|
8 Ocak Sinemanın yakışıklı bir o kadar da gizemli oyuncusu kimdir derseniz akla gelen ilk isim Keanu Reeves olur herhalde. İlginç başlayan yaşamını ketum tutumuyla daha da ilginç kıldığı bir gerçek. Son üç yıldır ise Matrix hayranları, filmin ikinci bölümünde onu seyretmek için heyecanla bekliyor. |
Yarı Çinli yarı Hawaili bir babanın ve İngiliz bir annenin oğlu olarak Lübnanda 2 Eylül 1964de doğan Keanu Reevesin adının anlamı Hawai dilinde dağlardan esen serin rüzgar. Doğum yeri, ailesinin kökeni, hayatını hep ilginç kıldı. Bir yıl sonra New York Citye taşındılar. Taşınması, hayatını kazanıncaya kadar hiç bitmedi. Üç tane üvey baba, bir dolu kent girdi hayatına. Ama öz babasıyla arası hiç iyi olmadı. Şimdilerde babası kokain kaçakçılığından dolayı hapiste. Annesi üçüncü kocası ile evlenip Torontoya yerleşince, Keanu okul yaşantısına burada başladı. Halen kendisi de Kanada vatandaşı. Okuldayken hem hokey takımındaydı hem de sahne sanatlarına ilgi duyuyordu. Ama on yedi yaşına kadar ilgisini ayakta tutan tiyatro eğitimi oldu. Okuldan sonra çok çeşitli işler denedi. Örneğin buz pistinde giyilen patenlerin demirini parlattı, bahçelerde çevre düzenlemesi yaptı, lokanta mutfaklarında yemek pişirdi. Sonra okuldayken aldığı tiyatro eğitimi nedeniyle Kanada TVlerinde bazı küçük roller payına düşmeye başladı. HOLLYWOOD GÜNLERİ Ama tanınması için filmlerin ABDde gösterilmesi gerekiyordu. 1986 yılında küçük bir rolde göründüğü Young Blood bu fırsatı ona sağladı. O da bavulunu toplayıp Hollywoodun yolunu tuttu. Yaşı 23tü, yanında bir miktar parası, altında eski arabası ve cebinde üvey babası, yapımcı Paul Aaronun adresi vardı. |
|||||||||
Dogstar grubunda gitar çalıyor |
Önce kendisine bir menejer edindi. Adı bir hayli ilginçti ve bir kaç denemeden sonra menejeri adının çok egzotik olduğuna karar verip değiştirmeden kullanmasına karar verildi (kısa bir süre K.C. Reeves adını kullandı); o Keanu idi ve öyle kalacaktı... Hollywoodda kendisini Bill & Teds Excellent Adventure (1989) filmiyle gösterdi. Biraz kaçık, zaman içinde yolculuğu konu eden film, kültürel bir karmaşaya da işaret ediyordu. Yıllar geçti, Keanunun tam da bu rollerin adamı olduğu ortaya çıktı. Hollywooda ayak bastığı andan itibaren nefes almadan çalıştı. Tam bir işkolik gibiydi. 1987de Rivers Edge, 1988de Dangerous Liaisons, The Night Before, Permanent Record, The Prince of Pennsylvania, 1989da Parenthood, Life Under Water and that Adventure; 1990da Tune in Tomorrow, I Love You To Death; 1991de My Own Private Idaho, Point Break (MTV Film ödülü), 1992de Dracula; 1993de Much Ado About Nothing, Little Buddha filmlerinde rol aldı. HIZLA GELEN ŞÖHRET |
||||||||
Kendisi tanınan bir isimdi artık, ama ona şöhretin kapıları- bir daha kapanmamak üzere- 1994 yılında açılacaktı. O yıl önce Even Cowgirls Get the Blues filminde rol alırken herkesin gönlünü fethettiği Speed-Hız filmiyle başarıyı yakaladı (bir başka MTV ödülü). Melez oyuncu, yıllar süren çabasının karşılığını bulmuştu. Film gişelerde 300 milyon dolar hasılat elde etti. Hem ünü hem parası bu filmle arttı; artık film başına 7 milyon dolar alacaktı. 1995de çok kişinin teknolojik terimlerden dolayı anlamakta zorlandığı Johnny Mnemonic ile A Walk in the Clouds geldi. Herkes başka filmler beklerken birden Kanadaya gitti ve tiyatro sahnesinde Hamleti oynadı. Eleştiriler karışıktı, ama o aklına eseni yapmasıyla tanınıyordu; tıpkı müzik grubu Dogstarla turnelere çıkması gibi, neyi ne zaman yapacağı belli değildi. Aynı yıl People dergisi tarafından dünyanın en güzel 50 kişisi arasında gösterildi. Empire dergisi ise bununla yetinmedi, onu sinema dünyasındaki en seksi 100 oyuncu arasında 17. sırada gösterdi. SİYAH GÖZLÜK, SİYAH PARDESÜ |
|||||||||
Matrix ile ölümsüzler arasına girdi |
1997de bizde de çok sevilen The Devils Advocate- Şeytanın Avukatı filminde Al Pacino ile birlikte kamera karşısına geçti. Speed-Hızın devam filmi yapıldı ama beklendiği gibi olmadı. 1999 yılında sinema tarihinin unutamayacağı bir filmle adını ölümsüzler arasına yazdırdı. Wachowski kardeşlerin siber-macerası The Matrix. Film öylesine tutuldu ki, Matrix hayranlarının baskısıyla ikinci ve üçüncü devamların çekimleri yapılmaya başlandı. Bu filmdeki rol arkadaşı Carrie-Anne Moss ile çıktığı söylendi. Çünkü Keanunun hayatı hep bir sır perdesiyle kaplı. Onun hakkında çok az şey biliyoruz. Motosiklete biniyor, müzik grubunda gitar çalıyor, bir makarna dükkanına sahip... Daha? Tıpkı rol aldığı siber maceralardaki gibi, fazlasını o isterse bilebiliyoruz. Aynı geçtiğimiz yıl eski kız arkadaşını bir otomobil kazasında kaybettiğinde olduğu gibi; onun Jennifer Syme ile bir zamanlar birlikte olduğunu bu kazayla öğrendik. Yakışıklı oyuncu, her zaman iyi kalpli kahraman rollerinde oynamak istemediğini belirtip, arada kötü kalpli adam da oluyor. Ancak herkes onu The Matrixin devam filmlerinde görmek istiyor. O zamana kadar ne yapsa boş gibi.... KEANU HAKKINDA... | ||||||||
|
Keanu adının okunşu, key-an-noo. Kendisi solak. İyi bir hokey oyuncusu. Takma adı da The Wall-Duvar Küçük yaştayken kendilerini terk eden babasının uyuşturucudan dolayı hapis cezasının 2002 yılında bitmesi bekleniyor. Mayıs 1993te içkili otomobil kullandığı için Los Angeleste tutuklandı. İngiliz Empire dergisi tarafından 1997 Ekim ayında Tüm Zamanların En İyi 100 Starı listesinde 23. sırada gösterildi. |
||||||||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||