Konu:
Afyon Depremi
Konuklar: Kızılay Sultandağı Saha Sorumlusu Cesur Can ve İstanbul
Arama Kurtarma Derneği Başkanı Mehmet Hatunoğlu
Erdoğan
Aktaş: İyi günler... Türkiye'nin kabusu deprem, bu kez Afyon'u sarstı...
Depremde Afyon'un Sultandağı, Bolvadin, Çay ve Çobanlar ilçelerinde şu
ana kadar 45 kişi hayatını kaybetti, 318 kişi yaralandı... Deprem bölgesindeki
son durumu Yakın Plan'a alıyoruz... Bölgede depremzedeler zor bir geçe
geçirdiler. Kimileri ateşin çevresine toplanarak ısındı, kimileri de soğuktan
korunmak için kamyon kasalarına sığındı. Depremzeler yardımların bir an
önce gönderilmesini bekliyor. Deprem bölgesindeki son durumu, organizasyonu
ve ihtiyaç listesini, bölgedeki arkadaşalırımzadan öğreneceğiz... Önce,
depremin merkez üssü olan Sultandağı'ndaki arkadaşımız Uğur Şefkat'e dönüyoruz...
Uğur bir de konuğun olacak, ama önce bize, sultandağı'ndaki yardım organizasyonunu
anlatır mısın?
Uğur Şefkat: Bunun
dünden başlayalım. Dün depremin olmasından hemen sonra yardım organizasyonuyla
ilgili hızlı bir reaksiyon gösterdi devletin ilgili birimleri. Başta Kızılay
ve sivil savunma olmak üzere... Ve dün görüntülere de yansımıştı. Sivil
savunma ekipleri hemen enkaz bölgelerine ulaştı. Burada arama kurtarma
çalışmalarına başladı. Ve akşam saatlerinde de bitirdi. Sonrasında aynı
anlarda Kızılay da harekete geçti. Hatırlanacağı gibi 17 Ağustos depreminde
Kızılay'ın geç kaldığı eleştirileri yapılmıştı. Olanaklarının yetersizliği
yönünde eleştiriler yapılmıştı. Ancak bu depremde bu eleştirilere artık
yer kalmadı gibi görünüyor. Zira Kızılay, gerçekten hızlı bir reaksiyonla
buradaki çalışmalarını dün gündüz ve bütün gece boyunca sürdürdü. Sultandağı'nda
bir çadır kent kuruldu bile. Şu an hazırlıkları devam ediyor. Çadırlar
en azından kurulmuş vaziyette. Artık bu aşamadan sonra içlerindekiler
temin edilecek ve gece kalmaya uygun hale getirilecek. Her birine birer
katalitik soba konulacak ki, böylece insanları soğuktan bir derece korumanın
çaresi bulunmuş olacak. Bunun dışında Kızılay'ın kurduğu seyyar mutfaklar
var. Buralarda da yemek yapılıyor, sıcak yemek çıkarılıyor. Ve öğlen saatlerinde.
Sabah zaten ilk yemek dağıtımı yapıldı. Öğle saatlerinde ve akşam da ikişer
çeşit yemek olmak üzere dağıtımlar yapılacak. Sağlıkla ilgili şu ana kadar
bir problem yaşanmadı. En azından bize gelmedi böyle bir bilgi. Devlet
hastanesindeki hasar nedeniyle orada fazla hizmet verilmiyor. Sağlık ocağında
şu an yürütülüyor. Ancak depremden hemen sonra durum ağır olanların büyük
bir bölümü zaten Afyon Devlet Hastanesi'ne gönderildi. Burada da daha
çok ayakta tedavi olanakları sunuluyor. Bunun için Kızılay'ın seyyar iki
tane kliniği de burada. Onlar da hizmet veriyor, vatandaşlara. Burada
öncelikli sorun, şu an için görünen sorun barınma sorunuydu. Zaten dün
gece depremden sonra yaşanan en büyük zorluk bu oldu. Aşırı derecede soğuk
vardı. Bu soğuğa karşı insanlar buldukları çarelerle direnmeye çalıştılar.
Kimisi yaktığı ateşin başında geceyi geçirdi. Kimi arabalarda geçirdi.
Kimi ise derme çatma kurduğu çadırlarda geçirdi. Ancak, dün gece boyunca
çalışmalar Kızılay tarafından yürütüldü. Ve şu an artık hazır hale gelmiş
bir kent var gibi gözüküyor. Bununla ilgili çalışmalar sürüyor. Şimdi
yanımda konuğum var. Kızılay Sultandağı Saha Sorumlusu Cesur Can. Hoşgeldiniz.
Nasıl gidiyor çalışmalar? Ne kadar çadır geldi? Neyi amaçlıyorsunuz? Akşama
her şey hazır olacak mı?
Cesur Can: Bölge
için genel olarak 7000 çadır planladık. Sultandağı'na ve Çay'a gelen 2000
çadır... Bugün için Sultandağı'nda planladığımız çalışmalar beklediğimizden
daha hızlı şekilde ilerliyor. İlk çadır kent kuruldu. Yukarıda iki ilköğretim
var. Onların bahçesinde şu anda çalışmalar başladı.
Uğur Şefkat: Burada
kaç çadır var? Kaç kişi barınabilecek bu akşam itibariyle?
Cesur Can: Yarım
saat önce 72 çadır vardı. 400-450 civarında insan barınacak.. Yalnız bir
de şu var. Sanıyorum, daha çok ayarlıyor buradakiler. Bayanlar birarada,
erkekler birarada olmak üzere, 10 kişi bir çadırda kalmayı düşünüyorlar.
Kızılay'ın şu andaki çadırları 5 kişi için. O planlamayı ona göre yapmıştık,
ona göre hazırlıklı geldik. Halkın bu şekilde düşünmesi işimizi daha kolaylaştırdı.
En azından herkes, iki kişi birden çadır istemiyor. Öyle bir yakınma yok.
Panik de yok şu anda gözlediğimiz kadarıyla. Sanıyorum verilen hizmetin
zamanında olmasından kaynaklanıyor.
Uğur Şefkat: Bir
çok vatandaş da evinin önünden ayrılmak istemiyor. Oralara çadır kurulsun
istiyor. Tabi hizmetin götürülmesi açısından bir çok sakıncası da var
bunun... Ancak bunu giderebildiniz mi? Kurduğunuz bu çadır kente talep
olacak mı? Şu ana kadar başvuran vatandaş oldu mu?
Cesur Can: Başvurular
kaymakamlığa yapılıyor. Oradan mühürlü bir yazı geliyor. Gönderdikleri
vatandaşları çadırlara yerleştiriyoruz. Zaten, kesinlikle bireysel çadır
kurulmalara izin verilmiyor. Kaymakamlık zaten buna izin vermiyor. Biz
de aynı ortak hareket ediyoruz. Bu yüzden şu anda problem yok. Ama genelde
insanlar, evinde oturmadı, hırsız gelebilir, daha farklı sorun yaşanabilir
diye evin etrafından ayrılmak istemiyorlar. Haklılar ama bizim faaliyetlerin
herkese ulaşması açısından zorluk yaratacağı için bir az problem yaratacak
tabi.
Uğur Şefkat: Ama
akşama hazır olacak değil mi?
Cesur Can: Kesinlikle...
Katalitik sobayı dağıtacağız. Tüpleri mülki idareler sağlayacak. Tüm çadır
kentlerin kurulması bittiği an katalitik sobaları dağıtmaya devam edeceğiz.
Uğur Şefkat: Çok
teşekkür ediyorum Cesur Bey, kolay gelsin... Evet Sultandağı'nda son durum
böyle. Kızılay'ın çalışmaları devam ediyor. Ve akşama büyük bir ihtimalle
barınma sorunu olanların büyük bir bölümünün sorunu çözülmüş olacak. En
azından Kızılay yetkilileri bu saatte bu sözü veriyorlar. Söz tekrar sende
Erdoğan...
Erdoğan Aktaş:
Teşekkürler Uğur. Sarsıntıdan en çok hasar gören yerleşim bölgelerinden
biri de Çay ilçesine bağlı Eber beldesi ve burada da gerçek çok zor bir
gece yaşandı... Şimdi Eber'e, arkadaşımız Merih Ak'a dönüyoruz... Merih,
Eber'e yardım ulaştırılmasında sıkıntı yaşanmıştı... Peki şu anda son
durum ne?
Merih Ak: Dün
akşam saatlerinde büyük bir sıkıntı vardı. Ancak şu anda yoğun olarak
yardım konvoyları geliyor ve buradaki ihtiyacı olanlara ulaştırılmaya
çalışılıyor. Ama organizasyon bozukluk ve sıkıntı olduğu da doğru. Çünkü
çadırların dağıtılmasında ciddi anlamda bir sıkıntı yaşanıyor. Ben hemen
yanımdaki konuğum İstanbul Arama ve Kurtarma Derneği Başkanı Sayın Mehmet
Hatunoğlu. Sayın Hatunoğlu, organizasyonda bazı aksamalar gördük. Neden
kaynaklanıyor?
Mehmet Hatunoğlu:
İlçede çadır sayısı az ve yetmeyecek. Ve çok kısa zaman içerisinde
de gelmesi lazım ki, kurulması geceyi bulmasın. İnsanların büyük bir kısmı
sokakta. Ve de bir miktarı maalesef bizim koordinasyon için ayırdığımız
alana giremeden dışarıda dağıtıldı. Bir çadırın kurulması çok kolay değil.
Köylüler aldı bunları ama kuramayacaklar büyük bir olasılıkla. Ayrıca
bizim zaten bu alanın dışında insanlara hizmet vermemiz mümkün değil.
Sağlık ekibi burada. Tuvaletler burada. Her türlü gıda yardımı burada
yapılıyor. Yanlış bir uygulama oldu. Sanıyorum belediye başkanı tarafından
yapıldı, dağıtıldı bütün bunlar. İnşallah kurabilirler. Buradaki imkanlardan
da faydalanabilirler.
Merih Ak: Peki
nasıl bir organizasyon olması gerekiyordu?
Mehmet Hatunoğlu:
26 saattir buradayız. Ve 26 saattir bu alan içerisinde askeriyle beraber
zaten ciddi bir çalışma yapıyoruz. Diyebilirim ki deprem bölgesinin en
ciddi çalışması var burada. En süratli yapılanma burada oldu. Maalesef
böyle ufak tefek hatalar oluyor. Böyle devam edeceğiz.
Merih Ak: Çok
teşekkür ederim. Buradaki organizasyon bozukluklarına bir tane ben örnek
vereyim. Mandra köyü var burada. Yaklaşık 1.5 km uzaklıkta. Ve Mandra
köyüne depremden 26 saat sonra ilk yardım ulaştı. Bu köyün büyük bir bölümü
yıkılmıştı. İlk kez az önce bu köyün muhtarı buraya geldi. Köyünün yıkıldığını
bildirdi. Çeşitli erzaklar alarak köyüne gitti.
Erdoğan Aktaş:
Teşekkürler. Merih'in verdiği Mandra köyü örneği de önemli. Çünkü
bu tip felaket anında iletişim ve ulaşım en büyük sorunlardan biri. O
yüzden depremden önce bu iki hususa da çok hazırlıklı olunması gerekiyor.
Şimdilik hoşçakalın.
|