Home page
Haber Menüsü


Güncelleme: 23:00 TS 25 Haz., 2000
Rüzgar enerjisi  
Rüzgar santralları 35 yıl bakım yapılmadan hizmet verebiliyor.
Rüzgar türbini termik santrala karşı
Dünyada çevreye karşı duyarlılık artarken Türkiye hala ekolojik dengeyi altüst edecek çalışmalar içinde. Türkiye bugün iki farklı enerji kaynağına tanık oldu. Rüzgarla çalışan bir tribün açılırken, bir termik santralın da temeli atıldı.
İstanbul
NTV-MSNBC
 
    25 Haziran—  Bozcaada’da rüzgarla çalışan 17 türbin bugün hizmete açılırken, aynı gün içinde çevrecilerin tüm protestolarına karşın Çan Termik Santralı’nın da temeli atıldı. Enerji Bakanı Cumhur Ersümer, oksijeniyle ünlü Kaz Dağları’nı ve doğayla birlikte insan sağlığını da tehdit edecek Çan Termik Santralı’nın temelini attıktan sonra, temiz enerji sağlayan, Bozcaada’daki 17 türbinlik rüzgar enerjisi santralını açtı.  

   
 
       
    MSNBC News Greenpeace'den Çan santraline tepki
MSNBC News Çevreci muhtarın kalbi dayanmadı
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer, rüzgar enerji santralları yapımında, özel ve kamu sektörlerinin işbirliği yapması gerektiğini söyledi. Demirer Holding tarafından yapılan ve Türkiye’nin en büyük rüzgar enerji santralı olan “Bores Bozcaada Rüzgar Enerji Santralı”, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer’in de katıldığı törenle hizmete açıldı. Ersümer, törende yaptığı konuşmada, bugünün, Türkiye için çok mutlu bir gün olduğunu vurgulayarak, santralın yapımını gerçekleştiren firmanın temsilcilerine teşekkür etti. Çanakkale’de rüzgardan önemli miktarda elektrik üretebileceklerini belirten Ersümer, Çanakkale’nin şu anda tükettiği elektriğin yüzde 60’ını rüzgardan elde edebilme imkanına sahip olduklarını söyledi. Ersümer, Türkiye’nin 10 bin megavatlık bir rüzgar gücü bulunduğuna işaret etti.
        Rüzgar santralları yapımına büyük talep olduğuna işaret eden Ersümer, 8 yerde kurulacak rüzgar santralı için 105 firmanın müracaat ettiğini belirtti. Ersümer, “Rüzgar enerji santralları yapımında, özel ve kamu sektörü işbirliği yapmalı. Bu isteği, bu arzuyu bulmuşken özel sektör ile elbirliği içine girerek, bu santralları yapacağız” diye konuştu. Enerji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Mendilcioğlu da 2000, 2001 ve 2002 yıllarında devreye girmek üzere onay alma aşamasında 17 rüzgar santralı projesi bulunduğunu ve yapımı gerçekleştirilecek bu santralların, ülkeye 1.5 milyar kw/saat enerji katkısı sağlayacağını belirtti.
       
“TÜRKİYE ENERJİ DARBOĞAZINI AŞMALI”
        Demirer Holding Yönetim Kurulu Üyesi Önder Demirer de dünyada rüzgar gücüyle elde edilen enerjinin, son 3 yılda yüzde 38 oranında artarak, 1999 yılı sonu itibariyle 14 bin megavata ulaştığını belirtti. Türkiye’nin, rüzgar enerjisi üretimi açısından son derece uygun bir konuma sahip olduğunu vurgulayan Demirer, şunları söyledi: “Avrupa Birliği, 2010 yılına kadar enerji tüketiminin yüzde 12’sini rüzgardan sağlamayı hedefliyor. Türkiye’de ise Marmara, Ege ve İç Anadolu Bölgeleri, rüzgar enerjisi üretimi açısından son derece uygun. Rüzgar santrallarının yaygınlaştırılması halinde Türkiye, enerji ihtiyacının yaklaşık 2 katını rüzgar enerjisinden çok daha ekonomik olarak karşılayabilir.” Alman Enercon Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı B. Aloysius Wobben, rüzgar enerji santrallarının temiz bir enerji sağladığını ve endüstride yeni iş imkanları yarattığını vurguladı. Bozcaada Kaymakamı Mustafa Yiğit, enerji ihtiyacının yüzde 70’ini yurtdışından karşılayan Türkiye’nin, bu darboğazı aşabilmek için yenilenebilir enerji türünü iyi değerlendirmesi gerektiğini, özellikle rüzgar ve güneş enerjisinden yararlanılması gerektiğini ifade etti.
        Verilen bilgiye göre, Alman Enercon Şirketi ile ortak kurulan ve yapımına geçen yıl başlanan 17 türbinli Bores Bozcaada Rüzgar Enerji Santralı, 13 milyon dolara maloldu. Toplam 10.2 megavat gücündeki santral, yılda yaklaşık 30 milyon kw/saat enerji üreterek, Bozcaada ve Çanakkale’nin elektrik ihtiyacını karşılayacak. Yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştirilen santralın işletmesi, 2020 yılında devlete devredilecek. Bozcaada’nın en uç bölgesinde, yerleşim yerlerinden uzak, tarım ve hayvancılığa müsait olmayan 20 bin 560 metrekarelik bir alan üzerine kurulu bulunan santralde, dünyanın en sessiz çalışan türbin modelinin seçildiği bildirildi. Adanın doğal güzelliğini korumak amacıyla, rüzgar çiftliğinde üretilen elektrik, Bozcaada Merkezi’ne yeraltı kablosuyla iletilecek.
Live Vote is temporarily unavailable.

       Rüzgar türbinleri kömür santralına göre türbin başına 82 bin ağaca eşdeğer nitelikte temiz enerji üretiyor. Bozcaada’daki 17 türbin bir milyon 400 bin ağaçlık bir ormanın oluşmasına sebep olurken, Çan Termik Santralı çevreye kükürt pompalayacak. 300 megavatlık enerji verecek olan termik santral verdiğinden fazlasını alarak civardaki oksijeni de tüketecek. Termik santral “sayesinde” dünyanın önemli doğa miraslarından Kaz Dağları da zarar görecek, bitkiler, hayvanlar ve insanlar santralden olumsuz etkilenecek.
       
  RAKAMLARLA TÜRKİYE
Enerji açığı hızla artacak
Yeni ihaleler ve projeler
Bozcaada’nın doğallığını bozmaması için 17 türbin adanın en rüzgarlı ve en ücra köşesine yerleştirildi. Aynı şekilde görünümü bozmamak için dokuz kilometre yeraltı kablosu döşendi. Hatta doğaya uyum sağlaması için trafo binaları bile toprak rengine boyandı. Ağaç kesmemek için bazı rüzgar türbinlerinin yeri bile değiştirildi.
       
ALMANYA RÜZGARA PERVANE AÇTI
       Geleceğini çok iyi görebilen ülkeler nükleeer santrallarına kilit vurmaya başladı. Örneğin Almanya nükleer santrallarını teker teker kapatırken, rüzgar enerjisine yöneliyor. Bu arada bazı ülkeler ellerinde kalan eski teknoloji nükleer santral ya da termik santralları satmak için kapı kapı dolaşıyor.
       
Çevre dostu enerji üretimine teşvik

       Rüzgar sayesinde ülkenin her tarafına rüzgar enerjisi türbinleri koyan Almanya’nın kurulu gücü 1990’da 44 megavat iken, 1991’de yapılan yasal değişiklikle beraber bu rakam 1999’da 4 bin 445’e ulaştı. Üstelik Almanya’nın büyük enerji fazlası olmasına rağmen sadece geçen yıl 1.565 megavatlık rüzgardan kurulu güç daha ekledi. Her iki günde bir 17 türbinlik rüzgar enerjisi santralı yaptı.
       Rüzgar türbinlerinin ilk olarak Romalılar ve Bizanslılar tarafından kullandığı biliniyor. Önce tarım alanında kullanılan yeldeğirmenleri, gemicilerin yelkenleri sayesinde birçok ülke tarafından keşfedildi. Ardından suyun gücü hissedildi ve hidroelektrik santrallara geçiş başladı. Çevre ve doğa düşmanı, maliyeti düşük termik ve nükleer santralların devreye girmesiyle birçok bölgede facialar yaşandı, insanlar, çevre zehirlendi ve öldü.
       
RÜZGAR TÜRBİNİ 35 YIL SORUNSUZ
Rüzgar türbinleri hem uzun ömürlü hem de ucuza maloluyor.
Rüzgar türbini        Her bakımdan hesaplı olan rüzgar santralının ömrü oldukça uzun. Az bakımla 35 yıl hiç sorunsuz çalışıyor. Bozcaada’ya konulan jenaratörün ömrü 70 yıl. Jenaratörün ve pervanelerin parçaları değiştiği zaman türbinin ömrü daha da uzayacak.
       Bozcaada’ya rüzgar türbinlerini kuran Demirer şirketinin sahibi Önder Demirer, Çeşme’de 215, Datça’da 48, Manisa’da 50 türbinlik rüzgar enerjisi santralı kuracaklarını açıkladı.
       
TERMİK SANTRALA ÇEVRECİ TEPKİSİ
       Çan Termik Santralı’nın yapımına, Çanakkaleli çevreciler dün yine tepki gösterdi. Cumhuriyet Alanı’nda basın açıklaması yapan Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı Halil Dalmış, Çan ilçesinde temeli atılacak termik santralın, dünyada tedavülden kalkmış bir yatırım olduğunu belirterek, şunları söyledi:
       “Bu santralın yapımına sevinemiyoruz. Çünkü, bu santralda kullanılacak kömür, dünyanın en kirli kömürüdür. Kükürt oranı, diğerlerine oranla iki kat fazladır. Yer seçimi de yanlıştır. Fay hattına 8 kilmetre mesafede. Bu santral üretime geçtiğinden itibaren Kazdağları ağır yara alacak.”
       Projenin gündeme gelmesinden bu yana bölge halkının sürekli tepki göstermesine karşın, yetkililerin halkın sesini duymamakta ısrar ettiklerini kaydeden Dalmış, “Bu tesisin çevre dostu olduğunu iddia edenler haklı çıkarsa bizler özür dilemeye hazırız. Ancak haklı çıkacaklarını sanmıyoruz.” dedi. Dalmış, santralın inşaat aşamasında da hukuk mücadelesini sürdüreceklerini kaydetti.
       
İZMİR’DE HELVALI EYLEM

Çevreci
       İzmir’de kendilerini “Çevre Gezginleri” olarak tanıtan 2 genç, doğanın yok olmasını protesto etmek amacıyla helva karıp vatandaşlara dağıttı. Nükleer santralları protesto etmek için daha önce saçlarını yeşile boyatan Çetin Asena ve Ali İçinkara adlı gençler, Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde helva kardılar.
       Asena, burada yaptığı açıklamada, orman yangınlarını, imara açılan SİT alanlarını, çarpık kentleşmeyi sürekli protesto ettiklerini belirterek, “Doğa yok oldu. Santral dayatmaları, altın çıkarma faaliyetleri sürüyor. Yerel yönetimlerin dikkatlerini çekmek için 27 Haziran Salı günü Bodrum’dan başlayıp Antalya’ya kadar süren Ege turuna çıkacağız” dedi.
       
       TEAŞ Genel Müdürü Muzaffer Selvi, “Bir ülkenin enerji üretimi, o ülkenin kalkınmışlık düzeyinin göstergesidir” dedi. Çanakkale’nin Çan ilçesinde yapımı planlanan Çan Termik Santralı’nın temel atma töreninde, santral ile ilgili teknik bilgiler veren TEAŞ Genel Müdürü Selvi, Türkiye’nin kalkınmasına itici güç ve destek sağlamak amacıyla enerji yatırım faaliyetlerine yoğun bir şekilde devam edildiğini belirtti. Selvi, “Çan Termik Santralı, bu faaliyetlerin en önemlisi ve yeni teknolojinin ilk ürünüdür” dedi. Çan Termik Santralı’nın 2X160 Megavat gücünde iki üniteden oluştuğunu, 3 yılda tamamlanmasının planlandığını bildiren Selvi, şu bilgileri verdi:
       “Çan Termik Santralı, yüzde 100 kredili olarak, anahtar teslim yapılacak, yapım, yedek parçaları dahil 379 milyon dolara malolacaktır. Santralın ilk ünitesi 32 ay, ikinci ünitesi 34 ayda hizmete girecektir. Tüm ünitelerin işletmeye alınmasıyla, 2003 yılında yıllık üretimi yaklaşık 2.4 milyar kilovat/saate (kwh) ulaşacaktır. Çan Termik Santralı’nda, diğer pulverize kömürle çalışan santrallara göre, akışkan yataklı yakma teknolojisi kullanılacağından, düşük kalorili ve yüksek kükürt ihtiva eden yakıtların hava kirliliği yaratmaksızın, verimli olarak yakılabilmesi sağlanacaktır.”
       
AKIŞKAN YATAKLA YAKMA NEDİR?
       Akışkan yataklı kömür yakma teknolojisinin, dünyanın en son teknolojisi olduğunu belirten Genel Müdür Selvi, şunları kaydetti: “Akışkan yatakla yakma; kömür parçacıklarına homojen sıcaklık koşulu ile ocağın içinde daha uzun kalma süresi sağlamaktadır. Dolayısıyla yanma reaksiyonunun daha düşük sıcaklıkta olması gerçekleşmekte (850 C), düşük sıcaklıkta yanan kömür, bir taraftan daha az enoix üretmekte, diğer taraftan, yanmaya kireç taşı katılarak baca gazı ortadan kalkmaktadır.” Selvi, Çan Termik Santralı’nın Türkiye’de en yüksek kazan verimine sahip ve çevre dostu bir santral olacağına işaret etti.
       
       
 
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları