Home page
Haber Menüsü


Cem: Ege görüşmelerinden beklenti yaratılmamalı
Dışişleri Bakanı İsmail Cem, Dünya Ekonomik Forumu çerçevesinde Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu ile yarın başlayacağı görüşmelerin Ege için bir ‘ön yoklama’ olacağını söyledi.
    1 Şubat—  Dışişleri Bakanı İsmail Cem, Dünya Ekonomik Forumu’nda düzenlenen panelde yaptığı konuşmanın ardından NTV- CNBC-e özel yayınına katıldı.Ahu Özyurt’un sorularını yanıtlayan İsmail Cem, Irak konusunda da “Komşumuzun demokrasi yolunda ve bütün dünya ile bütünleşmesi yolunda atacağı adımları bekliyoruz” dedi.  

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Ahu Özyurt: Geldiğiniz için efendim çok teşekkür ederiz..
       İsmail Cem: Ben teşekkür ederim.
       Ahu Özyurt: Konuşmanız büyük yankı buldu. Ama burada konuşulan hakikaten Türkiye’nin Afganistan operasyonu sonrası ciddi bir model olarak öne çıktığı, kendi zaafları olsa bile bu modelin çok önemli olduğu. Sizin aldığınız izlenim ne yönde efendim görüştüğünüz iş çevreleriyle?
       
İsmail Cem: Daha henüz görüşmelerime yeni başlıyorum. Fakat doğrusu güzel bir panel oldu ve bizim uluslararası terör karşıtı koalisyon konusundasöyleyecek sözümüz vardı. Sanırım onları doğru bir şekilde ortaya koyduk. Ayrıca tartışmaların gelişmesinde Bosna meselesi, Bosna üçlüsünün konuşması ilginçti, ona ben de tabi bir cevap verdim. Çünkü hakikaten Bosna, bizim istediğimiz Avrupa’nın bir çekirdek modeli ve onu vurguladım, o ilgi topladı zannediyorum.
Atina’dan Türkiye ile diyalog kararı
Sonra Filistin, İsrail meselesi, orada Türkiyemiz’in tezi olan ‘eş zamanlılık’ noktasını vurguladım. Hani önce işte terör bitsin, sonra konuşsunlar veyahut önce konuşsunlar, iyi konuşurlarsa terör biter gibi ön koşullarla değil, her iki sürecin birlikte başlaması ve birbirini takviye etmesi, desteklemesi. Bunu getirdik. O benim birkaç kez tekrarladığım hatta 11 Eylül’den hemen sonra söylediğim ‘terörün dini olmaz, terörün coğrafyası olmaz, terörün mazereti olmaz’, bu üçlüyü kullandım. O da iyi karşılandı zannediyorum.
       Ahu Özyurt: Avrupa Birliği’nden bu yönde değişik adımlar gelecek mi? Bir not değişiminiz oldu bizim gözümüze çarpan.
       İsmail Cem: Şöyle, bazı konuşulanlarla aynı fikirde değildi. Ve onu da bana küçük kağıda yazıp bana gösteriyordu. Böyle hani okulda talebeler birbirine gizli notlar yazar, öyle oldu. O, oydu şeyle görüşmemiz yani panel sırasında.. Zannediyorum Türkiyemiz’i olabilecek en iyi şekilde temsil ettik, bu da çok güzel bir şey tabi.
       Ahu Özyurt: Burdan hemen 12 Şubat’ta yapılacak toplantıya geçeceğim, büyük önem veriyorsunuz bu toplantıya. Ayrıca burdakiler de önem veriyor anladığımız kadarıyla. Biraz ondan bahsedebilir miyiz efendim?
       İsmail Cem: 12 Şubat’ta bir defa dünyada bir ilki gerçekleştiriyor Türkiye. İslam Konferansı Örgütü’nün 56 üyesi aynı zamanda gözlemci statüsündeki ülkeleri, artı Avrupa Birliği’nin üye ve adayları ilk kez, tarihte ilk kez bir araya geliyor ve bunu iki kurum olarak yapıyorlar, onun dışişleri bakanları olarak yapıyorlar. Bunu herkes çok önemsiyor. Çünkü böyle sahte fay hatlarıyla insanlık bölünmeye çalışıldı, yok ayrı dinden, ayrı ırktan vesaire gibi bir ortamda biz Türkiye bu fay hattının sahteliğini ortaya koyan bir girişimde bulunduk. Çok iyi cevabı aldık. Müthiş bir katılım oluyor, doğrusu ben bu kadarını beklemiyordum. Şimdi tarih yaklaştıkça insan biraz da heyecanlanıyor. İnşallah bir aksilik çıkmaz ve en iyi şekilde gerçekleşir. Dünyada bir ilk olacak ve bunu yapabilecek tek ülke dünyada Türkiye. Yani biz Türkiyemiz’in sahip olduğu öncelikli ve özellikleri en iyi şekilde hayata aktarmaya çılışıyoruz. Ayrıca bütün benim dostlarım da, dışişleri bakanları hem İslam Konferansından hem Avrupa Birliği’nden, açıkçası çok büyük yakınlık gösterdi hem konuya hem bana. Ve ümit ederim iyi bir toplantı gerçekleştireceğiz.
       Ahu Özyurt: Şimdi siz tam buralardayken Başkan Bush’un Meclis’te büyük bir konuşması oldu ve gerçi burdaki temaslarımız sırasında, Washington temasları sırasında Sayın Başbakan’la Irak konusu netleşmişti ama bir kez daha en üst makam tarafından telafuz edildi Irak’ın terörü destekleyen ülkeler listesinde olduğu. Türkiye’nin yapabileceği bir şey var mı?
       İsmail Cem: Efendim biz bu konuda bütün düşüncelerimizi çok açık bir şekilde hem ABD’ye hem NATO’daki diğer müttefiklerimize, Avrupa Birliği’ne hem de elbette Irak’a ve Arap dünyasındaki dostlarımıza anlattık. Biz BM kararlarının ciddiyetle Irak tarafından hayata geçirilmesini istiyoruz. Son olarak Sayın Başbakanımız da açıkladı, onun da yazılı bir girişimi olacak. Ve umuyoruz bu olay barış içinde bir çözüme doğru gider. Ama şunu da belirtelim, biz elbette komşumuz Irak’ın demokrasi yolunda ve bütün dünya ile bütünleşmesi yolunda atacağı adımları bekliyoruz. Ve bunun hem bölgemiz için hem bizim için hem de elbette Irak için doğru olduğuna inanıyoruz. Yani Irak konusundaki tutumumuzu zaten Sayın Başbakan açıkladı.
       Ahu Özyurt: Avrupa Birliği’yle önemli bir yıl geçireceğiz, 312. ve 159. maddeler hala Meclis’te konuşuluyor, Sayın Cumhurbaşkanı’nın bir açıklaması vardı en son. Yasaların meclisteki trafiği sizin müzakerelerinizi ne kadar etkiler?
       İsmail Cem: Şimdi tabii Avrupa Birliği’yle bizim bakanlığımız bu müzakere sürecini devam ettiriyor. Müzakere bir anda kesilmiyor, bir noktaya varmıyor, devam ediyor. Ve Avrupa Birliği’yle doğrusu iyi bir yolda geliştirmekteyiz. Ben bu konuda çok hassasım. Yani Avrupa Birliği’nin bizim açımızdan hep söylediğim gibi iki büyük hedefimizden biri olduğunu ve bunu gerçekleştirmemiz gerektiğini.. Burda tabi yanlış yapmamak lazım. Türkiye olarak da Avrupa Birliği olarak da yanlış yapmamak lazım. Söylediğimiz sözü bilerek kullanmamız lazım. Ve şu anda bizim özellikle Leaken’de yakaladığımız ivmeyi devam ettirmemiz lazım. Sanırım bunu yapacağız.
       Ben bu tartışılan konularda böyle bir şeyi, yani kendi içimizde kendimizi kategorilere bölmeyi falan doğru bulmuyorum. İşte bir kısmımız isteksiz de bizler çok istekliyiz, onları. Hayır, öyle bir şey yok. Yani bugün bu koalisyon hükümeti bugüne kadar ne yaptıysa, ne başardıysa her iki ortağının eşit katkısıyla bunu başardı. Yani iki ortak her şeyi çok doğru ve en iyisini yapıyor da öteki de işte yapmak istemiyor, zorla sürükleniyor.. Yok, bu yanlış, bu yanlış. Bu meseleyi bu şekilde koymak da çok yanlış. Benim kanaatim o ki elbette tam anlaşamayacağımız hususlar olacak, burada akıl yolu bir arada bunları çözmeye çalışmak, birbirimizin hassasiyetine saygılı olmak, sadece koalisyon ortaklarının değil, bütün toplumun hassasiyetlerine, farklı hassasiyetlerine saygılı olmak.. Biz bunu yapabildik, yapacağımıza da güveniyorum. Yeter ki ciddiyetle meselelere iyi niyetle eğilelim ve birbirimizi böyle tahrik edecek, efendim bizden farklı falan gösterecek tutumlara girmeyelim.
       Ahu Özyurt: Peki son olarak resmi görüşme trafiğiniz çok yoğun ama Sayın Yorgo Papandreu’nun da burda olacağını duyduk. Bir gelişme var mı..? Yani koridorlarda...
       İsmail Cem: Ama burda bütün görüşmeler biraz öyle, İngiltere Dışişleri Bakanıyla konuşacağız, yani fırsat bulursak, öyle anlaştık. Abdullah Abdullah’la gene imkan olursa konuşacağız, Şimon Perez görüşmek istiyordu, onunla bir araya geleceğiz ve tabii Sayın Papandreu’yla da. Şimdi Sayın Papandreu’yla herhalde şunu konuşacağız, birden çok böyle büyüdü. Zaten biz Papandreu’yla ne zaman bir şey yapsak müthiş bir beklenti yaratıyoruz ki bu doğru da değil. Hani hem hoşuma gidiyor hem de doğru olmadığını biliyorum. Çünkü hani işte Papandreu, Ege meselesi, daha çok çok başındayız o konuların. Böyle bir işte anlaştık, yarın görüşmelere başlıyoruz, iki bakanlık bir araya geliyoruz. Yani ihtiyatla, yani Ege konularında bir bakalım ne oluyor ne bitiyor. Acaba bazı hususlarda uzlaşıyor muyuz, anlaştığımız hususlar nelerdir gibi bir ön yoklama diyebilirim. Yoksa onun ötesinde bir şey yok. İnşallah o da olur. Onda da ümitsiz falan değilim, onun da olabileceğini görüyorum. Ama şu aşamada öyle büyütecek, abartacak bir durum yok.
       Ahu Özyurt: Dünya Ekonomik Forumu’nun New York’takini mi tercih edersiniz, İsviçre’dekini mi efendim..?
       İsmail Cem: Benim için çok zor bir sual. Çünkü İsviçre dediğimiz vakit, benim 4 yıl üniversite yıllarımı yaşadığım ülke, çok sevdiğim bir ülke. New York da hakikaten dünyanın başlıca merkezlerinden biri, New York da aynı şekilde çok dinamik, çok üretken ve Amerika’nın doğrusu gücünü veren, yahut Amerika’nın daha güzel olan gücünü veren bir şehir. Çünkü ben Amerika’yı hep bir yani süper güç falan diye değil, bilgiyi üreten bir güç olarak niteliyorum ve bu yüzyılda Amerika’nın bu bilgiyi üretmesiyle, haberi üretmesiyle öne çıkmakta olduğunu görüyorum. Bunda da New York tabii bütün bir Amerikan dinamizminin entellektüel dinamizminin kaynağı, en büyük merkezi. O açıdan her ikisi de çok farklı ama çok güzel.
       Ahu Özyurt: Çok teşekkür ederiz efendim, kolay gelsin..
       İsmail Cem: Teşekkür ediyorum, sağolun.
       
 
 
  NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u  
 

Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz?
hayır   1  -   2  -   3  -   4  -   5  -  6  -  7  kesinlikle

 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler |
Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları