|
|
Karşılıklar Kararnamesi, bankaların verdiği kredileri temel olarak beşe ayırıyor. Standart ve yakın izleme altındaki ilk iki grup kredi için karşılık ayrılması öngörülmüyor. Buna karşılık, tasfiye olanağı sınırlı sayılan üçüncü grup, tahsili kuşkulu sayılan dördüncü grup ve zarar niteliği taşıyan beşinci grup için bir yılda tamamlanmak üzere sırasıyla yüzde 20, yüzde 50 ve yüzde 100 karşılık ayrılması gerekiyor. Bütün bunların yanında nakdi ve gayrınakdi kredilerin tamamını kapsayan ayrı bir hesaplama yöntemiyle belirlenecek miktarda genel nitelikli bir başka karşılığın da toplam krediler için ayrılması gerekiyor. Ayrılan bu karşılıklar, Merkez Bankasında düşük faizle tutuluyor. Ve bankalar, teminatları ne kadar güçlü olursa olsun, kredinin tamamı geri ödenmeden bu paraya dokunamıyor. ÜÇ YILLIK TEMİNAT İSTENİYOR İstanbul Yaklaşımı kapsamında reel sektörün bankalara olan borçlarının yeniden yapılandırılması öngörülüyor. Ancak bankaların ortalama mevduat vadesinin 45 gün gibi kısa bir süre olması, kredilerin uzun vadeye yayılması imkanını sınırlı kılıyor. Reel sektörün borçlarının istenen vadelere yayılabilmesi için bankalara kaynak gerekiyor. Bu kaynak IMF tarafından dış destekle sağlanamadığı için, bankalar atıl durumda bulunan karşılıkların kullanılmasını öneriyor. Bankaların arzusu, sağlam teminatların bulunduğu durumlarda bir yıl değil, üç yıl içinde yüzde 100 oranla karşılık ayrılması. Bankalar böylece reel sektöre açılan kredilerin vadelerinde de yayılma sağlanabileceğini öngörüyor. Şu aşamada bankacılık sektöründe bir likidite problemi bulunmadığı için fonlama açısından ilk adım sıkıntı yaratmıyor. Ancak bankalar, Karşılıklar Kararnamesine düzenleme getirecek bir yönetmelik değişikliği yapılmadan İstanbul Yaklaşımının hayata geçmesine mümkün gözüyle bakmıyor. SIKINTI BİR YILLA SINIRLI KALABİLİR Bankalar bu düzenlemenin yapılmaması halinde reel sektör şirketlerinin kredi karşılığı teminatlarına el konacağını ve bunun bilançoda yaratacağı sıkıntının bir yılla sınırlı kalacağını ifade ediyor. Ancak bankaların teminatları nakde çevirmesiyle zararın bir bölümünün tahsil edilebileceği, asıl sorunun teminatlarını yitiren reel sektör şirketlerinin üzerinde kalacağı belirtiliyor. IMF heyeti ise kaynak olarak bankalara yapılacak sermaye enjeksiyonunun kullanılmasından yana. Ancak bankalar, sermaye yeterlilik rasyosunun yüzde 5ten yüzde 9a çıkarılması aşamasında verilecek kamu kağıdından memnun değil. Sermaye benzeri kredi kapsamında verilecek özel tertip devlet kağıdının likidasyonunun zor olması, bankaların vade uzatmasının önündeki en büyük engel olarak gösteriliyor. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||