|
|
Andersen, sorumluluğunu reddediyor Deloitte Andersen'e talip Andersen uzlaşma için para önerdi Arthur Andersen Enron'un denetçisini kovdu |
|||
Dünyanın birçok ülkesi, şirket bilançolarının resmi kuruluşların yanısıra dışardan bir bağımsız denetim şirketi tarafından denetlenmesini şart koşuyor. Bu yolla çifte kontrol sağlanması ve bilançolardaki şeffaflığın artırılması amaçlanıyor. Özellikle Amerikan ve Avrupa ekonomilerinde bağımsız denetimin önemi çok büyük. Bu nedenle danışmanlık şirketleri, özellikle güvenilirliklerinin yüksekliğinden dolayı büyük bir prestije sahipti. Ta ki, Andersenın adı Enron skandalına karışana kadar. Enronun CEOsu Kenneth Layin ABD Başkanı George W. Bushu arayarak Bizi kurtarın, batıyoruz demesiyle patlak veren skandalın baş aktörlerinden biri Andersen oldu. Andersenin, Enron bilançolarını incelediği sırada gerekli uyarıları yapmadığı ve şirketin olumsuz durumunu ortaya koyan birçok belgeyi sümen altı ettiği iddiaları, şirketi zor durumda bıraktı. Daha sonraysa Andersenin Enrondan sorumlu yönetici ortağının da içinde bulunduğu bir grup üst düzey yöneticinin Enron belgelerini yakarak yokettikleri ortaya çıktı. DEVLER ANDERSENİ BIRAKIYOR Andersen, önceleri bunun kişisel tercihler sonucu işlenmiş bir suç olduğunu öne sürdü. Ancak üst üste gelen suçlamalarla iyiden iyiye bunaldı. Bir güven mesleği olan bağımsız denetimde yaşadığı prestij kaybı, yıllardır birlikte çalıştığı birçok ünlü şirketin kendilerini terketmesine neden oldu. Önce Sun Trust, sonra ise 30 yıldır birlikte çalıştığı Merck ve Freddie Mac gibi şirketler Anderseni terketti. Ve hemen ardından büyüklerin tepkileri gelmeye başladı. 7 Martta otomotiv devi Ford, Andersen ile çalışmayacağını açıkladı. Daha bu açıklamanın yankıları sürüyordu ki, aynı gün ikinci şok geldi. Amerikalı dev havayolu şirketi Delta Airlines da Andersenı bırakma kararı açıkladı. Bunları, hafta başında Riggs National ve FedEx takip edince Andersen için son nokta kaçınılmaz oldu. Çünkü özellikle ABDde şu sıralarda yıllık bütçe çalışmaları ve Genel Kurullar yapılıyor. Ve birçok şirketin güven kaybı nedeniyle Andersen yerine diğer büyüklere yönelmesi bekleniyor. PARÇALANMA DA SÖZKONUSU OLABİLİR 9.3 milyar dolarlık cirosu ve 84 bin çalışanıyla dünyanın en büyük beşinci bağımsız denetim firması olan Andersen, şu anda parçalanma ya da satın alınma tehlikesiyle karşı karşıya. Enron skandalının ardından çok zor durumda kalan şirketin iflas sürecine girmemesi için bölünmesi ya da tamamının satılması zorunlu görünüyor. Beş büyüğün bundan sonraki süreçte dörde inmesi, yani Andersenin diğer büyüklerden bir tanesi tarafından tamamen satın alınması seçeneklerden biri. Böylece şirket çalışanları olaydan zarar görmemiş olacak. Ayrıca şirketin hissedarları da bu satıştan karlı çıkacak. Bu doğrultuda şirkete ilk talip, dünyanın ikinci büyük danışmanlık firması olan Deloitte&Touche Tohmatsu oldu. İki şirketin yöneticileri arasındaki görüşmeler devam ederken, dördüncü büyük Ernst&Young da Andersena bir teklif sundu. Bugün ise üçüncü büyük KPMGnin Andersenı almak için harekete geçtiği açıklandı. Andersenin özellikle Deloitte ile yürüttüğü görüşmelerde yol alındığı ancak Deloitteun özellikle Avrupa bölümüyle ilgilenmesi nedeniyle sorun yaşandığı ifade ediliyor. Aynı sıkıntının KPMG ile yürütülen görüşmelerde de yaşandığı belirtiliyor. KPMGnin sunduğu teklifte, sadece Avrupa bölümünü almak istediği, ancak Andersenin buna karşı çıktığı vurgulanıyor. Bu tekliflerin dışında da bazı senaryolar geliştirildiği gelen haberler arasında. Andersen yetkilileri, şirketin Avrupa ve ABD bölümlerinin ayrılabileceğini, Avrupa bölümünün faaliyetlerine devam edebileceğini belirtiyor. Çünkü skandalın ardından Andersen henüz Avrupada hiçbir büyük müşterisini kaybetmedi. Sadece bu hafta Genel Kurul toplantısı yapacak olan Alman yazılım devi SAPnin Andersen konusunda oylamaya gideceği söyleniyor. Bu formül hayata geçirilirse özellikle Arthur Andersenin milyar dolarla ölçülen marka değeri de korunmuş olacak. FAALİYETLERE GÖRE BÖLÜNME Bir diğer formülün ise Andersenin faaliyetlerine gore bölünmesi olduğu konuşuluyor. Vergiden yönetim danışmanlığına kadar birçok alanda faaliyet gösteren Andersenin sadece ABDdeki audit biriminin satılması ve şirketin Avrupa bölümü önderliğinde faaliyetlerine devam etmesi de formüllerden biri. Ancak bu formülün işleyebilmesi için en önemli şart Andersenin Avrupadaki müşterilerinden yana sorun yaşamaması. Danışmanlık dünyasında uzun süredir konuşulan KPMG-Ernst&Young birleşmesinin ise yeni gelişmeler ışığında yeniden şekillenmesi bekleniyor. Yıllık gelir bazında dünyanın en büyük danışmanlık şirketi 22.3 milyar dolarlık yıllık geliriyle PriceWaterhouse Coopers. Bu firmayı 12.4 milyar dolarla Deloitte, 11.7 milyar dolarla KPMG, 9.9 milyar dolarla Ernst&Young izliyor. Dört büyüğün, PWCnin gelirine ulaşabilmesi ise şu an için mümkün görünmüyor. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||