| | | Türkiyede her 100 kadından 97sinin, en az bir kez eşinden, babasından ya da yakınlarından şiddet gördüğü belirtildi. Kadın Dayanışma Vakfının araştırmalarına göre, kadınlar aile içindeki şiddetle başa çıkmakta zorlanırken, yüzde 20si silah, bıçak, makas gibi tehlikeli aletlerle tehdit altında yaşamlarını sürdürüyor.
Eğitim ve gelir seviyesi düşük ailelerde şiddet çok daha yoğun yaşanırken, üniversite mezunu kadınlarda da durum farklı değil. Yükseköğretim gören kadınlar, onur meselesi yaparak ve kariyerlerini dikkate alarak, yaşadıkları şiddeti saklama yolunu tercih ediyorlar. Sosyal maliyeti çok yüksek olan aile içi şiddette, üniversite mezunu kadınların yüzde 23ü fiziksel ve sözel şiddet yaşıyor, yüzde 71i de ekonomik ve cinsel şiddete maruz kalıyor.
Kadınların yüzde 20-22si eşlerarası cinsel taciz ile karşı karşı kalırken, yüzde 18i de istekleri dışında, eşleri tarafından cinsel ilişkiye zorlanıyor. Her 5 kadından 1ine, kocası tecavüz ediyor.
Anketlere göre, erkeklerin yüzde 35i, eşlerine şiddet uyguladıklarını kabul ediyor. Şiddete uğrayan kadınlar ise şiddeti ya kaderi olarak görüyor ya da sessiz kalıyor veya sorunlarını kendi içerisinde ya da yakın arkadaşlarıyla dertleşerek çözmeye çalışıyor. Şiddet gören kadınlar, sağlıklı yaşama garantileri ellerinden alınırken, sürekli şiddet tehdidi altında davranış bozukluğu gösteriyor ve travmalarla karşı karşıya kalıyorlar. Kendilerine olan özgüvenlerini yitiren kadınlar, gördükleri şiddeti çocuklarına uyguluyorlar. Bu arada şiddet gören çocuklar da ileride, kendi evlerinde şiddet uygulamaktan geri kalmıyor. Bunların oranı ise yüzde 70. | |
|
KADIN SIĞINMA EVLERİ
Araştırmaya göre, Türkiyede ensest ilişki ise oldukça yaygın görülen şiddet türlerinden biri. Ensest ilişki hakkında rakamlar istatistiklere yansımamasına rağmen, İstanbul Adli Tıp Kurumu raporlarına göre, son yıllarda 2 bin civarında ensest ilişki olayına rastlandı.
Öte yandan, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğüne bağlı 7 kadın konukevi bulunuyor. Yetkililer, kadınların bu resmi kuruluşlara ulaşmakta zorluk çektiğini, buralarda kalabilmek için gerekli evrakın hazırlanması ve kabul edilmesinin, bir hafta sürdüğünü belirttiler.
Kadınların güvenliğini sağlayamadıkları için sivil toplum kuruluşları ve kadın derneklerinin sığınma evleri açmakta zorlandığı, açılanların da güvenlik ve maddi yetersizlikler gerekçesiyle kapandığı kaydedildi. Kadın sığınma evlerinin güvenliğini sağlama şartlarından biri olan gizliliği koruma ilkesi ise yine kadınlar tarafından ihlal ediliyor.
Konukevlerinde barınan kadınların, bir şekilde eşlerine ya da arkadaşlarına, buraların adreslerini vererek, güvenliği tehdit ettikleri ifade ediliyor.
| |