irakın yanı sıra İsrailin nükleer silah kapasitesinin de denetim altına alınması. 4 - Saddamın devrilmesi kolay olur mu ve riskleri nelerdir? Uzmanların çoğuna göre bu sorunun cevabı yine kitle imha silahlarına dayanıyor. Eğer Saddamın kitle imha silahı kapasitesi varsa, onu devirmek kolay ve risksiz olmayacaktır. Böyle bir durumda en büyük tehlikenin Irakın İsraile saldırması olabileceği söyleniyor. Irakın 400 bin askerlik ordusu ne kadar direnç gösterebilir? Bu konuda genel kanı, silah altına alınan Iraklıların savaşmayacağı yönünde. Hatta seçkin Cumhuriyet Muhafızlarının bile fazla etkili olamayacağı söyleniyor. CUMHURİYET MUHAFIZLARI DİRENECEK CIAin eski Irak analistlerinden Judith Yaphe, farklı düşünenlerden. Yaphe, Cumhuriyet Muhafızlarının Körfez Savaşından çok farklı olduğuna dikkat çekiyor. Bu konudaki en radikal görüş yine Ritterınki: Cumhuriyet Muhafızları Çöl Fırtınasında asla ezilmedi. Hep savaştılar, 50-60 bin adam ölümüne savaşacak. Rittera göre Baas Partisi de mobilize gerilla direnişi gösterecek. İngiliz savunma kaynakları da ciddi bir operasyonun aylar süren planlama süreci gerektirdiğini söylüyor, özellikle kara operasyonu için. Kara operasyonu için en uygun üs ise muhalefete rağmen Kuveyt. MUHALİFLER İŞE YARAR MI? Irak muhalefetinin Afganistanda olduğu gibi Iraka yönelik bir operasyonda hayati rol oynayacağı düşünülüyor, ancak bu görüşe katılmayanlar da var. Örneğin Yaphe, Bu bir rüya. Operasyon yüzde 99 ABDnin katkısıyla gerçekleşecektir diyor. İngiliz Sir John Moberlynin de şüpheleri var. Moberly, kuzeyde Kürtlerin bu işe karışmak istemeyebileceğini, güneydeki Şiilerin (ki bölgede askeri açıdan en donanımlı grup) de İrandan akıl alabileceğini söylüyor. Moberlyye göre bu yüzden İranı şer eksenine katmak pek de akıllıca değil. 5 - Saddamın yerini nasıl bir rejim alabilir? Iraklılık bilincine sahip herhangi biri Made in USA damgalı bir hükümeti kabul etmeyecektir. Burada yine farklı görüşler var. Bunlardan biri, sürgündeki dolar devrimcisi muhaliflerin, Körfez Savaşından bu yana görmediği insanları yönetmek için Londra ve New Yorktaki rahatlarını bozmayacağı. Bir diğer görüş de Saddam sonrası, tüm etnik grupların temsil edildiği, çok yapılı bir hükümet. Iraklı muhalif generallerden Necib Salihiye göre kimsenin baskın olmadığı bir demokratik sistem Irakta tüm sorunları çözebilir. Tabii bu en iyimser görüş. Felaket senaryoları ise Irakın üçe bölünmesi, etnik ve dini bölünmüşlüğün yaygınlaşması ve çok sayıda iç savaş. Bir de Saddamın yerine yeni bir Saddam gelmesi, belki de en kötüsü bu... 6- Saddamın zorla devrilmesi dünyayı daha güvenli yapar mı? En büyük tehlikenin, bir tehlikeyi ortadan kaldırırken diğerini artırmak olduğunu kaydeden uzmanlar, Iraka yönelik saldırının bölgenin istikrarını zora sokacağını belirtiyor. (Özellikle İsrailin Filistine yönelik baskısını artırdığı bir dönemde) Bradford Üniversitesinden Prof Rogersa göre alternatif çözümler bulunmak zorunda. Ortadoğunun sadece ve sadece Irakın da barış sürecine dahil olmasıyla güvenli bir yer olacağına inananlar da var. Charles Duelfer ise Irakın Ortadoğunun kalkınma motoru olabileceğini savunuyor. Eski denetçilerden Terry Taylor ise Bushun Hareket kalmak bir seçenek değil sözüne gönderme yaparak, Ne yaparasınız yapın riski vardır. Ancak hiçbirşey yapmamak çok daha riskli diyor. 7 - Eğer ABD Iraka saldırırsa İngiltere aktif dektek verir mi? Prof. Rogersa göre Kesinlikle hayır. İngiltere bölgenin istikrarını tehlikeye atabilir, ayrıca kendi ülkesindeki El Kaide bağlantıları nedeniyle kendini de ateş hattında bulabilir. İngilterenin ABDye sorun çıkarmaktan kaçınacağını vurgulayan Sir John ise Amerikalıları desteklemeye hazır olmalıyız, ancak herşeyi de kabul edemeyiz diyor. | ||||
İsrail hücum botu Gazze kıyısını vurdu | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||