Beni neden anlamıyorsun? (Kendini Pazarlamak I)

İdil Akidil'e e-posta atmak için resmin üstüfe tıklayın!

Beni neden anlamıyorsun?
(Kendini Pazarlamak I)

Sizin ya da departmanınızın geliştirdiği projelerin, diğerleri tarafından yeterince sahiplenilmediğini düşünüyorsunuz. Uygulama aşamasına gelmiş işlerde bile, onca eğitime rağmen, hatalar sürüyor.

İdil
NTV-MSNBC


21 Ocak — Hiçbirşeyi anlamamışlar! Hatta, zaman zaman daha az önemli olduğunu düşündüğünüz projeler fazlasıyla öne çıkıyor, sizinki neredeyse unutulurken… Acaba burada hatanın ne kadarı sizde?

Spekülatif hareketler yapan, gündemde kalmak için profesyonellik dışı davranışları gözlenen, gerçekten somut katkısı olmayan bazı kişilerin öne çıktığı da oluyor. Zaman zaman iş yaşamında, yerinde sayanların yürüyenlerden daha çok ses çıkarttığını da görüyoruz. Ancak yine de kabul edilmesi gereken bir gerçek var: Çoğumuz yaptığımız işin benimsenmesini ve uygulanmasını sağlayacak olan sürece, yani iç-pazarlama ya da iç-iletişime, yeterince önem vermiyoruz.

İdil Akidil’in diğer yazıları

“Pazarlama” bir fonksiyon adı olmak dışında bir şekilde kullanıldığında, örneğin “kendini pazarlama”, “yaptığı işleri pazarlama” gibi, nedense yanlış anlaşılıyor. Pazarlama yapmak, olmayan bir şeyi, karşısındakini adeta kandırarak, süsleyip sunmak demek gibi yorumlanıyor. Oysa, “kendini ve işini pazarlama”, bir profesyonelin en önemli sorumluluklarından biridir.
Çalışma arkadaşlarınızın, sizin ya da bölümünüzün neler yaptığını sorulduğunda, çoğunun doğru yanıt vermesini sağlamış olmalısınız. Tam olarak nasıl bir değer kattığınızı herkes tanımlayabilmeli. Ürettiklerinizi, geliştirdiklerinizi “iç” müşterileriniz tüm yönleriyle kullanabilmeli, sahiplenebilmeli.
Pazarlama deyince, piyasa araştırma ve halkla ilişkiler fonksiyonlarını da içine alarak düşünmek gerekiyor. Yani nasıl bir ihitiyacın olduğu çok ince detaylarıla düşünülmüş olmalı. Tüm süreç boyunca da e-mailler, bültenler, sunumlar, birebir konuşmalarla iletişim eksiksiz devam etmelidir.
Temel pazarlama tekniklerini her yerde uygulayabilirsiniz. Örneğin, ürün ya da hizmetinizi diğerlerinden farlılaştıracak şekilde bir şeyi öne çıkartmak en yaygın yöntemlerden biri (USP-Unique Selling Proposition). İş başvuruları için hazırladığınız özgeçmişinizi ele alalım. Bir şirketin insan kaynakları departmanına ulaşan binlerce Cvden farkı ne sizinkinin? Neden doğum yeri ve tarihinizi en öne yazdınız? Sizin için en önemli şeyler bunlar mı? Sizi diğerlerinden farklı kılan özellikler öne çıkartılmış mı? Sayfa düzeni göze çarpıyor mu? Kağıdınızın rengi? Özgeçmişinizi kolay algılanır ve pratik bir şekilde mi hazırladınız, yoksa işveren (müşteriniz ) çok mu uğraşmak zorunda? Kendinize verdiğiniz önemi, özgeçmişinize de yansıttınız mı?
Başlangıç olarak, kendinizi ve iç iletişim metodlarınızı değerlendirin. Dışarıdan baktığınızda nasıl görünüyor? Hemen başlayın, örneğin, başarılı birşey yaptığınızda -ki bu şey şirketinizin başarısına eklenecektir- diğer çalışanların da küçük bir notla, bunu duymasını sağlayın. Hep birlikte gururlanın. Hem diğer çalışanların motivasyonlarını arttıracaktır, hem de sizin ve ekibinizin yetkinliği hakkında diğerlerinin bilgilenmelerini sağlayacaktır.
Çok beğendiğim bi söz var: “Kendi yaşamınızın anlatıcısı sizsiniz. Bu hikayeyi efsane haline getirmek de sizin elinizde.” Isabel Allende
Pratik:
Bu adreste, Judith Brown’un “HR as a Product: Be the Brand of Choice” başlıklı yazısını bulabilirsiniz. Insan kaynakları departmanının kendini pazarlamasına yönelik önerileri var:
http://www.careerjournal.com/hrcenter/ipma/20010910-ipma.html
Tom Peters, kişinin kendi markasını yaratmak üzerine seminerler veriyor. ” Farklı ol, ya da yok ol!” sloganıyla sunduğu seminerin notlarının bir bölümüne buradan ulaşabilirsiniz:
http://www.tompeters.com/implementation/solutions/brand_you/
http://www.isabelallende.com/ Isabel Allende hakkında…
Not: Yöneticilerin koçluğu konusunda tepkiler gelmeye devam ediyor. Bir katkı da, bir kurumdaki insan kaynakları yöneticisinden. Koçluk üzerine olan “Çekirge ve Sensei” (http://www.ntvmsnbc.com/news/126402.asp) başlıklı ilk yazımızda Tom Crane’in Koçlar ile Patronları karşılaştırdığı bir tabloyu vermiştik. Meslekdaşım ona bir kolon daha eklemiş.
Bir yandan da insanın aklına şöyle bir soru geliyor. Acaba kendi canavarımızı kendimiz mi yaratıyoruz? (bu konuda “Kırk defa söylersen, olur.” http://www.ntvmsnbc.com/news/95658.asp)

	NTVMSNBC KULLANICILARININ TOP 10'u

	Bu haberi diğer okuyucularımıza tavsiye eder misiniz? hayır 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6 - 7 kesinlikle

NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
• Microsoft Internet Explorer
• Windows Media Player kullanın