Güncelleme: 21:44 TS 15 Oca., 2002
|
|
|
Başbakanın konuşmasının tam metni
|
|
Başbakan Bülent Ecevitin Amerikan Ticaret Odasında yaptığı konuşmanın tam metni:
|
|
Bülent Ecevit: Teşekkür ederim. Sayın Başkan, sayın misafirler, hanımefendiler beyefendiler. Bugün sizleri böylesine saygın bir topluma hitap edebilmekten dolayı büyük bir memnuniyet duyuyorum. Amerikan Dış Ticaret Odası ve Başkanına kendilerine teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum bu öğle yemeğini hazırladıkları, düzenledikleri için. Yine bu olayın sponsorlarına, Amerikan Türk Konseyine, Türk-Amerikan İş Konseyine teşekkür etmek istiyorum. Aynı zamanda bu kurumların bir arada çalışarak iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri geliştirmekte göstermiş oldukları çabalara teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum.
11 Eylüldeki trajik olaylardan sonra dünya Türk-Amerikan ortaklığının ne kadar önemli olduğunu bir kere daha görmüş oldu. Türkiye coğrafi konumu nedeniyle kendisini pek çok bölgesel krizin ve ihtilafın ortasında bulmaktadır. Bütün bu nedenlerden dolayı Türkiye NATOda ikinci en büyük ortuya sahiptir. Türkiyenin savunma sanayiyle ilgili yaptığı alımların en büyük kısmıysa Amerikadaki firmalarla yapılmaktadır. Türke konomisinin canlılığı ve gücü de Türkiyenin gelişmekte olan bir piyasa olarak ifade edilmesine sebebiyet vermiştir. Bu nedenle de Türkiye G-20ye davet edilmiştir.
Ancak son 10 yıl içerisinde uluslararası ve bölgesel siyasi ve ekonomik ihtilaflar ve krizler Türk ekonomisini olumsuz etkiler yapmıştır. Körfez Savaşı sonucunda Türkiye 50 milyar dolar bir kayıba uğramıştır. Bu kayıp bölgedeki ticaretteki eksikliklerden ve boşluklardan ortaya çıkmıştır. Daha sonra ekonomik krizler, Rusyadaki ekonomik krizler, Asya krizi, iki tane büyük deprem ve 11 Eylüldeki olaylardan sonraki gelişmeler Türkiyenin ekonomisini düzeltmesine uygun bir ortam yaratmamıştır. Ancak yine de yaptığımız çalışmalarda piyasalarımızı dünya piyasalarına açmak ve ekonomimizi yeniden yapılandırmak konusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Üç partili koalisyon hükümetinin kurulmasından bu yana Türkiye ekonomik idari ve hukuki anlamda bir yeniden yapılanma sürecine girmiştir. Bu çerçevede önemli teşfiklerin ve uluslararası yatırımcıların Türkiyede daha kolay yatırım yapabilmesi için önemli katkıların sağlanması konusunda çalışmalar yapılmıştır. Yine geçirilen kanunlar çerçevesinde tek bir kuruma başvurarak 3 ay içerisinde bütün bürokratik işlemlerin tamamlanması öngörülmektedir. Böylece yatırımcıların 3 ay içerisinde tek bir kurum ile çalışarak bütün bürokratik işlemleri bitirmeleri konusunda çalışmaları sürmektedir. Bu şekilde de yabancı yatırımcılara kolaylıklar sağlanması öngörülmektedir.
Türkiye aynı zamanda IMFnin desteği ve Dünya Bankasının desteği devam etmekte olan program çerçevesinde güçlü bir ekonomiye geçi çalışmaları sürdürmektedir. Avrupa Birliği ile de Gümrük Birliğini gerçekleştirmiş durumdayız. Bu çerçevede gümrük tarifelerinde önemli düşüşler elde edilmiştir. Dünya Ticaret Örgütüyle olan çalışmalarımız çerçevesinde de yükümlülüklerimizi yerine getirdik ve ekonomimizi liberalleştirmek konusunda önemli adımlar attık. Hem bankacılık sektöründe hem de diğer sektörlerde gerekli reformları gözönüne aldık. Bunun yanısıra para birimi ve sermayenin geri dönüşümünü sağlanması için gerekli hukuki düzenlemeleri yürütmekteyiz. Tahkim konusunda da gerekli kanunları çıkarmış durumdayız.
Yakın zamanda ortaya çıkan gelişmeler çerçevesinde Türkiye Amerikan çıkarları özellikle Avrasya bölgesinde çok daha önem kazanmıştır. Bu vizyon çerçevesinde Bakü-Tiflis ve Şahdenizi projeleri gelecek için işbirliğimizi geliştirmekte önemli bir zemin oluşturmaktadır. Türk firmaları Balkanlar, Rusya, Orta Asya ve Ortadoğuda faaldirler ve Amerikan şirketleri önemli bir ortak olarak bu bölgelerdeki çalışmalarda katkılarda bulunabilirler. Bütün bölgelerdeki yatırım imkanlarını gözönüne alabilirler. Aynı zamanda ABDyle Afganistanın gelişmesi ve kalkınması konusunda da işbirliği yapmak istemekteyiz. Türkiye ve ABD tarım alanlarında da önemli işbirliklerine sahiptirler. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Amerikan yatırımcılarının bulunması, buralara gelmesi çok önemli. Ve bu çerçevede ortaya çıkacak olan fırsatlar Amerikadaki gıda işlemi, tekstil, enerji, madencilik, ulaşım, ulaştırma ve diğer hizmetler şeklinde önemli fırsatlardır.
Özellikle son bir yıl içerisinde Amerikanın biz ekonomik kriz yaşarken göstermiş olduğu destekten dolayı müteşekkiriz. Ortak hedeflerimiz çerçevesinde ekonomik ve ticari alanda ilişkilerimizi geliştirmeye devam etmek arzusundayız. Aslında her zaman ekonomik ve ticari ilişkilerimizi ABDyle en yakın şekilde geliştirmek istemekteyiz. Ekonomik alanda ve ikili ticari ilişkiler alanında bu anlamda daha yapılması gereken pek çok şey var. Örneğin Türkiyeyle Amerika arasındaki ticaret hacmi şu anda sadece 7 milyar dolar civarında. ABDnin Türk ithalat piyasasında sadece yüzde 5lik bir payı var. Amerikan şirketleri ise yabancı yatırımların yüzde 11.5ine tekabül ediyor sadece.
Biz sermaye piyasalarımızı liberalleştirdik ve Avrupa Birliğiyle yapılmış olan Gümrük Birliği çerçevesinde Türkiyede Amerikan mallarına gümrük tarfileri önemli oranda indirilmiştir. Bütün bunlar Amerikan ürünlerinin Türk pazarına girişini kolaylaştırmaktadır. Türkiye, ABD karşısında bir ticaret fazlası gösteren ender ülkelerden bir tanesidir. Türkiye bu önlemleri alırken Türk mallarına karşı Amerikan tarifeleri yüksek kalmaya devam etmektedir ve bu anlamda Türkiyenin Amerikaya yaptığı ihracata karşı engeller de hala varlığını korumaktadır. Biz biliyoruz ki tarifeler ABD için çok önemli bir konu. Ancak eminim ki bu konuda yapacağımız görüşmelerde her iki ülkenin de çıkarına yönelik bir sonuca varmak mümkün olabilecektir. Mevcut mekanizmalar bu amaçlara ulaşmak için yeterlidir ve umuyoruz ki bu mevcut durumun daha da geliştirilmesi için gerekli müzakereler başlayacaktır.
Aynı zamanda Türkiyeyle birtakım serbest bölgelerin yaratılması konusunda çalışmalar yapmamız gerekiyor. Bildiğiniz gibi ABDnin Türkiyenin bu bölgede başka ülkelerle birtakım sanayi, serbest sanayi bölgeleri kurulması konusunda çalışmaları var. Benzer çalışmaların yürütülmesini istiyoruz. Diğer taraftan Dışişleri Bakanlığı, Dışişleri Müsteşarlığı, Türkiye Odalar Borsalar Birliği ve özel sektörün önderleri Türkiyenin ABDyle olan ekonomik ilişkilerine ne kadar önem verdiğini her seferinde dile getirmektedirler.
Yakın zamanda ortaya çıkan trajik olaylar iki ulus arasındaki dostluğun da önemli bir göstergesi olmuştur. Çünkü en zor zamanlarda Türk ve Amerikan halkı 50 yıl boyunca her türlü zor zamanda birbirinin yanında olmuştur. Hem savunma anlamında, hem stratejik anlamda ortaklığımızı geliştirmek konusunda çalışmalarımızı her zaman sürdürdük. Şimdi ticari ve ekonomik ilişkilerimizi aynı şekilde geliştirmeliyiz. Teşekkürler...
Soru: Sayın Başbakan, acaba bize ABDye geldiğinizden bu yana yaptığınız görüşmeler hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? Özellikle Dünya Bankasıyla gayet olumlu geçtiği söylenen görüşmeler hakkında bilgi verir misiniz?
Bülent Ecevit: Çok teşekkür ederim sorunuz için. Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum. Sayın Başkan Bushun bize yöneltmiş olduğu davete teşekkürlerimi ifade etmek isterim. Türk kamuoyu böylesine bir davetin gelmesinden dolayı büyük memnuniyet duydu. Çünkü ABDyle olan stratejik ittifakımız son aylarda özellikle de 11 Eylül olayından sonra hızla gelişmeye devam etmekte. Benim programım bu sabah başladı aslen. Bu nedenle henüz görüşme yapacağım pek çok kişiyle henüz görüşemedim. Ancak bu sabah gayet olumlu bir görüşmemiz oldu, Sayın Cheneyle görüştük. Gayet sıcak bir ortamda görüştük. Daha sonra Dünya Bankasıyla görüşmeler oldu. Önümde oldukça yoğun bir program var, teşekkür ederim.
Soru: Sizin konuşmanızda da dile getirdiğiniz önemli noktalardan bir tanesi de ikili ilişkilerimizde ekonomik ilşikilerin geliştirilmesi konusu. Dediniz ki bugüne kadar var olan güvenlik alanındaki işbirliğimize eşdeğer düzeyde bir ekonomik ilişki oluşturmamız gerekiyor dediniz. Burada basın mensuplarının karşısında şöyle bir şey sorabilir miyim; siz acaba, sizce bir iki cümle ile hangi sebepler nedeniyle ekonomik ilişkilerini geliştirmesi gerektiğini düşündüğünüzü ifade eder misiniz? Neden hemen böyle bir yola gitmemiz gerekiyor? Bu konudaki fikirlerinizi bizi ikna etmek için de tekrar ifade eder misiniz lütfen?
Bülent Ecevit: Çok teşekkür ederim. Sizin de dediğiniz gibi stratejik anlamda ve güvenlik anlamında uzun yıllardır ABDyle yakın ilişkimiz var. Ancak ekonomik ve ticari ilişkilerimiz ne yazık ki güvenlik alanındaki bu işbirliğimizi eşdeğer düzeyde değil. Ben şuna inanıyorum eğer bu stratejik işbirliğimizin yanısıra ekonomik ve ticari ilişkilerimizi de aynı oranda geliştirip bu stratejik ilişkimizi destekler isek o zaman sadece iki ülke değil aynı zamanda hem bölge hem bütün dünya için faydalı bir şey olur bu. Türkiye ve ABD aynı zamanda dünyada güvenliği garanti eden ülkeler arasında yer almaktadırlar. O nedenle iki ülke arasındaki ilişkiler NATO çerçevesindeki özellikle işler çok önemli. Bu batı için çok önemli, Türkiye için de çok önemli, aynı zamanda komşularımız için de çok önemli.
Türkiye ve ABD Afganistandaki kalkınmaya, gelişmeye de katkıda bulunabilir ve bulunmalıdır. Afganistan özellikel Taliban rejimi sırasında çok ihmal edildi. Ondan önce de uzunca bir süre ihmal edilmişti. Ve bu anlamda Taliban döneminde çok geri kaldı Afanistan. Ancak Afganistan stratejik olarak da çok önemli bir ülke ve ihmal edilmemesi gereken bir ülke. Afganistan ile ilişkili olan ülkeler bu ilgilerini kendileri için, kendi çıkarları için değil genel çıkar için göstermeliler. Çünkü dünya için çok önemli bir ülke Afganistan.
Eğer Türkiye ve ABD Afganistanın kalkınması için örneğin işbirliği yapar ise her iki ülkenin müteahhitlerinin örneğin bu işbirliğine dahil olması vasıtasıyla hem Afganistana büyük bir destek vermiş oluruz, hem de ekonomimize destek olmuş olur bu. Türk müteahhitleri özellikle oldukça deneyimli bu tip çalışmalarda. Pek çok Rusyada olsun, Orta Asya ülkelerinde olsun pek çok proje yürütmekteler. Dolayısıyla bu tip alanlarda hem iki ülkenin çıkarı için hem de genel anlamda dünya çıkarı için işbirliği yapabiliriz.
Soru: Zamanımız çok kısıtlı, iki soru daha soracağım sadece. Her iki sorum da uluslararası konularla ilgili. Öncelikle siz kendi parlamentonuzda ve ekonominizde önemli yapıcı değişiklikler yaptınız. IMFyle olan görüşmeler nasıl gidiyor? Gelecek için olumlu mu düşünüyorsunuz?
Bülent Ecevit: Evet genel anlamda çokça daha iyi, Arjantine kıyasla çok çok daha iyiyiz. Bunu böyle söylüyorum. Çünkü biz İMFyle yaptığımız görüşmeleri ve müzakereleri çok ciddiye aldık. Ve Dünya Bankasıyla da aynı şekilde ilişkilerimiz çok düzenli gidiyor, etkin gidiyor. Yine yapılanlar yaptıklarımız vasıtasıyla İMFyle olan ilişkimizde sadece finansal konular aynı zamanda sosyal konulara önem verilmesi gerektiğine değindik. Sosyal adalet özellikle bizim bölgemizde çok önemli bir konu. Genel anlamda şunu söyleyebilirim; şu ana kadar gerçekten örnek sayılabilecek bir işbirliğimiz var. Hem Dünya Bankası hem de İMFyle.
Soru: Belki de Arjantindekilere bir telefon edip onlara da bunu nasıl yaptıınızı anlatmanız izah etmeniz lazım. Son sorum.. Aralık ayında Avrupa Birliğinin liderleri bir araya geldiler bir zirve toplantısında. Ve çeşitli konuları çözemediler. Ancak yaptıkları toplantıda üyelik, Avrupa Birliğine üyelik konusunda sırada olan ülkelerin listesini çıkardılar. Ne yazık ki sizin ülkenizin ismi o listede yoktu. Ve buradaki gerçek konu şu; Türkiyeyle Amerika bir arada çalışarak Türkiyenin Avrupa Birliğindeki üyelik sürecini ilerletmek konusunda ne yapabilirler? Biz Avrupa Birliği için sizin üyeliğinizin önemli olduğunu düşünüyoruz. Aynı şekilde Türkiye için de Avrupa Birliğinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Amerika için ise bu ikili ilişki yine çok önemli. Bu konudaki görüşlerinizi de bize ifade eder misiniz lütfen?
Bülent Ecevit: Avrupa Birliğiyle olan ilişkilerimiz oldukça tatminkar bir şekilde ilerliyor. Tabii ki zorluklar var, problemler var. Bu başka aday ülkelerin de yaşadığı bir süreç. Açıkçası şunu ifade edebilirim; ABD Türkiyenin aday ülke olması konusunda bize çok destek verdi. Yakın zamanda yani yakın zaman derken 2.5 senelik bir süreden bahsediyorum. 2.5 yıllık bir süre içinde zorlu görüşmelerimiz, tartışmalarımız oldu Avrupa Birliği ülkeleriyle. Özellikle de Avrupa Güvenlik Savunma Politikası konusunda görüşmelerimiz oldu.
Oldukça zor birtakım müzakerelerimiz oldu. Ancak bu alanda da ABD her zaman bize yardımcı oldu. İngiltereyle işbirliğimizi destekledi. Bir tek istisna.. Bütün Avrupa Birliği ülkeleri bizim ABDnin desteğiyle AGSP konusunda karar vermiş olduğumuz noktada hemfikir olarak bir tek ülke dedim, Yunanistan Avrupa Birliği üyesi olarak bene sağlam temellere dayanmayan birtakım çekinceler ifade ediyor. Ama bunun da bu şekilde devam etmeyeceğini düşünüyorum. Bizim görüşümüz şu; NATO imkanları kullanılmasa dahi Avrupa Birliği tarafından, Avrupa Birliği şeyinin Türkiyeye karşı kullanılmayacağının garanti edilmesi geliyor. Yunanistan buna itiraz etti, bu çok enteresan. Çünkü eminim ki Yunanistanın Türkiyeyi işgal etme gibi bir niyeti yok. O nedenle de böyle bir şeyi reddetmelerini anlamak mümkün değil. Ama eminim ki yakın zamanda bu olumsuzluk çözülecek.
Kısaca söylemek gerekirse Avrupa Birliği, ABDyle olan ilişkilerimiz pek çok alanda gelişiyor. Çok boyutlu şekilde gelişiyor. Önümüzdeki yıllarda da Türkiyeyle ABD arasındaki yakın işbirliği diğer ilişkilerimize ve Avrupa Birliğine de olumlu yansıyacak.. Teşekkür ederim. |
|