|
Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından hazırlanan 121 sayfalık rapor, üst düzey devlet yönetim kademelerine ulaştı. Teftiş Kurulunun çok yönlü ve zaman zaman uyarı mahiyetine bürünen raporunda mali idare ve sistemin yeniden yapılandırılması konusundaki görüşlere yer verilirken, IMF ve Dünya Bankasının konuya yönelik yaklaşımları ve roparları da ele alınıp eleştirildi. Raporun girişinde şu görüşlere yer verildi: 122 YILLIK TEFTİŞ KURULU Bir ülke ekonomisinin istikrarı yakalabilmesi için, sağlıklı bir kamu maliyesine sahip olması gerekmektedir. Bütçe açığı, enflasyon, reel faiz oranları, yüksek iç ve dış borçlar ile dış ticaret açığı gibi önemli sorunlarla karşı karşıya olan Türkiyede, uzun süredir kamu maliyesinin etkinliği üzerinde tartışmalar yapılmakta, değişik çevrelerce çözüm önerileri getirilmektedir. Bu çerçevede Dünya Bankası ve IMF tarafından Türk harcama ve gelir teşkilatlarına ilişktin hazırlanan raporlar da, bir süredir kamuoyunun gündeminde öne çıkmıştır. Dünya Bankası ve IMF tarafından hazırlanan bu raporlarda, Türk vergi idaresinin yönetim ve denetim sorunları incelenerek çözümler önerilmiştir. Bu aşamada söz konusu raporların ciddi şekilde incelenip konuyla ilgili kamu kuruluşlarının aydınlatılmasının önemi açıktır. Türk mali idaresini ve sistemini açık, kapalı ve gizli tüm yönleriyle bilmek, denetlemek ve soruşturmak durumundaki 122 yıllık deneyime sahip Maliye Teftiş Kurulunun ilgililere sunduğu bu değerlendirme ve önerilerin, her aşamada dikkate alınmasının sağlayacağı yararlar ortadadır. BÜTÇE-HAZİNE BİRLİĞİ Teftiş Kurulu raporunda Bütçe-Hazine birliği konusunda önemli bilgiler aktarılıp gelişmiş ülkelerdeki bu yapı hakkında bilgi verildikten sonra, Cumhuriyet ile birlikte mali bağımsızlığın ve bütünlüğün olmazsa olmaz koşulu olan bütçe-hazine birliği ilkesi çerçevesinde oluşturulan yapı, 1984 yılında Maliye Bakanlığından hazinenin ayrılmasıyla bozulmuş, kamu mali yönetiminde bölünme ve çok başlılık dönemi başlatılmıştır denildi. Teftiş Kurulu çalışmasında, IMF raporunda, Maliye Müfettişlerinin vergi inceleme yetkisinin kaldırılması gerektiği belirtilmiştir. Bu görüş eksik ve hatalı bir analize dayalı olarak ortaya atılmıştır denilirken, IMF ve Dünya Bankasının mali sistemin yeniden yapılandırılmasına ilişkin bazı önerileri eleştirilerek Teftiş Kurulu görüşleri şöyle dile getirildi: Türk vergi idaresinin yeniden yapılandırılması konusunda eğer bir çalışma yapılacaksa, bunun tamamen yerli uzmanlar tarafından yapılması gerekir. Böyle bir çalışmayı yürütebilecek teknik, yönetsel ve profesyonel bilgi ve uzmanlık kapasitesi ülkemizin yönetici, akademisyen ve profesyonel danışmanlarında vardır. Siyasi ve bürokratik değişim ve yenileşme iradesinin varlığı ilk koşuldur. Eğer bu koşul sağlanırsa gerçek probslemlerin tespiti ve uygun çözüm önerilerinin geliştirilmesi hiç de zor değildir. Öte yandan Teftiş Kurulu raporunda, Türkiye Ulusal Programının Türk kamu harcama yönetimi ve denetimine ilişkin taahhütleri de değerlendirilerek bazı eleştirilere yer verildi. Söz konusu eleştirilerin bazıları şöyle: Ulusal Programda öngörülen dış denetim birimlerinin bir çatı altında toplanması, projesinin uygulanabilirliği hukuki ve idari açıdan tartışmalıdır. Türk kamu mali yönetim sisteminin etkin ve verimli bir şekilde çalışabilmesini teminen, mevcut idari yapıların görev tanımlarının değiştirilmesi ve ilgili müesseselerde yenilikler yapılması konusu açık değildir. GELİR MÜSTEŞARLIĞI ÇÖZÜM DEĞİL Gelir Müsteşarlığı adıyla otonom yapılanmaya gidilmesinin, sorunlara çözüm getirmeyeceği belirtilirken, Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulunun yetkilerinin korunması gerektiği vurgulandı. Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından hazırlanan Türk Mali İdaresi ve Sisteminin Yeniden Yapılandırılması ile Türkiyenin Uluslararası Kuruluşlarla Yaptığı Ortak Çalışmalara İlişkin Görüş ve öneriler konulu 121 sayfalık raporda, kamu harcama yönetimi-denetimi ile vergi idaresi denetimi ve kamu borçlanmasında kamu yararını gözeten, performans ölçütlerini dikkate alan, etkin ve saydam bir yapılanmayı sağlamak için, belirlenen düzenlemelerin yapılması ve tedbirlerin alınması gerektiği belirtildi. TEFTİŞ KURULUNUN ÖNERİLERİ Ekonomik ve mali alandaki koordinasyonsuzluğa ve kargaşaya son vermek için kamu finansmanı, kamu iktisadi teşebbüsleri, devlet borçlarının idaresi Maliye Bakanlığı çatısı altında yapılandırılarak batılı ülkelerde olduğu gibi güçlü bir teşkilatlanma tesis edilmeli. Bütçe birliği teminen yatırım bütçesi Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünce şekillendirilmeli ve düzenlenmeli. Maliye Bakanlığı özellikle Hazine nakit idaresinin eklemlenmesiyle bütçe ve hazine birliğinin tesis edildiği, kamu maliyesinde ve ekonominin finansmanında tek ve etkili kuruluş haline getirilmeli. Kamu personel yönetimi ve politikasında etkinliği ve uyumu sağlamak üzere Devlet Personel Başkanlığı Maliye Bakanlığı bünyesine alınmalı. Yaptığı görevler gümrüklerle bütünsellik gösteren ve halihazırda Maliye bakanlığı bünyesinde bulunan TASİŞ Genel Müdürlüğü Gümrük Müsteşarlığına bağlanmalı. Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünün zaman içinde bütçe hazırlama fonksiyonu ön plana çıkmış olup, mali kontrol fonksiyonu önemli ölçüde aşınmıştır. Kamu harcamaları üzerindeki mali kontrol yeniden yapılandırılarak, Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü, idarelerin verimsiz, usulsüz ve yolsuz harcama yapmasını önleyecek mali kontrol norm ve standartlarını geliştirerek yeniden belirlenmeli. Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğünün harcamacı kuruluşlara bütçenin hazırlık ve uygulama sürecindeki desteğinin artırılması ve kuruluşların bütçe büyüklüklerinin tespitine ilişkin tekniklerin yenilenmesi amacıyla , bütçe uzmanları, konusuna hakim ekonomik analızler yapabilen, ilgili olduğu sektörü veya harcamacı kuruluşu iyi tanıyan bir konuma getirilmeli. Harcamacı kuruluşların bütçelerini hazırlamalarında Maliye Bakanlığının denetiminin zayıflatılması, 1980li yıllardaki fon uygulamalarında olduğu gibi devletin egemenliğinin bir parçası olan bütçe hakkını zaafa uğratacaktır. Bu nedenle harcamacı kuruluşların bütçe hazırlama ve uygulama sürecinde Malile Bakanlığının rolü zayıflatılmamalı. Harcamacı kuruluşlardaki bütçe hazırlama, uygulama ve mali kontrol fonksiyonu Maliye Bakanlığına bağlı tek bir birim tarafından icra edilmeli. Bu birime daha geniş vize yetkisi verilmek ve konusuna hakim uzmanlar istihdam edilmek suretiyle Bakanlıkların verimsiz ve yolsuz işlemleri henüz kaynağında iken önlenmeli. Her bakanlık bünyesinde yer alan Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulları yatırım-hroje ve maliyet-etkinlik analizleri deyapabilecek uzman personel istihdamının da teminiyle, bütçe hazırlama sürecinde etkin ve yeterli hale getirilmeli. İta amirleri, Sayıştaya hesap verme sürecine dahil edilmeli veita amirliği yelpazesi genişletilmeli. TBMMde kesin hesapların görüşülmesi süreci son derece yetersizolup, bütçe tahminleri ve gerçeleşmeleri arasındaki büyük farklılıklarve sapmalar sorgulanmamaktadır. Bu çerçevede kesin hesap kanun tasarılarının görüşülme süreci bütçe hazırlama sürecinde olduğu gibi yasal takvim ve ilkelere bağlanmalı ve bakanların mali sorumlulukları ağırlaştırılmalı. Kamu sektörünün bütününde, teftiş ve denetim anlayışı; mevzuata uygunluk denetimi yanında ağırlıklı olarak verimlilik, etkinlik ve tutumluluk ögelerini içeren performans denetimi ölçütlerini kavramalı, önceden belirlenmiş genel ilke ve standartlara göre her kuruluş teftiş ve denetim yöntemleri oluşturmalı. Mali yönetimde ve denetimde saydamlığın ve etkinliğin sağlanması için harcama politikaları, gerçekleştirilen harcamalar, kamu ihaleleri ve (devlet sırrına ilişkin olanlar dışıda) denetim sonuçları konularında kamuoyu düzenli olarak bilgilendirilmeli. Tüm kamu idarelerini kapsayacak şekilde tanım ve ilkeleri içeren bir devlet muhaszebesi sistemi tesis edilerek, fayda maliyet analizinin yapılabilmesi için bütçe hazırlama ve uygulamasında fonksiyonul sınıflandırma esas alınmalı. Türk vergi idaresinin mevcut sorunlarının çözümü Gelir Müsteşarlığı oluşturulması veya başka adlar altında otonom bir yapılanmaya gidilmesi değildir. Gelirler Genel Müdürlüğü, Maliye Bakanlığına bağlı bir birim hüvviyetini korumalı. Gelirler Genel Müdürlüğü daha fonksiyonel (hedef sonuç odaklı) olarak yapılandırılmasını teminen iç örgütlenmesi yeniden düzenlenmeli. Bu Genel Müdürlük bünyesinde, vergi politikası geliştirme ve analizi ile ayrı bir birim oluşturulmalı. Taşra teşkilatında hiyerarşik yapıyı bozan ve gelir idaresinin etkinliğini azaltan Gelirler Bölge müdürlükleri ve Vergi Dairesi Başkanlıkları kaldırılmalı. Gelirler Genel Müdürlüğünün merkez teşkilatı ile taşra teşkilatı arasındaki işbirliği, eşgüdüm ve bilgi teatisi noksanlığı mevcut yönetsel sorunları artırmaktadır. Bu tür sorunların çözülmesi için, Maliye Teftiş Kurulu tarafından geliştirilen toplam kalite yönetimi modeli uygulamaya konulmalı. Gelirler Genel Müdürlüğünün vergi denetimini daha etkin bir şekilde planması ve yürütmesi için, bugenel müdürlük bünyesinde vergi denetiminin planlanması ve koordinasyondan sorumlubir birim kurulmalı. Bu birim Bakanlık düzeyinde vergi denetiminin planlamasına esas teşkiledecek her türlü veri ve istatistiki bilgileri toplayarak gerekli ön hazırlıkları yapmalı. Vergi inceleme yetkisi, maliye müfettişlerinin Bakan adına yaptığı teftiş ve denetim işlemlerinin zorunlu bir önsuru olduğundan, bu yetki korunmalı. | ||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||