| | | Bahse konu maçta, Türkiye Liglerinin gelmiş geçmiş en efendi insanı Aykut Kocamanı çileden çıkaran hakem rezaletinin ardından şimdi de Yozgatspor maçı... Neler oluyor Süper Ligde? Hem de daha ilk yarıda... Yani ligin bitmesine 17 hafta kala...
GSnin 3-1 mağlup olduğu dakikalarda, ligin ahlak timsali Sergen Yalçın, topla tamamen ilgisiz bir biçimde Yozgatsporlu Hüseyinin dizine açık-seçik taban giriyor. Tek amacı genç futbolcuyu sakatlamak suretiyle safdışı etmek. Hem de hakem Selçuk Derelinin gözleri önünde... Dünyanın her yerinde cezası kırmızı kart olan bu hareket, Selçuk bey (yani hakem) tarafından sarı kartla geçiştiriliyor. Bir dakika sonra da (ahlak timsalinin sakatladığı oyuncu saha dışında tedavi görürken) GSnin ikinci golü geliyor. Golü kim atıyor? O esnada sahada bulunmasını Selçuk beyin (yani hakem) yüce gönüllülüğüne borçlu ahlak timsali...
Ve maç 3-2 iken gelen penaltı. Selim yerde ve elini kolunu toptan sakınma çabası içindeyken, topun koluyla teması neticesinde Selçuk beyin (yani hakem) verdiği penaltı kararı ve 3-3.
Anlayacağınız, biraz daha zaman olsa GS maçı 4-3 kazanacak!
Süper Lig için birileri karar mı verdi acaba, GS şampiyon olmalı diye... Çünkü, -istatistikler ortada- Türkiyeyi Avrupada en iyi o temsil ediyor. Ediyor etmesine de, GSnin de yer aldığı bir ligde diğer takımlar niye bunca çaba içindeler, niye karda yağmurda ter döküyorlar, gencecik futbolcular niye sakatlanıyor? GSye Avrupada ebedi temsil görevi verelim olsun bitsin. Böylece annemizin ligi efendice oynanır.
Bu arada taraftara da bir çift sözümüz olacak: Fenerbahçeliler, Denizlinin istifasını istemekten vazgeçsinler... Denizli değil, kim gelse yüksek yerlerde verilmiş/verilecek kararları zaten değiştiremeyecek. Ya da Beşiktaşlılar... Son yedi maçta iyi bir çıkış yakaladık, averajla lider olduk gibi laflarla havaya girmeyin. Aksi takdirde, ilerleyen haftalarda hakemlerimizin göstereceği yüksek performansla birlikte yaşayacağınız hayalkırıklığı daha ağır olur. Gerçeği kabul edin.
Evet, anlaşılan o ki, yapacak fazla bir şey yok. Dün Zafer Önder İpek, bugün Selçuk Dereli, yarın kim bilir kim... Ve televizyon programlarında aynı kerli ferli -her şeyi bilen- adamlar, efendim, hakem de insandır, hata yapabilir... İyi niyetinden kuşku duymayalım... falan filan... diyecekler. Biz de şimdi şöyle mi diyelim: Efendim, taraftar da insandır, hata yapabilir... Arada bir ağzını bozar, nadiren de olsa sahaya girer... Ama iyi niyetinden kuşku duymayalım. Hatta bunu bir nevi sivil toplum tepkisi olarak görelim!
Not (1): Bir gün önce kar fırtınasına maruz kalan Yozgat Stadının ertesi gün futbol oynamaya müsait hale getirildiğini gördüğümüzde, kendi kendimize sormadan edemedik: Geçen hafta aynı çaba, Kocaelispor maçı için neden Sami Yende gösterilmedi? İlle de maçı erteletme çabasının GSnin Erzurum sendromu ile ilgisi olabilir mi? İlgililerin saat henüz 13.00te gözyaşartıcı bir eliçabuklukla erteleme kararı almaları, bir nevi yangından mal kaçırma telaşı mıydı?
Not (2): Şimdi bu yazının ardından GSli internet kullanıcılarından -ihtimal ki, bir miktar mail alacağız. Bir kısmının akrabalık ilişkisi içinde olduğumuz insanları hedef alacağını da biliyoruz. Sadece şunu demekle yetiniyoruz: Arkadaşlar, yukarda sözünü ettiğimiz pozisyonları seyredip elinizi vicdanınıza koyun!
| |