|
|
20 Aralık Arjantinde, sosyal sonuçlara neden olmaya başlayan ekonomik kriz için, ekonomistler göz göre göre kriz tanımlamasını kullanıyorlar. Arjantinin yaptığı yanlışlar, diğer gelişmekte olan ülkeler için de iyi bir örnek teşkil ediyor. Arjantinde, halkı talana kadar götüren gelişmeler, son 10 yıl içinde uygulanan ve bir türlü kalıcı çözüm sağlayamayan önlemlerden kaynaklanıyor. |
Yolsuzlukların yoğun bir şekilde devam etmesi, Uluslararası Para Fonunun (IMF) Para Kurulu modelinde ısrar etmesi, küresel ekonomideki durgunluk, ekonominin sıcak para girişine bağımlı kalması, altyapısız, yanlış ve hızlı özelleştirme, Arjantinde 3 yıldan buyana devam eden krizin daha da derinleşmesine neden oldu. Arjantin hükümeti istifa etti BİR ZAMANLAR GÖZ BEBEĞİYDİ IMFnin, bir dönem için göz bebeği olan Arjantinde enflasyon 1989 yılında yüzde 3 bin 80, 1990da ise yüzde 20 bin 266 olarak gerçekleşmişti. Bunun üzerine Nisan 1991de Arjantin, parasını dolara endekslemiş ve Ocak 1992de parasından dört sıfır silerek yeni para birimi Pesoyu piyasaya sürmüştü. Pesonun değerini ABD Dolarına eşitlemiş ve değerini korumak için elinde ne kadar dolar varsa, o kadar para basmayı kabullenmişti. 1994 yılına gelindiğinde enflasyon yüzde 4, 1995 yılında yüzde 2ler seviyesine indirildi. Arjantin, 1980li yıllarda kabusu olan kronik hiper enflasyondan kurtulmasına kurtulmuştu fakat, bu kez de, bu programın sosyal sonuçları ortaya çıkmaya başlamıştı. Yeniden yapılanma sürecinde Arjantin, 1990 yılında vergi reformu, özelleştirme ve kamu sektörü reformundan oluşan bir reform paketini de uygulamaya soktu. Cavallo dönemi bitti, yeni aday Kiguel ÖZELLEŞTİRME HIZLI GİTTİ Arjantin, yabancı sermayeden daha çok pay kapabilmek için, IMF ve Dünya Bankasının tavsiyeleri doğrultusunda, rekor düzeyde bir özelleştirme sürecine başladı. Özelleştirme, hiçbir hukuki altyapısı sağlanmadan, tüm kuruluşların kutsal veya stratejik sayılmadan satıldığı bir politikayla gerçekleştirildi. Altyapısız ve bağımsız denetimsiz yapılan bu özelleştirme sonucunda, özelleştirmeden elde edilmesi beklenen, serbest rekabet, üretim-verimlilik artışı, uygun fiyat ve kalite sağlanamazken, fiyatlar arttı ve denetimsiz karteller oluşmaya başladı. SICAK PARA GİRİŞİ REKOR DÜZEYE ULAŞTI Yabancı sermaye, özellikle de sıcak para olarak isimlendirilen kısa vadeli sermaye girişi rekor düzeylere ulaştı. Örnek verecek olursak, Türkiyeye, 1990-2000 yılları arasında yaklaşık olarak toplam 10 milyar dolar doğrudan yabancı sermaye girerken, Arjantine 80 milyar dolar doğrudan yabancı sermaye, yaklaşık 150 milyar dolar da sıcak para girişi oldu. Doğrudan yabancı sermayenin girişi de ağırlıklı olarak mali sektörle sınırlı kaldı. Sıcak paranın tabiatı gereği, Meksikada, Asyada ve Rusyada meydana gelen krizler, Arjantin ekonomisindeki dengeleri temelinden bozdu. YOLSUZLUKLAR Parasal büyümeye endeksli ve reel üretime dayanmayan Arjantinde, hızlı gelişmenin altyapısı olmadan sağlanması nedeniyle, toplumsal değer yargıları kayboldu ve rüşvetle yolsuzluk yaygın bir duruma geldi. Özelleştirmede rekor kıran Arjantin, uluslararası yolsuzluk endekslerinde de, Türkiyeden çok daha ileride ve yolsuzlukların daha yaygın olduğu ülkeler kategorisinde yer alıyor. Yıllarca süren kemer sıkma politikaları, artan işsizlik ve insanların umutlarını kaybetmesi, yolsuzlukların artmasında en önemli unsurlar oldu. 1989da yüzde 6 olan ortalama işsizlik oranı daha sonra yüzde 17ye fırladı. Ülkenin bazı yerlerinde işsizlik oranı, yüzde 40lara kadar yükseliyor. CAVALLO ÇARE OLAMADI Arjantinde büyük umutlarla işbaşına getirilen süper ekonomi bakanı Domingo Cavallo, ülkedeki krizi aşabilmek için her yolu denediyse de başarılı olamadı. Arjantin ekonomisi için iç ve dış piyasalarda güven bunalımının kronik hale gelmesi, alınan istikrar tedbirlerinin işsizlik başta olmak üzere sosyal sonuçlara neden olması, Cavallonun hedef adam olmasına neden oldu. IMF: Arjantin krizi yayılmaz Cavallo, göreve geldiğinden buyana her türlü ekonomik yöntemi denedi. Bütçe ve kamu gelirlerini artırıcı ve ekonomik durgunluktan çıkıp, rekabet artışı yoluyla canlanma sağlayıcı tedbirler açıkladı. Yatırım mallarında katma değer vergisi oranı yüzde 21den yüzde 10.5e indirdi, KDV istisnası sadece toplu taşım, eğitim ve kitaplarla sınırlandırıldı, medya yayınları, kablolu televizyon, tiyatro, sinema ve uzak mesafe ulaştırması yüzde 21 KDVye tabi tutuldu. MENKUL KIYMETE VERGİ Eskiden vergiden muaf olan menkul kıymet satışlarına yüzde 15 vergi konuldu, mali işlemlerden alınan vergi oranı binde 2.5den binde 4e yükseltildi. Vergi ödeme ve toplama sistemlerini, kaçakları önlemek için yeniden yapılandırdı. Kamu harcamalarındaki kesinti 700 milyon dolardan 900 milyon dolara yükseltmeyi hedefledi. 32 milyar dolarlık dış borcu olan ve kısa vadeli borç sarmalını aşabilmek için borç takasını gerçekleştiren Cavollonun bir tek denemediği develüasyon ve moratoryum seçenekleri kalmıştı. Döviz rezervleri 15 milyar dolar düzeylerine indi. Cavallo, ülkenin sosyal istikrarsızlığa girmesi nedeniyle istifa yolunu seçti. İstifası da bugün kabul edildi. IMF DESTEK VERMİYOR Arjantinde, ekonomik reformların gerçekleştirilememesi ve yarıda bırakılması, yolsuzluğun artış göstermesi, IMFnin kredi dilimlerini dondurmasına neden oldu. Bu ay içindeki 900 milyon dolar düzeyindeki vadesi gelen borçlarını iç kaynaklarla ödeyen Arjantin, IMFden 1.3 milyar dolarlık kredi dilimini alamadığı için çok sıkışık bir durumda kaldı. Arjantinin, dış borç taksitlerini düzenli olarak ödeyebilmek için gelecek yıl Nisan ayına kadar 8 milyar dolar bulması gerekiyor. Ülkenin, dış kaynak yerine, mali yükümlülüklerini iç kaynaklarla ödemesi halkı daha da bunalttı. Sabit kur politikasını, bir yıl öncesine kadar şiddetle öneren IMF, Türkiyede, çıpa uygulamasının ardından meydana gelen iki krizin ardından, Arjantinin de Para Kurulu uygulamasından vazgeçip, Türkiye gibi kurunu dalgalanmaya bırakmasını istiyor. IMFnin, Yeni İflas Planı Arjantine yetiştirmesinin çok zor olacağından hareketle, yeni köklü ekonomik reformlar karşılığında, bu ülkeye acil kredi açabileceği kaydediliyor. FİNANS KURUMLARI SUÇLANIYOR Bazı ekonomistler, Arjantindeki krizlerden uluslararası kuruluşları sorumlu tutarak, IMF ve Dünya Bankası gibi, küresel ekonomiyi düzenleyen kuruluşların, ülke ve bölge farklılıkları ile toplumsal ihtiyaçları gözardı eden yaklaşımlarının Arjantin gibi ülkelerde kriz meydana getirdiğini savunuyorlar. Diğer ekonomistler ise devlet yönetimindeki anlayış değişmeden, ekonomik krizlerin de önüne geçilemeyeceğini, bu nedenle, gelişmekte olan ülkelerin yapısal reformlarını yarıda bırakmayıp mutlaka tamamlanması gerektiğini, reel ekonomiye dayalı büyümenin amaç edilmesi gerektiğini de kaydediyorlar. Bütün bunlar devam ederken, Arjantinde halkın, ekonomik bunalım nedeniyle sokaklara dökülmesi ve mağazaları talan ederek ayaklanması üzerine Devlet Başkanı Fernando de la Rua, 30 günlük sıkıyönetim ilan etti. | |||||||||
Bankaların kara tahtaları siliniyor | |||
|
|||||||||||||||||
|
|||||||||||||||||
Ana Sayfa | Güncel | Dünya | Ekonomi | Sağlık | Yaşam | Teknoloji | Kültür & Sanat | Spor | Hava Durumu | Haber Özetleri | Arama | NTVMSNBC Hakkında | Yardım | Spor Yardım | Tüm Haberler | Araçlar | NTVMSNBC Reklam Seçenekleri | Hukuki Şartlar & Gizlilik Hakları |
|||||||||||||||||