Güncelleme: 09:23 ET 27 Ara., 2001
|
|
NTV-MSNBC |
Amenabardan korku üzerine
|
|
İspanyol yönetmen The Others filmi dolasıyla korku üzerine düşündüklerini açıklıyor.
|
|
Sinemada korkudan tüylerimin ürpermesine dair ilk anım, çocukken gördüğüm bir rüya. Rüya görmek zaten bir film izlemek gibi değil midir? Rüyamda ben evimizde oturma odasında korkudan büzülmüş bir halde koltukta otururken, dışarıdaki koridordan gelen ve orada bana yaklaşan görünmez birinin ya da birşeylerin varlığını belirten uğultular ve gürültüler geliyordu. O zamanlar en fazla beş yaşındaydım, şimdi geriye dönüp baktığımda tüm çocukluğumun korkularla geçtiğini görüyorum: karanlık korkusu, yarı açık kapılardan, dolaplardan duyduğum korku, genel olarak içinde birşeyi saklayabilecek herşeyden duyduğum korku. Sonunda korku filmleri yazan ve yöneten biri olmakla kalmayıp bu türün fanatik bir hayranı olmam beni hayrete düşürüyor.
Korkmaktan niçin bu kadar zevk alıyoruz? Sinema salonunda cehennemden geçmemizi sağlayan filmlere gitmemizin sırrı ne? Bence bunun nedeni geçit vermeyen o perdenin izleyici kısmında oturuyor olmaktan en çok korku filmleri sırasında mutlu oluyoruz. Korkumuzun yerini yoğun ama tatsız bir rahatlama alıyor. Bir yönetmen için aşırıya kaçmak, aralara özel efektlerle fışkıran kanlar serpiştirmek ve elde etmek istedigi korkuyu iğrentiye çevirmek ürkütücü derecede kolaydır. Herşeyi bu kadar açığa vurmak artık genelde sadece bir bütçe meselesi ve bunu yapmak izleyicinin tahmin etme veya eleme haklarını elinden alıyor. Bana göre bazı şeyleri hayalgücüne bırakmak korkmanın, saplantıların hatta bilinçaltında gizli kalmış paranoyaların gerekliliğidir. Onlari uyandırabilirseniz, izleyicinizi kendi çocukluğunun karanlık köşelerine ve o hislere götürebilirsiniz.
Çoğu gizemli hikaye, özellikle gotik korku denen türde ki bu film o türe ait bence, dinsel temalara oturtulup, ahlaki yorumlarda bulunuyor ve daima günahla içiçe: doğaya başkaldıran birey, kutsal olana doğru sınırları aşar, perili ev lanetinden ancak binlerce parçaya bölünerek patlarsa kurtulabilir, genel olarak iyi ve kötü karşı karşıyadır. The Othersda ben aslında bu konuya tam tersi yönden yaklaşmaya çalıştım. Karakterleri ne kadar yoğun ve detaylı işlediysem, tam tersi olacak şekilde özel efektleri en azda tutmaya ve senaryoyu mümkün olan en basit şekilde yazmaya özen gösterdim. Bu filmde kahramanlar da yok, suçlular da. Sadece içinde bulundukları duruma bir açıklama getirmeye çalışan insanlar var. Uzun ve karanlık koridorlarla dolu bu film çocukluğumun rüyalarında koridorlarda beni takip eden ve hiç maskesi düşmemiş varlığa adanmıştır. - Alejandro Amenábar |
|