Home page

Haber Menüsü


Tayfun Öneş
Yazara mail atmak için resmin üzerine tıklayın.
 
“Dünya Takımı Galatasaray...”
 
UEFA şampiyonu olunan sezonda bile böyle bir yarım saat az görülmüştür. Hem de Sergen, Galatasaray’a 2. kez gelişinden bu yana en kötü maçını oynamasına rağmen...
 
NTV-MSNBC
 
20 Ocak—  Ocak Ayı’nın 19’unda, saatin 19 olmasına çok az var... Yani 5-10 dakika sonra Galatasaray-Gaziantep maçı başlayacak. Ali Sami Yen’e gitmeyeli neredeyse aylar olmuş... Çıplak gözle (“giyinik göz” nasıl oluyor acaba!?) maç izlemeyi bayağı özlemişim hani. Üstelik, Süper Lig’in gidişatına dair, her maç öncesinde yapılan tribün geyiğinin keyfi de bir başka oluyor ama, inceden inceye yağan yağmur ve çaktırmadan ısıran soğuk yüzünden, ağırdan alarak vardığım tribüne ayak bastığımda farkediyorum ki, o sevimli geyik muhabbeti bitmek üzere.

   
 
NTVMSNBC Reklam  
 

  Ancak Avrupa maçlarında görmeye alışık olduğumuz dolulukta olan tribünlere bakılırsa, futbolu statta izlemeyi özleyen Galatasaraylılar’ın sayısı bir hayli fazla... Bence, bunda, rakibin isminin ve cisminin de rolü büyük. Beklentiler o ki; güzel bir maç olacak. Sanırım, bir de arabesk yanı var işin... Nasıl mı? Birçok kişi de şu endişe hakim: Ne zaman Fenerbahçe sürpriz bir şekilde puan kaybetse, aynı hafta Galatasaray da kaybeder... Yani, yine benzer acıyı(!) tatma riski de biraz cezbediyor gibi “Aslan” ve “Ultraslan”cıları...
       
       Takımlar sahaya çıkıyor işte... Gaziantepli futbolcuların elinde bir pankart görüyorum; bakalım ne yazıyor?: “Dünya Takımı Galatasaray’a Şampiyonlar Ligi’nde Başarılar”
       
       Kim akıl ettiyse, şu açıdan helal olsun! Bütün Antep halkı toplansa “Ne yazsak da, maç öncesi Galatasaraylılar’ın gönlünü kazansak?” diye düşünse, ortaya bundan daha etkili bir cümle çıkamazdı... Centilmenlik açısından hoş bir şey tabii; ama pek alışık olmadığımız için, paranoyak yanımız da bizi dürtüyor gibi ve arka sıralardan birisi espiriyi patlatıyor : “Heyy! Bunlar, bunu mahsus yazmış olmasın? Önce gevşetip sonra geçirecekler...” “Tövbe, tövbee...”ler arasında gülüşmeler... Gülüşmeler arasında koca bir alkış Antepli oyunculara...
       
       Söz 22 futbolcunun artık, çünkü Metin Tokat düdüğünü çaldı bile...
       
       Samet Aybaba’nın elinden çıkma, Mert’siz ve Hasan Özer’siz Gaziantep, bakalım, defansında sağın ve solun birinci isimleri olan Perez ve Hakan’dan yoksun sahaya çıkan rakibine kök söktürecek mi? Bu sezon, kendi sahasında 9’da 9 yapan Galatasaray’a onuncu 3 puanı zehir edebilecek mi? İlk 10 dakikayı geride bırakırken görüyoruz ki, çok zor. Çünkü sarı-kırmızılılarda bir orta saha 4’lüsü var ki, önlerinde başı dönmeden durabilene aşkolsun! Sergen, Ayhan, Hasan Şaş ve Batista...
       Şöyle bir düşünüyorum da, bu isimlerin her biri, bugün bir başka takıma gidecek olsa, ortaya 4 ayrı güçlü takım çıkar, vesselam! Bu “usta ayak” grubunun yüzde 75’i hem savaşıyor, hem de her hamleden sonra kazandıkları topla birer virtüöz gibiler... (yüzde 25’i anlayan, anladı. Sergen, sadece virtiöz olmaya çalışıyor) İlk yarım saat, Gaziantep yarı sahasına yıkılan futbol ve baskılı oyundan iki güzel gol çıktı, birkaç tane de “ahh! Bu da kaçar mı?” türünden pozisyon... UEFA şampiyonu olunan sezonda bile böyle bir yarım saat az görülmüştür. Hem de Sergen, Galatasaray’a 2. kez gelişinden bu yana en kötü maçını oynamasına rağmen...
       Bu satırları okurken, “sen maç seyretmeyi çok özlemişsin, abartıyorsun” diyenlere, bir hatırlatma yapayım: Gaziantep’in ilk ciddi atağı, devre biterken ve 30-35 metreden çekilen bir şutla geldi. Dahası, Galatasaray için bu korkulası maçın en rahat adamı, Mondragon oluverdi.
       
       “Öyleyse, neden sadece 2 golde kaldılar?” sorusunu akla getirenler varsa, yarın gazetelerde çıkacak yorumlarda mutlaka rastlayacakları “3 günde bir maç öncesinde, aktif dinlenmeye geçtiler” gibi yeni icat sözlere pek aldanmasınlar; Antep gibi savaşçı bir takım karşısında sadece 2 farka güvenip, dinlenmeye çalışana şaşarım!
       Bence birinci etken, Batista’nın sakatlanarak çıkması oldu. Salı günü oynanan Kocaeli maçında yeni takımına çabuk uyum sağladığı görülen Batista, bırakın uyumu, Cimbom’un vazgeçilmez adamı olmuş bile. O sakatlanıp çıkınca, Galatasaray ataklarının (tekrar edelim: Sergen çok kötü bir günündeydi) estetiği ve şuuru azaldı sanki.
       
       İkinci yarı başladığında “2 gol de şimdi atar, rahatlarız” diye düşünen tribünler yanıldılar, çünkü hem sahanın ağırlaşan zemini hem de orta alan zenginliğine kanatlardan top taşıma özelliğini ekleyemeyen Galatasaray, başka gol(ler) için pozisyon bulsa da, sayı üretemedi. 90 dakika boyunca kıran kırana bir mücadele oldu; ancak oyunun kontrolü hep sarı-kırmızılılardaydı. İlle de isim belirtmek gerekirse: Örneğin Batista... Performansının sivrilmesi için 36 dakika bile ona yetti.
       Ayhan ve Berkant da diğerlerine göre daha çok çalışan oyunculardı. Özellikle Ayhan, o çalışkanlığını dengeli paslarla da süsleyerek seyirciden alkış topladı. Capone, geriden çıkışlarıyla futbolu özlemiş bir görüntü çizerken, Hasan Şaş, şaşmaz çalımcı tarzıyla zaman zaman sırıttı.
       Antep’te ise defansta uzun ve iri cüssesiyle her an hata yapacak gibi görünen Pereira özellikle 2. yarı hatasız oynadı. İleride Fatih, kırmızı siyahlı oyuncuların yine en diri kalanıydı ama Emre ve Bülent’in markajından kurtulmadı, arkadaşlarından, özellikle de Cesar’dan gereken yardımı alamadı.
       
       Birkaç söz de hakem Metin Tokat için... Bana göre mükemmel bir maç yönetti. Zaman zaman çok sert geçen maçta tüm kararlarında adil davrandı. Ağır sahaya ve yapılan faullere rağmen 22 oyuncunun da iyi niyetli olması işini kolaylaştırdı. Batista’nın sakatlandığı pozisyonda, Galatasaray seyircisinin ona gösterdiği küfürlü tepki hem yersizdi hem de yakışıksız kaldı.
       
       Maç bittiğinde taraftarlar stadı terkederlerken büyük bir iştahla puan farkı hesapları yapıyorlardı. Korkulan olmamış, bir gün önce Samsun’dan gelen + 3 puan haberi adeta tescillenmişti. Artık, gözler ve kalpler ertesi güne çevrilmişti. En yakın takipçi, Beşiktaş için Daum halef ise Briegel selefti. Ertesi gün, halef ile selef birer puana razı olurlar mıydı bilinmez ama Kartal’ın soluğunu ensesinde hisseden “Aslan”cılar, belli ki buna dünden razıydılar.
 
 
   
 
 
NTVMSNBC   NTVMSNBC 'ye iyi erisim için
Microsoft Internet Explorer
Windows Media Player   kullanın
 
   
  Spor Kapak | Futbol | EURO2000 | World2000 | Basketbol | NBA | Formula1 | Motor Sporları
Tenis | Olimpiyat | Diğer | Foto Galeri | Yardım | Araçlar | Arama |Bize Yazın
Reklam | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları